Elazığspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, The Times gazetesinde yer alan ve "hayali üstünlük duygularına sahip hakemler" gibi bir yargı içeren araştırmayla ilgili Serhat Ramay'a açıklamalarda bulundu.
Bugün BBC Türkçe servisinde, İngiliz The Times gazetesine dayandırılan ve hakemleri konu alan şöyle bir haber vardı günlük basın özetlerinde: İngiltere'deki futbol hakemleri üzerinde yapılan bir araştırma dikkat çekiyor. Çünkü araştırma, hakemlerin 'hayali üstünlük duygularına sahip olduğu' ve kabiliyetlerine aşırı güven duydukları sonucuna varıyor. Herkesten daha üstün olduklarına inanmaya eğilimliler.
Northumbria Üniversitesi'ndeki araştırmayı yapan ekipten Dr. Melissa Anderson, "Futbolcular da, teknik direktörler de kendi evinde oynamanın bazı avantajları olduğunu söylüyordu. Hakemlerse maçtaki tüm dış etkilerden muaf olduklarını düşünüyorlardı" diyor.

Girizgahı biraz uzun tutmak zorunda kaldım kusura bakmayın. Hakemler ‘hayali üstünlük duygularıyla’ bazen hülyalara dalıyor olabilirler mi? Bu sezon Nurullah Sağlam, Ertuğrul Sağlam, siz ve en son da Fatih Terim tribüne gönderildi. Sahanın tek akil insanı var o da orta hakem. En azından hakemler böyle düşünüyor gibi. Hakemler gerçekten hayal dünyasında mı? Onlarla teknik direktörler arasındaki ezeli iktidar mücadelesinde düdüğü hep hakemler çalıyor.

Varılan çıkarım bana da inandırıcı geldi. Hakem kararını kimsenin değiştirme şansı yok bir kere. O kararını verdiğinde sanki dünya durur. Hakim karar verdiğindeyse bir temyiz yolu var en azından. Bu türden bir dokunulmazlığı olan bir meslekte hakemlerin ‘hayali bir üstünlük duygusu’ edinmiş olmaları çok normal. Tabii çalınan düdüklerde kasıt unsuru ortaya çıkıyor. Çünkü menfaat boyutu çok yüksek bir iş yapıyoruz. Hani bir laf vardır “Her insanın bir fiyatı vardır” diye. İnsanın yoldan çıkması için son derece uygun koşullar var futbolda. Kimse evliyalık taslamasın. Herkesin hata yapabildiği bir dünyada biz bir oyun oynuyoruz. Futbol bana sorarsanız zaten yaşamın oyunsallaşmış biçimidir. Nasıl ki bu dünyada cennet ve cehennem inancı var. İyiler cennete, kötüler cehenneme gidiyor. Bu ayrımda elbette temel ölçülerden biri kasıt. Bilerek, kasıtlı şekilde kötü yönetim gösteren hakemin de gideceği yer cehennem olacaktır. Tabii hepimiz insanız ve hataya müsait varlıklarız. Kasıt olmaksızın hatada bulunan hakemler de affedilmeli. “Adalet herkes için varsa…” söylemi son dönemde yeniden moda oldu. Maalesef Türkiye’de böyle yapılmıyor. Bizim Tahkim Kurulumuz, Profesoynel Futbol Disiplin Kurulumuzun kuralları herkese eşit olarak uyguladıklarını göstermeliler. Türkiye’deki futbol yönetimi maalesef hep güçten yana olmuştur. Kararlar renklere göre verilir hep kurallara değil. Adalet çok önemli. Futbolda ne medya ne teknik direktör ne de futbolcu birbirine güveniyor. Yöneticiler de dahil. Sahte bir gülümseme, yalandan bir samimiyetle herkes bir tiyatro ortaya koyuyor. Yalancılık tiyatrosu ortaya koyuyor.
Daha yeni Daha eski