Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalamayacağı yönündeki açıklamaları, 11 yıllık AKP iktidarında en ciddi hükümet krizine yol açtı. Pazartesi günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, Erdoğan'ın basına kapalı Kızılcahamam toplantısında dile getirdiği karma evlerin denetimine ilişkin sözleri üzerine çıkan kulis haberlerini "asparagas" olarak nitelendiren ve "Böyle bir yetkimiz yok" diyen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan'ın kendisi tarafından yalanlanınca krizi haber veren bir açıklama yaptı. Arınç, "Başbakan'ın sözlerinden ben sorumlu değilim, bu çelişkinin sebebi ben değilim. Ben sadece bir bakan değilim, benim özgül bir ağırlığım var. Benim yıpranmamam lazım. Hiçe sayılmamam lazım. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem. Başbakan'a sesleniyorum ki, Başbakan ile Hükümet Sözcüsü arasındaki çelişkinin sorumlusu ben değilim. Bu çelişkinin izah edilmesi, dün, bugün, yarın kendisinden beklenmektedir" dedi.
Bülent Arınç'ın çıkışı, AKP'yi Tayyip Erdoğan ile birlikte kuran çekirdek kadrodaki en büyük yol ayrımı anlamına da geliyor. İlk AKP hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan Abdüllatif Şener, 2007 seçimlerinden önce partiden ayrılarak alternatif parti kurmuş, ancak bu girişimi AKP hakkındaki kapatma davası sürerken yaptığı için seçmen tabanında tepki görmüştü. AKP zirvesinde Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile birlikteki üç isimden biri olan Arınç'ın, kız-erkek evlerinin denetimi konusunda kendisini açıkta bırakan sözleri nedeniyle Erdoğan'ı kameralar önünde çelişkiyi gidermeye davet etmesi Başbakan'ın 11 yıllık iktidarı döneminde hükümet içinde gördüğü en büyük tepki özelliğini de taşıyor.
Arınç'ın TRT Türk'te yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
"Ben grup toplantısının arkasından buraya geldim. Görüşlerimi de ifade etmedim. Düşüncelerimi açık biçimde ifade edeyim. Memnuniyetle söyleyeyim, ben Salı Akşamı Plan Bütçe Komisyonu’nda tartışmalarımız oldu. Bütün muhalefet milletvekilleri CHP, BDP, MHP olsun konuşmalarında "biz size güveniyoruz, siz vicdan sahibisiniz" diyerek başladılar sorularına. 20 küsür senelik siyaset sürecinde bana güveniliyorsa ne mutlu. Erbakan Hocamız en güçlü şehadet rakibin şehadetidir diyordu.
Şüphesiz başbakanımız büyük bir halk kahramanı, dindar, iyi bir aile reisi, siyasette sözünün eri bir insan. Her siyasetçi açısından meseleye böyle bakmamız lazım. Birileri kürsüye çıktığı zaman "dayansın ehli kübur" cinsinden beyitler söylenenler var.
Başbakanımız grup toplantısında "böyle şeyler duyuyoruz, bekar genç kızlar ve erkeklerin birarada oturması mahsurlu" dedi. Bu sözler ile benim söylediklerim tezat teşkil etti.
Dünkü açıklamalarınız yanlıştı demeden, ima bile etmeden; konuşması başbakan'ın hakkıdır. Ama bana karşı davranışı toplumda yanlış anlaşılmıştır. Buna izin vermemesini benim beklemem de benim hakkımdır.
Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri bu. ama onun gerekirse yasal düzenleme yaparız demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil.
Bülent Arınç'ın çıkışı, AKP'yi Tayyip Erdoğan ile birlikte kuran çekirdek kadrodaki en büyük yol ayrımı anlamına da geliyor. İlk AKP hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan Abdüllatif Şener, 2007 seçimlerinden önce partiden ayrılarak alternatif parti kurmuş, ancak bu girişimi AKP hakkındaki kapatma davası sürerken yaptığı için seçmen tabanında tepki görmüştü. AKP zirvesinde Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile birlikteki üç isimden biri olan Arınç'ın, kız-erkek evlerinin denetimi konusunda kendisini açıkta bırakan sözleri nedeniyle Erdoğan'ı kameralar önünde çelişkiyi gidermeye davet etmesi Başbakan'ın 11 yıllık iktidarı döneminde hükümet içinde gördüğü en büyük tepki özelliğini de taşıyor.
Arınç'ın TRT Türk'te yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
"Ben grup toplantısının arkasından buraya geldim. Görüşlerimi de ifade etmedim. Düşüncelerimi açık biçimde ifade edeyim. Memnuniyetle söyleyeyim, ben Salı Akşamı Plan Bütçe Komisyonu’nda tartışmalarımız oldu. Bütün muhalefet milletvekilleri CHP, BDP, MHP olsun konuşmalarında "biz size güveniyoruz, siz vicdan sahibisiniz" diyerek başladılar sorularına. 20 küsür senelik siyaset sürecinde bana güveniliyorsa ne mutlu. Erbakan Hocamız en güçlü şehadet rakibin şehadetidir diyordu.
