IŞİD tarafından 101 gündür rehin tutulan 49 kişi serbest bırakılmasının ardından, Komünist Parti(KP) bir açıklama yayınlayarak, "49 kişinin kimlerin talimatıyla alıkonulduğu ve nasıl serbest kaldığı tam olarak bilinmiyor. Bilinen CIA, MİT ve IŞİD arasındaki ilişkilerdir" dedi.
Komünist Parti tarafından yapılan açıklama şöyle:
MİT, CIA, IŞİD
HEPİNİZ ORADASINIZ
IŞİD tarafından 101 gündür rehin tutulan 49 kişi serbest bırakıldı. Bu insanların sağ salim serbest kalmış olması sevindirici bir gelişmedir. Ancak, bu gelişme, bölgede sürmekte olan kanlı ve kirli oyunda birinci dereceden sorumlu olanları hiçbir biçimde temize çıkarmıyor.
Musul Konsolosluğu’nda bulunanların rehin alınması ve sonrasında yaşananlar, bugün “zafer kazanmış komutan” edasıyla açıklamalar yapan Davutoğlu’nun kabarık suç dosyasına yeni sayfalar eklemiştir.
49 kişinin kimlerin talimatıyla alıkonulduğu ve nasıl serbest kaldığı tam olarak bilinmiyor. Bilinen CIA, MİT ve IŞİD arasındaki ilişkilerdir. IŞİD’i hangi koşul ve güçlerin yaratıp palazlandırdığı ortadadır. Hükümet ve hükümetin pek muteber bir memuru olduğu ortaya çıkan Musul Başkonsolosu, bu konulara hiç girmemektedir.
Onlar girmez, biz gireriz!
IŞİD, Suriye ve Irak’ta faaliyet gösteren dinci silahlı örgütlerden sadece bir tanesidir. Bu örgütlere, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’den her türlü askeri malzeme, silah ve para akıtılmıştır. Davutoğlu da, hükümetin konuyla ilgili bütün memurları da, bu durumun farkında olmanın ötesinde, bu akışı aktif olarak yönetmişlerdir. Bu suçtur.
CIA ve MİT’in IŞİD dahil bu örgütlerin tamamıyla ilişkisi sürmektedir. ABD’nin IŞİD’e karşı savaş ilan etmesi bu gerçeği değiştirmez. AKP hükümetinin IŞİD ve benzeri örgütlerle ideolojik akrabalığı olduğu açıktır. Daha önemlisi, bu örgütlerin elinde, AKP hükümetini zor duruma sokacak bilgi ve bağlantılar vardır. Siyasi iktidar, 49 kişiden çok daha fazlasını bu örgütlerin eline teslim etmiştir. Suriye'den gelen 1 milyon civarı mültecinin arasına karışan binlerce İslamcı terörist Türkiye'nin dört bir yanına dağılmıştır. Bunlar yeri geldiğinde Reyhanlı'da olduğu gibi kanlı katliamlar düzenleyebilecek durumdadır.

Davutoğlu ve Erdoğan ikilisinin Türkiye’yi getirdiği nokta budur.
Bu söylediklerimiz yalansa, Başbakan’ın yapması gereken, Komünist Parti’ye hemen dava açmaktır.
Suriye’deki savaş suçlarının kaçınılmaz olarak konu edileceği bir mahkemenin tam zamanıdır.
Daha yeni Daha eski