HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

ONLARIN "KATKI"LARIYLA DEVAM EDiYORUZ!

J.F. Kennedy suikastini amatör kamerayla çeken Abraham Zapruder’in başlangıç noktası olarak kabul edildiği “yurttaş gazeteciliği”nin blog ya...


J.F. Kennedy suikastini amatör kamerayla çeken Abraham Zapruder’in başlangıç noktası olarak kabul edildiği “yurttaş gazeteciliği”nin blog yayıncılığıyla kesiştiği noktadan itibaren gelişme ve ivme kazanan yeni bir yayıncılık anlayışını SİLİVRİ DEMOKRATHABER’le diğer benzeri bir sürü yayın platformuyla beraber bir kez daha hayata geçirmek için yola çıkmamızın üzerinden tam 9 gün geçti.

9 gün sonunda örneğin okunma noktasındaki tirajımıza baktığımızda gördüğümüz sayılar bizi hiç kuşkusuz çok sevindirdi ve doğru yolda olduğumuzu gösterdi. 9 gün sonunda aştığımız 5 bin rakamı, günlük ortalama 560 okunma anlamına geliyordu ve başlangıç için umduğumuzun çok çok üzerindeydi. Öte yandan, yine bu aştığımız rakam, şimdiye kadar yayına aldığımız yazı ve haberlerin tek tek her birinin en az 150 defa okunması da demekti. Çok yeni bir yayın platformu için, çok güzel sayılardı bunlar.

Bu arada hemen belirtelim, sayıların bize verdiği bu umudu, GÜN ZİLELİ, DEMİR KÜÇÜKAYDIN, SERRA KARAÇAM, MUSTAFA İDRİSOĞLU ve HAYRİ GÜNEL’in yazı katkılarıyla sürekli bir biçimde güçlü tutmak gibi bir seçeneğimiz de var artık. Bu güzel gelişmeyi de sizlere bildirmek istedik. Bizlere düşünce ve dizeleriyle çok önemsediğimiz bir katkı sunacak olan bu isimlerin özgeçmişlerini aşağıda bulacaksınız. Kendilerine gerçekten çok teşekkür ediyoruz.

Yerelle ulusalı birleştirme iddiasındaki SİLİVRİ DEMOKRATHABER, logosuna aldığı “HALK, EMEK VE DEMOKRASİ İÇİN HABERCİLİK” şiarını kendisine kıble edindi. Bu noktada okurlarının da desteğini bekliyor. Çok zor ve çetin koşullar altında yaşıyor olmamız göz önünde bulundurulduğunda, sözünü ettiğimiz bu desteğin sanılandan çok daha önemli olduğu aşikardır.

Uzun sözün kısası, SİLİVRİ DEMOKRATHABER öncüllerinden devraldıklarının üzerine koyarak devam etmek istiyor. Edecektir de! Bundan hiç kimsenin ve hiç birinizin kuşkusu olmasın.

Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın!


GÜN ZİLELİ KİMDİR
(d. 24 Ekim 1946, Ankara) Anarşist yazar, çevirmen. Eski sosyalist gelenekten gelen Zileli, 1970 yılında, DTCF'nin Felsefe Bölümü'nün 2. sınıfından ayrıldı. 1960'lı yıllarda, Yordam, Soyut gibi edebiyat dergilerinde öyküleri yayımlandı; ayrıca, Emekçi, Aydınlık, Proleter Devrimci Aydınlık dergilerinde görev aldı ve yazdı. TİP, FKF ve Dev-Genç örgütlerinde çalıştı; son ikisinin yönetici organlarında bulundu. 1964 yılının Ağustos ayındaki ilk anti-emperyalist gösterilerde gözaltına alındı. 1966 yılındaki anti-emperyalist gösterilerden dolayı kısa süre hapis yattı. 1968 ve daha sonrasındaki öğrenci hareketlerinde yer aldı, 1969 yılında kısa süre hapis yattı. 1971-74 yılları arasında, üç yılı aşkın, Mamak Cezaevinde tutuklu kaldı; TÖS, Dev-Genç ve TİİKP davalarından yargılandı. 1970'li yıllarda Aydınlık, Halkın Sesi, Bora, Türkiye Gerçeği dergilerinde, daha çok teorik ve siyasi nitelikte makaleler yazdı ve TİKP'nin yöneticiliğini yaptı. 1975 yılında, Adana'da, İncirlik üssüne karşı yapılan yürüyüşte tutuklandı ve kısa süre hapis yattı.

12 Eylül'den sonra, TİKP davası dolayısıyla arandı ve on yıl kaçak yaşadı. Bu yıllarda, daha çok Mehmet Gündüz takma adıyla teorik yazılar yazdı; Ufuklar, Saçak ve Sosyalist Birlik dergilerinin çıkartılmasına önayak oldu, Yapıt dergisinde yazdı. 1990 yılının başında yurt dışına çıkıp İngiltere'de siyasi mülteci olarak yaşamaya başladı. Bu yıllarda, roman yazdı ve İngilizceden Türkçeye kitap çevirdi. Amargi, Sosyalizmin Sorunları, Yeni Zamanlar, Birikim, Apolitika, Ateş Hırsızı, Uç, İmlasız, Kitap-lık, Virgül, Koxüz, Öteki İsviçre, Açık Gazete, Özgür Üniversite gibi dergi ve internet sitelerinde ağırlıklı olarak kitap eleştirisi yazıları yayımlandı. Şu anda yazı ve röportajları, Aşk ve Devrim (www.gunzileli.com) adlı bireysel sitesinde de yayımlanmaktadır.

KİTAPLARI
Bürokrasi ve Sosyalist Demokrasi (Mehmet Gündüz adıyla), 1990, Koral
Anarşizm Bir Devrim Çağrısıdır (Mine Ege ve Hasan Baku ile birlikte), 1995, Kaos
Türkiye... Sosyal Patlamaya Doğru (İlhan Tekin'le birlikte), 1995, Kaos
Deniz Orada (Roman), 1995, Sel
Bahar ve Tipi (Roman), 1997, Telos
Yarılma, 2000, Ozan; 2002, İletişim
Havariler, 2002, İletişim
Sapak, 2003, İletişim
Ev, 2004, İletişim,
Ulusalcılık, 2007, Özgür Üniversite
Komün (Roman), 2007, Yaba
Stalinizm, 2010, Özgür Üniversite
Stalin Yargılanıyor, 2010, Kibele
Devrimi Yeniden Düşünmek-1, (Fikret Başkaya ile birlikte), 2010, Özgür Üniversite
Rejimler, Partiler, Kişiler ve "Ulus"lar, 2010, Kibele
Arnavutköy, 2010, Heyamola
Sığınmacılar, 2011, İletişim
Benim Kahraman Köpeklerim, 2012, Özyürek
Yüreğe Yağan Kar (Öyküler), 2012, Yaba
Muhafazakâr Liberalizm, 2014, İmge
Haziran Günleri -Gezi Notları-, 2014, BüyülüDağ
Mevsimler (Roman), 2014, İletişim

ÇEVİRİLERİ
Abel Paz, Halk Silahlanınca, 1995, Kaos
Eugenia Ginzburg, Anafora Doğru, 1996, Pencere
Gilles Dauvé-François Martin, Komünist Hareketin Güneş Tutulması ve Yeniden Ortaya Çıkışı (Bora Sarayova adıyla), 1999, Sel
Eugenia Ginzburg, Anaforun İçinde, 2000, Pencere
Herman Gorter, Yoldaş Lenin'e Açık Mektup (Kemal Orcan'la birlikte), 2001, Günizi
Paul Avrich, Kronstadt 1921, 2006 ,Versus
E.H.Carr, Bakunin, 2006, Versus
Jan Valtin, Karanlığın Ötesinde, 2009, Kibele
Michael Seidman, İşçiler Çalışmaya Karşı, (Emine Özkaya ile birlikte), 2010, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları
Margarete Buber-Neumann, İki Diktatörlük Altında, 2012, İmge
Erica Wallach, Gece Yarısında Aydınlık, 2013, Ayrıntı
Robert Conquest, Kirov Cinayeti ve Stalin, 2015, H2o


DEMİR KÜÇÜKAYDIN KİMDİR
Yazarın Kendi Kaleminden Kısa Hayat Hikâyesi
Ana ve baba tarafından Balkan Savaşında göçmüş Makedonyalı ailelerden gelir.

10 Haziran 1949’da, Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde doğar. İki yaşındayken aile Bakırçayı vadisindeki Linyit yataklarıyla ünlü Soma ilçesine taşınır. Babası, Garp Linyitleri İşletmesi’nde işçi, annesi “ev kadını”dır.

İlk ve ortaokulu Soma’da okur. Yaz tatillerinde her türlü işte çalışır.

İlkokulu bitirdiğinde babasının önerisi ve teşvikiyle Çetin Altan’ın yazıları ile tanışır. Babası daha sonra Soma’da Türkiye İşçi Partisi’nin kurucularından olacaktır.

Yatılı olarak Balıkesir Lisesinde okur. Yaz tatillerinde Garp Linyitleri İşletmesi’nde çeşitli işlerde çalışır ve soğuk demirciliği öğrenir.

Lise son sınıfta “Ana dilinizi niçin seversiniz?” başlıklı kompozisyon ödevine, “soru yanlıştır, ana dilimi sevmek zorunda değilim” cevabı nedeniyle atılmamak için tasdikname alır ve İzmir’de Karşıyaka Erkek Lisesi’ne geçer.

Bütünlemeye kaldığı için bir yıl beklemeye kalır.  Bu sürede, Garp Linyitleri İşletmesi ve Şark Sanayi Mensucat Fabrikası’nda işçilik yapar. İzmir Karşıyaka’da boş serserilik günlerinden sonra Türkiye İşçi Partisi Karşıyaka İlçesi’ndeki çalışmalara katılır.

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji (gece) bölümüne kaydolur. Gündüzleri bir muhasebecinin yanında boğaz tokluğuna işte çalışır, geceleri üniversiteye gider.

68’deki üniversite İşgallerine katılır. Fikir Kulüpleri Federasyonu’nda (FKF) beklentilerinin karşılığını bulamaz. Bir çevre ve örgüt arayışları içindedir. Sonunda Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla tanışır ve onlara katılır. Bu çevre daha sonra Devrimci Öğrenci Birliği’ni oluşturur. Bu örgüt İstanbul’daki eylemlerin motoru olur.

Samsun-Ankara Yürüyüşüne katılır. Bu dönemde, sadece boş zamanlarını değil, tüm zamanları ve ömrünü sosyalizm uğruna mücadeleye ayırma ve diploma almama kararı verir.

Devrimci Öğrenci Birliği’nde boylu boyunca devrimci mücadeleye girer; mitingler, yürüyüşler, işgaller, grevler, köylü hareketleriyle dolu hayatının en güzel, en dolu dolu dönemini yaşar

İşçi hareketinin ve şantiyecilerin direnişlerinin ortaya çıkardığı bir işçi önderi olan İsmet Demir ile tanışır ve birlikte işçi hareket ve örgütlenmelerine katılır. Ambarlı Termik Santralı, Nuh Çimento Fabrikası, İzmit Rafinerisi, Taksim Opera İnşaatı ve daha bir yığın irili ufaklı işçi örgütlenme ve direnişlerinde Yapı İşçileri Sendikası (YİS) başkanı İsmet Demir’e yardımcılık eder.

10 Haziran 1969 olaylarından sonra İzmir Aliağa Rafineri İnşaatında örgütlenmek üzere İsmet Demir ile İzmir’e gider. Yaz boyu İzmir’de inşaat ve mensucat işkollarında ve Aliağa’da örgütlenme çalışmalarında yer alır.

Sonbaharda, Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin, Taylan Özgür’lerle Türkiye’de yeni bir Vietnam için gerilla savaşını başlatma hazırlıklarına katılır. Taylan Özgür’ün öldürülüşü ve Deniz Gezmiş’in tutuklanışı ile hazırlıklar sekteye uğrar.

FKF’nin (Fikir Kulüpleri Federasyonu) Dev-Genç (Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu) olduğu kongrede Cihan Alptekin ile birlikte İstanbul Bölge Yürütme Kurulu’na ve Genel Yönetim Kurulu’na seçilir.

Ancak bir süre sonra, gerilla savaşı sanatını öğrenmek üzere Filistin’e gider. Demokratik Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nde klasik askeri eğitim alır. Ürdün Kralı’nın Fedailere ilk güç denemesinde Demokratik Cephe’dedir. Daha sonra İsrail’e karşı bir “Ameliye”ye (Operasyon, Saldırı)  katılır.

Dört buçuk ay sonra öğrenecek bir şey olmadığını gördüğü ve Türkiye’de işçi sınıfı içinde uzun vadeli çalışmak gerektiği tarzında görüşlere ulaştığı için Türkiye’ye dönme kararı alır. Dönerken arkadaşlarıyla Kargamış’ta hudutta yakalanır. İşkence görür ve tutuklanırlar.

Nizip ve Antep Cezaevlerinde iki buçuk ay hapis yatar. Tahliye olur. İzmir’e gidip Aliağa’daki çalışmalara, grevlere, direnişlere katılır, örgütlenmelerinde çalışır. Necmettin Giritlioğlu öldürüldüğünde yanındadır.

Bu dönemde ayrıca Hikmet Kıvılcımlı’nın çıkarmaya başladığı Sosyalist gazetesinin örgütlenmesinde çalışır. Bu gazetede ilk yazılarını yayınlar.

Kıvılcımlı’yı ve Türkiye’yi anlamak, kendini teorik olarak geliştirmek için tarih çalışmalarında yoğunlaşır. Bir yandan Boğaz Köprüsü İnşaatında İsmet Demir ile örgütlenme çalışmalarına katılmaktadır.

12 Mart gelir. Sonradan TSİP’i kuracakların hiç bir şey yapmama çizgisine eleştiriler yaptığı ve örgütlenme çalışmalarında bulunduğu için tecrit edilir

12 Mart döneminde, fabrikalarda soğuk demirci olarak işçilik ve örgütlenme çalışmaları yapar. Dev Genç İstanbul davasından tutuklanır. Davutpaşa Kışlası’nda beş ay hapis yatar ve tahliye olur. Çıkınca tekrar işçilik ve örgütlenme çalışmalarına devam eder. Kendisini tecrit eden ve daha sonra TSİP’i kuracaklara karşı yazdığı teorik eleştiri ve polemikleri daktilo ile çoğaltıp örgütlenmeye başlar. Belirli bir toparlanma sağladıktan sonra, Türkiye Komünist Partisi’ni Kıvılcımlı’nın yazdığı Vatan Partisi Programı temelinde reorganize eden kongrenin hazırlayıcılarından biridir.

12 Mart dönemi biterken, bu partinin yarı resmi ve legal organı olarak Kıvılcım gazetesini çıkarmaya başlar. Gazete bir buçuk ay ve altı sayı çıkabilir, ama gördüğü ilgi ve çizgisi rahatsız edici bulunmuştur. Gazeteye yardım eden arkadaşlarıyla birlikte tutuklanır.

İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde gazetedeki yazılardan, önce 100 üzerinden 36 yıla, sonra da çok ayıp olduğundan 17 yıla mahkûm edilir. Toptaşı (1,5 yıl), Niğde (7 yıl) cezaevlerinde yatar. Toplu olarak elli metrelik bir tünel kazma girişimine katılır. Tünelin yakalanışı üzerine üstlenenlerden biri olur. Tekrar hücre ve hapis cezası alır. Ayrıca 12 Eylül’deki idamları toplu protestoya katıldığı için tekrar hücrede kalır. Devlet başkanına hakaretten dava açılır.

Malatya E Tipi Özel Cezaevi’ne nakledilir. İstiklal Marşı söylemeyi ve Atatürk eğitimine katılmayı reddettiği için 15 ay müşahede hücresinde kalır.

Tahliye olunca mevcutlu olarak Sarıkamış’a askerliğe götürülür.

Cezaevi yıllarında birçok yazının yanı sıra, Murat Belge ve Mihri Belli’nin eleştirileri yazar.

Cezaevindeyken, Vatan Partisi’nin içindeki tartışmalara katılır ve bu partinin teorik organı olan Kıvılcım dergisinin (1978-79) üç sayısının ve politik organı Sosyalist gazetesinin son on sayısının (1979) bütün belli başlı yazılarını yazar.

Faşizm, Üçüncü Enternasyonal’in lağvı, Sovyet Devletinin Sınıf Karakteri sorunlarını araştırırken Mandel, Troçki ve Dördüncü Enternasyonal’le karşılaşır ve klasik eleştirel ve devrimci Marksizmi savunan bu geleneğe katılır.

Dışarıdaki arkadaşlarının bu hıza ayak uyduramaması sonucu 12 Eylül arifesinde tekrar tek kalır.

12 Eylül’den sonra Almanya’da çıkan Der Weg - Yol dergisinin bütün temel yazılarını yazar ve gizlice dışarı çıkarır. Ne var ki, bütün bu teorik ve politik çalışmalar Malatya E Tipi Özel Cezaevi’ne topluca sevk ile kaybolur dışarıyla bağlar kopar.

Asker’den “tebdil-i hava” alarak İstanbul’a gelir ve Dördüncü Enternasyonal’in yardımıyla yurt dışına kaçar.

Fransa’da iltica başvurusunda bulunur ve mülteci olur. Fransızca kursularına gider. Dördüncü Enternasyonal’in Fransa Seksiyonu,  Devrimci Komünistler Ligası’nda (LCR) çalışır. Almanya’da daha büyük Türkiyeli bir işçi kitlesi olduğundan Almanya’da yaşamaya karar verir. Dördüncü Enternasyonal’in Almanya Seksiyonu, Enternasyonalist Marksistler Grubu’nda (GİM) çalışmalara katılır ve Almanca kurslarına devam eder.

Göçmen Türkiyelilere yönelik olarak Ne Yapmalı dergisini çıkarmaya başlar. Üç sayıdan ötesi gelmez.

Ergun Aydınoğlu’nun çıkardığı Devrimci Marksist Tartışma Defterleri’nin redaksiyonunda ve çalışmalarında yer alır; orada yazıları yayınlanır. İsveç’te çıkan Kürdistan Press’e yazılar yazar.

Özellikle bir göçmen hareketi içinde sosyalist ve devrimci bir kanat için çalışmalar yapar. Teorik olarak Yeni Sosyal Hareketler ve özel olarak da Siyahlar Hareketi konularında yoğunlaşır.

Bu arada 12 Eylül rejimi sonlarına gelmiştir, hem sosyal hareketler hem de Türkiye solunda tartışmalar ve canlanma başlamıştır. Bu bağlamda Avrupa’da yapılmakta olan Sosyalist Forumlara katılır. Türkiye’de yapılan “Kuruçeşme” birlik tartışmalarının Avrupa’daki mülteciler ve Türkiyeliler arasında yapılan paraleline katılır, bildiriler sunar ve örgütlenmesinde yer alır. Ancak Duvar’ın yıkılışı sonucu oradan bir şey çıkmaz. Ancak bu tecrübeyi ve bildirileri “Birlik mi Rekompozisyon mu” kitapçığında arkadaşlarıyla birlikte toplar ve yayınlar.

Duvarın yıkılışından sonra yaprağın kımıldamadığı ve tüm bu gerici atmosferin özel hayatı bile kuşattığı yıllarda, dünyanın işçilerinin siyah ve beyaz olarak bölünmüşlüğü ve bunun ortaya çıkardığı sorunlar üzerine yoğunlaşır.

Bu arada yeni yaygınlaşmaya başlayan bilgisayarlarla tanışır ve amatör bir bilgisayarcı olur.

İsveç’te Latife Fegan’ın korumasında bulunan Kıvılcımlı Arşivi’nin Amsterdam’daki Sosyal Tarih Arşivi’ne verilişi ve Stockholm’de veri bankasına geçirişinde çalışır.

Taksi şoförü olarak çalışmaya başlar. Almanya’da yabancılar hareketinde yoğunlaşır. Aynı zamanda Türkiye’de çıkan Özgür Gündem’e (1992) haftalık yazılar yazar.

Avrupa’da hazırlanıp Türkiye’de hukuki nedenlerle “kitap dizisi” olarak basılan Sosyalizmin Sorunları teorik dergisinin çıkışında,  örgütlenmesinde, teknik işlerinde çalışır ve yazılarını yayınlar.

Bu dönemde ilerlemeci ve iyimser tarih anlayışıyla bir kopuşma yaşar. Umutsuzluktan yola çıkarak da mücadele edilebileceğini savunur ve buna dayanarak mücadeleye devam eder.

Bu arada ırk ve ulus, ırkçılık ve ulusçuluk sorunları üzerinde de yoğunlaşır. Ulus teorisine seksenlerde İngiltere’de yapılmış katkılardan hareketle, ulus konusunda sosyalist programın ulusal olan ile politik olanın ilişkisini koparmak şeklinde ilk formülasyonlarını yapar.

Sadece devletin değil, maddi araçların da tarafsız olmadığı ve sınıfsız topluma gidişin araçları olamayacağı çıkarsamasından hareketle, başka bir uygarlığın programlaştırılması gereği sorununu önüne koyar ve bu konu üzerinde yoğunlaşır.

Radikalleşmiş göçmen gençlerin çıkardığı Köxüz dergisinde bazı yazıları yayınlanır.

İnternet’in bilinmediği zamanlarda, yani 90’lı yıllarda, önce “mailboxlar” ve BBS’ler (Bülten Panoları Sistemi) aracılığıyla izolasyondan kurtulma ve politik faaliyet denemelerine başlar.

Sonra İnternet’in yaygınlaşması ile internetteki forumlara yazılar yazmaya ve tecridi kırmaya çalışır.

Öcalan’ın Suriye’den sürülüşü üzerine internette ve forumlarda daha sık yazar. Kaçırılması üzerine, “Öcalan’ın Yaşamını Savunmak İçin Türk Girişimi”nin örgütlenmesinde yer alır. Kürt hareketinin içinde bulunduğu dönüşümü çözümleyen yazılar yazar. Bir süre sonra Avrupa’da çıkan Özgür Politika’da haftalık yazıları yayınlanmaya başlar (2003 yılına kadar). 2000’de Yeni Gündem ve Ülkede Özgür Gündem gibi Türkiye’de çıkan benzeri yayınlarda da haftalık yazıları yayınlanır.

Demir’den Kapılar diye kendi sayfasını ve Yazılar ve Yankıları adlı forumu internette açar ve orada yazılarını ve gelen yankı ve eleştirileri yayınlamaya başlar.

2001 yılında Almanya’da Wremen’de yapılan  “Kıvılcımlı Sempozyumu”nun örgütlenmesine katılır. Orada bildiri sunar ve teknik hazırlıklarında yer alır.

Türkiye’de devrimci ve demokratik bütün teorik, entelektüel ve politik güçleri toplayacak bir dergi için çalışma ve girişimlerde bulunur. Bu bağlamda, Açılım adlı bir dergi girişiminde yer alır. Bu derginin daha sonra Ortadoğu İçin Demokrasi Manifestosu adıyla yayınlayacağı çıkıp bildirisini bir öneri olarak yazar. Ama Türkiye’deki girişimciler devam etmez.

Benzeri başka girişimlerin de bir sonuç vermemesi üzerine en azından bir internet sitesiyle Türkiye’de radikal demokrat pozisyonları ve politikayı savunacak bir platform oluşturmaya çalışır ve Köxüz Sitesi yayına başlar.

Köxüz’ü Türkiye’de dergi olarak çıkarma girişim,i sorumlu bulunamadığı için, bir sayıdan fazla devam edemez.

Aynı dönemde, İsmail Beşikçi’nin eleştirisi olan Tersinden Kemalizm isimli kitabı yazar ve yayınlar. Marksist din ve üstyapılar teorisinin şekillendirmeye başlar. Bunun ışığında ulus teorisini de kurmaya başlar.

“Büyük Ortadoğu Projesi ve Sosyalist Strateji Sempozyumu”nu hazırlar ve sunulan bildirilerden oluşan kitabı yayınlar.

Türkiye’de dergi çıkaramayınca Köxüz sitesiyle internet yayıncılığı ve kitap yayınında yoğunlaşır. Ancak kitaplarını yayınlayacak yayınevi bulamama nedeniyle bizzat kendi kitaplarını yayınlaması için bir yayınevinin kuruluş ve yayınlarını (Versus Yayınevi) destekler. Ancak yayınevi tam kitaplarını yayınlayacak hale gelince, yayınevi, yeni ortaklar aldığı ve ortakların kendisinin kitaplarını basmayı reddettiği gerekçesiyle  kitapları basılmaz. İki yıllık çaba ve onca maddi ve manevi destek boşa gitmiş olur.

Bu arada sık sık sağlığı bozulmakta, ameliyatlar, vs. birbirini izlemekte ve bütün bunlar da verimini düşürmektedir. Aynı dönemde taksi şoförlüğünden malulen emekli olur.

2007 yılında seçimlerden sonra, Türkiye’ye turist olarak gidebilmeye başlar.

Başka dostların yardımıyla Köksüz Yayınları kurulur. Marksizm’in Marksist Eleştirisi kitabı tekrar basılır. Bunu Bir Devrimcinin Teorik ve Politik Otobiyografisi ve Geleceği Geçmişten Geçmişi Gelecekten Kurtarmak isimli denemeler kitabı izler.

Ayrıca yazdığı çeşitli konulardaki yazılarının derlemelerinden oluşan kitapları internette karşılıksız olarak indirilebilecek şekilde okuyucuya sunar.

Köxüz sitesine saldırılar artar ve teknik sorunlarda yoğunlaşır.

Eski TKP-B’lilerin “Tarihi Konuşuyoruz Sempozyumu”na davet üzerine bildiriler sunar, ancak içeriği tertipleyenlerin işine gelmediği için sansüre uğrar, susuş ve engellemeyle karşılaşır.

Çatı Partisi girişimlerinde yer alır, tartışmalara katılır. Daha sonra bu çalışmaları Demokrasi İçin Birlik Hareketi ve Halkların Demokratik Kongresi, Sosyalist Yeniden Kuruluş gibi örgütlenme ve girişimlerde sürdürmek isterse de yazılarının içeriği rahatsız edici bulunduğundan bürokratik ve idari tedbirlerle önerilerinin tartışılması ve gündeme alınması bile engellenir.

Köxüz sitesi teknik sorunlar nedeniyle (sürekli saldırılar ve aktüalize edememe) bitkisel hayata girer. Kurtarmak için son bir girişimle Jiyan isimli bir siteyle birleştirme çabası başarısız olur ve Köxüz’ün yayanı fiilen biter.

Yazılarını Demirden Kapılar isimli “Blog”unda yayınlamaya devam eder.

Otuziki yıl önceki askerlik firarı nedeniyle gözaltına alınır. Hastalıkları nedeniyle çürüğe çıkar.

Birkaç arkadaşıyla birlikte 2012 yılında ikinci bir “Kıvılcımlı Sempozyumu”nun örgütlenmesinde yer alır ve sempozyumda bir bildiri sunar.

