1 Mayıs’tan sonra İstiklal Caddesi’ni de yürüyüş ve basın
açıklamalarına kapatan AKP polisi, bugün de Deniz’leri anmak için
Dolmabahçe’ye yürümek isteyen öğrencilere saldırdı. Gençlik polis
saldırısını geri püskürterek Dolmabahçe’ye ulaştı. Padişahın yasağına
meydan okuyan gençlik Dolmabahçe önünde bir kez daha haykırdı:
“Denizlere sözümüz devrim olacak”
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilerek katledilmesinin 41. yılında Denizleri anmak ve AKP faşizmine meydan okumak için Galatasaray Meydanı’nda buluşma sözü veren gençlik Taksim’de polis ablukasıyla karşılaştı.
Dolmabahçe’ye yürümek isteyen Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti, Genç-Sen ve HDK Gençlik Meclisi’nden üniversitelileri ve Liseli Genç Umut, Dev-Lis, Liseli Kıvılcım, Liseli Öğrenci Birliği’nden liselileri polis bir araya getirmemeye çalıştı.
Eylemden saatler önce Galatasaray Lisesi önünde barikatları kuran polis gençliğe saldırmak için tüm hazırlıklarını tamamlamıştı.
İmam Adnan ve Mis Sokak’ta buluşan gençlik iki sokaktan çıkarak İstiklal Caddesi’nde birleşti. Gençlik sloganlarla Taksim Meydanı’na yürüdü. “Denizlere sözümüz devrim olacak” sloganları atan üniversite ve liselilere polis Taksim Meydanı’nda saldırdı.
Tazyikli su ve biber gazı saldırısının ardından gençlik iki gruba ayrıldı. İstiklal’de kalanlar polisin gazlı saldırısı ile çatışırken, meydana yürüyenler tazyikli su saldırısına karşı direndi. Yoğun biber gazı kullanımı nedeniyle Taksim gaza boğuldu. Kazancı Yokuşu’ndan aşağıya gençliği dağıtmak için koşan çevik kuvvet burada iki öğrenciyi gözaltına aldı.
O sırada saldırılara şahit olan bir kadın, polisin gözaltına aldığı öğrencinin kolundan tuttu ve “Alamazsınız izin vermem” dedi. Öğrencinin gözaltına alınmasına izin vermeyen kadın, öğrenciyi polisin gözaltına almaması için direndi. Otuz kişilik bir polis ekibinin gelmesiyle çıkan arbedede polisler iki öğrenciyi gözaltına aldı.
Bir süre sonra İTÜ Gümüşsuyu Yerleşkesi önünde bir araya gelen Öğrenci Kolektifleri, SGD, Liseli Geç Umut, Liseli Kıvılcım, SODAP’ın aralarında bulunduğu 100 üniversiteli ve liseli yolu trafiğe kapattı.
İstiklal Caddesi üzerinde kalan diğer grup ara sokaklardan çıkarak Gümüşsuyu Fakültesi’ne geldi. Sayısı bini aşan gençlik, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Denizlere sözümüz devrim olacak” sloganlarıyla bir kez daha yan yana geldi.
Gümüşsuyu’nda Dolmabahçe’ye doğru yürüyüş başladı. Gençliğe destek vermek için HDK Yürütme Kurulu Üyeleri, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve BDP Milletvekili Sebahat Tuncel yürüyüşteydi.
Dolmabahçe’ye inen İnönü Stadyumu’nun önünde polis, üniversiteli ve liselilere tekrar saldırdı. 1 Mayıs’ta olduğu gibi polis gaz bombalarını nişan alarak ateşledi.
Saldırı sırasında kafasına ve kaburgasına gaz bombası isabet eden iki üniversiteli arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldı.
