Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

8 yaşındaki Reyhanlılı çocuktan Erdoğan'a ağır sözler!

11 Mayıs'taki patlamadan sonra mayın tarlası haline gelen Reyhanlı sokaklarında her geçen gün yerel halkı huzursuz eden, genelde a...

11 Mayıs'taki patlamadan sonra mayın tarlası haline gelen Reyhanlı sokaklarında her geçen gün yerel halkı huzursuz eden, genelde açık olan ev kapılarının artık kapanmasına neden olan olaylar artıyor. 8 yaşındaki Reyhanlılı bir çocuğun Erdoğan'a yönelik sözleri ise, dehşeti çocukların gözünden anlatıyor.
Reyhanlı halkı patlamadan hemen sonra ortalıktan kaybolan Suriyelilerin, yeniden ortalığa çıktığını söylüyor. Tüm bu yaşananların şahitleri çocuklar ise günlüklerinde AKP'nin kirli savaş politikasının kendince 'notunu veriyor'
Konuştuğumuz bir Reyhanlı sakininin anlattıklarına göre resmi kıyafetli polis memurları bugünlerde evleri gezip tek tek "Bu evde Suriyeli var mı? Ne zaman gittiler? Toptan mı gittiler? Yanlarına eşya aldılar mı? Taşındılar mı? Toparlanarak mı gittiler?" gibi sorular soruyor.
Çocuklardan Tayyip'e not!
Tüm bu yaşananların en küçük ama en derinden etkilenen şahitleri ise çocuklar...
Gözlerini açtıklarından itibaren bahçe ve ev kapılarının açık olmasına, mahallelerde özgürce koşmaya, komşunun damından, öbürünün balkonuna atlayıp kimseye sormadan, izin almadan meyve yemeye alışan çocuklar artık kapalı kapıların arkasında, kapalı bir dünyada yaşamaya alışmaya zorlanıyorlar.
Anne-babalar çocuklarına tek başına telefonları açmamalarını, kapıya çıkmamalarını tembihliyor. Çünkü bugünlerde kimse Reyhanlı'da ne olacağını bilemiyor. Tedirginlik devam ediyor.
İşte, Reyhanlı patlamasından sonra büyüyünce Başbakan olma hayali kuran, memleketin halini hiç beğenmediğini söyleyen , eskiden Reyhanlı'nın en huzurlu ve güzel mahallelerinden birinde yaşayan 8 yaşındaki kız çocuğunun AKP'ye verdiği not:
"TV'de yayını kestin; pisliğin ortaya çıkmasın diye mi?"
"Ne Tayyip ne! Suriyelileri getirdin. Şimdi de dövülüyorlar. Reyhanlı belediyesine bomba atıldı. Amerika'ya gittin. Ölüler 100'ü geçti. Bir başsağlığı dilemedin. Amerika'da 2 ölü oldu. Başsağlığı diledin. Böyle mi olur, böyle mi? Televizyonlarda yayını kestin, pisliğin ortaya çıkmasın diye mi?"
Meryem Yıldırım (soL)