HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

"Bu Sureyi Gece Gündüz Okumaları Lazım"

Dindarlık iddiasında olanlar gece gündüz okusa, sular seller gibi ezberlese yeridir. Çünkü alışılmış dindarın o iflah olmaz 'mülkte ...

Dindarlık iddiasında olanlar gece gündüz okusa, sular seller gibi ezberlese yeridir. Çünkü alışılmış dindarın o iflah olmaz 'mülkte sinirleri alınmış' din anlayışının panzehiri işte bu suredir.

İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık, Maun Suresi'nin tefsirinde özellikle yardımı esirgeyen ve mülk sevdalısı kesime seslendi... İşte o sözler:

" Onların Kıldığı Namaz Boştur. Gösteriş Yapıyorlar. En Küçük Yardıma Bile Mani Oluyorlar: Yani bazıları da işin gösterişinde. Oyunda ve oynaştadır. Kıldıkları namazda, yaptıkları duada hayır yoktur. Kürsülerden nutuk atmaya bayılırlar. Mükellef sofralarda tıka basa doyup 'elhamdulillah' çektikten sonra 'Mübarek sahabe efendilerimiz açlıktan karnına taş bağlardı' diye ağlamaklı ağlamaklı konuşurlar. Kandil gecelerinde gülyağı kokuları arasında sahabe hayatı anlatırlar. Sünnetir inşallah diye tabağın kenarında hiçbirşey bırakmadan yedikçe yerler ama tabağın içindekini bölüşmeyi hiç düşünmezler. Her yemekten sonra huril-ıyn duaları ederler; ev üstüne ev, eş üstüne eş isterler ama onları yoksul bekarlarla evlendirmeyi, hele iş sahibi yapmayı akıllarından bile geçirmezler. Nedense her şeye kendilerini layık görürler. Kendileri dururken başkası akıllarından bile geçmez. Allah güzel ve zengin nimetlerini neden hep onlar üzerinde görmekten hoşlanır. Bunlar hem namaz kılarlar, dindar görünürler, hem de bir kapitalistten daha beter mal, mülk ve para düşkünüdürler. En küçük yardımları yapmakta bile pintilikte üzerlerine yoktur. Barlarda, pavyonlarda para harcayamazlar ama saray yavrusu evlere milyarlar dökerler. Hırslarını maldan, mülkten, gösterişten güçlü görünmekten çıkarırlar. Birşeyi vermek kerpetenle etlerini koparmak gibi gelir.

Kulak ver ve dinler ey hayat süren leş!

Komşun açken tok yatıyorsan, insanlar açlık sınırındayken villa üstüne villa alıyorsan, sokaklar dilenci, öksüz, yoksul, garip, çaresiz, kimsesiz doluyken bu villalarda sabahlara dek yünlü seccadelerde namaz kılıyorsan vay haline! Mazlumun anı arşı alaya yükselirken, yoksulun açlığı yeri delerken, öksüzün ağlaması göğü çatlatırken sadece kıldığın namaza güvenerek rüzu mahşere gitmeyi düşünüyorsan vay haline!

Dıştan namazlı, niyazlı, içten zavallı bir dindarlık...

Dışı müslüman içi kapitalist bir ehl-i namazlık...

Adı en küçük yardımı bile çok görmek anlamına gelen bu sureyi dindarlık iddiasında olanlar gece gündüz okusa, sular seller gibi ezberlese yeridir. Çünkü alışılmış dindarın o iflah olmaz 'mülkte sinirleri alınmış' din anlayışının panzehiri işte bu suredir.

Boyuna Allah'ın kendine özel olarak verdiğini sandığı zenginliğine 'elhamdulillah' çekip, burnunun ucundaki açı, yoksulu bir türlü göremeyen, yoksulluk, fakirlik, emek laflarını duyunca 'solculuk' yapıldığını zanneden, 'Müslüman güçlü olacak, her şeyin en iyisini giyecek, en iyi yerlerde oturacak' deyip duran, 'Ben Müslüman'ın zengin olanını severim' diye de kafasına uygun hadis uyduran zihniyetin panzehiri işte bu ve benzeri bir çok suredir.

Dini yalanlayan inkarcı-kafir tutumu ile öksüze ve yoksula bigane ehl-i namazlık aynı sure içinde bir tutuluyor ve aynı azapla tehdit ediliyor! Varın gerisini siz düşünün."

Business News