Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık operasyonunun hemen ardından yapıldığı iddia edilen ve Erdoğan’a ait paraların nasıl...
Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık operasyonunun hemen ardından yapıldığı iddia edilen ve Erdoğan’a ait paraların nasıl saklanacağının konuşulduğu ses kaydına dair tepkiler büyüyor. Ülkenin dört bir yanında eylem çağrıları yapılırken demokrasi güçleri de hükümeti ve Erdoğan’ı istifaya çağıran açıklamalar yayımladılar. Grup toplantısında konuyu değerlendiren BDP ise Erdoğan’ı özeleştiri yapmaya, ülkeyi kaosa sürüklememeye çağırdı
BDP: Siyasi hayatının sonuna doğru gelinirken, ülkeyi kargaşaya sürükleme
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ses kayıtlarının gündeme gelmesinin ardından grup toplantısında yaptığı konuşmada başbakan ve çevresindekilerin yolsuzlukla ilgili ses kayıtlarının açığa kavuşturularak, şeffaf ve demokratik bir yargılamanın önünün açılması için Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulundu. Ses kayıtları iç in Başbakanın “komplo ve montaj” sözlerinin kendisini kurtaramayacağını vurgulayan Demirtaş, “Son 3 yılda 7 bin kişi dinlenmiş ve Başbakan bundan habersizmiş! Bizzat dinleme ile 10 bin arkadaşımızın tutuklandığı operasyonlara karar veren Başbakan, kendisi ve yakınları söz konusu olunca montaj ve komplo diyor. Erdoğan’ın tavrı bir Başbakan tavrı değil suçüstü yakalanan hırsız tavrıdır” dedi. Demirtaş, bir yıl içinde kur artışından faiz artışından yüzde 30 zarar ederken, Başbakan ve yakınlarının kaynağı belli olmayan bu paralardan trilyonlar kazandığını öğrendiklerini söyleyerek, 107 bin işçinin bir aylık çalışmayla 30 milyon Euro kazanabileceğini vurguladı. “600 bin taşeron işçisine dağıtsanız her birine 152 bin düşüyor. Bu 91 trilyon Hakkari ilimizin belediyesinin bir yıllık bütçesinin 3 katına denk geliyor. Hakkari’ye şu kadar para gönderiyoruz, 13 buçuk trilyon gönderiyoruz diyorlar” diyen Demirtaş, Başbakan ve yakınlarının “küçücük parası”nın Hakkari’nin bir yıllık gelirinin 3 katı olduğuna dikkat çekti. Türkiye’yi aydınlığa, refaha çıkarma ihtimalinin bununla mümkün olduğuna işaret eden Demirtaş, Başbakana seslenerek, “Bu ülkeyi kaosa sürükleme. Siyasi hayatının sonuna doğru gelinirken, ülkeyi kargaşaya sürükleme. İnsanları sokağa davet edecek bir tarzla, üslupla meseleye yaklaşma. Kendini kurtaramayabilirsin. Şeffaflaşmak, demokratikleşmek, kendini denetime açmaktır. Komplo ve montajı bir kenara bırakıp özeleştiriyle halka yaptığın hataları düzeltme imkanıdır. Sana oy veren yüzde 50’lilere karşı sorumluluğunun gereği budur” çağrısında bulundu.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ses kayıtlarının gündeme gelmesinin ardından grup toplantısında yaptığı konuşmada başbakan ve çevresindekilerin yolsuzlukla ilgili ses kayıtlarının açığa kavuşturularak, şeffaf ve demokratik bir yargılamanın önünün açılması için Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulundu. Ses kayıtları iç in Başbakanın “komplo ve montaj” sözlerinin kendisini kurtaramayacağını vurgulayan Demirtaş, “Son 3 yılda 7 bin kişi dinlenmiş ve Başbakan bundan habersizmiş! Bizzat dinleme ile 10 bin arkadaşımızın tutuklandığı operasyonlara karar