17 Aralık operasyonunun yıldönümünde Konya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı tören sırasında, tören alanında bulunan M.Ş....
17 Aralık operasyonunun yıldönümünde Konya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı tören sırasında, tören alanında bulunan M.Ş. isimli vatandaşın, yanındaki kişi ile sohbetinde 'hırsızlık' üzerine konuştuğu gerekçesiyle karakola götürüldüğü, M.Ş.'nin tutuklanması yönünde değil de serbest bırakılması yönünde talimat veren nöbetçi savcının da geçici görevle Zonguldak'a sürüldüğü öne sürüldü.
Konuyla ilgili iddiayı Konya Barosu Başkanı Fevzi Kayacan'dan sonra CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da Ankara'da düzenlediği basın toplantısıyla gündeme getirdi. Kart, durumu Adalet Bakanlığı ve HSYK'nın 'yargıya doğrudan müdahale ettiğine' bir kanıt olarak gösterdi. Atilla Kart, Konya'da M. E. A.'nın tutuklamasından önce yaşanan M. Ş.'nin olayını şöyle anlattı:
"17 Aralık'ta İstasyon Meydanı'nda Cumhurbaşkanı'nın katıldığı tören esnasında , yurttaşların kendi aralarında konusu 'hırsızlık' olan bir diyalogları sonucunda karakola götürülen M.Ş. isimli yurttaş hakkında, ilgili nöbetçi Savcı, ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakılması talimatını vermiştir. Ancak, bu işlemden sonra doğrudan siyasi müdahaleler yapılmış, M.Ş. bir başka savcı vasıtasıyla Sulh Ceza Hakimliği'ne sevkettirilmiş, daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Ancak, ilk ifadeyi alan Savcı Altun'un şüpheliyi tutuklamaya sevk etmemesi sebebiyle, adı geçen Savcı, talebi olmadığı halde Zonguldak'a geçici olarak görevlendirilmiştir."
"TUTUKLAMA KARARI VEREN HAKİM, GÖREV VE YETKİSİNİ KÖTÜYE
KULLANMIŞTIR"
Konya'da 16 yaşındaki liseli M.E. A'yı tutuklayan mahkemenin
de Sulh Ceza Hakimliği olmasına dikkat çeken Atilla Kart, bu konuda da şu
açıklamayı yaptı: "Bilindiği gibi; 5395 sayılı 'Çocuk Koruma Kanununun' 4.
maddesinde düzenlenen 'Temel İlkeler', konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Çocuk
Hakları Sözleşmesi, çocuk suçluluğunun önlenmesine ilişkin Riyad İlkeleri ve
diğer ilgili mevzuat; çocukların soruşturma ve yargılanmalarına ilişkin usul ve
esasları düzenlemiştir. İlgili mevzuat , bütün olarak değerlendirildiğinde;
çocukların ancak ağır cezalık ve suçüstü halinin bulunması durumunda
tutuklanabileceği ve hapis cezasının en son çare olarak uygulanması anlayışının
mevzuatımızda hakim olduğu görülmektedir. Karar veren Yargıç ise ; âmir
nitelikte olan bu mevzuatı gözardı ederek tutuklama kararı vermiştir. Görev ve
yetkisini kötüye kullanmıştır. Gösterdiği gerekçelerin hiçbirisinin, yukarıda
sözü edilen mevzuat karşısında pratik bir öneminin olmadığı açıktır. Keza,
diğer tutuklama gerekçelerinin yanında; 'Şüphelinin pişman olmayacağı'
kanısının uyandığı yönündeki yorumu da ; hukuk ve adalet kavramından ne kadar
uzak olduğunu ve “yoğun bir ön yargıö içinde hükmü tesis ettiğini göstermeye
yeterlidir." Aynı hakimin '17 Aralık yolsuzluğunu protesto eden' CHP Konya
İl Başkanlığı binasında arama kararı tesis ettiğini söyleyen Kart "Yargıç,
demokrasiyi hançerlemiştir. Sulh Ceza Hakimlikleri; haksız tutuklama, el koyma,
arama ve gözaltılar için 'bir İdari Mekanizma' haline getirilmiştir. Türkiye
gerçeği artık şudur; Sulh Ceza Hakimlikleri , 'Yargı Mercii' konumunda
değildir. Türkiye'nin tüm İl'lerindeki 'genel tablo' bu yöndedir. Bu Yargıçlar,
Siyasi İktidarın 'ismen ve doğrudan' görevlendirdiği kişilerdir. Bu Yargıçlar,
'Siyasi İktidarın sopası' misyonunu üstlenmişlerdir" dedi.
