Avrupa Konseyi tarafından 15 Ekim 1985 tarihinde imzaya açılan ve 1988 tarihinde
yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı şu an itibariyle
Konseye üye olan 45 devletin Türkiye dâhil 42 si tarafından imzalanmış ve
onaylanmış bulunmaktadır. Ancak Şartın “Yükümlülükler” başlıklı 12.maddesi
gereğince “Her Âkit Taraf, bu Şart’ın I. Bölümündeki paragraflardan en az 10 tanesini
aşağıdakilerin arasından seçilmek üzere en az 20 paragrafı ile kendisini bağlı kabul
etmeyi taahhüt edecektir. “denilmek suretiyle açıkça çekince koyma hakkı tanındığı
gibi aynı Şart’ın “Çekilme” başlıklı 17.maddesi ile şarta taraf olduktan beş yıl sonra
çekilme hakkı da tanınmış olmaktadır.
Şart’a taraf olan Avrupa Konseyi ülkelerinden aralarında ülkemizin de bulunduğu 31
tanesi şartın bazı maddelerine çekince koymuşlardır.
Genel itibariyle şartın içeriği incelendiğinde üç ana bölümden oluştuğu görülmektedir:
Birinci bolümde;
Özerk yerel yönetim kurumunun dayandığı başlıca ilkeler sayılmaktadır. Bu ilkeler,
seçilmiş yöneticilerin çalışma koşulları, yönetsel denetimin niteliği ve sınırı, yerel
yönetimlerin kaynak özerkliği, yerel yönetimler arası ve merkezi idareler ile yerel
yönetimler arası işbirliği ve dayanışmanın esasları ve yargısal denetimin sağlanması
gibi konulardır. Yerel yönetimler üzerindeki devlet denetiminin azaltılması ve
kendilerine görevleri ile orantılı gelir kaynaklarının sağlanması gereği de şartın bu
bölümünde yer almaktadır
İkinci bölümünde;
Bu Şart’ı onaylamış olan devletlerin yükümlülük ve sorumluluklarıyla ilgili kurallar yer
almaktadır. İlkelerin birbirlerini bütünlemekte olduğu dikkate alınarak ve yerinden
yönetim özerkliği ile ilgileri hesaba katılarak devletlerin çekince koymakta özgür
davranabilecekleri maddeler ayrı ayrı gösterilmiştir. Yerel özerklik şartında, devletleri
şartın ilkelerini yaşama geçirmek amacı ile aldıkları yasal önlemlerin zaman zaman
Konsey’e bildirilmesi dışında; ilkelerin uygulanıp uygulanmadığını ya da nasıl
uygulandığını denetlemek amacı ile kurumsallaştırılmış bir nevi izlemeye dayalı
sistem öngörülmüş bulunmamaktadır. Bakanlar Komitesi aracılığı ile üye devletler
üzerinde yeterli bir siyasal denetim uygulanabilmesine Şart olanak sağlamıştır.
Şart’ın son bölümü uygulama ve yürürlülük koşulları ile ilgili kuralları kapsamaktadır.
Şart’ın özerk yerel yönetimlerin görev alanlarıyla ilgili 4. Maddesi, kendilerine
tanınmış olan özgürlük ve haklardan tamamen faydalanabilmelerini içermektedir.
Şart’ın 6. Maddesinde, merkezi yönetimlerin aldığı kararlar ve yaptığı düzenlemeler
ile yerel yönetimlerin kendileri için uygun gelen örgütsel yapıları oluşturmalarını ve
kendi personelini çalıştırabilmelerini hiç bir şekilde sınırlandırılmaması istemektedir.
Şart’ın 8. Maddesinde, vesayet denetimi konusu; yerel yönetimlerin takdir yetkilerinin
ve etkinliklerinin sınırlandırılmamasına ilişkin güvence sağlanmasını özellikle
öngörmüştür.
Şart’ın gelir kaynaklarını ilgilendiren 9. Maddesinde ise, yerel yönetimlerin gelir
kaynaklarının, yerel yönetimlerin lehine ve onların merkeze olan bağımlılıklarını
azaltacak şekilde arttırılması istenmektedir.
Şart’ın 11. Maddesi özerk yerel yönetimin yargısal korunması ile ilgilidir. Bunun
anlamı; merkezi yönetimlerin yerel yönetimler ile ilgili olarak yapabilecekleri yetki
gaspı ve özerkliğin çiğnenmesi gibi hareketlerin önüne geçilmesi gibi amaçları
gütmektedir. Yargı güvencesinin sağlanması özellikle istenmektedir.
