Blog haberciliği; son yıllarda artan bir yaygınlık kazandı. Genelde, kişilerden, gruplardan, politik oluşumlardan, sermayeden veya bir medya...
Blog haberciliği; son yıllarda artan bir yaygınlık kazandı. Genelde, kişilerden, gruplardan, politik oluşumlardan, sermayeden veya bir medya kurumundan bağımsız habercilik yapan gazeteciler tarafından kullanılıyor. Böylece cesaretle pek çok farklı haber yurttaşlar tarafından bloglarında paylaşılmaktadır. Medya araştırmacısı ve Auckland Üniversitesi akademisyenlerinden Dr. Luke Goode’a göre yurttaş gazeteciliği, internet ortamında haber postalamak, fotoğraf ve video paylaşmak, hatta kimi geniş tanımlara göre daha önce yayınlanan haberleri yeniden paylaşmayı da kapsıyor. Bu tanımlamalardan anladığımız, yurttaş gazeteciliğinin veya blog gazeteciliğinin anlamsal olarak kesin sınırlamalarının olmadığıdır.
Yurttaşların yaygın bir şekilde blog haberciliğine olan ilgisinin ve kullanımının son yıllarda pek çok ülkede gerçekleşen çok değişik olaylardan ve gelişmelerden sonra arttığı bilinmektedir. Yaşanan olayların çoğunlukla merkezinde bulunan yurttaşların anında bloglarında haberleri paylaşması ile blog haberciliği paylaşımı ve kullanımı artmıştır. Dr. Luke Goode, internet haberciliğinin hiperlokal, yani her yerden yurttaşların yapılabileceği bir gazetecilik türü olduğunu vurgulamıştır.
İnternet haberciliğinin uzantısı olan hiperlokal medya Dünya’da farklı bölgelerden paylaşılan haberlerin bir kanalla kişilere ulaştırılması ile gerçekleştirilmektedir. Pek çok haber websitesi ve bloglar birer hiperlokal medya haline dönüşmektedir. Bunun nedeni ise yurttaşların profesyonel bir kurum çatısı altında değil tam tersine onlardan bağımsız ve eş zamanlı haber paylaşımını gerçekleştirmeleridir.
Bu yeni habercilik türü, etkileri oldukça geniş alanlarda yankılanan çok sayıda güncel gelişme ve olayın yorumlanmasında rol oynar. Gazetede okuyucu sadece okumakla yetinirken, şimdi bu habercilik türü sayesinde sayesinde olaya aktif bir biçimde katılabilmektedir. Bu anlamda okur, kendi yorumlarını, eleştirilerini, katılıp katılmadıkları noktaları anında haberci ile paylaşabilmektedirler.
Geleneksel medyaya göre, en büyük avantajları olayları sıcağı sıcağına neredeyse eş zamanlı bir biçimde aktarırlar ve geleneksel gazeteciliğe göre hızlıdırlar. Mitchelstein ve Boczkowski’nin 2009 yılında yazdığı geleneksel gazetecilik ile yeni gazeteciliği kıyaslayan makalesine göre, gazetecilik mesleği her zaman dijital ve teknolojik değişimlerden etkilenmiştir, online gazeteciliğe geçişte de bu etkileşim söz konusudur. Telefon ve dijital kamera gibi cihazların taşınabilir hale gelmesi ile birlikte, sokakta haber niteliği taşıyan herhangi bir olay karşısında duyarsız kalmak istemeyen vatandaşlar, olay anını görüntüleyerek veya fotoğraflar çekerek internette kendi seslerini de duyurmaya başlamışlardır.
Salt habercilik boyutunda değil, aynı zamanda bilgi paylaşımı ve tartışma platformları olarak da her türlü konuda bloglara rastlanmaktadır. Örnek olarak; din, teknoloji, bilimsel araştırma, tarım, sinema, erotizm, pornografi vb. Türkiye’deki bloglara bakacak olursak, örneğin Milliyet Blog’da 250 ayrı konu başlığına rastlanmaktadır.
