Apo Kandil'i nasıl eleştirdi, Genelkurmay Başkanı'nın
kahvesine zehir koymayı kimler teklif etti, Apo ile Salih Müslim akraba mı,
Türk düşmanlığını ne zaman bıraktı, Doğu Perinçek ile ilgili neler söyledi...
Odatv'nin haberine göre, HDP'nin İmralı Heyeti ve Abdullah
Öcalan arasında 2013 yılında İmralı’da gerçekleşen görüşmelere ilişkin notların
yer aldığı "Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa" kitabından
önemli ayrıntılar çıkıyor. Odatv o notları yayınlamaya devam ediyor:
A. Öcalan ( S. 395): Bu masayı önemsiyorum. Devlet
masasıdır, görüşme masasıdır. Ciddiye almak zorundayız. Kandil'in savaş
çizgisini eleştireceğim. Suriye'deki Cizre'deki savaş çizgisi provokasyona
açıktır. Kobani'de neler olduğunu gördünüz. Buradaki görüşmelerimiz olmasa IŞİD
her tarafı cayır cayır yakacaktı. Şengal'le ilgili yedi yıldır uyarmama rağmen
tedbir almadıkları için ne olduğunu gördünüz. Bu konuda Selahattin'i de
eleştirmiştim. Ezidiler geldiğinde yoktu. Aslında katledilen, tecavüze uğrayan
hepimizdik. Kıyameti koparması gerekiyordu. Benim size, Karayılan'a, Bayık'a
saygım var, ama bu kurtarmıyor. Önderlik farklı bir şeydir.
Ben daha önce de söylemiştim. Bunu 24 saat yapabilen varsa,
benim yerime lider de olabilir. Tüm yetkilerimi vermeye hazırım. İşte siz yirmi
yılınızı vermişsiniz. Büyük bir çaba sarf ediyorsunuz, fakat bu durumu
kurtarmıyor. Bunları topluma anlatmanız lazım. Karayılan'a, Karasular'a
minnettarım, ama yetmiyor. Liderlik başka bir şey. Hükümetin durumu sizinkinden
farklı değil. Mevcut pozisyonu ölüm döşeğinde bir hastayı da kurtarmaya
yetmiyor.
A. Öcalan: ( S. 416) 12 Eylül darbesi bizimle alakalı
yapıldı. Bugün bizim çaresiz olduğumuz anlamına gelmiyor. Türkiye toplumu
tekrar bu felaketleri yaşamsın diye on üç yıldır bir şeyler geliştirmeye çalışıyoruz.
Biraz saygılı olsunlar. Hala idamımı tartışıyorlar. Ben Kandil'in savaş tarzını
da benimsemiyorum. Zamanında iki yüz bin insani da AKP'ye kattınız. İşaret
geldi Karayılan'dan. Cizre ayakta. İşte H... Cizre'ye gitti, açıklama yaptı,
çocuklar öldürülmeye çalışıldı. Hiçbirinin hesabını soramadık. AKP Kobane için
silah götürdü. Kobani'yi iki gün direnmeden alacaklardı. Öcalan'ı da, kendinizi
de kandırıyorsunuz deyin. Otuz yıllık savaş benim irademle olmadı. İlk günden
itibaren Özel Harp, Hogir, Semdin vb. Ceteleri yönlendirdiler. Sonuç felaket
oldu. Devlet de, biz de sonuna kadar bulaştık.
Ben özgürlük savaşçısıyım. Savaş bu biçimde olmaz. Ben
yıllardır tedbir alin dedim. Orada bir koridor açın dedim. Yok, Barzani izin
vermemiş. Sen Barzani'den izin alarak gerillacılık yapamazsın. Barzani'ye
bakarsan bittin sen. Böyle bazı durumlar oldu. İşte anlatmıştım, Karayılan bir
haber gönderdi. İki asker varmış. Bunların Orgeneral Güreş'in kahvesine zehir
katma durumu var. Buraya bir binbaşı geldi ve bu örgütün yapmak istediği şey
nedir diye sordu. Ben de bu bizim işimiz değil dedim. Karayılan bana haber
gönderdi. Ben ne yapın ne de yapmayın derim, izleyin dedim. Karayılan
sorumluluğu üzerime atıyor. Bu vahim bir hata, üzerime yıkacaklar. AKP hükümeti
de üzerime yük bindiriyor.