Yukarıdaki bu maddelerden anlaşılacağı üzere Şart yerel yönetimlerin, yetki
yönünden ve korunmaları yönünden tam bir özerkliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
Türkiye ve Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı
Ülkemiz Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartını 21 Kasım 1988 tarihinde
imzalamış, 9 Aralık 1992 tarihinde TBMM tarafından kanunla uygun bulunmasından
sonra söz konusu Şartın 15.maddesi gereğince ülkemiz açısından Şart 1 Nisan 1993
tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Ancak ülkemiz bu şartla ilgili bazı çekinceler koymuş bulunmaktadır. Bu çekincelerin
hangi konularda olduğu aşağıda sıralanmaktadır:
- Yerel yönetimlere, kendilerini doğrudan doğruya ilgilendiren konularla ilgili planlama
ve karar alma süreçleri içinde, olabildiği ölçüde, uygun bir zamanda ve bicimde
danışılması konusu ile ilgili Şartın 4. Maddesinin 6.fıkrası.
- Yerel yönetimlerin yönetsel örgüt yapılarının kendilerince belirlenmesi ile ilgili 6.
Maddenin, 1. Fıkrası.
- Seçimle gelinen görev yerlerinde bulunanların görevleriyle bağdaşmayacak işlev ve
etkinliklerin yasayla ve temel tüzük ilkelerine göre belirlenmesi konusu ile ilgili 7.
Maddenin 3. Fıkrası.
- Yönetsel denetime ancak yönetsel denetimle korunmak istenen yararlar ile orantılı
olması durumunda izin verilmesi durumu ile ilgili 8. Maddenin, 3.Fıkrası.
- Yerel yönetimlere kaynak sağlanmasında, hizmet maliyetindeki artışların
olabildiğince hesaba katılması konusu ile ilgili 9. Maddenin, 4. Fıkrası.
- Dağıtılan kaynakların yerel yönetimlere verilmesinin nasıl yapılacağı konusunda
kendilerine uygun bicimde danışılması ile ilgili 9.maddenin, 6. Fıkrası.
- Yapılacak mali yardımların, yerel yönetimlerin kendi politikalarını uygulama
konusundaki temel özgürlüklerin ortadan kaldırılmamasına yönelik 9. maddesinin, 7.
Fıkrası.
- Yerel yönetimlere, ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için derneklere üye
olma ve uluslar arası birliklere katılma hakkının tanınması ile ilgili 10. Maddesinin, 2.
Fıkrası.
- Yerel yönetimlere, başka ülkelerdeki yerel yönetimlerle işbirliği yapma hakkının
tanınması konusu ile ilgili 10. Maddesinin, 3. Fıkrası.
- Yerel yönetimlerin, kendilerine iç tüzük de tanınmış olan yetkileri serbestçe
kullanabilmeleri ve özerk yerinden yönetim ilkesini koruyabilmeleri için yargı yollarına
başvuru hakkının tanınması ile ilgili 11. Maddesi.
Değerlendirme:
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının üye devletler açısından uygulama
bakımından zorluk çektikleri genel kabul görmektedir. Buradaki sorunun, ülkelerin
ulusal bütünlüğün zedelenmesi konusundaki hassasiyetler olduğu söylenebilir.
Şart’ı bazı Avrupa ülkelerinin de Türkiye'den daha sonra imzaladıkları ve
onayladıkları ve Türkiye dâhil 31 devletin şarta bazı çekinceler koydukları
görülmektedir. Şart’ın uygulanabilirliği veya öngörülen tüm kuralların uygulanmasının
birçok ülke açısından sıkıntılı olduğu Şarta konulan çekincelerden
anlaşılmaktadır. Örneğin Fransa Şartı imza eden bir devlet olmasına rağmen ancak
17 Ocak 2007 tarihinde çekince koyarak onaylamıştır.
Ülkemiz açısından durum incelendiğinde Şarta konulmuş olan birçok çekinceyle ilgili
hususlarda son yıllarda önemli reformlar yapıldığı gözlenmektedir. Nitekim son
yapılan düzenlemelerde özellikle yerel yönetim reformu altında belediyelere yönelik
5393, 5216, 5302 sayılı Kanunlarla Şart’a uygun birçok değişiklik yerine getirilmiştir.
5393 sayılı yeni Belediye Kanunu ile “hukuka uygunluk denetimi” kanun metnine
taşınmıştır.
Sonuç olarak Türkiye'de 31 diğer ülke gibi ideal düzenlemeler ortaya konan şartı
kendi ülke koşullarına göre çekinceler koyarak kabul etmiştir. Yerel yönetimlerin
özerkliğine ilişkin koşullar da yerel yönetimler reformu devam ettiği ve
uygulandığı sürece değişecektir. Bu süreç çerçevesinde Avrupa Konseyi Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı'na ülkemizin koyduğu çekinceler incelenerek kaldırılabilir.
Burada önemli olan husus, bir süreç çerçevesinde ve dikkatle bu çekincelerin boşluk
yaratmayacak hukuki ve idari düzenlemelerle desteklenmesidir. (ab.gov.tr)