SAVCI GÖREVE
BAŞLAMADI
Konya'da, 17 Aralık'taki törende konusu 'hırsızlık' olan bir diyalog
sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarının talebiyle karakola götürülen
kişinin serbest bırakılması nedeniyle Zonguldak'a atandığı ileri sürülen
Cumhuriyet Savcısı Recep Altun henüz görevine başlamadı. Konya Baro Başkanı
Avukat Fevzi Kayacan, 17 Aralık'ta Konya'daki törenler sırasında meydana gelen
olayın ardından karakola götürülen kişinin serbest bırakılması yönünde karar
veren savcı Recep Altun'un, bu nedenle Zonguldak Adliyesi'nde geçici olarak
görevlendirildiğini söyledi. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır,
savcı Recep Altun'un, 1 ay geçici görev yapacağıyla ilgili yazının kendilerine
ulaştığını söyledi. Ancak savcı Altun'un henüz görevine başlamadığını belirten
Başsavcı Özbakır, şöyle dedi: "22 Aralık Pazartesi günü göreve başlaması
gerekiyordu. Ancak, şuana kadar göreve başlamadı. Muhtemelen ya rapor ya da izin
aldı. Adalet Bakanlığı'ndan bu konuda herhangi bir yazı gelmedi. Burada 1 ay
geçici olarak çalışacak. Sürenin bitiminde görev süresi uzayacak mı yoksa başka
bir yere mi gönderilecek, onu biz bilemeyiz?"
NE OLMUŞTU (24.12.2014)
Konya'da, 16 yaşındaki Mehmet Emin Altunses, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Odatv'ye konuşan Mehmet Emin Altunses'in annesi Nazmiye Altıunses, "Çocukların neden sokağa döküldüğünü araştırsınlar. Çünkü bunun arkası gelmez, bugün Emin gider yarın bir başkası gider" dedi.
İzmir'in Menemen İlçesi'nde katledilen Kubilay'ın Konya'da yapılan anmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyleCHP'ye yakınlığıyla bilinen Halk Lis Konya İl Başkanı 16 yaşındaki Mehmet Emin Altunses tutuklandı. Bugün sabah saatlerinde okula gelen polisler tarafından önce çocuk şubeye ardından da 18 yaşından küçük olduğu için savcıya ifade vermesi gerektiğinden adliyeye götürülen Mehmet Emin Altunses, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 16 yaşındaki Mehmet Emin'in "Cumhurbaşkanı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı değil Kaçak Saray'ın hırsızıdır" şeklindeki sözleri hakaret gerekçesi sayıldı.
Türk Ceza Kanunu'nun 299'uncu maddesine göre Mehmet Emin hakkında dava açılırsa Cumhurbaşkanı'na hakaretten 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
ANNESİ: BENİM MANTIĞIM KABUL ETMİYOR
Mehmet Emin'in annesi Nazmiye Altunses, Odatv'ye yaptığı açıklamada "Kubilay anma merasiminde bir konuşma hazırlamış, yaptığı konuşmada hiçbir şey yok. Sadece konuşmanın ardından'Cumhurbaşkanı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı değil Kaçak Saray'ın hırsızıdır' demiş. Bu sözleri nedeniyle götürdüler" dedi. Mehmet Emin'in öğretmeninin kendisini aradığını ifade eden Anne Altunses, "Ben de çocuk şubeye gittim, öğleden sonra da adliyeye götürmüşlerdi. Bana polisler de avukatlar da ifadesinin alınıp bırakılacağını söylediler. Akşamüstü tutuklandığını öğrendim. Çocuğum 16 yaşında ve cezaevinde. Adliyeden geri gelmediler. Ben bunu uygun görmüyorum çünkü ben o çocuğu okula gönderdim. Benim mantığım kabul etmiyor. Tutuklanıp cezaevine gönderilmesini mantığım kabul etmiyor" diye konuştu.
'BUGÜN EMİN GİDER YARIN BİR BAŞKASI GİDER'
Türkiye çocuklarına artık haklarını aramak için sokağa çıkmak zorunda kaldığını ifade eden Anne Altunses, "Çocukların neden sokağa çıktıklarını araştırsınlar. Binlerce çocuk sokaklara dökülüyor, bunun nedenini araştırsınlar. Çünkü bunun arkası gelmez, bugün Emin gider yarın bir başkası gider" dedi.
'CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMET NEZDİNDE PANİK HALİ VARDIR'
16 yaşındaki Mehmet Emin'in sorgusu sırasında yanında olan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise Odatv'ye şunları söyledi:
"18 yaşından küçük olduğu için emniyetin ifade alma yetkisi yok. Zorunlu olarak savcılığa sevk edildi. Açıkçası savcılıkta hiçbir şekilde tutuklamayı beklemiyorduk. Hiç ihtimal vermedik, ama tutuklama kararı çıktı. Bunun anlamı şu, Türkiye'de sulh ceza hakimlikleri ve tutuklama mercileri artık mahkeme niteliğini kaybetmiştir. Yargı mekanizması değildir onlar. Doğrudan hükümetin tavsiye, telkin ve kanunsuz emirleriyle işlem yapan kurumlar haline gelmiştir. Cumhurbaşkanı ve hükümet nezdinde panik hali vardır. Panik, tehdit, korku ve gözdağı... Bütün bu duygularla yaratılan iklimin tezahürüdür bu, ortaya çıkan bir tablodur bu."
'16 YAŞINDA ÇOCUKLARIN TUTUKLANIYOR OLMASI...'
"Türkiye'de 16 yaşında çocukların tutuklanıyor olması, gerçekten dehşet verici bir tablodur" diyen Atilla Kart, şunları söyledi:
"O çocuk ne diyor orada 'katil' diyor, 'hırsız' diyor, yani hükümetin yolsuzluklarını ortaya koyuyor. Hükümetin antidemokratik uygulamalarından söz ediyor. Bu bir Türkiye gerçeğidir. Bu evrensel hukuk anlamında da sert bir eleştiridir. Bunları bu boyutuyla tartışmanın bir anlamı yoktur. Türkiye'de doğrudan anayasal kurumların askıya alındığı kanunsuz emir ve talimatların icra edildiği bir dönem yaşanmaktadır. Bunun anlamı budur. Olayı çok yakından takip ediyoruz."
'HAKARET KASTIM YOKTU'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği suçlamasıyla okulundan alınarak çıkarıldığı mahkemede tutuklanan lise öğrencisi Mehmet Emin, Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadesinde, "Benim herhangi bir partinin gençlik kollarına üyeliğim bulunmamaktadır. 'Halkçı Liseliler' diye tabir edilen ise facebookta bir sayfadır. Biz Valiliğe müracat ederek 'Şehit Subay Kubilay'ı anmak için izin aldık. Gedavet Parkı'nda toplandık. Ben facebooktaki sayfayı idare ediyorum. 'Başkan' demeleri o olabilir. Söz konusu açıklamayı ben yaptım. Benim hakaret etme kastım yoktur" dediği öğrenildi.
Mehmet Emin'in dünkü açıklamasını İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi polisleri tarafından kamerayla kaydedildiği, bunu inceleyen Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Mehmet Emin hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan soruşturma başlattığı bildirildi.
MEHMET EMİN'E SOSYAL MEDYADA DESTEK
16 yaşındaki Mehmet Emin'in tutuklanmasına sosyal medyada da tepki büyüktü.
İşte sosyal medyadan mesajlar:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu: Bugün 16 yaşında bir çocuk okulu basılarak gözaltına alındı! Hırsızı koruyup, çocuğun tepkisine tahammül edemeyen düzendir; 'Yeni Türkiye'!!
Gazeteci Selami İnce: 16 yaşında tutuklanan çocuğun anasını yuhalatmak da herhalde yeni başbakanımıza düşer.
CHP Parti Meclisi Üyesi Tuncay Özkan: Ne derse desin,16 yaşında bir liseliyi hapsedene yargıç, annesini evladından ayırana adalet denmez.Yıkılsın bu düzen.Vicdansızlar.
.jpg)
CHP İL BAŞKANI KARPUZ: 'BİZİ YILDIRAMAYACAKLAR
CHP Konya İl Başkanı Mevlüt Karpuz da, 'Ülkemizin içinde bulunduğu durumun en vurucu noktalarından birisi 16 yaşındaki gencimizin hakaret suçlamasıyla okulundan alınıp zindana gönderildiği gün olarak tarihe düşeceğine inanıyoruz. Birileri bizi korkutmaya yıldırmaya çalışıyorsa hiç kusura bakmasınlar bunu başarmaları mümkün değil" dedi.
CHP'nin avukatı Fatih Arslantaş da olayın bir hukuk faciası olduğunu söyledi. Arslantaş, 'Bugün itibariyle Konya ilinde bir hukuk faciası yaşanmıştır maalesef. Henüz 16 yaşında olan bir genç arkadaşımız, sadece hakaret suçundan tutuklanarak cezaevine konulmuştur. Biz bu kararı adil ve hukuki bulmuyoruz. Alt sınır ve üst sınırı 1 ve 3 yıl olan hakaret suçundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 16 yaşında bir çocuğun, yaşı küçük bir çocuğun ilk defa tutuklandığına şahit oluyoruz" dedi.
