Tayyip Erdoğan’ın “Düştü düşecek” deyip düşüremediği Kobanê’de devreye ÖSO’yu sokma planı elinde patladı. Erdoğan ve El Cezire’nin “ÖS...
Tayyip Erdoğan’ın “Düştü düşecek” deyip düşüremediği Kobanê’de devreye ÖSO’yu sokma planı elinde patladı. Erdoğan ve El Cezire’nin “ÖSO Kobanê’ye gidiyor” paslaşması hem PYD hem de ÖSO kanallarından yalanlandı
El Cezire Türkçe’de yayımlanan habere ulaşmak için resme tıklayın..
Kobanê’de YPG-YPJ öncülüğündeki direnişin IŞİD çetelerine karşı direnişi 40 günü geride bırakırken Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP cephesi, “Kobanê’nin düşmesi” umudu ile bir dizi taktiksel hamle yapıyor. Ne var ki, bu taktiksel hamleler gerek Kobanê Direnişi’nin gücü, gerekse AKP’nin Suriye’deki savaş politikalarında adres gösterdiği ÖSO’nun hali pür meali doğrultusunda birer birer boşa düşüyor.
Tayyip Erdoğan, 23 Ekim sabahı düzenlediği basın toplantısında “Kobanê’de ilk tercihimiz ÖSO, ikinci tercihimiz peşmerge” sözlerini sarf etti. Erdoğan’ın açıklamasından sadece birkaç saat sonra El Cezire’nin Türkçe servisi tarafından egemen medyaya bir haber servis edildi. Haberde “ÖSO’nun komutanlarından” olarak nitelendirilen Abdülcabbar Akidi, 36 saat içerisinde Kobanê’ye gideceklerini ilan etti.
Tam da AKP’nin dillendirdiği üzere ÖSO liderliğinde bir koordinasyon kurulmasını ve IŞİD karşıtı koalisyonun kendilerine yardım yapmasını isteyen Akidi, kararlarıyla ilgili olarak Türkiye hükümetini bilgilendirdiklerini söyleyerek “danışıklı dövüş”ün işaretini de verdi.
Habere göre Kobanê’ye gitme kararının altında İslam Ordusu, Şam Tugayı, Suriye Devrimciler Cephesi, Beşinci Tugay, Hazm Hareketi ve Mücahidin Ordusu adlı gruplar yer alıyordu.
Erdoğan hızını alamadı: ‘PYD kabul etti, ÖSO Kobanê’ye gidiyor’
El Cezire’nin haberinin ardından sazı tekrar eline alan Tayyip Erdoğan, Estonya Cumhurbaşkanı ile yaptığı basın toplantısında şöyle konuştu:
Daha önce de ifade ettiğim gibi Sayın Obama’ya ‘Burada tercih edilmesi gereken birinci derecede Suriye ordusu (ÖSO’yu kast ediyor) olabilir, ikinci derecede peşmergeler olabilir’ demiştik. Daha sonraki gelişmelerde PYD 200 kişilik bir grubu kabul etti. Az önce aldığım bilgiye göre bu sayı 150’ye indirilmiş. ÖSO’dan ise 1300 kişiyi PYD kabul ettiğini bildirmiş.
Erdoğan, planına o kadar kendisini kaptırdı ki, toplantının düzenlendiği dakikalarda birimlerinin geçiş güzergahının nasıl olacağına dair bir görüşme gerçekleştirdiklerini de ileri sürdü.
Yalanlamalar peş peşe geldi
PYD: ‘Tamamen yalan, amaç kafa karıştırmaktır’
Erdoğan’a ilk yalanlama ANF’ye konuşan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’den geldi:Bu doğru değil. Özgür Suriye Ordusu’nun böyle bir açıklaması yok. Bu bilinçli olarak yayılan bir haber. Amaç kafa karıştırmaktır. Zaten ÖSO’ya bağlı bazı gruplar bizimle savaşıyorlar. Öyle bir şey olursa gelip bize başvururlar. Tamamen yalan bir haber.
