Annesi Mücella
Yapıcı ile birlikte gözaltına alınan Cansu Yapıcı, kendilerini taciz
eden polislerden birinin, annesine “senin zaten ruhunu teslim etmen
gerekiyor, Allah’a hizmet etmen gerekiyor” dediğini aktardı.
Mücella Yapıcı'nın kızı Cansu Yapıcı, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açılışı yapılan Gezi Parkı’na girmek istedikleri için 8 Temmuz’da gözaltına alınan Taksim Dayanışması bileşenlerine gözaltı süresi boyunca uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetin ayrıntılarını soL Gazetesi'ne anlattı.
"İnce detaylı arayacağız, pantolonunu indir"
Annesi Mücella Yapıcı ile birlikte gözaltına alınan Cansu Yapıcı, gözaltına alındıkları ilk andan itibaren polislerin sözlü tacizine uğradıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bir erkek polis anneme, o sırada annem fenalaşmıştı, ‘Senin zaten ruhunu teslim etmen gerekiyor, Allah’a hizmet etmen gerekiyor’ dedi. Bir kadın polis ‘Durun, bekleyin size daha neler yapacağız’ dedi. Bir tane arkadaşımızın, daha gözaltı aracındayken tuvalete gitmesine izin verilmedi. ‘Altına yap, bize ne’ deniliyordu sürekli. İlk arama yapıldıktan sonra nezarethaneye indiğimizde bu kez ince arama yapılacağını söylediler. Ben itiraz ettim ancak buna rağmen ‘ince detaylı arayacağız, pantolonunu indir’ dediler. Pantolonumuzu dize kadar indirildi, çamaşırımız yine indirildi ve eğdirildik. Bunun aynısını 62 yaşındaki annem de yaptılar."
"İlaçları almak için savaş vermemiz gerekti"
“Daha sonrasında yine 7-8 saat tuvalete gidilmemize izin verilmedi. Gitmek istediğimizde ise ‘altınıza yapın, bize ne, hücreye yapın’ dediler. Erkekler büyük koğuşta kalıyordu, kadınlar ise küçük koğuşlarda ikişer ikişer kalıyordu. Ben de annemin yanındaydım. Koğuştan biraz tepki gelince, özellikle tuvalet konusunda bizim kaldığımız koğuşun üst tarafında hava alınabilecek ufak bir aralığı vardı, annem benim yanımdan alınıp havasız bir koğuşa konuldu. Zaten annemin aldığı 10-15 ilaç var. Kalp hastası. Bu ilaçları almak için ayrı bir savaş vermemiz gerekti. Bize ilk iki gün vahşice davrandılar."
"Altınıza yapın!"
“Daha sonra bizi tuvalete götürdüklerinde, ki erkekler tuvaletine götürülüyorduk, tuvalette kamera olduğunu anladık. Buna tepki gösterdik bize yine ‘altınıza yapın’ diye sözlü tacizde bulundular. Memurlar gözaltı süresi boyunca sürekli ‘daha buradasınız, ne zaman çıkacağınız belli değil’ diye psikolojik baskı yapıyorlardı.”
"Bunların parası devletten çıkıyor"
İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Beyza Metin de yaşadıklarını soL Gazetesi'ne anlattı:
“Özellikle su verilmiyordu. Her gün sadece yarım litre ve daha az su veriliyordu ve yetmiyordu. Tuvalete gidilmesi konusunda hiç izin verilmediği ve 3-4 saat beklediğimiz zamanlar oldu. Tuvalete giderken kadın polislerin olmaması özellikle uygulanan bir durumdu ve her defasında bu yapılıyordu. Ailelerle ve yakınlarımızla görüşmeler sadece 30 saniye sürdü. Telefonu elimden alıp ‘bunların parası devletten çıkıyor’ diyerek tacizde bulundular. Düşünün, kimseyle iletişim kuramaz hale geldik.
