‘Büyük Rüşvet Operasyonu’nda tutuklanan bakan çocukları Barış Güler, Kaan Çağlayan ve Reza Zarrab'ın 15 kişilik koğuşta kaldığı öğrenildi.

17 Aralık’ta düzenlenen ‘Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nda tutuklanan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan ile iş adamı Reza Zarrab, Metris’te 15 kişilik koğuşlarda kaldığı öğrenildi.
GARDİYAN BAĞIRMIYOR ZİYARETÇİ GELİYOR
Diğer Metris sakinlerinden farkları, ziyaretçilerinin eksik olmaması ve gardiyanların bağırmadan konuşup, saygılı davranması. Dışarıdan kebap-lahmacun getirtmek yok. Karavanada ne varsa o. Kantin, müdürün iznine bağlı. Sigara bile limitli.
12 Mart, 12 Eylül, Şike, Balyoz ve Ergenekon davalarının müdafi avukatı, İstanbul Çağdaş Hukukçular Derneği Kurucu Başkanı Avukat Ali Rıza Dizdar, 17 Aralık’taki ‘Büyük Rüşvet Operasyonu’nda tutuklanan ve Metris T1 Cezaevi’ne gönderilen 14 sanıktan bakan çocukları Barış Güler, Kaan Çağlayan ile İranlı işadamı Reza Zarrab ve Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’ne gönderilen Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın hangi koşullarda kaldıklarını anlattı.
Hürriyet gazetesine konuşan Dizdar şunları söyledi:
‘FAKİRLERİN CEZAEVİNDE TUTUKLULAR’
Bakan çocukları, Zarrab da aynı operasyonda tutuklananlarla birlikte Metris T1 Cezaevi’ne gönderildi. 5′erli gruplara bölünüp 15′er kişilik koğuşlara kondular. Barış Güler ile Kaan Çağlayan, Aziz Yıldırım gibi revirde kalmıyor. Revir, 2-3 kişilik ve koğuşa göre biraz daha rahattır. Bakan çocukları cezaevi koşulları neyse ona uyuyorlar.
Bir söz vardır: Adalet, zenginlerin mahkemelerinde dağıtılan, fakirlerin cezaevinde çekilen bir mefhumdur. Bizim Bakan çocukları da fakirlerin cezaevinde tutuklular. Allah kurtarsın.
TEK ÖZEL MUAMELE
Bakan çocuklarına özel muamele kesinlikle yok. Sadece gardiyanlar, diğer mahkûmlar gibi bağırıp çağırmıyor, saygılı davranıyorlar. Onlar için özel havalandırma yok. Sadece cinayet gibi adli suçlularla bir araya gelmemelerine dikkat ediliyor.
FINDIK FISTIK SERBEST
Ziyaret, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı’nın iznine tabi olduğu için, izni alan gidiyor. En son Mehmet Ağar gitmişti. Diğer tutuklu ve hükümlülerden bu farkları var.
Öyle dışarıdan kebap, lahmacun getirtme yok. Kantinden yemek, cezaevi müdürünün iznine bağlı. Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan gibi kantinden ancak fındık fıstık yiyebilirler.
AYDA EN FAZLA 1000 TL HARCAYABİLİYORLAR
Para harcamalarının da sınırı var. Ayda en çok 1000 lira. Sigara bile limitli. Diğer mahkûmlarla harcama konusunda da eşitler. Eşitlik olmazsa isyan çıkar.
Cezaevi koşulları her mahkûm için aynı. Bakan çocukları da her gün sıcak su ve duş imkanına sahip.
Şike davasında Metris’e gönderilen Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, tüm koğuşlara Digiturk bağlatmışlardı. Dolayısıyla Bakan çocuklarının koğuşunda da var.
Bakan çocuklarının boş vakitlerini değerlendirmeleri için cezaevindeki atölyelere gitmeleri, hayatı öğrenmeleri lazım. Kuyumculuk, saatçilik, çantacılık, ayakkabıcılık gibi… Kaan Çağlayan’ın saatçilik kursuna gitmesini öneririm.
İÇLERİNDE EN RAHAT OLANI
Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Arslan, memur olduğu için Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’ne gönderildi. Hepsinden rahatı o. Çünkü Paşakapısı memur cezaevi. Koğuş arkadaşları öğretmen, polis, belediyeci, memur… Eli kalem tutan okumuş insanlar olduğu için kendi disiplin ve düzenini, huzurunu sağlamışlar. Gardiyanlar da bu ortama ayak uydurmuş.
Daha yeni Daha eski