Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

‘İnsanların üzerine doğrudan atılan gaz bombaları, ateşli bir silah olarak kullanıldı’

TTB, İTO ve Adli Tıp Uzmanları İstanbul’da 1 Mayıs günü polisin emekçilere yönelik uyguladığı şiddeti bir basın açıklaması yaparak tepk...

TTB, İTO ve Adli Tıp Uzmanları İstanbul’da 1 Mayıs günü polisin emekçilere yönelik uyguladığı şiddeti bir basın açıklaması yaparak tepki gösterdi. Biber gazı ve gaz bombaları kimyasal etkilerinin yanı sıra ateşli bir silah olarak da kullanıldığına dikkat çekilen açıklamada “Gaz bombaları insanların üzerine doğrudan atıldı, acımasızca, insan hayatı yok sayılarak ateş edildi” denildi
besiktas
Polis 1 Mayıs günü Beşiktaş’ta bir araya gelerek Taksim Meydanı’na çıkmak isteyen emekçilere doğrudan nişan alarak gaz bombası attı.
Türk Tabipler Birliği (TTB), İstanbul Tabip Odası (İTO) ve Adli Tıp Uzmanları 1 Mayıs Mücadele  Birlik ve Dayanışma Günü’nde İstanbul’da devlet güçlerince emekçilere uygulanan şiddeti bir basın açıklaması yaparak kınadı.
Basın toplantısının gerçekleştiği İTO’da polisin kullandığı biber gazı ve gaz bombalarının caddelerden toplanan örnekleri de “AKP’nin İleri Demokrasi Araçları” adıyla sergilendi.
Toplantıda ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan konuşmasına, 1 Mayıs’ta yaşanan devlet terörünü yansıtan ve tüm dünyanın bu dehşete tanık olmasını sağlayan basın mensuplarına teşekkür ederek başladı. Aktan sözlerine şöyle devam etti:
Hükümet 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamamıza inşaat çukurunu gerekçe göstererek izin vermedi. Taksim’in simgesel önemini anlattık, güvenliğin sağlanması için çeşitli öneriler sunduk. Ancak uzlaşma zemini sağlanmadı, adeta bu olayların yaşanması istendi. Kutlamalar Taksim’de yapılsaydı bunca insanın zarar görmesi, yaralanması, hayati tehlikeyle karşı karşıya olması söz konusu bile olmayacaktı. İstanbul Valisi’nin 1 Mayıs öncesindeki tavrı, 1 Mayıs’ta yaşattıkları ve 1 Mayıs sonrası yaptığı açıklamalarla maalesef tarihin kara sayfalarına adını yazdırdı. 1 Mayıs’ta İstanbul’da kimyasal bir savaş yaşandı. TTB olarak biber gazı ve gaz bombalarının sağlığa olumsuz etkilerini, öldürücü olabileceğini daha önce defalarca dile getirdik, bilimsel raporlar yayınladık. Ancak bu sene biber gazı ve gaz bombaları kimyasal etkilerinin yanı sıra ateşli bir silah olarak da kullanıldı. İnsanların üzerine doğrudan atıldı, acımasızca, insan hayatı yok sayılarak ateş edildi. Böyle bir 1 Mayıs’ı bir daha yaşamak istemiyoruz. 1 Mayıs’ları emeğin birlik ve dayanışma günü olarak coşkuyla kutlamak istiyoruz.”
Aktan’ın ardından TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Osman Öztürk söz aldı. Polisin kullandığı biber gazı ve gaz bombası örneklerini işaret eden Dr. Öztürk ise şunları söyledi:
Bizler doktoruz. Yanımızda steteskop, tansiyon aleti vb. araçlar olmalı ama bugün ne yazık ki sizlere biber gazı kapsüllerini sergiliyoruz. Bu tablo AKP’nin eseridir. Bu seneki 1 Mayıs’larda amacın sadece insanları dağıtmak olmadığını kullanılan araçlara bakarak görebiliyoruz. Bu sene Hükümet ve Valiliğin amacı öldüresiye saldırmaktı. Bırakın yürümeyi, 5 kişinin bir araya gelmesine dahi izin vermemekti. Gaz bombaları özellikle kanisterler (üzerlerinde ’45 derecelik açıyla atılması’ uyarısı bulunmasına rağmen) insanlara doğrudan nişan alınarak, ateşli bir silah olarak kullanıldı. Atılan gaz bombaları arasında son kullanma tarihi geçenler dahi vardı. Valilik dünya biber gazı kullanma rekorunu kırdı. İstanbul halkı Vali Hüseyin Mutlu’yu ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ı ‘Gazcı Kardeşler’ olarak anacak artık”
Dr. Osman Öztürk’ün açıklamasının ardından söz alan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören ise şunları dile getirdi:
Hem İstanbul Tabip Odası Başkanı olarak hem de olayın bizzat mağduru olmuş bir kişi olarak yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Sağlık emekçileri olarak diğer emekçilerle 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere oradaydık. Katılımcılar daha yeni yeni toplanmaya başladığı sıralarda, sabahın çok erken saatlerinden itibaren gaz bombalı, tazyikli sulu müdahale başladı. Vali Bey’in anlattıklarıyla benim tanık olduğum olayların hiçbir benzerliği yok. Orada devlet eliyle insanlık suçu işlenmiştir. Son derece orantısız, öldürmek amacıyla biber gazı ve gaz bombası kullanılmıştır. Gaz bombalarından biri yanımda patladı. Sağlıklı bir insan olmama rağmen, soluksuz kaldım ve öleceğimi düşündüm. Astımlı ya da kalp hastası insanların durumu çok daha vahimdi. Biz hekimler olarak bu silahların kimyasal etkilerini bilimsel olarak ortaya koymuştuk ancak bu kez yaşayarak da gördük. Bu devlet terörünün hesabının verilmesi gerekir.”
Basın açıklamasında son olarak Adli Tıp Uzmanları Derneği adına konuşan Dr. Ümit Ünüvar i1 Mayıs’ta İstanbul halkının yaşam hakkı, sağlık hizmetine erişim hakkı, seyahat özgürlüğü ve konut dokunulmazlığı ihlal edildiğini dile getirerek şöyle devam etti:
Birçok insanımız ciddi yaralanmalarla hastanelere kaldırıldı. Kullanılan gazın kimyasal, toksik etkilerine maruz kaldı. Hopa’da Metin Lokumcu, Taksim’de İbrahim Sevindik, Yalova’da Çayan Birben biber gazının etkisiyle hayatını yitirdi hatırlarsanız. Biz TTB, İstanbul Tabip Odası ve ATUD olarak bu silahların toksik ve öldürücü etkilerinin olduğunu defalarca dile getirdik, 2011’de konuyla ilgili bir rapor yayınladık. Ancak ne yazık ki 1 Mayıs’ta genç, yaşlı binlerce insan, mahalle aralarına dek kullanılan bu gazlara maruz bırakıldı. Bu gazların kullanım yoğunluğu bile müdahalenin orantısızlığını ortaya koyuyor. Uygulamalar hukuk dışıdır, keyfidir ve hesabı verilmelidir”