Metin Lokumcu’nun ölümüyle ilgili soruşturmada üç yıl sonra ifade veren polisler Metin Lokumcu’yu ve Hopalıları suçladı. Lokumcu’nun öldürüldüğü gün Hopa direnişinde yer alan ve Lokumcu soruşturmasında da tanık olan Halkevleri Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi Taylan Kaya polis ifadelerini Sendika.Org’ye değerlendirdi, polis ifadelerinde geçen iddiaları tek tek yalanladı
Hopa’da, 2011 genel seçimleri öncesi miting yapmak isteyen Tayyip Erdoğan’ın halk ve doğa düşmanı politikalarını protesto eden Hopa halkına polis saldırmış öğretmen Metin Lokumcu bu saldırı sırasında biber gazından etkilenerek hayatını kaybetmişti. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Lokumcu’nun ölümü ile ilgili soruşturmada, biber gazı kullanan 20 polisin ifadesi ölümden ancak üç yıl sonra alınabildi. Bu ifadelerde polis, Lokumcu’nun sandalye attığını, Hopalıların esnafın dükkanlarına saldırdığını, eylemcilerin bayrak, flama vb malzemelerle polise saldırıya geçtiğini, miting alanına girmek için bariyerleri aşmaya çalışanlara gazla müdahale ettiklerini, kasti ve hatalı gaz kullanımı yapılmadığını, gaz kullanımına “aşırı taşkınlık” halinde başvurulduğunu iddia etti.
Hopa’da, 2011 genel seçimleri öncesi miting yapmak isteyen Tayyip Erdoğan’ın halk ve doğa düşmanı politikalarını protesto eden Hopa halkına polis saldırmış öğretmen Metin Lokumcu bu saldırı sırasında biber gazından etkilenerek hayatını kaybetmişti. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Lokumcu’nun ölümü ile ilgili soruşturmada, biber gazı kullanan 20 polisin ifadesi ölümden ancak üç yıl sonra alınabildi. Bu ifadelerde polis, Lokumcu’nun sandalye attığını, Hopalıların esnafın dükkanlarına saldırdığını, eylemcilerin bayrak, flama vb malzemelerle polise saldırıya geçtiğini, miting alanına girmek için bariyerleri aşmaya çalışanlara gazla müdahale ettiklerini, kasti ve hatalı gaz kullanımı yapılmadığını, gaz kullanımına “aşırı taşkınlık” halinde başvurulduğunu iddia etti.
Saldırdılar, gaz attılar, öldürdüler, yalan söylüyorlar
Hopa direnişi nedeniyle birçok Hopalı ile birlikte tutuklanan 6 aya yakın hapishanede kalan ve hakkında açılan dava süren Halkevleri Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi Taylan Kaya Sendika.Org’ye polis ifadelerini değerlendirdi. Lokumcu soruşturmasında da tanık olan Kaya polis ifadelerinin yalanlarla dolu olduğunu söyledi.
Öncelikle “aşırı taşkınlık durumunda gaz kullandık”, “miting alanına girmeye çalışıyorlardı”, “polise saldırdılar” ifadelerine değinen Kaya, 31 Mayıs’ta saldırının Hopa Meydanı’nda “Su haktır satılamaz” pankartı açarak horon çeken Hopalılara yönelik olarak polis tarafından başlatıldığını herkesin görüntülerden hatırlayacağını ifade etti. Polisin Hopa’yı horon çekenlere saldırarak gaza boğduğunu Hopalıların bulunduğu alan ile Erdoğan’ın miting yaptığı alan arasında ise üç şeritli bir uluslararası yol olduğunu belirten Kaya, Hopalıların direnişinin saldırıya karşı meşru savunma ile başladığını söyledi. Polisin Hopalıların esnafa saldırdığını iddia etmesine ise ‘O gün polis doğrudan Hopa esnafına da saldırdı. Üstelik gazın ‘hatasız’ kullanıldığını iddia eden polisler boy hizasında bizleri hedef aldığı için bir çok esnafın camını gaz fişeği ile kırdılar. Hopalıların esnafa saldırdığını iddia eden polisler, dönüp Hopa esnafının polisten şikayetçi olduğu dilekçelere baksın. Saldırının hemen arkasından esnaf kendi arasında onlarca şikayet dilekçesi topladı. Bunun yanında Metin hocamız dışında o gün bir kadın arkadaşımız başından gaz fişeği ile yaralandı. İfadelerdeki mesnetsizlik flama ve bayraklarla saldırdılar yalanından da belli. O meydanda hiçbir örgütün, ne Halkevleri’nin ne ÖDP’nin ne de CHP’nin flaması ya da bayrağı yoktu” dedi.
Kaya, bazı polislerin emri kimin verdiğini bilmedikleri, birinin ise emri Kaymakam’ın verdiği yönündeki beyanlarına ilişkin ise Hopa direnişi arkasından da Kaymakam’ın “emri ben verdim” dediğini ancak o gün bu saldırıyı yaşayanların aynı zamanda ilk andan itibaren Başbakan’ın etrafındaki takım elbiseli kişilerin bizzat emniyet amirinin yanında tüm saldırıyı yönettiğini, polise emirler verdiğini gördüğünü, buna tanık olduğunu söyledi.
