"IŞİD piyon bile değildir! Çerez’dir! İstense bir kaşık suda boğulur!
O halde…"
ŞOK DOKTRİN
Tarih: 2 Nisan 1982
Arjantin burnunun dibindeki Falkland Adası’nı işgal etti. İngiltere dünyanın öteki ucundaki küçük sömürgesinin elinden çıkmasına razı olmadı; 20 gün sonra müdahale etti. Altı hafta süren savaşın ardından Arjantin teslim oldu ve işgal ettiği toprakları terk etti. Savaşın siyasal sonuçları da oldu:
Arjantin’de faşist General Leopoldo Galtieri rejimi yıkıldı.
Başbakan Margaret Thatcher, 1979’da iktidara gelmişti ve uyguladığı neoliberal ekonomik politikalarla kamuoyunun tepkisini çekiyordu. Fakat… 1983 genel seçimine kısa süre kala Falkland’ta zafer kazanması prestijini artırdı; oy patlaması yaparak iktidarını devam ettirdi.
Naomi Klein adını duydunuz mu?
“Şok Doktrin: Felaket Kapitalizmin Yükselişi” kitabının yazarı.
Küresel sermayenin bilinçsiz seçmeni nasıl etkilediğini örnek olaylar vererek yazdı.
Normal koşullar altında insanların kabul etmeyeceği siyasal yapı-ekonomik sistem şok doktrinle kabul edilir hale getiriliyordu. Başına gelen beklenmedik bir felaket sonrasında şaşıran, ne yapacağını bilemeyen, şoka giren halk; daha önceleri kabul etmeyip karşı çıktığı yaptırımlara boyun eğmek durumunda kalıveriyordu!
İngiltere’de; neoliberal politikalarla yoksullaşmaya başlayan büyük kitleler, Falkland Savaşı’nın yarattığı milli duygularla oyunu Thatcher’dan yana kullanıvermişti.
Bu girişi yapmamın nedeni; Musul işgaline bir başka açıdan da bakmanızı sağlamaktır!
“Musul Fatihi” Erdoğan
Yazmak tartışmaktır.
Sürü’leşmeyi reddelim ve sorularımızın peşinden gidelim. Örneğin…
Erdoğan Musul’a girerse ne olur? Tabii ki,”Musul Fatihi” olarak Çankaya Köşkü’ne çıkar!
Cumhurbaşkanı olabilmek için Erdoğan’ın tek ihtiyacı, milli duyguları kabartacak bir operasyondur.
Eğer…
2’si çocuk, 3’ü kadın 48 Türk esir alınmamış olsaydı; Türkiye kamuoyu Musul işgaliyle bu kadar yakından ilgilenir miydi? Sanmam.
Peki…
Musul Türk Konsolosluğu işgali sürpriz miydi? Hayır. Başkonsolos Öztürk Yılmaz, “IŞİD Musul’u ele geçirebilir” uyarısında bulundu.
Musul Valisi Useyil Nuceyfi kentten kaçmadan önce Başkonsolos Yılmaz’ı arayıp konsolosluğu terk etmelerini istiyor.
Yine…
Konsolosluk işgalinden bir gün önce MHP Milletvekili Sinan Oğan TBMM kürsüsünde, “besleyip büyüttüğünüz IŞİD Musul Başkonsolosluğumuzun etrafını sarmış durumda” dedi.
Hürriyet’ten İpek Yezdari konsoloslukta çalışan Iraklı bir Türkmen’e ulaştı. Konsolos çalışanı “IŞİD’in silahlı adamları pazartesi günü konsolosluğa gelip çalışanlara ‘Buradan çıkın’ dediler” diye konuştu.
