Daha önce de belirttiğimiz Gölcük Donanma Komutanlığı İKK (İstihbarata Karşı Koyma) Şubesine yapılan TERTİP sonucu çıkan sonuçlar üzerine yargılama sırasında çokça gidildi ve neredeyse buradaki sahte dijital belgelerin ipliği pazara çıkarıldı. Ama Dinleyen kim, Ortada belli hedefe yönelmiş ve uzaktan kumandalı bir makine var. Bu makinenin hedefe doğru hızla ilerlemesine kim engel olabilir ki? Ne bilirkişi ve ne de uzman görüşü onları hiç etkilemedi. Bu durumun Yüksek Mahkemede de dikkate alınmaması bizi şaşırttı mı ? Doğrusu Hayır, beklediğimiz sonuç gerçekleşti.
Özellikle Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan aramada sahte belge içeren 2 dijital kanıt vardı. Biri, 1 Numaralı CD (imajı alınmadan CMK/134. Maddesine aykırı olarak el konulmuştu) Diğeri ise 5 Nolu Harddisk... Bu iki sahte belge deposu dijital kanıt ile ilgili olarak çok sayıda bilirkişi ve uzman raporu alınmıştı. Bu raporlar sonucu Gölcükte imajı alınmadan el konulan TDK marka 1 Nolu CD’de bulunan en az 65 dokümanın tarih ve zamanlarında sahtecilik yapıldığı sonucuna varılmıştır. Bu raporlara göre 2003'de CD'ye kaydedilmiş gibi görünen dokümanların, Office 2007 sürümünden önce mevcut olmayan Clear Type yazı karakterlerine ve XML şemalarına REFERANSLAR taşıması bilimsel olarak mümkün değildi. Aynı durum 5 nolu harddisk için de geçerliydi. Aşağıda bu konuda verilmiş Bilirkişi raporlarını tek tek irdeleyecek ve Yargıtay 9. Ceza Dairesine bir soru ile bugünkü yazımızı sonlandıracağız.
25.05.2011 GÜNLÜ HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI BİLİRKİŞİ RAPORU 
Word dosyaların tamamında "Uygulama Versiyonu”nun (Application version) “9.2812" olduğu tespit edilmiştir. 5 no’lu hard diskte rkGelen!er klasörü altında bulunan farklı bilgisayarlarda oluşturuldukları, “oluşturulma" ve “son kayıtlarının" aynı kişiler tarafından yapıldığı görüntüsü veren dosyaların da tamamının benzer şekilde “9.2812" versiyonu olması ihtimali çok zayıftır. Bütün dosyaların sadece “9.2812 “ versiyonu olması aslında tüm dosyaların tek bir bilgisayarda ve manipülatif amaçlı üretilmiş olma ihtimalinin çok güçlü olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
Muhtemeldir ki bu kişi/kişiler (sahteliği yapan) sadece üstveri bilgileri ile oynayarak istedikleri yanılgıyı yaratabileceklerini düşünmüş, ancak yapılan her kayıt işleminin sistem tarafından tutulduğunu ve ayrı bir programın koşturulması ile bunun açığa çıkabileceğini bilememiş veya tahmin edememişlerdir.
Özellikle rkBirleştir' in içinde ve dışında yer alan “Ihtimalat planı", “ORAJ Bilgi HİBM.doc”, “OzelFilo.Egitim.doc”, “isth. Tesk.Akademi.doc”, “Kapak.doc" gibi dosyaların sayfa düzenlerindeki teknik benzerliklerin 10 ila 14 noktada birebir örtüşmesi dosyaların bir veya birkaç bilgisayardan manipülatif üretildikleri şüphesini kuvvetle yaratmaktadır. (Aşağıdaki kupürde bu dosyaların teknik benzerlikleri birbirinden kopyalandığını kanıtlarcasına görülmektedir)

14 OCAK 2011 GÜNLÜ DONANMA KOMUTANLIĞI BİLİRKİŞİ RAPORU ()
5 numaralı hard disk içerisinde normal kullanıcı isimlerinden farklı bir adla (Builtin/Administrators) kaydedilmiş ve kullanıcı ifadelerinde kendilerine ait olmadığı beyan edilen, görev fonksiyonlarıyla bağlantısı olmayan toplam 943 dosya ve 114 klasör tespit edilmiştir. Teknik veriler ile desteklenen bilgilere istinaden 5 numaralı hard diske en son kullanılma tarihi olarak beyan (ve kabul edilen) 28 Temmuz 2009 sonrasında, muhtemelen sistem tarih/saati değiştirilmiş başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedilmiş olduğu değerlendirilen bu dosya ve klasörler "manipülatif" olarak nitelendirilmiş ve tam listesi EK-B'de sunulmuştur.
