İSİG Meclisi’nin verilerine göre 2013 yılında 59, 2014 yılında 54, 2015 yılında 63 çocuk işçi hayatını kaybetti. Raporda, “Çocuk işçiliğin ana istihdam alanı tarım ve inşaat gibi mevsimlik işler olmuştur. Tarım sektöründe toplayıcılık başta olmak üzere birçok işi yüklenen çocuk işçilerden özellikle kız çocukları sektörün görünmez gücünü oluşturmakta ve daha fazla yıpranmaktadır” denildi.

İSİG Meclisi’nin verilerine göre 2013 yılında 59, 2014 yılında 54, 2015 yılında 63 çocuk işçi hayatını kaybetti. Çocuk işçilerin iş kolları ise 92’si tarım, 20’i inşaat, 14’ü ticaret/eğitim, 11’i metal, 6’sı gıda, 6’sı tekstil, 5’i konaklama/eğlence, 5’i taşımacılık, 5’i genel işler, 3’ü kimya, 2’si çimento, 1’i maden, 1’i iletişim, 1’i metal ve 1’i sağlık işkolunda çalışıyordu. 3 çocuğun ise çalıştığı işkolu yeterli bilgi olmadığı için belirlenemedi.

İSİG’in raporuna göre, çocuk işçi ölümlerinin genel işçi ölümlerine oranı 2013 yılında yüzde 5,4 iken 2014 yılında yüzde 3,4 ve 2015 yılında 3,6 olarak belirtildi.


İSİG raporda yasaların çocuk işçilerin sağlığını koruyamadığını vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

Tablodan da göründüğü gibi yasalar çocuk işçilerin sağlığını koruyamamıştır. Hal böyle iken 2014 yılında yapılan Uluslararası Çalışma Konferansı’nın 103. oturumunda konuşan Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, özellikle çocuk işçiliği ile mücadele çerçevesinde alınan önlemler sayesinde, bu sorunun artık Türkiye’nin gündeminden çıktığını söylemiştir.

Yine AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye’nin çocuk işçi çalıştırmayla mücadelede başarılı olduğunu belirtilmiş ve “Türkiye’nin 2014 itibarıyla çocuk işçi çalıştırmayı bitirmeyi taahhüt ettiğini ve ILO’nun Türkiye’yi 2006 yılında çocuk işçilikle mücadelede başarı sağlayan üç ülkeden biri seçmesine neden olduğunu” ifade etmişti.


Çocuk işçiliğin ana istihdam alanı tarım ve inşaat gibi mevsimlik işler olmuştur. Tarım sektöründe toplayıcılık başta olmak üzere birçok işi yüklenen çocuk işçilerden özellikle kız çocukları sektörün görünmez gücünü oluşturmakta ve daha fazla yıpranmaktadır. İnşaat işlerinde ise erkek çocuklar çalışmaktadır. Burada sadece hafif, yardımcı işler yapmaz, bizzat tehlikeli işleri de üstlenirler.

Bu mevsimlik çalışma biçimine yazın okulların sona ermesiyle birlikte çalışan çocukları ekleyebiliriz. Yoksulluk ya da bir iş sahibi olma gerekçesiyle çocuk işçiler oto kaportacı, berber, depo, esnaf vb. yanında ya da simitçi, boyacı, sucu, mendilci vb. gibi çalışarak istihdam içinde olmaktalar.


AKP döneminde çocuklara cinsel istismar yüzde 434 oranında arttı

BirGün’den Rabia Yılmaz’ın haberine göre ise, her üç çocuktan biri yoksul, 2014’te Türkiye’de 40 bin “çocuğa tâciz davası” açıldı, 900 bin çocuk işçi var, sadece 2015’te, 31 bin 337 kız çocuğu evlendirildi.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık tarafından hazırlanan “Sosyal Bozulmalar Raporu”nda AKP’nin 13 yıllık iktidarı süresince çocukların cinsel istismarının yüzde 434 oranında artış gösterdiği ifade edildi.

Rapor’da 2015’te çocuk yaşta evliliklere ait resmi evlenme sayısının 31 bin 337 olduğunu açıklandı.


Erken yaşta evliliklerle ilgili veriler ise şu şekilde:

*181 bin 36 erken yaşta evlilik yapan çocuk bulunuyor. Bu evlilikler imam nikahına dayalı olduğundan sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz.

*2012 yılında 20 bine yakın aile 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açmış.

*Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre erken evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97,4’ü kız öğrenciler.

*15-19 yaş arası genç kızlarda birinci sırada ölüm nedeni, hamilelik ve doğumun yol açtığı sorunlar.


*18 yaş altında evlenenlerin yarısının okuma-yazma bilmediği, yüzde 31,7’sinin de okuma-yazma bilmesine rağmen hiç okula gitmediği gerçeği de eğitimsizliğin etkisini gözler önüne seriyor.

*2010-2015 yılları arasında tespit edilen resmi evlilik rakamlarına göre, tüm evliliklerin üçte biri 18 yaş altındaki kız çocuklarıyla gerçekleştiriliyor.

*Çocuk yaşta resmi nikahla evlendirilen kız çocuklarının (16-17 yaş grubu) 2013 yılında yüzde 69,9’u kendisinden 6 ve daha büyük yaşta bir erkek ile evlendi. Erken yaştaki evliliklerin %15,2’sinin ise eşi ile arasındaki yaş farkının 11 ve daha yukarı yaş olduğu görüldü.

*Türkiye’de evli 19 yaşın altındaki 6 gençten yalnızca 1’inin gebeliği önleyici yöntem kullandığını, 6 bin 802 kişinin HIV/AIDS ile yaşadığı Türkiye’de 15-24 yaş arası her 10 gençten yalnızca 1’inin HIV/AIDS konusunda doğru bilgiye sahip olduğunu ve 15-19 yaş grubundaki her 1000 kadın başına 28 doğum düştüğünü ortaya çıkardı.


2014’te Türkiye’de 40 bin “çocuğa taciz davası” açıldı

Adalet Bakanlığı verilerine göre 2014’te Türkiye’de 40 bin “çocuğa taciz davası” açıldı. 24 bin 285’inde karar çıktı. Mahkumiyet çıkan dava ise 13 bin 968. Her ay Adli Tıp kurum’na 650 çocuk cinsel istismarı vakası geliyor. 2015 yılında Türkiye’de bin 377’si erkek, 9 bin 718’i kız çocuğu olmak üzere toplam 11 bin 95 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı belirtildi.

Suriyeli çocuk ve kadınlara yönelik cinsel istismarın başlangıçta sadece sığınmacı kampı dışındaki mülteciler için söz konusu olduğunu; ancak bugün sığınmacı kamplarına kadar girmiş olduğunun belirtildiği raporda şu ifadelere yer verildi:

Suriyeli küçük kızların imam nikâhıyla kuma yapılması da çok yaygınlaştı ve yaş sınırı 11-12’ye kadar düştü. Ailelere ortalama 2 bin ile 5 bin TL arasında başlık parası veriliyor. İşin kötü yanı bu nikâhlar bazen Suriyeli kızlar ve kadınlar tarafından bir kurtuluş şansı olarak görülebilse de; çoğunda, nikâh görüntüsü altında fuhuş ve çocuk-kadın ticareti yapılıyor. Şiddet ve tehdit altında zorla çalıştırılan bu kızların yaş ortalaması ise 15-18; ancak şahit olunan kimi örnekte bu yaş 12’ye kadar düşebiliyor.


Çocuk hükümlü sayısı 5 yılda 5 kat artış gösterdi

*Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün sitesinde 12-18 yaş arası (18 yaşından gün almamış) tutuklu/hükümlü çocuk sayısı 2165 olarak belirtilmiştir.

*2015 yılı TÜİK raporuna göre, Türkiye’de ceza infaz kurumuna giren hükümlü çocuk sayısı 5 yılda 5 kat artarak, 7 bin 595’e çıktığını, çocuk hükümlü sayısının ise 2014’te bir önceki yıla kıyasla yüzde 23,8 artış gösterdi.

*Türkiye’de 2014 yılında ceza infaz kurumlarına giren hükümlü sayısı bir önceki yıla kıyasla yüzde 10,1 artarak 158 bin 690’a ulaştığını gösteriyor. Bunların 152 bin 902’si erkek, 5 bin 788’i kadınlardan oluşurken, söz konusu dönemde ceza infaz kurumuna giren 12-17 yaş grubundaki çocuk hükümlü sayısı 7 bin 595’e ulaştı. Çocuk hükümlü sayısı 5 yılda 5 kat artış gösterdi.

*Yaş grupları dikkate alındığında, 2014’te ceza infaz kurumuna giren çocuk hükümlülerin bin 28’i (yüzde 13,5) 12-14 yaş grubu, 6 bin 567’si (yüzde 86,5) de 15-17 yaş grubundakilerden oluştu. Ceza infaz kurumuna giren hükümlüler arasında 12-17 yaş grubundaki çocukların oranı, 2010’da yüzde 2 iken, 2014’te yüzde 4,4’e yükseldi.SENDİKA.ORG
Daha yeni Daha eski