İstanbul Eyüp İMKB Ticaret Meslek Lisesi’nde okul müdürü tarafından öğretmenler kuruluna okulda mescit açılması ve kadın öğrencilerin tü...
İstanbul Eyüp İMKB Ticaret Meslek Lisesi’nde okul müdürü tarafından öğretmenler kuruluna okulda mescit açılması ve kadın öğrencilerin tüm derslere türbanla girmesi önerisine görüş bildiren Eğitim Sen’li öğretmenler savunmaları bile alınmadan sürgün edildi
Eyüp İMKB Ticaret Meslek Lisesinde, 2013/2014 öğretim yılı ikinci dönem başında Okul Müdürü Ali Aktay tarafından öğretmenler kuruluna okuldamescit açılması ve kadın öğrencilerin tüm dersleretürbanlı olarak girmesi önerisine yönelik Eğitim-Sen’li öğretmenlerin bu konudaki görüşlerini ifade etmelerinin ardından başlatılan soruşturmada öğretmenlerin savunmaları bile alınmadan sürgün çıktı. Savunmaları alınmayan öğretmenler Günay Deniz, Gülsen Can Yeterge ile Ferdi Yeşilırmak ayrı ayrı ilçelere sürülürken okul müdür yardımcılarından Zafer Bilgen müdür yardımcılığı görevinden alındı.
Yaşanan sürgün ve görevden alma olayını HDP İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel meclis gündemine taşıdı. Tüzel, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:
1) Okulda mescit açılması ve tüm derslerde türban takılması laik, bilimsel ve demokratik eğitime ilkelerine, Anayasanın 24. ve 42. maddelerine aykırı bir uygulama değil midir?
2) Orta Öğretim Kurumları Kıyafet Yönetmeliğine göre, kadın öğrencilerin Kuran-ı Kerim derslerinde isterlerse başlarını örtebileceği belirtilmesine rağmen, okul müdürünün tüm derslerde türban takılmasında ısrar etmesi yönetmeliğe aykırı ve disiplinsizliğe teşvik değil midir? Huzursuzluklara neden olabilecek bu uygulamalara itiraz eden öğretmen Günay Deniz’e, “bu uğurda gerekirse şehit olurum” diyecek kadar cihatçı bir yaklaşımla davranan bu müdürü hakkında ne işlem yapılmıştır?
3) Öğretmenler Kurulu toplantısından sonra, Okul Müdürünün talimatıyla, Prostat kanseri ve açık ameliyat geçiren, 25 yılını dolduran Günay Deniz’e, tuvaleti olmayan 3. katta nöbet görevi verildiği, ders saatlerinin artırıldığı, ders programının sık sık değiştirildiği, Müdür Yrd. Uğur İgün tarafından sürekli kontrol altında tutulduğu iddiaları araştırılmış mıdır?
4) Okulun bulunduğu mahallede oturanların çoğunluğu Alevi inancına sahip olduğu halde, okulda mescit açılması çocuklar arasında huzursuzluk ve ayrımcılığa neden olmaz mı? Bu kaygıları dile getiren öğretmenlerin “din düşmanı olarak damgalanması ve cezalandırılması” insan hakları ve düşünceyi ifade etme özgürlüğünün ihlali değil midir?
5) Disiplin Kurulu üyesi Günay Deniz öğretmene, okul idaresince bir öğrencinin okulla ilişiğinin kesilmesi için baskı yapıldığı, son sınıf öğrencisi olduğu için okulla ilişiğinin kesilmesinin doğru olmayacağını ileri sürmesi üzerine, Müdür Ali Aktay’ın “Bu çocuk Alevi olduğu için koruyorsun” dediği iddiaları doğru mudur? Bu konuda, Ferdi Yeşilırmak adlı öğretmenin tanıklığına başvurulmuş mudur?
6) Soruşturmayı yürüten Maarif Müfettişlerinden Adil Ozan ile Osman Demirbaş, ilgililerce gösterilen tanıkların tanıklığına başvurmuş mudur? İlgililerin ifadelerinin tam olarak kayıt altına alınmadığı ve İki kez reddi Muhakkik talebinde bulunulduğu halde, değişiklik yapılmadığı iddiası doğru mudur?
İfade işlemleri sırasında sendika avukatının bulunmasının kabul edilmemesi hangi mevzuata uygundur?
7) Okuldaki mescit ve türban uygulamaları nedeniyle çıkan huzursuzluklar nedeniyle savunmaları dahi alınmadan, Günay Deniz, Gülsen Can Yeterge ile Ferdi Yeşilırmak’ın ikamet ettikleri adreslere çok uzak ilçelere sürülmeleri, okul müdür yardımcılarından Zafer Bilgen’in müdür yardımcılığından alınması mevzuata uygun mudur?
8) Gülsen Yeterge öğretmenin 2.5 yaşlarında ikiz çocuğu olduğu, en az iki toplu taşıma aracı kullanmak zorunda kaldığı, sürüldüğü okulda kendi branşında ücret alabileceği kadar dersin bulunmadığı, Ferdi Yeşilırmak’ın ise Gazi mahallesinde oturduğu halde Fatih ilçesinde (15 km) bir okula, prostat kanseri olan Günay Deniz’in ise, toplu taşıma aracından indikten sonra yarım saat yürüme mesafesindeki bir okula görevlendirmeleri, hukuka aykırı olarak çifte cezalandırma ile maddi ve manevi ağır mağduriyete neden olan bu uygulamanın geri alınması için bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?