5 numaralı hard disk imajında yer alan bu "manipülatif" dosyalar içinde; Balyoz soruşturması iddianamesi ve ek klasörlerinde yer alan "SUGA" ve "ORAJ" harekat planlarıyla ilintili olduğu izlenimi veren toplam 144 adet dosya tespit edilmiştir. Tamamının 28 Temmuz 2009 sonrasında kaydedilmiş olduğu değerlendirilen bu "manipülatif" dosyaların isimleri ve üstverilerine (metadata) ilişkin liste EK-Ç'de, bu dosyaların içerikleri itibariyle de gerçek olmadığına delalet ettiği değerlendirilen bilirkişi tespitleri EK-D'de sunulmuştur.
5 numaralı hard diskin 3 Numaralı sökülebilir hard diskle birlikte aynı bilgisayarda 02 Mayıs 2008 ile 28 Temmuz 2009 tarihleri arasında kullanıldığı ve 28 Temmuz 2009 tarihinde 5 numaralı hard disk üzerindeki bilgilerin öncelikle 3 numaralı hard diske müteakiben halen kullanılmakta olan bilgisayardaki hard diske kopyalanmayı müteakip 3 ve 5 numaralı hard disklerin arşive kaldırıldığı belirlenmiş, 5 numaralı hard diskte mevcut "manipülatif" dosyaların tamamının 28 Temmuz 2009'dan sonraki bir tarihte ve sistem tarih/saati değiştirilmiş başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedildiği kanaatine varılmıştır. 
28 MART 2012 GÜNLÜ ARSENAL CONSULTING RAPORU 
Arsenal Samsung Sabit Diskte, adli imajın alındığı 9 Şubat 2012 tarihinden önce en az bir sefer oynama yapıldığı sonucuna varılmıştır. Spesifik olarak Arsenal tarihi geriye çekilmiş (en az) 120 dosya ve klasörün Samsung Sabit Diske kopyalandığını saptamıştır. Arsenal’in DATA MFT’de tespit ettiği tarih ve zaman aykırılıklarından biri, SAMSUNG Sabit Diske en son yazılan 120 dosya ve klasörün, 8 Nisan 2004’de oluşturulmuş gibi görünmesidir. Bu samsung sabit diski 28 Temmuz 2009’a kadar kullanımda olduğu için mümkün değildir. Arsenal şu ana kadar saptadığı delillerde yapılan oynamalar nedeniyle, Samsung sabit diski içindeki tüm verilerin orijinalliği hakkında ciddi endişe taşımaktadır.
27.03.2012 GÜNLÜ PEKSAYAR RAPORU
NTFS bilgilerine göre değişiklik tarihi diskin üretim tarihi olan Ekim 2003'ten eski, oluşturulma ve son değişiklik tarihi 20-08-2003 olan masaüstü/yasemin.ppt adlı 1 adet dosya kaydı tespit edilmiştir. Bu durum NTFS dosya sisteminde tarih değişikliği yapıldığına işaret etmektedir. Ayrıca bu dosyanın içerdiği resimlerdeki makbuz da 2008 tarihini göstermektedir. Oluşturulma tarihi 2004, 2005 ve 2007 yılına ait 163 dosyanın değişiklik tarihi kaydın disk üzerinde oluşturulma tarihinden eskidir. Bu durum, bu dosyaların diskte oluşturulmadığı ve başka bir kaynaktan kopyalandıklarına işaret etmektedir. Yapılan inceleme sonucunda bu kopyalama işleminin yapıldığı görülmüştür. İnceleme sonucunda bu kopyalanan dosyalarının son değişiklik tarihlerinin 2004 ila 2009 yılları arasında olduğu, sistem tarih ve saati değiştirilmiş başka bir kaynaktan kopyalandığı anlaşılmıştır.
