Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Onbaşı'nın hayatı 198 lira

Hatay’ın Serinyol ilçesinde askerliğini yaparken komutanının dövmesi sonucu kalp krizi geçirerek ölen onbaşı Latif Terli'nin ailesin...

Hatay’ın Serinyol ilçesinde askerliğini yaparken komutanının dövmesi sonucu kalp krizi geçirerek ölen onbaşı Latif Terli'nin ailesinin açtığı davada şok bir karar çıktı. Mahkeme askeri döven komutana 198 lira para cezası verdi.

Kahramanmaraş’ta özel bir şirkette elektrikçi olarak çalışan Latif Terli, vatani görevini yapmak üzere 1984’e 4 tertip olarak Ankara Etimesgut Tankçı Tugayı’na gitti. Burada acemi eğitimini alan Terli, 2005 yılının Mart ayında Hatay’ın Serinyol ilçesine dağıtım oldu. Terli, 5 Temmuz 2005 tarihinde kalp krizi geçirdi ve Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Ardından GATA’ya gönderilen Terli, burada da 8 ay yatağa mahkum olarak hayat mücadelesini sürdürse de terhis olduğu günün ertesinde hayatını kaybetti.

ESRARENGİZ TELEFON

Olayın ardından acı haber aileye iletildi. İddiaya göre, bir süre sonra “Adım önemli değil annem” diyerek Hatice Terli’yi arayan bir kişi, “Oğlunuz dövülerek kalbine gelen tekme ile öldü. Komutanlar bu işi kapatmaya çalışıyor” dedi. Bunun üzerine harekete geçen aile, suç duyurusunda bulundu. Önce 6. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde, ardından da İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 7 yıl süren dava sonunda onbaşı Latif Terli’nin ölümüne neden olduğu öne sürülen çavuş H.Ç.’ye ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. H.Ç.’nin cezası daha sonra 198 TL para cezasına çevrilip ertelendi.

KARAR AİLEYİ KAHRETTİ

Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından da cezanın onanmasının ardından Terli ailesi, çocuklarının Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki asker arkadaşlarına ulaştı. Aile, yeniden hukuk mücadelesine başlamaya hazırlanırken, anne Hatice Terli, oğlunun fotoğraflarına sarılıp gözyaşı döktü. “Ben oğlumu bir kez bile iğne yaptırmadan sapasağlam askere gönderdim” diyerek ağıtlar yakan Terli, şöyle konuştu:
“Hastalıktan 3-4 gün sonraydı. İsimsiz bir telefon geldi. ‘Oğlunuz kalp krizi geçirmedi ben vicdan azabı çekiyorum’ diyen bir kişi, 10 kişinin oğlumun üzerine saldırdığını söyledi. Ben 19 yaşına getirmişim, elini kınalayarak peygamber ocağına yollamışım böyle mi olacaktı sonu? Ben ağlıyorum başka anneler ağlamasın. 7 senedir ağlıyorum ama başka anneler ağlamasın. İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz.”

EVE BEKLERKEN CENAZESİ GELDİ

Baba Tarık Terli de suçluların hak ettiği cezayı görmelerini istedi. Oğlunun teskeresini beklerken ölüm haberini aldıklarını dile getiren Terli, “Ankara’da 7 ay kaldı. Gittik geldik, işte günü bitti teskeresi geldiği gün haber geldi; ‘çocuğunuz vefat etti’ diye. Daha sonra otopsi yapıldı bir bayrağa sardık, aldık geldik. Biz teskeresini beklerken cenazesini aldık geldik. Bu çocuk 4 ay Etimesgut’ta kar tepeledi hiçbir şeyi yoktu. Buraya dağıtım oldu haftada gelirdi taş gibi çocuktu. Şimdi kalp krizi dediler. Herkes kalp krizi geçirebilir ama bunun bir sebebi var. Biz bunun aydınlığa çıkmasını istiyoruz. Suçlu varsa cezasını çeksin” diye konuştu.

'OLAYI KAPATMAZSAN, ASKERLİĞİN BİTMEZ DEDİ'

Latif Terli’nin tertibi olan Adem Ulutaş ise, olay günü yaşananları telefonda anlattı. Olayın kapatılması için kendilerine baskı yapıldığını iddia eden Ulutaş, şunları söyledi:

“Olay günü akşam saat 19.30 civarıydı. Biz 84’e 4 tertiptik. Nöbet değişimi vardı Latif de o gün nöbetçi onbaşıydı. Nöbet değişimindeki komutan bizim bölük çavuşunu çağırmıştı. O sırada Latif ile aralarında bir arbede oldu. Birbirlerine koştular. Bölük çavuşu Latif’e vurdu, Latif yere düştü. Ondan sonra birkaç kişi daha geldi ve Latif’e vurmaya baladılar ve Latif mosmor oldu. Biz o sırada ayırdık devlet hastanesine gittik; orada ‘öldü’ dediler. Bunun üzerine biz tekrar bölüğe döndük. Ondan sonra yemekhanede bir arbede daha oldu. Ben de Latif’e vuranlara vurdum, sinir krizi geçirdim ve hastaneye götürdüler. Sonrasını bilmiyorum ama diğer arkadaşların ifadelerini almışlar. Bazılarını başka yerlere gönderdiler. Ben eğer olayı kapatmazsam, benim kavga olayımı devreye sokacaklarını ve askerliğimin bitmeyeceğini söylediler. Ben vicdanen rahatsızım konuşmak istiyorum dedim ama, bölük komutanı üstü kapalı olarak ‘senin askerliğin bitmez’ diyerek hem benim yemekhanedeki davranışımı kapattı, hem de bu olayı kapattı.”

Terli’nin annesi ile konuşan Ulutaş, “Benim vicdanen bir sorumluluğum var, bunu yerine getirmek isterim” diyerek, bundan sonraki süreçte ailenin hukuk mücadelesine katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.