Heyet: Başkanım, IŞID türbeyi anlaşarak komutanların
karargahı gibi kullanıyordu. Bunun sebebi oranın rejim tarafından dokunulmaz
oluşuydu. Bildiğimiz kadarıyla IŞİD karşıtı koalisyona dahil oluyor hükümet.
Amerikalılardan da izin almışlar. Bence IŞİD'le de zımni bir anlaşma yapmışlar.
Tüm bu isleri yapabilmek için de PYD'den yardim istemişler. Genel hatlarıyla
budur.
A. Öcalan: O önemli, bu devletin politika değişikliğini
gösterir. Kim aktarmış? Koalisyona girecekler yani. Yani zımni uzlaşma ortadan
kalkacak.
(S. Arkadaş burada bu anlaşmanın kalkacağına güvenmemek
gerektiğini, Tayyip Bey ile yaptığı eski görüşmeye dayanarak ve Tayyip Beyin
'Her şeyi yapacağım ama Rojava benim kırmızı çizgimdir' söylemini referans
göstererek aktardı.. Tayyip Beyin bu tutumunda hiçbir değişiklik göstermediğini
belirtti.)
A. Öcalan ( S. 418) Türk sistematiğinde devlet kararını
belirtiyorsunuz. Otuz yıllık savaş hesapları diyorum, bilmek zorundayım.
Karayılan koridorun açılacağına inandığı an bitti dedim ve gülünç buldum. Aynı
şeyi HDP'ye de söyledim. Hakan Fidan yerine yeni seçilen müsteşar var. Yalçın
Akdoğan bu olayların gelişmesini benim açıklamalarıma dayandırmak istedi.
Bizimki bir emrivakiiydi. Ama tereddüt etmedim ve yazdım. Bu olaylar bir
tuzaktı.
Kamu Görevlisi Müsteşarı: Salih Müslim ile görüşüldü.
İstedikleri önemli hususlar oldu. Cezire ile Afrin arasında bir koridor
açılmasına katkıda bulunmamız ve kolaylaştırmamız istendi ve lojistik
ihtiyaçların giderilmesine dair talepler görüşüldü. En önemlisi, irtibat
noktası tesisi, yani temsilcilik. Kobane ile Cezire arası koridor,
Şenyurt-Dirbesiyle kapısının açılması, STK'lara kolaylık göstermek, yüz
jeneratör ve şartları değiştirecek geniş boyutlu ihtiyaçlar konuşuldu.
A. Öcalan: Ben ilk günden beri söyledim. Suriye meselesi AKP
hükümetinin kaderini belirleyecek. Üç şey var. Biri Suriye meselesi. Ben 20 yıl
orada kaldım.
KGM: Biliyor musunuz, oradaki evlerde gördüm. Sizin
resimleriniz hala duvarlarında asiliydi.
"İSMİM ALİ'YDİ BU DA BİR DEVLET İLİŞKİSİYDİ"
A. Öcalan: Yıl 1982. Tabii ismim Ali'ydi. Ali ismi ile
geçtim. Ne Suriye ne de Filistin yönetimi biliyor, beni tanımıyorlardı. İki
bucuk yıl kaldım, Ali ismiyle kaldım.
KGM: Primkov o zaman KGB sorumlusuydu.
A. Öcalan: Asil silahsızlanma kararını Andropoz verdi. Asil
bizimle görüşen RIFAT'tır. 82'de kardeşi Esad'ı devirmek istedi. O zaman Hafız
hasta miydi neydi, hastaneye yatırmışlardı. Tıpkı Erdoğan hastanedeyken
Cemaat'in 7 Şubat darbesiyle Hakan Fidan'ı alma girişimleri gibi. Rıfat
iktidarı ele alacak, ama Kürtler ne olacak? Rıfat alelacele 'Gidin Ali'yi bana
getirin' demiş. Helikopterler falan. Kürtlere kimlik verilmemesine rağmen bana
Suriye kimliği verdiler. O zaman kadar Filistinli lider Naif Havatme'nin bana
verdiği kimliği kullanıyordum. Hafız geldi ve Rıfat'ı alaşağı edip sürgüne
gönderdi. O zamandan beridir de sürgünde. Darbeye karsı darbe oldu. Birlikte
Lazkiye'ye gittik. Lazkiye'ye giderken yolda balık yiyelim dediler. Hiç
aklımdan çıkmaz. Evlerine gittik, gece keçe üzerinde oturduk. Onların giydiği
elbiseler var. Cemil Suudi ailesinden bir es almış. O zaman bir Kurtle bile
ilişkimiz yoktu, ben giderek ilişki geliştirdim. Resim dediniz ya, sabaha kadar
anlatsam bitmez. Bu da bir devlet ilişkisiydi.