Disk imajı üzerinde yapılan incelemede Calibri yazı tipine referans gösteren 3 adet dosya tespit edilmiştir. Calibri yazıtipi, Microsoft Office 2007 ile varsayılan yazıtipi haline gelmiş ve 2005 yılında (beta sürümleri ile )ilk kez kullanıma sürülmüştür. Aşağıda, dosya tarihi ile yazıtipi sürüm tarihi çelişkisi içeren dosyalar listelenmiştir.
1. İKK/2004/YEDEK/Çalışma/BILGI NOTU/BİLGİ NOTU.doc
Son değişiklik: 2003-02-21 11:55:54. 
2. İKK/2004/YEDEK/Çalışma/BILGI NOTU/EK-A.doc
Son değişiklik: 2003-02-21 12:53:24.
3. İKK/2004/YEDEK/Çalışma/BILGI NOTU/EK-B.doc
Son değişiklik: 2003-02-21 14:47:56.
Tespit edilen kötü amaçlı yazılımın özellikleri dolayısıyla sistem ve veri disklerindeki her tür veri ve dosyanın geçerliliğinin olmadığı söylenebilir. Bilgi teknolojileri kapsamında çeşitli teknikler kullanılarak geçersizliği tespit edilen belgelerin, yine aynı yolla yapılan tespitlerle geçerliliğinden şüphe duyulan belgeler ve diğer belgelerle birlikte anlamsal bütünlük ifade etmeleri gerekliliği düşünüldüğünde, birbirlerine atıf ve referanslar içerdikleri varsayıldığında, aranan bütünlüğün elde edilemeyeceği, delil bütünlüğü ve suç tarihi açısından değerlendirildiğinde bu imajlarının delil olarak kullanılmalarının sakıncalı olduğu kanaatindeyim.
Bilirkişilerin ortak olarak tespit ettikleri bir hususu biraz daha açmak gerekir. MTF nedir? Kaydedilen veriler MTF’de nasıl yer tutar ve bu yer tutuş sonradan eklenen verilerin sahteciliğini açığa çıkarabilir mi? MTF, Muster Table File sözcüklerinin baş harfleriyle yapılan kısaltmadır. Harddiske her kaydedilen dosya bir yer tutar ve sıra alır. Bu sıralanış dosyaların önce ya da sonra üretildiğini işaret eder. İşte Donanma Komutanlığındaki harddiskte 120 dosya dosyaların üretildiği tarihlere göre normal olarak almaları gereken sırada değil, üst veri bilgilerine göre 8 Nisan 2004’te üretildikleri halde harddiskin en son kullanıldığı 28 Temmuz 2009’dan sonra yer almıştır. Bu sahte 120 dosyanın 29 Temmuz 2009’dan sonra üretildiğinin de ispatıdır. Bu dosyalar ise Bir çok Denizci ve havacı komutanın mahkumiyetinde kanıt olarak kullanılan dosyalardır. Bu gerçek irdelenmeden karara gidilmiş olması bir hukuk devletine yakışır mı? Bu sahte dillerle beton duvarlar arasına gömülen insanlara yazık değil mi?
Şimdi Yargıtay 9. Ceza Dairesine Soruyorum; Balyoz davası Dosyasında 14 adet tek ya da kurul halinde verilmiş Askeri Bilirkişi, Üniversite ortamından bilirkişi ve yurt dışından adli bilişim uzmanları tarafından verilmiş raporlar bulunmaktadır. Bu raporların tümü 11, 16, 17 Nolu CD’lerin, Eskişehir’de Hakan Büyük’ün evinde bulunan flaş belleğin ve Donanma komutanlığında bulunan 1 Nolu TDK marka CD’nin ve  5 nolu harddiskin manüplatif amaçla üretilmiş dosyalar içerdiği bu halleriyle bu dijital verilerin sanıklar aleyhine kanıt olmasının mümkün bulunmadığını tespit etmektedir.
Sayın Mahkeme ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi kendi kararlarının doğruluğuna inanıyorlarsa hiç değilse yurt içinde rapor veren Asker ve Sivil uzmanların gerçeğe aykırı rapor verdikleri için BİLİRKİŞİLİK GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANDIKLARINDAN bahisle haklarında suç duyurusunda bulunmaları gerekmez mi?
CESARETİ OLAN VARSA VE MADDİ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASINDAN KORKAN YOKSA BU BİLİRKİŞİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNURLAR.
BEKLİYORUZ...
Av. Celal Ülgen
Daha yeni Daha eski