BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarını, "Hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu, birey özgürlüklerine, özel hayatın dokunulmazlığına cepheden bir saldırıdır" şeklinde değerlendirdi.

Baluken, düzenlediği basın toplantısında, yarın, " Türkiye 'nin Rojava politikasını" protesto etmek için Nusaybin'de kitlesel bir eylem gerçekleştireceklerini söyledi.

Örülen duvarların "halkları birbirinden ayırma" projesi olduğunu öne süren Baluken, Türkiye'nin izlediği politikanın halklara hiçbir faydasının olmayacağını söyledi.

Türkiye'nin, Rojava, Suriye, Ortadoğu politikalarını gözden geçirerek, iktidar odaklı savaşlar yerine halkların ortak geleceği, barışı esas alan politikaları benimsemesi gerektiğini dile getiren Baluken, "Demokratik eylemlerimizi, sınırda duvarlar ve tel örgülerin yapımının durdurulmasına, uluslararası antlaşmalara uygun bir şekilde mayınların temizlenmesine, Rojava halkları ve yönetimi ile diplomatik ve siyasi ilişkinin geliştirilmesine kadar sürdüreceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz" dedi.

Bu etkinlikten dolayı yarın TBMM'de Genel Kurul ve komisyon çalışmalarına katılmayacaklarını bildiren Baluken, bütün milletvekilleriyle Nusaybin'de olacaklarını söyledi.

‘ÖZEL HAYATA CEPHEDEN SALDIRI’

Baluken, açıklamalarının ardından, gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, şunları söyledi:

"Sayın Başbakan'ın yaptığı açıklamaları kaygıyla izliyoruz. Türkiye'nin böyle bir gündemi yoktu ama yine bir algı yönetimi üzerinden AKP 'nin gündemi belirleme faaliyetiyle karşı karşıyayız. 11 yıldır iktidarında, bugüne kadar dillendirmediği bazı şeyleri seçim döneminde kendi tabanını kristalize etmek için gündeme getirerek gerçek gündemin gözardı edilmesini sağlıyor.

Sayın Başbakan, bireyin özgürlüğüne yönelik devletin müdahale edeceğine yönelik açık ve net ifadelerde bulunuyor. Bunlar hiçbir şekilde kabul edilemez. Özel hayatın dokunulmazlığı varsa, yasalarla tanımlanmış alanları varsa, buraya müdahale etmek ne Başbakan'ın ne de devletin herhangi bir yetkilisinin görevi ve haddi değildir.

Başbakan öyle bir algı yaratıyor ki sanki bu ülkedeki herkesin onuruyla, namusuyla, bireysel yaşamıyla ilgili çok yanlış pozisyonları var da sayın Başbakan en doğrusunu bilecek şekilde, bütün bu yanlışları dizayn edecek bir devlet yapısını öngörüyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. İnsanların kendi bireysel doğrularıyla devam ettirdikleri bir yaşamları var. Sayın Başbakan bütün bu bireysel alanları bir kenara koyarak kendi siyasal kazanımlarını önceleyen birtakım söylemlerle, bütün toplumu hizaya getirme yaklaşımından bir an önce vazgeçmelidir.

Öğrencilerin yaşadığı sorunlar bunlar mıdır? Olmayan bir sorundan bahsediyoruz.

Başbakan'ın açıklamaları tamamen manipülatif, seçime yönelik gündem değiştirme manevrasıdır. Özel hayatın dokunulmazlığı ve bireylerin özgürlüğü ile ilgili, devletin alanıyla ilgili, Başbakan'ın mevcut yasal mevzuatları da hiçe sayarak yaptığı bu açıklamaların hiçbir şekilde kabul edilebilirliği yoktur. Pratik uygulamaya baktığımızda da Başbakan sanki valileri, ahlak polisi teşkilatları yaratacak şekilde talimatlandırmış görüntüsü veriyor. Bugün İran'da bile ahlak polisinin kaldırıldığı, sokaktaki, evdeki her insanın kendi yaşam alanıyla ilgili devletin müdahil olma hakkını kendinde görmediği bir ortamda, Başbakan bu tarz açıklamalarıyla yaşam alanlarına ne kadar saygı duyduğunu tekrar ortaya koymuş oluyor. Bu yapılan açıklamaların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini, bunun birey özgürlüklerine, özel hayatın dokunulmazlığına cepheden bir saldırı olduğunu açıkça ifade etmek istiyoruz."AA
Daha yeni Daha eski