veren Başbakan, kendisi ve yakınları söz konusu olunca montaj ve komplo diyor. Erdoğan’ın tavrı bir Başbakan tavrı değil suçüstü yakalanan hırsız tavrıdır” dedi. Demirtaş, bir yıl içinde kur artışından faiz artışından yüzde 30 zarar ederken, Başbakan ve yakınlarının kaynağı belli olmayan bu paralardan trilyonlar kazandığını öğrendiklerini söyleyerek, 107 bin işçinin bir aylık çalışmayla 30 milyon Euro kazanabileceğini vurguladı. “600 bin taşeron işçisine dağıtsanız her birine 152 bin düşüyor. Bu 91 trilyon Hakkari ilimizin belediyesinin bir yıllık bütçesinin 3 katına denk geliyor. Hakkari’ye şu kadar para gönderiyoruz, 13 buçuk trilyon gönderiyoruz diyorlar” diyen Demirtaş, Başbakan ve yakınlarının “küçücük parası”nın Hakkari’nin bir yıllık gelirinin 3 katı olduğuna dikkat çekti. Türkiye’yi aydınlığa, refaha çıkarma ihtimalinin bununla mümkün olduğuna işaret eden Demirtaş, Başbakana seslenerek, “Bu ülkeyi kaosa sürükleme. Siyasi hayatının sonuna doğru gelinirken, ülkeyi kargaşaya sürükleme. İnsanları sokağa davet edecek bir tarzla, üslupla meseleye yaklaşma. Kendini kurtaramayabilirsin. Şeffaflaşmak, demokratikleşmek, kendini denetime açmaktır. Komplo ve montajı bir kenara bırakıp özeleştiriyle halka yaptığın hataları düzeltme imkanıdır. Sana oy veren yüzde 50’lilere karşı sorumluluğunun gereği budur” çağrısında bulundu.
Halkevleri: Artık yeter, hükümet istifa
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, Tayyip Erdoğan ve Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık operasyonunun ardından para saklamak üzere yapılan konuşmaların gündeme gelmesi üzerine bir açıklama yayımladı. Oya Ersoy başbakanı ve AKP hükümetini istifaya, halkı ise “Koltuklarında oturmaya devam ettikleri her bir dakikanın, halka söyledikleri her bir yalanın; cebimizden, ekmeğimizden, emeğimizden, geleceğimizden çaldıkları her bir kuruşun hesabını sormak için” ülkenin her noktasında sokağa çıkmaya çağırdı. Ersoy açıklamada “Bu ülkede çalmayan, çırpmayan, halkın çıkarlarından başka çıkarları olmayan, halkın gücünden başka bir güce bel bağlamayan tek güç soldur, devrimcilerdir” derken yapılacak tek şeyin hesap sormak için, kendi kendimizi yönetmek için, “Söz, yetki ve karar bizim” demek için mahalle mahalle, sokak sokak, kent kent örgütlenmek olduğunu ifade etti.
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, Tayyip Erdoğan ve Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık operasyonunun ardından para saklamak üzere yapılan konuşmaların gündeme gelmesi üzerine bir açıklama yayımladı. Oya Ersoy başbakanı ve AKP hükümetini istifaya, halkı ise “Koltuklarında oturmaya devam ettikleri her bir dakikanın, halka söyledikleri her bir yalanın; cebimizden, ekmeğimizden, emeğimizden, geleceğimizden çaldıkları her bir kuruşun hesabını sormak için” ülkenin her noktasında sokağa çıkmaya çağırdı. Ersoy açıklamada “Bu ülkede çalmayan, çırpmayan, halkın çıkarlarından başka çıkarları olmayan, halkın gücünden başka bir güce bel bağlamayan tek güç soldur, devrimcilerdir” derken yapılacak tek şeyin hesap sormak için, kendi kendimizi yönetmek için, “Söz, yetki ve karar bizim” demek için mahalle mahalle, sokak sokak, kent kent örgütlenmek olduğunu ifade etti.
