PARİS SALDIRISINDAN SONRA TÜRKİYE'Yİ BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE
Öyle zamanlarda yaşıyoruz ki, her an her şey olabilir psikolojisi insanların bilincine ya da bilinçaltına işlemiş vaziyette.
11 Eylül 2001 saldırıları bu anlamda bir milat sayılabilir.
Biraz zorlarsak Baba Bush’un 1991’deki Irak saldırısı da sayılabilir.
Ardından Avrupa’da yaşanan Yugoslavya iç savaşı filan.
Yani 15 20 yıldan beridir, terör eylemleri, emperyalist işgaller, iç karışıklıklar, toplumsal ayaklanmalar vs. durulmak bilmedi.
Biraz genelleme yaparsak, tüm bu olayların arka planında Batı kapitalizmi ve onun yavrusu olan emperyalizm var.
Özellikle de bizim coğrafyamız bu kargaşanın kalbinde yer alıyor.
Suriye’ye yapılan emperyalist saldırı 2011’den beri sınırlarımızı kevgire çevirdi.
Doğudan ve Batıdan, kuzeyden güneyden gelen geçen Türkiye üzerinden Suriye’ye girdi, tabii silah ve mühimmatlar da.
Bu kumpasta, ABD ve İsrail’in yanında bu kez Fransa da vardı.
Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan da icracı ülkelerdi.
Ülkesini savunan Beşar Esad, her seferinde uyardı.
‘Yapmayın etmeyin, bunlar çakal çukal takımı, bunların silahları önünde sonunda size dönecek’ dedi.
Bu uyarısı en çok da Türkiye için geçerliydi.
Bakınız Paris’teki Charlie Hebdo katliamının sonuçlarına…
Uzun bir süredir ülkelerinde yaşayan Müslüman toplumlardan fena halde bunalan İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerde, artık yabancıları geri göndermek için kapı gibi bir gerekçe ortaya çıkıverdi.
Ve bu noktada işaret parmakları en çok da Türklere döndü.
Bakıyoruz bu Fransa’daki teröristlere, her geçen gün yeni bir Türkiye bağlantısı ortaya çıkıyor.
İşte market baskınında öldürülen Kolibali isimli teröristin silahını Bosna Hersek’teki bir Türk’ten aldığından tutun, kız arkadaşının Gazi Antep ve İstanbul’daki yatak odalarının fotoğrafları. Kuaşi kardeşlerin
Otomobilde bırakılan kimlikler, terörist zanlılarının tamamının öldürülmesi gibi kuşkulu durumlar karşısında, siz ne kadar “Bu iş bir SüperNATO operasyonudur, CIA - Mossad tezgahıdır” diye bağırsanız, çağırsanız da olacağına bakın.
Sanki Suriye’deki terör örgütleri, ABD ve İsrail süpervizyonunda oluşturulup, sahaya sürülmemiş gibi, ihale Türkiye’nin üzerine yıkılacaktır.
AKP Hükümetinin dosyası uzun bir zamandır BM’de duruyor, her geçen gün yeni belge ve bilgiler buna ekleniyor.
Şimdi bu Charlie Hebdo provokasyonu sonrası olay operasyonel hale getiriliyor.
Haber yeni:
“Almanya'nın başkenti Berlin'de polisin düzenlediği bir operasyonda iki Türk vatandaşı Suriye'de şiddet eylemi planladıkları suçlamasıyla gözaltına aldı. Berlin polisinden yapılan açıklamada, yaşları 41 ve 43 olan Türklerin Suriye'de şiddet eylemine hazırlandıkları ve IŞİD örgütü için propaganda yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındıkları açıklandı.”
Şu da yeni:
“İzmir'in Menemen İlçesi'nde, iki ay önce Ö.U.'nun evinde meydana gelen patlamanın ayrıntıları ortaya çıktı. Suriye'deki radikal örgütlerin safında savaşan Ö.U.'nun, evine döndükten sonra gübreyle patlayıcı eğitimi aldığı sırada olayın yaşandığı öğrenildi. Tutuklanan Ö.U.'nun, uyuşturucu suçundan da arandığı açıklandı.”
Ve bu da:
“Ensar Kardeşlik Platformu adını veren El Kaide yanlısı bir grup Fatih Camii'nde Paris Katliamı'nı gerçekleştiren Kouachi kardeşler için gıyabi cenaze namazı kıldı.
Usame Bin Ladin fotoğrafını yer aldığı "ifade hürriyetinizin sınırı yoksa bizim sınırsız eylem yapma hürriyetimize kendinizi hazırlayın"pankartı açan grup Paris katliamını gerçekleştiren Kouachi Kardeşler için cenaze namazı kıldı.”
Charlie Hebdo’nun şapkasından çıkanlara bakın siz…
AKP Hükümeti, belki gündemin böylesine radikal biçimde değişip, tüm tartışmanın “Peygamberimize hakaret ettirmeyiz” moduna gelmesinden memnun olabilir ama iş çok daha ciddi.
Avrupa’daki köktendinci terörist saldırı fırtınası, Türkiye’nin AB çıpasını kesin olarak bitirdi.
Türkiye artık Avrupa’dan dışlanmış anti-demokrat ve terörist unsurlar barındıran sorunlu bir Ortadoğu ülkesidir.
ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa bombardımanlarında, Irak, Suriye, Afganistan, Libya, Filistin ve Lübnan’da ölen milyon insanın batılı kamuoylarınca ve daha önemlisi karar merkezlerince fazla önemi yoktur!
Ama Avrupa’nın kalbinde vahşice katledilen ve aslında kendi yönetimlerine de muhalif olan (Bu bana Hrant Dink’i hatırlatıyor nedense) karikatüristler adına yeni bir “Haçlı Savaşı” tezgahlanıyor.
Bu “Haçlı Savaşı” kazanına her iki taraf da fazlasıyla kömür taşıyor.
Konjonktür böyle çünkü.
Türkiye, AB çıpasından çıkarılıyor ama Suriye’ye hazırlanan yeni bir saldırı için NATO’ya çıpalanmak isteniyor.
Bunun için de Türkiye’de ciddi olaylar bekleniyor!
IŞİD’i halletmek bahanesiyle Suriye’ye düzenlenecek bir “Uluslar arası Koalisyon Operasyonu” için Türkiye lazım çünkü.
Fransa uçak gemisini gönderdi bile.
Avrupalı ülkelerin katılımıyla 18 şubat’ta ABD’de düzenlenecek “Terörle Mücadele Zirvesi”nde bu işin rengi belli olur.
Bu zirveye Türkiye’nin de katılmasına kesin gözüyle bakıyorum.
Bu zirvede Charlie Hebdo’yu basıp 12 kişi öldüren ve de sonra ortadan kaldırılan Kuaşi Kardeşlerin eylemleri öncesinde bağlantılı olduğu Amerikan vatandaşı El Kaide liderlerinden Enver El Evlaki ismi gündeme gelecek mi?
ABD’li Yarbay Anthony Schaffer’e göre bu Evlaki, FBI’a da çalışan çok taraflı bir ajandı ve 11 Eylül saldırılarından 2 ay sonra Pentagon’da yemekte ağırlanmıştı.
Komplo mu?
Artık ‘her yer komplo, her yer distopyadır’
Hüseyin Vodinalı-Odatv.com
Daha yeni Daha eski