"TANER AKÇAM TÜRKİYELİ BİR KADIN BULDU, ÖRGÜTÜ
BİTİRDİ"
Evlilik, asklar... İste bir kadınla evlendiriyorlar, aile
oluyorlardı ve liderleri bu yöntemle kontrol altına tutuyorlardı. Rahmi var
iste. Taner Akçam Türkiyeli bir kadın buldu ve örgütü bitirdi. Nasuh sevdiğim
bir adamdı. Taner'in yaptıklarına dayanamadı ve kanserden öldü. Onun adına bir
şeyler yapılmalı. Bu ittifak o yüzden önemlidir.
SURİYE'DE KALDIĞIM EV İSTİHBARATIN EVİYDİ
Öcalan: S. 420: Suriye'de kaldığım ev istihbaratın eviydi.
Cemil 'O ev benim ev olacak' demiş. Ben de her gittiğimde o evde kalıyordum.
Bir gün bir kadın evin bahçesinde ata binmiş, gülerek bir oraya bir buraya
gidiyor. Apo, dikkat et dedim. Miraç Ural'ın çocuğu oldu. General olmuş. Bu
ilişkileri anlatıyorum. Kadın yoluyla tuttular, general oldu, mareşal oldu.
Taner'in derdinden Nasuh da kanser oldu, öldü. Tek devrimci kaldı mi o
dönemden? Nasuh kahroldu. Miraç da öyle gitti. Suriye'ye nasıl girdiğimi
anlattım. Bana da ayni yolları denediler. Ama ben kendimi korudum. Beni Kesire
ile olan evliliğim kurtardı. Evliyim dedim, aile var dedim. O kadın
ilişkilerine net sinir koydum. Onlar da öyle vazgeçtiler. Kesire de 'Asil
devrimci benim demiş' Cemil`e. Benim için 'O Sünni, ben Aleviyim demiş'.
'Apo'yu ikinci plana atin' demiş. Cemil 'Biz sana inanıyoruz, o kadına
inanmıyoruz' dedi. Cemil'in böyle doğru yönleri vardı. O dönem Demirel beni
Suriye`den istiyor. Hafız beni uzaklaştırmak isteyince Cemil tepki göstermiş.
'Apo giderse kalpten ölürüm demiş'. O günden doğruyu görmüş. Ben cıktım Suriye
çöktü.
Türk sol geleneği acayip bir sorumsuzluk içinde. Devlete
karşı en büyük mücadeleyi ben geliştirdim.
KGM: KCK operasyonlarını da cemaat yaptı.
A. Öcalan: Bunlar şimdi KCK'yı MİT kurdu diyorlar. C.Ö'ye
tüzüğü hazırlayan adam, Efkan Bey'e de programı hazırlamış diyorlar. Burada biz
E... Beylerle tartıştık. Onlara yeni bir örgüt gerekiyor dedim. PKK illegal
kalıyor. Legal örgütü KCK olarak kuracaktım. Cemaat bunun kokusunu alır almaz
yöneldi. MİT'i suçlamaları da buradan geliyor.
A. Öcalan: Darbeyi buradan önledim. O dönem Taraf
gazetesinin yayınlarına, Kandil“in korkunç hazırlıklarına ve karakol
baskınlarına bakarsanız, nasıl büyük bir tehlikenin atlatıldığını görürsünüz.
Bese de "2013 yılını savaş yılı ilan etmiştik" dedi. Karayılan'a 2013
yılı savaş çizgisi devam etmeli demişlerdi.