Şüphesiz başbakanımız büyük bir halk kahramanı, dindar, iyi bir aile reisi, siyasette sözünün eri bir insan. Her siyasetçi açısından meseleye böyle bakmamız lazım. Birileri kürsüye çıktığı zaman "dayansın ehli kübur" cinsinden beyitler söylenenler var.
'Ben tutunak katibi değilim'
Ben ağır ceza mahkemesinde avukatlık da yaptım, orada da güvenilir bir isimdim. O adam satılmaz, eğilip bükülmez denirdi. Ben şimdi hükümet sözcüsüyüm. Arkadaşlarıma bilgi verirken söylediğim her sözün yerini bulması lazım. Tutanak katibi değilim, özet yapıyorum. Ama söylediklerim içeride konuşulanlara doğru şekilde uymak zorundayım.'Hükümetimi korumak zorundayım'
Ben hükümet sözcüsü olarak söylediklerimle hükümetimi zor durumda bırakmamalıyım. Hükümetime yara vermemeliyim. Başbakanımı korumak zorundayım ikincisi. Satır satır onun söyledikilerini yanıtlamak zorunda değilim. O gün bir soru soruldu. Ben bulunduğum yerde, ne duymuşsam onu söyledim. Duymadıklarımdan sorumlu değilim. Bakanlar Kurulu toplantısında konuşulmadı bu elbette. Bundan dolayı üzülmem, eksiklik hissetmem, yanlış yaptığımı düşünümüyorum.Başbakanımız grup toplantısında "böyle şeyler duyuyoruz, bekar genç kızlar ve erkeklerin birarada oturması mahsurlu" dedi. Bu sözler ile benim söylediklerim tezat teşkil etti.
'Ben yanlış yapmadım ama...'
Ben yanlış yapmadım, ama farklı bir şey söyledi ve benim açıklamalarım ile kendi sözleri arasında bir fark ortaya çıkardı. Ben tevil edemem bunları ama başka pek çok insan "Başbakan'ın beni hiçe saydığını" ileri sürdü. Başbakan'ın sözlerinden ben sorumlu değilim. Kendi düşünür. Bu sözleriyle toplumda sosyal bir yaraya parmak bastığını düşünebilir. Ama aradan 12 saat bile geçmeden çelişki içinde bir şey yaşandı. Bunu ifade etmem lazım. Bu çelişkiye dikkat çeken pek çok isim bizi eleştirdi. Bazı eleştiriler haklıdır, saygı duyuyorum, ama bazıları bizi haksızca vuran, hazır imkan buldum vurayım diye bir şey var.'Ben sadece bakan değilim çok şeyi temsil ediyorum'
Birlikteliğimizin bazen zor günler geçirdiğini biliyorum, bazen münakaşa ettiğimiz oluyor. Biz dava arkadaşıyız. Kader birliği yapıyoruz. Hükümetteki sorumluluğum sadece bakan olduğum anlamına gelmez. Futbol sadece futbol değildir diye bir kitap var. Ben de sadece bakan değilim. Meclis başkanlığı yapmışım, demokrasi yolunda gençliğimi, ailemi, siyasi hayatımı feda etmişim, ben çok şeyi temsil ediyorum. Benim yıpranmamam, hiçe sayılmam lazım. Başbakanımız buna dikkat eder. Ama zaman zaman hepimiz hata yapabiliyoruz.'Başbakan toplumda yanlış anlaşılmaya yol açtı'
Bir bakan yanlış yapabilir. işinde davranışında yanlış yapabilir. Bunun tartışılacağı yer ekranlar değildir. Hesabını verir ya da vermez. Bu hesap vermek bir yargı demek değildir. Biz siyasi hesap veririz. Başbakan gereğini yap der, bakan bana müsade der. Böyle bir noktaya gelmemek lazım.Dünkü açıklamalarınız yanlıştı demeden, ima bile etmeden; konuşması başbakan'ın hakkıdır. Ama bana karşı davranışı toplumda yanlış anlaşılmıştır. Buna izin vermemesini benim beklemem de benim hakkımdır.
'Benim saçımı beyazlatan, belimi büken ne biliyor musunuz?'
Benim saçlarımı beyazlatan, belimi büken ne biliyor musunuz? Başbakan'ı 24 saat takip ederim ben. Onun da böyle bir görevi olmalı, Hükümet Sözcüsünü açmaza düşürmemektir. Buradaki konuşmasıyla biz eleştirilerin odağında olduk. Ben itibarımın, kişiliğimin yıpratılmasını istemem. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem.'Dost, kardeş olarak başbakanımıza sesleniyorum'
Başbakanımıza dost, kardeş olarak seslenmek isterim, Başbakan ile hükümet sözcüsü arasındaki çelişkinin sorumlusu ben değilim. Bu çelişkinin izah edilmesi dün, bugün, yarın kendisinden beklenir. Bence de çok doğru olan düşüncelerini Başbakan bugün, yarın açıklamalı. Eğer kendi içimizde konuştuk ve değerlendirdiysek ben hükümet sözcüsü olarak çıkar çok güzel bir şekide açıklarım.Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri bu. ama onun gerekirse yasal düzenleme yaparız demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil.