Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

EMEK/SINIF/HALK

"PKK, bu yeni gruplar aracılığıyla milyon dolarlar aktardı"

TERÖRÜN FİNANSMANINI ÖNLEMEK Mİ?, FİNANSIN TERÖRÜNÜ SAĞLAMLAŞTIRMAK MI? Bu arada PKK’nin ABD’deki faaliyetlerinin arttığından ve farkl...

TERÖRÜN FİNANSMANINI ÖNLEMEK Mİ?, FİNANSIN TERÖRÜNÜ SAĞLAMLAŞTIRMAK MI?

Bu arada PKK’nin ABD’deki faaliyetlerinin arttığından ve farklılaştığından şikayet ediyor John Quirk; “sadece silah ve bomba satın almak için kullanıyorlardı önceden. Şimdi ise birtakım Kürt gruplarını eğitmek içim kullanıyorlar. Son 18 ay içerisinde PKK, bu yeni oluşturduğu gruplar aracılığıyla milyon dolarlar aktardı”

7 Şubat günü TBMM, “Terörün Finansmanı Yasasını” oy çokluğuyla kabul ederek yasalaştırdı, Abdullah Gül de 15 Şubat’ta onayladı. Artık Terörle Mücadele Kanunu kapsamında terör suçu[1] olarak kabul edilen fiillerin gerçekleştirilmesi amacıyla fon sağlanması ve toplanması yasak olacak. Belli bir fiille ilişkilendirmesine bile gerek kalmadan terör örgütlerine fon sağlayan kişiler, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak ve mal varlıkları dondurulabilecek.
Görülen bu haliyle ve zamanlamasıyla, PKK ile müzakerelere oturan AKP hükümetinin masaya koyduğu enstrümanlardan biri olduğu değerlendirilmesi rahatlıkla yapılabilir. Yani bir taraftan pazarlık yaparken diğer taraftan da pazarlık gücünü arttıracak, tıpkı Kandil’in bombalanması gibi yeni bir baskı aracı olarak görülebilir. Kuşkusuz böyle bir yasanın, Kandil’in bombalanmasından ya da binlerce KCK üyesinin cezaevlerine doldurulmasından daha farklı sonuçları olacaktır. Artık Kürt Hareketini doğrudan destekleyen ya da doğrudan olmasa bile dolaylı olarak ilişki içinde bulunan hatta bırakın bunları ekonomik rekabet içinde bulunduğu diğer rakiplerinin ihbarlarıyla böylesi bir durum içinde kendisini bulabilecek herkes potansiyel tehdit altında. Dolayısıyla bölgede iş yapsın ya da yapmasın bütün şirketler, kiminle iş yaptığı konusunda “istihbarat çalışması” da yapmak zorundalar. Böylesi bir durum AKP’ye hem PKK’yi “sıkıştırma” olanağı sağlarken hem de işadamları arasında “tercih” yapma avantajı getirecek.
Bu yasa aslında Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) baskısı ile bütün dünyaya yayılan bir yasa. Asıl olarak da ABD’nin lafını geçirebildiklerine. Avrupa ülkeleri ise bu yasayı kabul etmiş değiller.
Pekiyi, durum sadece bu kadarla sınırlı mı? Bu enstrümanı AKP’nin zihni sinir danışmanları mı keşfetti acaba? Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yasanın iç hukukta uygulanmayacağını söyleme gereğini neden duyuyor? “Biz kimsenin maşası, taşeronu değiliz” diyen Tayyip Erdoğan bu lafı yiyebilir mi?
Aynı günlerde Türkiye’nin ABD’den bir konuğu vardı; John Quirk, CIA Ortadoğu Finans İstihbarat Sorumlusu. Bu zat, Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Eğitim Merkezi’nin (CEDS) Öğretim Görevlisi olarak İstanbul’da bulunuyordu. Ve İstanbul Ticaret Üniversitesi ile Paris Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği, Türk[2] iş adamları ve diplomatlarına yönelik hazırladığı eğitim programında bir dizi “ders verdi”. Derslerin tek bir amacı vardı, Türk iş adamlarının hayatına yeni bir kavramı sokmak; Kurumsal İstihbarat.
Diyor ki CIA Sorumlusu John Quirk; “Müşteriniz 10 bin parça mal sipariş ediyorsa, ‘bu siparişin parasını ödeyebilecek mi’ sorusunun cevabını bilmek istemez misiniz? Ya da  şirketinizde yeni biri işe giriyorsa, onun rakibinizin muhbiri olup olmadığını öğrenmek istemez misiniz? Kurumsal istihbarat alanında iyi olabilmeniz için iyi bir finansal istihbarat departmanınızın olması gerekiyor. Bence bu yasa bu anlamda çok iyi bir yasa.”
Bu arada PKK’nin ABD’deki faaliyetlerinin arttığından ve farklılaştığından şikayet ediyor John Quirk; “sadece silah ve bomba satın almak için kullanıyorlardı önceden. Şimdi ise birtakım Kürt gruplarını eğitmek içim kullanıyorlar. Son 18 ay içerisinde PKK, bu yeni oluşturduğu gruplar aracılığıyla milyon dolarlar aktardı.”
Bu arada hatırlamak gerekir ki PKK, ABD’nin oluşturduğu, içerisinde El-Kaide gibi örgütlerin yer aldığı terör listesinde artık yer almıyor. Ama John Quirk AKP’ye yol da gösteriyor; “bundan sonra Türkiye’nin, bu listeye PKK’yı da ekletmek için eli güçlü, bunun için de bu para kaynaklarının cephedeki Kürt gruplarına gittiğini kanıtlamak gerekiyor”.
Böylece ABD, AKP eliyle hem kendi topraklarından çıkan parayı kontrol altına almış olacak hem de (bundan daha da önemli olan) bölgede iş yapan şirketler[3] üzerinde biraz tehdit, biraz korkuyla tam bir denetim sağlamış olacak, finans terörünü kullanarak.
URAL KÖROĞLU-SENDİKA.ORG

[1] Bir halkı korkutmak, sindirmek ya da bir hükümeti, uluslararası bir kuruluşu herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye veya gerçekleştirmekten kaçınmaya zorlamak amacıyla, kasten öldürme veya ağır yaralama fiilleri.
[2] Kürt değil.
[3] 2012 yılında Türkiye’nin Irak’a ihracatı yüzde 30 artarak 10.7 milyar dolara çıktı. Türkiye çıkışlı 1500 civarında şirket Kuzey Irak’ta faaliyet sürdürüyor. Ama artık hepsi Türkiye’nin, daha doğrusu ABD’nin gözetiminde ve elbette istihbarat tetikçisi işlevinde olacak.

SON YAZIDAN