"TÜRKİYE'NİN SİLAHLI KÜRTLERE İHTİYACI VAR"
A. Öcalan ( 422): Hükümete anlatın. Apo silahlı güçlerin
darbe tehlikesine karşı güvencedir deyin. Darbe tehlikesi kalktığı anda silahlı
güçler de devreden çıkacak deyin. Yalcın Doğan'a da anlatın. Davutoğlu'na da...
İran, Esad, IŞİD darbe tehlikesi oldukça benden çok Türkiye'nin silahlı
Kürtlere ihtiyacı var. Biz bu güçleri nerede konumlandıracağımıza karar
vereceğiz. Suriye'de mi, Şengal'de mi, Kandil`de mi yoksa Cudi-Gabar'da mi
konumlandıracağız? Devlet de bunu anlasın.
"AKP İLE DEMOKRATİK İTTİFAKIN SINIRLARINI
ÇİZİYORUM"
A. Öcalan ( S. 424): Ben AKP ile demokratik ittifakın
sınırlarını çiziyorum. Demokratik vatan, demokratik ulus ve demokratik
cumhuriyet için savaşıyorum. Karşı taraf bunu bir darbe olarak değerlendiriyor.
DOĞU SADECE ÖNDE GÖRÜNÜYOR, KOMUTA İSMAİL HAKKI PEKİN'DEDİR!
İlk kez Doğu'yu çözümleyeceğim. Babası Sadık Perinçek'ti.
Tüm verilen Doğu'nun dizayn edilmiş sahte bir Amerikancı olduğunu gösteriyor.
Tıpkı Tahim, yani Taner Akçam gibi. İbrahim Kaypakkaya bunu biliyor. O dönem
Doğu yakalanınca hemen teslim oluyor. 1971'de ajanlaşmıştır. Özel Harp
Dairesi'ne girdiği kesin. Daha öncesi de olabilir. Hatta babasında da olabilir.
Bunu araştırabilirsiniz. (Devlet yetkilisine dönerek) Aslında komuta da Doğu'da
değildir. Doğu sadece önde görünüyor. Komuta İsmail Hakkı Pekin'dedir.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı'ydı. AKP'ye söyleyin. Doğu ile ittifak
yapıyorsanız kutlu olsun. İran ile ilişkisi önemlidir. İdamlarla İran IŞİD'den
daha beter şeyler yapabileceğini gösterdi. Iran bunlarla ilişkiye girmişse bu
İran'i da götürür. İran'da şu anda müthiş bir iktidar mücadelesi var. Ruhani,
Ahmedinejat diğer kanatlar iktidar mücadelesi yapıyorlar. Bu ittifak İran'ı
yıkımını hazırlar.
KARAYILAN'LA DA SALİH MÜSLİM'LE DE AYNI AŞİRETTENİZ
A. Öcalan: Karayılan da, ben de, Salih Müslim de ayni
aşiretteniz. Meşhur bir aşirettir. Ben aşiretçilik yapmasını bilmem. Bundan pek
memnun da değilim. Ama Urfa'nın kurtuluşu işgale giden 300 kişilik Fransız
askerinin Suruç önlerinde pusuda öldürülmeleriyle oluyor. Antep'te Karayılan
vardır, meşhurdur. Onların direnişi önemlidir. Yani iyi kötü bir şeyler yaptık.
Simdi o tarihe dayanarak yeni bir ittifak yapmak istiyoruz. Ancak koalisyon
elimizden alındı. Kürtler bir anda kıymete bindi.
TÜRK DÜŞMANLIĞIM BİTTİ
Ben Buraya geldiğimden beri Türk düşmanlığım bitti.
Korktuğum ya da burada olduğum için değil, sorguladığım için bu sonuca ulaştım.
Teorim doğru, tüm liderlerden daha fazla çalışıyordum, ama basari neden yeterli
değil hep düşünürdüm. Bunu sorgulayınca sömürgeciliğin tarihini inceledim. Pek
çok sonuca öyle ulaştım. Vadettin İnce, Muhsin ve benzerleri bizim teorimizi
satmaya çalışıyorlar. Ben iğne ile kuyu kazar gibi teori ile uğraştım.