Orada en çok Mücella Yapıcı üzerinde özel bir baskı kurulu ve onun morali bozulmaya çalışıldı. Kızından ayırıp başka bir koğuşa koydular. Ciddi bir psikolojik baskı mekanizmasıyla karşılaştık.”
Mücella Yapıcı'nın kızı Cansu Yapıcı, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açılışı yapılan Gezi Parkı’na girmek istedikleri için 8 Temmuz’da gözaltına alınan Taksim Dayanışması bileşenlerine gözaltı süresi boyunca uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetin ayrıntılarını soL Gazetesi'ne anlattı.
"İnce detaylı arayacağız, pantolonunu indir"
Annesi Mücella Yapıcı ile birlikte gözaltına alınan Cansu Yapıcı, gözaltına alındıkları ilk andan itibaren polislerin sözlü tacizine uğradıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bir erkek polis anneme, o sırada annem fenalaşmıştı, ‘Senin zaten ruhunu teslim etmen gerekiyor, Allah’a hizmet etmen gerekiyor’ dedi. Bir kadın polis ‘Durun, bekleyin size daha neler yapacağız’ dedi. Bir tane arkadaşımızın, daha gözaltı aracındayken tuvalete gitmesine izin verilmedi. ‘Altına yap, bize ne’ deniliyordu sürekli. İlk arama yapıldıktan sonra nezarethaneye indiğimizde bu kez ince arama yapılacağını söylediler. Ben itiraz ettim ancak buna rağmen ‘ince detaylı arayacağız, pantolonunu indir’ dediler. Pantolonumuzu dize kadar indirildi, çamaşırımız yine indirildi ve eğdirildik. Bunun aynısını 62 yaşındaki annem de yaptılar."
"İlaçları almak için savaş vermemiz gerekti"
“Daha sonrasında yine 7-8 saat tuvalete gidilmemize izin verilmedi. Gitmek istediğimizde ise ‘altınıza yapın, bize ne, hücreye yapın’ dediler. Erkekler büyük koğuşta kalıyordu, kadınlar ise küçük koğuşlarda ikişer ikişer kalıyordu. Ben de annemin yanındaydım. Koğuştan biraz tepki gelince, özellikle tuvalet konusunda bizim kaldığımız koğuşun üst tarafında hava alınabilecek ufak bir aralığı vardı, annem benim yanımdan alınıp havasız bir koğuşa konuldu. Zaten annemin aldığı 10-15 ilaç var. Kalp hastası. Bu ilaçları almak için ayrı bir savaş vermemiz gerekti. Bize ilk iki gün vahşice davrandılar."
"Altınıza yapın!"
“Daha sonra bizi tuvalete götürdüklerinde, ki erkekler tuvaletine götürülüyorduk, tuvalette kamera olduğunu anladık. Buna tepki gösterdik bize yine ‘altınıza yapın’ diye sözlü tacizde bulundular. Memurlar gözaltı süresi boyunca sürekli ‘daha buradasınız, ne zaman çıkacağınız belli değil’ diye psikolojik baskı yapıyorlardı.”
"Bunların parası devletten çıkıyor"
İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Beyza Metin de yaşadıklarını soL Gazetesi'ne anlattı:
“Özellikle su verilmiyordu. Her gün sadece yarım litre ve daha az su veriliyordu ve yetmiyordu. Tuvalete gidilmesi konusunda hiç izin verilmediği ve 3-4 saat beklediğimiz zamanlar oldu. Tuvalete giderken kadın polislerin olmaması özellikle uygulanan bir durumdu ve her defasında bu yapılıyordu. Ailelerle ve yakınlarımızla görüşmeler sadece 30 saniye sürdü. Telefonu elimden alıp ‘bunların parası devletten çıkıyor’ diyerek tacizde bulundular. Düşünün, kimseyle iletişim kuramaz hale geldik.
Orada en çok Mücella Yapıcı üzerinde özel bir baskı kurulu ve onun morali bozulmaya çalışıldı. Kızından ayırıp başka bir koğuşa koydular. Ciddi bir psikolojik baskı mekanizmasıyla karşılaştık.”