İsmail Saymaz’ın polis ifadelerine ilişkin haberindeki vurgular şöyleydi;
Emniyet Amiri olaydan habersiz
Artvin Emniyeti’nden Emniyet Amiri İ.A. Hopalı eylemcilerin “ağzı kapalı soda şişesini iyice çalkalayıp polislerin üzerine doğru attığını, şişenin çevreye zarar verecek şekilde patladığını” ve bu sırada biber gazı sıkılmış olabileceğini ileri sürdü. İ.A., Lokumcu’nun müdahaleden sonra “meydanda dolaştığını, polislere bağırdığını, agresif hareketler yaptığını, ‘Bundan sonra çocuklarınızı okutmayacağız, kadınlarınız dışarı çıkamayacak” dediğini savundu. İ.A. kendisinin gaz kullanma talimatı vermediğini, müdahalenin ne zaman, ne şekilde yapılanacağına kimin karar verdiğini bilmediğini iddia etti.
Emri Kaymakam verdi
Emniyet Müdürü H.A. ise Lokumcu’nun zaman zaman gösteri yapan grubu engellemeye çalıştığını ve güvenlik görevlilerine taş ve sandalye attığını savundu. H.A., müdahale emrinin Hopa kaymakamı tarafından verildiğini anlattı. Polis memuru M.K. ve B.K. ve A.Y. gazlı müdahalede Sarp’ta olduklarını, öğleden sonra Hopa’ya geldiklerini, 90 derecelik açıyla havaya doğru gaz sıktıklarını öne sürdü.
‘Kendi dükkanlarına zarar verdiler’
Erzurum Emniyeti’nde görev yapan R.A. alınan ifadesinde, Hopa’daki grubun bayrak, flama, yerden söktükleri döşeme taşları ve ele geçirdikleri malzemelerle polise saldırdığını, uyarılara rağmen dağılmadığını ve yasadışı slogan atıp saldırılarına devam etmeleri üzerine orantılı gaz sıktıklarını iddia etti. R.A., grubun çevrede bulunan esnafın dükkanlarına zarar vermesi üzerine ikinci kez gaz kullandıklarını, emri Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı E.D.’nin verdiğini savundu. R.A., gaz bombalarını 25 metre mesafede 90 dereceyle, 50 metre mesafede 70 derece, 100 metre mesafede de 45 derecelik açıyla kullandıklarını öne sürerek, “Topluluğun üzerine kasti ya da hatalı gaz kullanımı yapılmamıştır. R.A., sokak aralarında smoke tipi el bombası şeklindeki gaz bombalarını kullandıklarını anlattı. Kapalı alanda da gaz kullanılmadı” dedi. R.A. gibi Erzurum’da görev yapan M.U. ve T.B. tek kalemden çıkmış ifadeler verdi.
Kars Emniyeti’nde çalışan İ.Ç., uzak mesafeden biber gazı kullandığını ifade ederek, “İlk gazı attığım zaman, diğer tarafta daha sonradan öğretmen olduğunu öğrendiğim şahsın hastaneye götürülmüş olduğunu öğrendim. Biz sadece grubu dağıtmak için gaz kullandık” dedi. İ.Ç., “miting alınanda bulunanlara taşlı saldırı durumunda ve bariyerleri geçme” aşamasında gaz bombasına yöneldiklerini belirterek, “Biz miting alanına taşkınca giriş yapmak isteyen topluluğu engelledik” dedi.
Rize Emniyeti’nden F.K. ve B.B. gaz bombası kullanmadığını belirtirken A.G. ve Y.E.Ş. o esnada Sarp’ta olduğunu söyledi. Y.E.Ş., “Biber gazını yaklaşık 25 metreden yere doğru sıkarak kullandım. Bende bulunan model beş tüpü yakın mesafe için püskürtme şeklinde çıkan biber gazı tüpüdür” dedi. B.B. de gaz kullanmadığını söyledi.
‘Aşırı taşkınlık’ olunca…
İzmir Emniyeti’nden D.B., on günlük biber gazı eğitimi aldığını kaydederken “göstericilerin ellerinde bulunan taşları polislere, araçlara ve devlet büyüklerine doğru atmaları, sopalarla üzerine saldırmaları” üzerine gaz bombası kullandığını savundu. D.B., gaz bombasına “aşırı taşkınlık” halinde başvurulduğunu savundu. Arkadaşı M.U.F. da olaylar başlamadan hemen önce gaz malzemesini arkadaşı T.B.’yi verdiğini, bu yüzden kendisinin kullanmadığını belirtti. A.G. ve B.Ç. de kullanmadığını söyledi.
Erzincan Emniyeti’nden H.Y., grubun mitin alanına doğru yaklaşması üzerine biber gazı sıktıklarını, ara sokaklara dağılan grubun gazın etkisi geçince tekrar saldırıya geçtiğini, gazlı müdahalenin dört-beş saat sürdüğünü anlattı. Aksaray Emniyeti’nden B.A.K., bir el gaz bombası kullandığını, sonra da yaralandığını savundu. Gümüşhane Emniyeti’nden S.E., grubun saldırılarını arttırması ve verilen talimat üzerine orantılı olarak gaz sıktıklarını, müdahale sırasında alana ambulansın geldiğini gördüğünü belirterek, “Müdahaleler sırasında yaralananlar olduğunu düşündüm” dedi.SENDİKA.ORG