Ergeneyi zehirleyip yok eden plansızlık, şimdi de Trakya’nın akciğerlerini sökmeye hazırlanıyor…
(Yusuf Yavuz) Türkiye’nin önemli ekosistemlerini barındıran Trakya’daki Istranca ormanları dört koldan yıkımın pençesinde. Bölgenin en önemli su kaynağı olan Ergene Nehri’nin plansız yatırımlarla yok edilmesinin ardından, termik santral, çimento fabrikası, altın madeni ve taş ocaklarıyla gündeme gelen Trakya’nın kalbinde şimdi de 70 adet Rüzgâr Enerjisi Santrali (RES) kurulması planlanıyor. DAYKO Temsilcisi Göksal Çidem, RES projesinin doğru ancak yer seçiminin yanlış olduğuna işaret ederek, “gelişmiş ülkeler RES’leri denizlere taşırken, yaşam alanları üzerine RES inşa etmek telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır” uyarısında bulundu.
Yanlış yer seçimi, yaşamları yok ediyor
Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı Evrencik köyünde 70 adet Rüzgâr Enerjisi Santrali (RES) kurulması planlanıyor. Ancak RES kurulması planlanan alanın büyük kısmının orman olduğunu söyleyen Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kırklareli Temsilcisi Göksal Çidem, orman köyü olan Evrencik ve yöredeki diğer köylerin hayvancılıkla geçindiğine işaret ederek, “rüzgâr ve güneş enerjisine evet diyoruz. Ancak yaşanan tecrübeler ortada. Yer seçimi yanlış olduğu zaman da yaşamları yok ediyor. İzmir’in Karaburun ilçesine bağlı Yaylaköy’de yaşananları yerinde gördük. Ekosistem çökmüş, hayvancılık bitmiş” diye konuştu.
RES kurulmak istenen bölgenin ayrıca kuş göç yolları üzerinde bulunduğunu da belirten Çidem, bilimsel raporlara göre Yıldız Dağlarında yer alan bölgede rüzgâr santralleri inşa edilmesinin tüm biyocoğrafya alanındaki avifaunayı ciddi olarak etkileyeceğinin belirtildiğine işaret etti.
Zehirlediler, şimdi milyarlar harcayıp temizlemeye çalışacaklar
Bölgenin 8 bin 300 yıl önce Avrupa’da yerleşik tarımın başladığı topraklar olduğuna dikkat çeken Çidem, Trakya’yı su kaynaklarının da Istrancalar’da bulunduğunu belirterek, “ne yazık ki 30-40 yıl önce başlayan planlamalar sonucunda yaşam kaynağı olan bölge de önce tek akarsuyu olan Ergene kirletilerek yok edilmiş. Ölen Ergene, geçtiği her yeri de öldürmüş. Önce toprakları, bitkileri, suları ve canları yok etmiş. Binlerce yıl geçtiği yerlere hayat veren Ergene ölümlerle anılır oldu. Çünkü akan su değil, niteliği belirsiz sıvı. Ergeneden artık zehir akıyor. Şimdi milyarlarca lira harcayarak temizlenmesi planlanıyor. Ergene temizlenecekse, öncelikle nehrin kaynaklarının yer aldığı Istrancalar kayıtsız, şartsız koruma altına alınmalıdır” görüşünü savundu.
Yatırıma asla karşı olmadıklarını vurgulayan Çidem, “ancak yatırım ve gelişmenin ne olduğunu yıllar önce gördük, bedelini bugün ödüyoruz. Hem de can pahasına ödüyoruz. Mezarlık yolundaki tabutların yarıdan çoğu asrın hastalığı kanserden dolayı zamansız ölümle yüzleşip toprağa veriliyor” ifadelerini kullandı.
'Geleceği yok ediyorlar'
Son zamanlarda Istrancalar’a yapılması planlanan yatırımlar öncesinde bölgede yapılan bilimsel çalışmaların göz ardı edilerek ÇED kararlarının verildiğini dile getiren Çidem, “bilimsel raporlar ortadayken, RES doğru tercih, yer seçimi yanlıştır. Gelişmiş ülkeler RES’leri denizlere taşırken, yaşam alanları üzerine RES inşa etmek telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Amaç günü kurtarmak mı, geleceği yaşatmak mı? Doğal varlıkları yok ederek sadece kar hırsıyla yapılanlar, geleceği yok etmektir. Bunu yapanları ve kendine hak görenleri gelecek nesiller affetmeyecektir” diye konuştu.
Daha yeni Daha eski