İMC TV’nin görüştüğü YPG yetkilileri de böyle bir gelişme olmadığını ifade etti.
Halep Devrimci Askeri Konsey: ‘O kadar akılsız mıyız?’
PYD-YPG’nin açıklamalarının ardından ikinci yalanlama Erdoğan’ın doğrudan adını zikrettiği ÖSO çetelerinden geldi. ÖSO içerisinde hareket eden Halep Devrimci Askeri Konsey’in komutanı Zahir El Sakit, resmi Facebook hesabından haberleri yalanladı. ÖSO adına konuşan Abdülcabbar Akidi ile hiçbir bağlarının olmadığını belirten Sakit, “Biz bin ülkenin desteklediği Kobanê’ye asker gönderip Halep’i köpeklere bırakacak kadar akılsız mıyız? Esad güçleri muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri almak için fırsat kolluyor” dedi.
Sakit’in açıklaması bir yandan da fiili olarak varlığı zaten tartışmalı olan ÖSO’nun Halep’ten Kobanê’ye göndereceği bir askeri gücü olmadığının da itirafı oldu.
Suriye Devrimciler Cephesi: ‘Haber ve açıklamalar gerçek dışı’
Abdülcabbar Akidi’nin açıklamasında Kobanê’ye gitme kararının altında imzası bulunan Suriye Devrimciler Cephesi, Erdoğan’ı ve El Cezire’yi yalanlayan üçüncü grup oldu. Haberlerin ve açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirten örgüt, “Birçok Arap ve Batılı ülkenin önem verdiği Kobanê, diğer kentlerden daha değerli değil. Kobanê’ye güç göndermemiz söz konusu değil” dedi.
Mücahidin Ordusu: ‘Unsurlarımızı gönderdiğimiz yalandır’
Kobanê’ye gitme kararının altında imzası olduğu söylenen bir diğer örgüt Mücahidin Ordusu da muhalif haber kaynağı “Cerabus Haber”in Twitter hesabından Kobanê harekatını yalanlandı. Komutanlık imzalı açıklamada iddianın gerçekleri yansıtmadığı belirtildi.
ÖSO’nun Kobanê kararı mı, AKP’nin Kobanê oyunu mu?
El Cezire’nin hem PYD hem de ÖSO kaynaklarından yalanlanan haberindeki iddiaya ilişkin yapılan değerlendirmelerde ise “AKP parmağına” dikkat çekildi.
Radikal’in Ortadoğu muhabiri Fehim Taştekin, Twitter hesabından “Yani günün sonunda şunu mu dedirttirecekler: ‘Kobani’yi IŞİD ele geçiremedi, bari ÖSO ele geçirsin’ Bu mudur hesap?” dedi. AKP hükümetinin aklının da, fikrinin de, zikrinin de karışık olduğunu belirten Taştekin, şu değerlendirmelerde bulundu:
Gazeteci Amed Dicle de El Cezire’nin haberinin yayımlanmasından kısa bir süre sonra Twitter’da şu değerlendirmeyi yaptı:
EL CEZİRE'DE YALAN BİTMEZ: KİM BU KOBANİ'YE GİDECEK ÖSO'LULAR
El Cezire’nin Türkçe servisinin duyurduğu “ÖSO Kobani’ye 1350 kişi gönderiyor” haberi ne kadar doğru? Haberde adı geçen gruplar kimler ve bunlar gerçekten ÖSO’ya mı bağlı?
Latuff kaleminden; “Suriye’de radikal isyancı da, ılımlı isyancı da aynı”
El Cezire’nin Türkçe servisi, “Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) açıklamasına” dayandırdığı haberde, Kobanê’de IŞİD’e karşı savaşmak için 1350 kişilik bir güç göndereceğini belirtti. Ayrıca bu grupların ABD öncülüğündeki koalisyondan da askeri ve lojistik destek istendiğini vurguladı.