SDP: Yolsuzların, yiyicilerin iktidarına karşı sokağa, eyleme, özgürleşmeye
SDP Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında geçen bu konuşma kayıtlarının tek başına AKP iktidarının röntgen filmi mahiyetinde olduğunu ifade etti. Yaptığı açıklamada Kıral çıplak diyen SDP MYK “Artık işçilerin, emekçilerin, halkların, tüm ezilenlerin duruma el koymasının zamanıdır! Bize Ukrayna’yı dayatanlara karşı Rojava’mızla, bize yalanı ve talanı, ölüm yerine sıtmayı dayatanlara karşı halk demokrasisi alternatifimizle, örgütlü gücümüzle, kokuşmuş iktidarlarını bir o yandan bir bu yandan çekiştirenlere karşı “başka bir seçeneğimiz var” diyerek duruma el koymanın zamanıdır!” diyerek yüzsüzlerin, yolsuzların, yiyicilerin iktidarına karşı halkı sokağa çağırdı.
TKP: Hükümet istifa etmeli, erken seçime gidilmelidir!
Türkiye Komünist Partisi tarafından yapılan açıklamada, hükümetin istifası, AKP ve AKP yöneticilerinin malvarlıklarına el konulması istendi. TKP açıklamasında yolsuzluklara ilişkin bağımsız bir soruşturma yürütülebilmesi için baroların, sendika ve meslek örgütlerinin, siyasi partilerin katıldığı bir soruşturma komisyonu kurulması ve siyasi partiler ve seçim yasasının değiştirilerek seçim barajının kaldırılması talepleri yer alırken açıklamada “Erken genel seçim ilan edilmelidir” denildi.
EMEP: Başbakan Erdoğan İstifa Etmelidir!
EMEP Genel Başkanı Sema Gürkan tarafından yapılan açıklamada “Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyetinin değil, meşruiyetini çoktandır kaybetmiş AKP hükümetinin ve yandaşlarının başbakanı durumunda olan bir zattır ve işgal ettiği başbakanlık koltuğunu derhal boşaltmalıdır.” denildi. Açıklamada hükümetin istifası istenirken, soruşturma ve yargılamanın önündeki engellerin kaldırılması, bşta Tayyip Erdoğan olmak üzere yolsuzluklara bulaşmış herkesin yargılanması hükümetin yolsuzlukların üstünü örtmek üzere çıkardığı İnternet, HSYK ve MİT Yasası’nın iptal edilmesi de talep edildi. Açıklama “Baraj başta olmak üzere halk iradesinin eşit temsilini engelleyen her türlü anti demokratik engelin ortadan kaldırıldığı demokratik bir seçim ortamı tesis edilmelidir. Türkiye’nin geleceği halkın demokratik egemenliğine dayanan bir siyasal sistemin inşasındadır.” denildi.
EMEP Genel Başkanı Sema Gürkan tarafından yapılan açıklamada “Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyetinin değil, meşruiyetini çoktandır kaybetmiş AKP hükümetinin ve yandaşlarının başbakanı durumunda olan bir zattır ve işgal ettiği başbakanlık koltuğunu derhal boşaltmalıdır.” denildi. Açıklamada hükümetin istifası istenirken, soruşturma ve yargılamanın önündeki engellerin kaldırılması, bşta Tayyip Erdoğan olmak üzere yolsuzluklara bulaşmış herkesin yargılanması hükümetin yolsuzlukların üstünü örtmek üzere çıkardığı İnternet, HSYK ve MİT Yasası’nın iptal edilmesi de talep edildi. Açıklama “Baraj başta olmak üzere halk iradesinin eşit temsilini engelleyen her türlü anti demokratik engelin ortadan kaldırıldığı demokratik bir seçim ortamı tesis edilmelidir. Türkiye’nin geleceği halkın demokratik egemenliğine dayanan bir siyasal sistemin inşasındadır.” denildi.