Polisin saldırısının ardından Kabataş İskelesi önünde toplanan üniversiteliler Dolmabahçe’ye yürüdü. Öğrenciler adına Neval Kösedağı burada bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Denizler 41 yıl önce buraya nasıl geldiyse, bizde bugün buraya geldik.1 Mayıs’ta padişahın yasağına nasıl uymadıysak, bugün de uymadık.”
Basın açıklamasının ardından eylem sona erdi.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilerek katledilmesinin 41. yılında Denizleri anmak ve AKP faşizmine meydan okumak için Galatasaray Meydanı’nda buluşma sözü veren gençlik Taksim’de polis ablukasıyla karşılaştı.
Dolmabahçe’ye yürümek isteyen Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti, Genç-Sen ve HDK Gençlik Meclisi’nden üniversitelileri ve Liseli Genç Umut, Dev-Lis, Liseli Kıvılcım, Liseli Öğrenci Birliği’nden liselileri polis bir araya getirmemeye çalıştı.
Eylemden saatler önce Galatasaray Lisesi önünde barikatları kuran polis gençliğe saldırmak için tüm hazırlıklarını tamamlamıştı.
İmam Adnan ve Mis Sokak’ta buluşan gençlik iki sokaktan çıkarak İstiklal Caddesi’nde birleşti. Gençlik sloganlarla Taksim Meydanı’na yürüdü. “Denizlere sözümüz devrim olacak” sloganları atan üniversite ve liselilere polis Taksim Meydanı’nda saldırdı.
Tazyikli su ve biber gazı saldırısının ardından gençlik iki gruba ayrıldı. İstiklal’de kalanlar polisin gazlı saldırısı ile çatışırken, meydana yürüyenler tazyikli su saldırısına karşı direndi. Yoğun biber gazı kullanımı nedeniyle Taksim gaza boğuldu. Kazancı Yokuşu’ndan aşağıya gençliği dağıtmak için koşan çevik kuvvet burada iki öğrenciyi gözaltına aldı.
O sırada saldırılara şahit olan bir kadın, polisin gözaltına aldığı öğrencinin kolundan tuttu ve “Alamazsınız izin vermem” dedi. Öğrencinin gözaltına alınmasına izin vermeyen kadın, öğrenciyi polisin gözaltına almaması için direndi. Otuz kişilik bir polis ekibinin gelmesiyle çıkan arbedede polisler iki öğrenciyi gözaltına aldı.
Bir süre sonra İTÜ Gümüşsuyu Yerleşkesi önünde bir araya gelen Öğrenci Kolektifleri, SGD, Liseli Geç Umut, Liseli Kıvılcım, SODAP’ın aralarında bulunduğu 100 üniversiteli ve liseli yolu trafiğe kapattı.
İstiklal Caddesi üzerinde kalan diğer grup ara sokaklardan çıkarak Gümüşsuyu Fakültesi’ne geldi. Sayısı bini aşan gençlik, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Denizlere sözümüz devrim olacak” sloganlarıyla bir kez daha yan yana geldi.
Gümüşsuyu’nda Dolmabahçe’ye doğru yürüyüş başladı. Gençliğe destek vermek için HDK Yürütme Kurulu Üyeleri, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve BDP Milletvekili Sebahat Tuncel yürüyüşteydi.
Dolmabahçe’ye inen İnönü Stadyumu’nun önünde polis, üniversiteli ve liselilere tekrar saldırdı. 1 Mayıs’ta olduğu gibi polis gaz bombalarını nişan alarak ateşledi.
Saldırı sırasında kafasına ve kaburgasına gaz bombası isabet eden iki üniversiteli arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldı.
Polisin saldırısının ardından Kabataş İskelesi önünde toplanan üniversiteliler Dolmabahçe’ye yürüdü. Öğrenciler adına Neval Kösedağı burada bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Denizler 41 yıl önce buraya nasıl geldiyse, bizde bugün buraya geldik.1 Mayıs’ta padişahın yasağına nasıl uymadıysak, bugün de uymadık.”
Basın açıklamasının ardından eylem sona erdi.