Haberde, ÖSO adlı grubun “Halep Operasyon Birimi” tarafından yapılan açıklamasında “Suriye’nin toprak bütünlüğünden yola çıkarak ÖSO’nun genel komutanlığı, Halep’e bağlı Kobanê kentine destek güç gönderme kararı aldı. Koalisyonun Kobanê’ye gidecek bu gücü desteklemesini talep ediyoruz. Kobanê’i IŞİD’in elinden kurtarmak için Kobanê’de savaşan tüm güçlerin birlikte hareket etmesinin, ÖSO ile ve aralarında da koordinasyon sağlanmasının önemini vurguluyoruz” söz yer verildi.
ÖSO komutanı (!) Akidi El Cezire’ye konuştu
Ayrıca El Cezire’ye konu hakkında “ÖSO komutanlarından Abdülcabber Akidi”nin bilgi verdiği ve söz konusu gücün “36 saat içerisinde Kobanê’ye ulaşmasının hedeflendiği” belirtildi. El Cezire’nin röportaj yaptığı Akidi, Kobanê’ye gitme kararını “Bu bizim görevimiz. Kobanê Halep’e bağlı ve Suriye’nin bütünlüğünü korumak adına bunu yapıyoruz. Yaptığımız doğal bir şey. Allah’tan zafer umuyoruz. Biz sadece YPG için değil, oradaki sivillere ve ordumuza bağlı güçlere de destek vermek için gönderiyoruz bu gücü” sözleriyle açıkladı.
“Ankara’ya haber verdik”, “Lojistik ve askeri destek istiyoruz”
Bu kararla ilgili Türkiye’ye de bilgi verdiklerini belirten Akidi, “Onlara (Ankara) bizim bu şekilde karar aldığımız ve destek gücü hazırladığımız ile alakalı bildirimleri gönderdik. Fakat koordinasyon anlamında bir şey gerçekleşmedi. Aynı zamanda koalisyona bildirdik. Bu anlamda koalisyondan her anlamda destek talep ediyoruz. Lojistik ve askeri destek istiyoruz. Bu güç 36 saat içinde Kobanê’ye gidecek” diye konuştu.
“YPG’den cevap bekliyoruz”
Abdülcabbar Akidi “Kobanê’deki savaşan YPG güçleri ve yanında savaşan gruplar ile aranızda bir koordinasyon kuruldu mu?” sorusunu da “Biz Kobanê’de savaşan güçlere bildirileri yolladık ve koordinasyon kurmaya başladık, ancak onlardan hâlâ cevap bekliyoruz. Koordinasyonun sıkı bir şekilde kurulmasını istiyoruz. Cevap geldiğinde 36 saat içinde Kobanê’ye gitmiş olacağız” sözleriyle yanıtladı.
Havaalanının ele geçirilmesi sonrası konuşma yapan Akdisi (ikinci sıradaki) ve solundaki IŞİD’in emirlerinden Ebu Jandal
Haberde “Kobanê’ye gidecek 6 grubun Operasyon Birim Sözcülüğü”nü yapacağı belirtilen Abdülcabbar Akidi, Ağustos 2013’te Halep’teki Minğ askeri havaalanını aralarında Nusra’ya biat eden Muhacirler ve Ensar Ordusu (O dönem grubun komuta kademesinde IŞİD’in şimdilerde “Genelkurmay Başkanı” sıfatındaki Çeçen komutanı Ömer El Şişani vardı) ve IŞİD’in olduğu cihatçı çetelerle birlikte ele geçirmişti.
Ömer El Şişani, Minğ askeri havaalanının ele geçirilmesi sonrası El Cezire televizyonuna konuşuyor.
Kararı alan “ÖSO’ya bağlı gruplar”
El Cezire’nin haberinde dikkat çeken bölümlerden biri ise Kobanê’ye destek kararına imza atan “ÖSO’ya bağlı gruplar”dı. Haberde bunların “İslam Ordusu, Şam Tugayı, Suriye Devrimciler Cephesi, Beşinci Tugay, Hazm Hareketi ve Mücahidin Ordusu” adlı gruplar olduğu belirtiliyor.
