Peki ya amacı? Eh, anlamak basit “toplumsal olaylar” ! Çok basit bir akıl yürütmesi daha geliyor. Bunu ben tanımlamıyorum, resmi mi resmi bir kaynaktan gelsin: isim Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı (TDK)
Evet insan. Toplumsal bir varlık olan bir insanın, bu “araçla” karşılaşmaması için doğasına aykırı davranması gerekiyor. Yani toplum halinde yaşamayacak (nasıl olacaksa) , düşünmemeye ve konuşmamaya çalışacak, mümkünse evreni bütün olarak kavramayacak. Değiştirmeyecek ve biçimlendirmeyecek.
Aksi takdirde karşısında bu sevimli su deposunu bulabilir! TOMA’lar, bir biber gazı kadar ünlü değil. Yükte de pahada da ağır olmasına rağmen… Zannımca ismiyle de cismiyle de biber gazından daha ideolojik bir yerde duruyor. Kendisi bugün (7 Nisan) İstiklal Caddesi’nde Emek Sineması’na sahip çıkmak isteyen sinemaseverlerin karşısındaydı. Daha öncesinde Diyarbakır’da bir genci ezmişti. Bir gün “Harçlara hayır” diyen bizler karşılaşmıştık, başka bir gün “Derelerimi sattırmam” diyen Karadenizliler. Ülkenin dört bir yanına, “toplumsal olana” müdahale etmek için koşturdu durdu TOMA.
Bugün Emek Sineması’nın önündeki insanlara yine TOMA’larla müdahale edildi. Plan şuydu: İstanbul’un bir bir yıkılan veya AKP’lilerin deyimi ile “dönüştürülen” sinemaları ve tiyatrolarına eklenecek, alışveriş merkezlerinin yürüyen merdiveniyle çıkacağınız bir katında bir “isim” olarak duracaktı EMEK. Buna “Hayır!” demek ne haddinizeydi? Ey insan! AKP sana demedi mi düşünmemeye ve konuşmamaya çalış! Haydi yaptın diyelim, bir araya gelme! Aman gelme!
Tekrarlıyorum. Emek Sineması’nın önündeki insanlara, Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı ile “müdahale edildi.” Mantık bir kez daha durdu. İnsan insanlığını yapmasaydı, tüm bunlar belki de olmazdı.
Siz sanatı ne için yapıyorsunuz kuzum?
Tayyip Erdoğan sanat konusunda pek az konuşur. Konuştuğundaysa gündem olur. Tayyip Erdoğan, “toplum” kelimesini çok az kullanır. Bu bilinçli bir tercihtir. Erdoğan’ın favorisi “benim milletim”dir. TDK “millet”i en özet haliyle “Benzer özellikleri olan topluluk” diye tanımlıyor. Erdoğan’ın ideal “benim milletim”i ise, benzer özellikleri olan ve az önce yukarıda saydığım insan olmanın hiçbir koşulunu yerine getiremeyen bir noktada duruyor.
Tayyip Erdoğan sanat konusunda pek az konuşur. Tayyip Erdoğan “toplum”dan uzak durur. Fakat, 2012’nin bir bahar ayında Erdoğan’ın ağzından bir tane “toplum” kaçıverdi. Tiyatroların özelleştirilmesi ile ilgili tepki gösterenleri eleştiriyordu Erdoğan: “Bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanatı sanat için yaparlar.”
Hayır, lise bilgilerimizi sınamaktan öteydi dedikleri. AKP tipi bir sanat anlayışından bahsediyordu başbakan. Toplum için! Bugün İstiklal Caddesi’nde ise Erdoğan’ın toplumu, Erdoğan’ın sanatıyla buluştu ve insanların üzerine su olup yağdı. Toplumsal olay, toplumcu bir sanat eseri olan TOMA ile çözüldü.
AKP’nin en “toplumcu sanatsal” ifadesi oldu yine: Faşizm.
BİRCAN BİROL-KOLEKTİFLER.NET