Blog haberciliğinin diğer önemli özellikleri ise; bedava olması, milyonlarca kişiye ulaşma imkânının olması, karşılıklı tartışma ortamı oluşturması ve geleneksel gazetelerdeki gibi sütun, satır gibi kısıtlamaların olmamasıdır.
Blog haberciliği, bir yandan da geleneksel medya karşıtı iktidar biçimi sergilemektedirler. Reese, Rutigliano, Hyun ve Jeong’ın (2007) makalesine göre, haber bloglarının demokratikleşme ve çok sesliliğe katkısı bulunmaktadır. Bazı blog yazarları, blog haberciliğini profesyonel bir meslek olarak görüp, haberlerin peşinde koşmaktadırlar. Aynı zamanda, geleneksel medya kadar yaptırım gücüne sahiptirler.
Tüm bu gelişmeler karşısında, daha önceden internet ortamına taşınmış bulunan büyük medya kuruluşları, var olan fotoğraf ve video havuzundan faydalanmaya başlamışlardır. Bunun ilk örneği Amerika ve İngiltere’de görüldü. ABC, BBC ve CNN gibi kanalar kendi internet siteleri içerisinde blog habercilerine ve onlar tarafından internete yüklenen görüntü ve fotoğraflara yer vermeye başladılar. BBC ve CNN blog gazetecilerinin yüklediği görüntülerden oluşan fotoğraf havuzuna kendi kurumsal internet sitelerinde yer verirken, ABC ise internet sitesi içerisinde vatandaşların da üye olarak kendi haberlerini ve köşe yazılarını paylaşabilecekleri interaktif bir mecra oluşturdu.
Türkiye’de geleneksel medya ve yeni medya etkileşiminin tarihine bakıldığında ilk adımların CNN Türk ve Milliyet gazetesi tarafından atıldığı görülür. Cnn Türk, Haberim web sayfası ile kişilerin kendi haberlerini yayınlamalarına olanak sağlamıştır. Aynı şekilde Milliyet Blog’da da blog gazeteciliği üyelik sistemi ile devam etmekte, isteyen herkes kendi haberlerini Milliyet gazetesinin web sitesinde yayınlayabilmektedir. Bu iki örneğin arkasından başka çeşitli kuruluşlar da internet sitelerinde blog gazetecilerine yer vermiştir.
Elif Berköz Ünvay’ın (2007), Milliyet Blog yöneticilerinden Başak Temiztaş ile yaptığı “2 bin 360 yazarlı gazete” başlıklı röportajına göre, Milliyet Blog’a her gün 200 kişi girdi yapmakta, her yaştan yazar bulunmakta ve yazarlar yaptıkları işi fazlası ile ciddiye almaktadırlar. Yine aynı röportaja göre, kişiler kendi bloglarını açmaktansa, geleneksel medyada kendine yer edinmiş bir gazetenin internet sitesinde yazmayı tercih ediyorlar, bunun nedeni ise tıklanma oranlarının yüksek olması ve aynı zamanda haber yapan kişiye en baştan bir itibar kazandırmasıdır.
Bir diğer geleneksel medya ile bütünleşme örneği olarak da, geleneksel medyada kariyer sahibi olmuş gazetecilerin yeni medyada da kendi blogları ile haber yapmaya başlamasını gösterebiliriz. Steen Steenson’ın 2009 yılında yayımladığı makaleye göre, geleneksel gazeteciliğin önem verdiği araştırmacılık, bir konu üzerinde odaklanma gibi hassasiyetler, yeni gazetecilik ve online gazetecilikle birlikte yerini anında haber yapabilme, birden fazla habere odaklanabilme gibi özelliklere bıraktı. Bu konularda kendini geliştiren gazeteciler de kişisel web sitelerinde yurttaş ve online gazeteciliğe devam ettiler. Türkiye’den bunlara en iyi örnek Cüneyt Özdemir’in Dipnot.tv web sitesi örneğidir. Geleneksel medyada da kendine yer edinmiş gazeteci, ayrıca web sitesinde birlikte çalıştığı muhabirler ve yazarlar ile birlikte sansürsüz yayın yapabilmektedir.
(YARARLANILAN KAYNAK: WIKIPEDIA.ORG)
Hiç yorum yok