Peki, ÖSO’ya bağlı olduğu iddia edilen bu gruplar kim?
Bunlardan bazılarına kısaca değinelim:
İslam Ordusu (Ceyş El İslam)
İslam Ordusu lideri Zehran Alluş
Eylül 2013’te 43 farklı grubun birleşmesiyle kurulan İslam Ordusu’nun (Ceyş El İslam) lideri Zehran Alluş birçok kez ÖSO’nun bir parçası olmadıklarını dile getirmiştir. Ayrıca Kasım 2013’te Ahraru’ş Şam, Şukur’uş Şam, Tevhid Tugayı, Kürt İslam Cephesi, Hak Tugayı ve Ensar’uş Şam gibi cihatçı gruplarla birleşerek “İslami Cephe” adlı çatı örgütünü oluşturmuşlardır. Alluş, cihatçı çetelerin oluşturduğu bu çatı örgütünün “askeri komutanlığını” üstlenmiştir. El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile birçok kez ortak operasyonlar düzenleyen bu çetelerin birçok ortak katliamda da imzası var.
11-12 Aralık 2013 tarihinde aralarında İslam Ordusu, IŞİD ve Nusra Cephesi’nin bulunduğu cihatçı çeteler, Şam kırsalındaki Adra bölgesine saldırmış ve aralarında Alevi, Hristiyan, Dürzi ve İsmaililerin olduğu sivilleri hedef almıştı. Saldırıda bu çeteler en az 200 kişiyi kaçırmış, 80-100 arasında sivili ise katletmişlerdir.
Suriye Devrimciler Cephesi
Cemal Maruf, ABD’nin verdiği TOW anti-tank füzesinin başında
Aralık 2013’te İdlip’te kurulan ve kuruluşunda 14 tane farklı grubun yer aldığı bu çetelerin liderliğini Suriye Şehitleri Tugayı’ndan Cemal Maruf yapıyor.
Kuruluşunda yer alan 14 grup ve liderleri şu isimlerden oluşuyor:
Suriye Şehitleri Tugayı’ndan Cemal Maruf, İdlip Askeri Konseyi’nden Atıf Süleyman, Ahrar el-Zaviya Tugayı’ndan Ahmed Yahya El-Hatib, El-Nasr El-Kadim Tugayı’ndan Rabie Hajjar, Ansar Tugayı’ndan Miskal El-Abdullah, 7. Bölük’ten Heysem Afisi, Halep 9. Bölük’ten Mürşid El- Halid Abdulmutassım, Faruk El-Şemal Taburu’ndan Abdullah Avda Ebu Zeyd, Ziab El-Gab Tugayı’ndan Muhammed Zatar, İdlip Şehitleri Tugayı’ndan Muhammad İsa, Ahrar El-Şemal Tugayı’ndan Bilal Habeir, Rıyaz El-Salihin Taburu, Hama Faruk Tugayları ve Şam Özel Kuvvetler Birliği’nden Abdillah Osman.
Diğer cihatçı gruplar tarafından çetecilik ve hırsızlıkla suçlanan Maruf’un, sınırdaki silah ticareti ile dışardan kendisine verilen silahları diğer gruplara sattığı belirtilirken, The Telegraph muhabiri Ruth Sherlock’ta, “Maruf dahil birçok komutan bu şekilde savaş ağasına dönüştüğünü ve bu sayede zengin olduğunu” yazmıştı. Üstelik bu çetelere ABD yapımı TOW tanksavar füzeleri de verilmiştir.
Suriye Devrimciler Cephesi ve aralarında Nusra Cephesi, İslami Cephe bileşenlerinden Ahraru’ş Şam ve IŞID’e bağlı Cundu’l Aksa Tugayı’nın bulunduğu cihatçı çeteler, 9 Şubat 2014 tarihinde yaşanan ve en az 42 sivilin katledildiği Maan Köyü baskınında yer almıştı.