Gezi olayları esnasında neredeyse her gün yazılar yazar ve olayları içinden ve yakından izler.

Kadıköy, Yoğurtçu Parkı’ndaki çalışmalara katılır.

Acıbadem ve Yeldeğirmeni dayanışmalarında yer almaya çalışır, ama sağlığı el vermediğinden fazla aktif olamaz.

“Gezi Aynasında Marksizm Sempozyumu”na bir bildiri sunar.

Gezi olayları esnasında yazdığı yazıları dostlarının yardımıyla elinizdeki bir kitapta yayınlar.


SERRA KARAÇAM KİMDİR
(d.19 Mart 1983, İstanbul) TV habercisi, programcı, editör ve spiker.

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi mezunu. Uzun yıllar yayın hazırlığı yaptığı halde Türkiye yayınına geçemeyen Al Jazeera Network'ün Türkçe kanal projesinde iki yıl kapalı devre haber spikeri olarak görev yaptı.

TRT 1 ve TRT 2'de Medya Müfettişi adlı yapıma imza attı.

TGRT Haber Merkezinde dış haberler servisinde televizyonculuğa başladı. Can Ataklı yönetimindeki Star TV Haber Merkezi'nde dış haberler servisinde prodüktörlük ve muhabirlik yaptı. TGRT'ye dönerek 23.30-01.00 gece bültenini sundu. Sunuculuk ile birlikte muhabirliği sürdürerek yaşam öyküleri, şehircilik haberleri hazırladı.

ABD'ye giderek bir süre Washington eyaletinde kaldı ve İHA adına haber takibinde bulundu.

2007'de haber kanalı 24'e geçti ve sabah haberlerini sundu.

HAMAS karşısında El Fetih'e verilen ABD desteği", "Ermeni soykırımı konusunda Amerikadaki lobi faaliyetleri, Makedonya'da Türkler ve 2008 olaylı Makedon seçimlerinin Avrupa Parlamentosu Delegasyonu ile takibi gibi haberlere ve Malcolm X ekolunun ardından ABD'de islami lider olarak görülen Warith Deen Mohammed ile 'İslam, terör,radikalizm ve Türkiye' gibi bazı söyleşilere imza attı.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Basın Müşavirliği görevini yürüttü. 4 Mayıs 2009 itibarıyla TRT'de Medya Müfettişi programını hayata geçirdi. Medya kritiğine dayalı program 2010 yılında ödül aldı. Programında siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler ve düşünce kuruluşları temsilcilerini izleyici ile buluşturdu. TRT2 kanalının TRT Haber'e dönüşmesi ile ana haber bülteni sunuculuğu görevini üstlendi.

Aktüel dergisine dosyalar hazırladı.

MUSTAFA İDRİSOĞLU KİMDİR
1969 yılında Urfa Suruç'ta doğdu.İlk orta ve lise öğrenimini Urfa’da tamamladı. 1984 yılına kadar sürdürdüğü eğitim hayatına maddi imkansızlıklar yüzünden bu tarihte nokta koydu. Atatürk barajı inşaatında çalıştı. Daha sonra askere gitti. Askerlik dönüşü Tarım Bakanlıgı’nda işe başladı. 2008 yılında çeşitli nedenlerden dolayı İzmir’e tayin oldu. Halen zmir Foça’da görev yapıyor. Şiirle ilk tanışması, kendi deyimiyle ilkokul yıllarına dayanıyor.


HAYRİ GÜNEL KİMDİR

3 Eylül 1961 tarihinde İzmir’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini aynı şehirde tamamladı. 1980 koşullarını çok yakından ve içinden yaşadı. 1988 tarihinde Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Çeşitli yayın organlarında yazıları ve makaleleri yayınlandı. Halen İstanbul Silivri’de yaşamakta ve ilçenin yerel yayın organlarında köşe yazıları yazmaktadır. Silivri Demokrathaber gazetesi imtiyaz sahibidir.

Business News