Demek ki…
IŞİD’in Musul’a gireceğini, Türk konsolosluğunu basacağını sağır sultan bile biliyor. Öyle ki…
Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar; twitter hesabından Musul’daki Cemaat okullarının IŞİD baskınından 3 gün önce tahliye edildiğini yazdı. “Musul baskını davul çala çala geldi; kentteki Fetullah Gülen okulları 3 gün önce tahliye edililiyor; Başkonsolosluk sanki baskını bekliyor. Musul’da Cemaat okulları bile perşembenin gelişini çarşambadan (hatta salı) biliyor; Başkonsolosluk baskını öngöremiyor. İstihbarat sıfır mı?”
Erdoğan’ın ve Türk Dışişleri’nin bunları bilmemesi imkansız.
O halde…
Sormalıyız; niye göz yumdular?
Beceriksizlikten mi?
Başka bir sebebi var mı?..
Türk Bayrağı’nın indirilişi…
Musul Türk Konsolosluğu’nun işgali…
Ülkedeki milli hassasiyet doruğa ulaştı.
Yakında yandaş medya başlar:
Atatürk’ün vasiyeti vardı; Musul alınmalıdır! Doğrudur. Fakat vasiyetini doğru okumak gerekir; vasiyetinin içeriği değiştiriliyor ve bunu ilk Turgut Özal yaptı. Erdoğan’la bir daha deneyecekler? Amaçları Kuzey Irak’taki Kürtler’i Araplara karşı koruyacak Türk Ordusu’ndan bir tampon oluşturmaktır.
Özal başaramadı. Erdoğan başaracak mı?
Erdoğan’a “zafer” gerekiyor; askeri ya da diplomatik!
Erdoğan, satranç tahtasındaki at
Fakat…
Ortadoğu bir satranç tahtasıdır; tek hamleye bakarak oyunu okuyamazsınız; birçok hamleyi görmek zorundasınız. Oyun bin bir olasılıklar üzerine kuruludur.
En önemlisi, satrançta oyununuzu belirleyen rakip tarafın hamleleridir.
Yani; Erdoğan’ın bir planı varsa Maliki’nin ya da Esad’ın da stratejisi vardır.
Bildiğinize eminim; tahta üzerindeki “şah”, İsrail; “vezir” ise ABD’dir! Tüm oyun şahı korumak üzerinedir. En etkili eleman vezir’dir. İkinci etkili eleman kale’dir. Fil ve at ise, üçüncü etkili elemandır. Fil oyun başında değil sonunda etkilidir; yani Esad’dır. At ise oyun başında etkilidir oyun sonunda etkisizdir; yani Erdoğan’dır.
IŞİD piyon bile değildir! Çerez’dir! İstense bir kaşık suda boğulur!
O halde…
Dünyanın en önemli petrol bölgesini bu kadar kolay nasıl ele geçiriverdi?
Irak Ordusu bir tek mermi atmadan petrol kenti Musul‘u IŞİD’e neden bırakıverdi?
IŞİD arkasında hangi güç/devlet var?
Dün bu köşede yazdım:
Erdoğan’ın İsrail’le “metres” ilişkisi var.
Erdoğan’ın İmralı ve Kandil’le “metres” ilişkisi var.
Peki…
Erdoğan’ın IŞİD ile de “metres” ilişkisi var mı?
Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı İskender Vetut, “IŞİD’den ele geçirilen bazı silahların İsrail yapımı olduğunu tespit ettik. Asıl hedefi Arap ülkelerini kaosa sürüklemektir” dedi.
Hiç şaşırtıcı değil; plan belli: Irak’ı üçe bölmek:
Sünni Kürtler, Şii Araplar ve Sünni Araplar.
Keza Suriye de bölünmek isteniyor.
Ve Türkiye de…
Bölgede ulus devletlere düşmanlığın nedeni küçük devletçikler oluşturmaktır.
Sünni Türkler, Alevi Türkler ve Sünni Kürtler’den oluşan parçalanmış bir Türkiye istemiyorlar mı?
Canım kardeşim AKP’li…
Irak ve Suriye sana ayna görevi yapıyor; ama sen bunları anlamamakta inat ediyorsun.
Çünkü, şok’tasın!..SONER YALÇIN-SÖZCÜ
Daha yeni Daha eski