Ayrıca Maruf, Nisan 2014’te İngiliz The Independent’a yaptığı açıklamada, Nusra’yla bir sorunlarının olmadığını söylemiş ve bu çetelerle ortak operasyonlar yaptıklarını anlatmıştı. Maruf, Şam’ın batısındaki Yabrud kasabasındaki çatışmalarda, Nusra Cephesi’nin de aralarında olduğu gruplara, “destekçi ülkelerin isteği üzerine” silah gönderdiklerini de söylemişti.
Mücahidin Ordusu (Ceyş El Mücahidin)
Halep’te faaliyet gösteren Nureddin Zengi Taburu Lideri Tevfik Şehabettin’in önderliğinde, 19. Bölük, El-Nur Hareketi, Festakim Kema Umirt, Hurriye, Ensar El-Hilafe, Emjed El-İslam, Haremeyn ve El-Ensar Tugayları’nın katılımıyla Ocak 2014’te kuruldu. Cihatçı çetelerin kendi aralarında gerçekleştirdiği çatışmalarda IŞİD’e karşı tüm Halep’te Nusra Cephesi ile hareket etmektedir. Cihatçı çetelerin çatı örgütü İslami Cephe’nin bileşenlerinden Ahraru’ş Şam ve Tevhid Tugayları’yla da teması olmuştur.
9 Şubat’ta El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ve İslami Cephe ile birlikte “Şam Operasyon Odası” oluşturmuş ve Halep’e 5 ayrı cepheden saldırı başlatmışlardı. Ayrıca bu çeteler Halep’teki operasyona ‘Kafirleri Kesme Operasyonu’ adını vermişti. Kürt bölgelerini de kapsayan bu saldırılar 25 Nisan’da Halep’te YPG güçleri ile Şam Operasyon Odası’nda yer alan çetelerin anlaşmasıyla sona ermişti.
Hazm Hareketi
Hazm Hareketi’de TOW anti-tank füzelerine sahip
El Faruk Tugayları’nın lideri Hamza Şimali (Ebu Haşim) ve ÖSO Yüksek Askeri Konsey eski başkanı General Selim İdris ile birlikte Ocak 2014’te 22 Humuslu ve Hamalı tugaydan oluşan Hazm Hareketi’nin kuruluşunu ilan ettiler.
Örgütün liderliğini Abdullah Avda (Ebu Zeyd) yapıyor ve Avda her üyenin aylık 100 dolar maaş aldığını belirtirken, 150 kişilik bir grubun Katar’dan özel askeri eğitim aldığını açıklamıştı. Ayrıca ABD’den TOW güdümlü anti-tank füzelerini teslim aldığını duyuran Hazm Hareketi, zırhlı araçlara ve gelişmiş uçaksavar silahlarına da sahiptir.
El Ahbar’dan Suhayb Ancarini Mayıs 2014’teki bir yazısında örgütün Müslüman Kardeşler’den, Türkiye’den ve Katar’dan güçlü destek aldığını belirtmişti.
Hazm Suriye’de Halep, İdlip, Dera, Şam kırsalı ve Golan gibi birçok bölgede Suriye Devrimciler Cephesi, Nusra Cephesi gibi çetelerle birlikte hareket ediyor. Öyle ki Hazm Hareketi komutanlarından Asım Zeydan, Los Angeles Times’a yaptığı açıklamada, El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’yle birlikte çalıştıklarını belirterek, “Onlar bize karşı savaşmıyor. Biz gerçekte onların safındayız ve onları seviyoruz” demişti.
Ayrıca Hazm Hareketi, Halep’in Handarat bölgesinde Nusra Cephesi’ne biat eden Çeçenlerin kontrolündeki Muhacirler ve Ensar Ordusu ile birlikte ortak operasyonlar düzenlenmişti. Muhacirler ve Ensar Ordusu adlı cihatçı çete 4-19 Ağustos 2013 tarihlerinde Lazkiye ili kırsalına yönelik saldırılarında en az 190 sivili katletmiş, 200 kişiyi de rehin almıştı.
