Türkiye Pelikan dosyası isimli blogu konuşuyor. Pelikan
dosyası blogunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki
çekişmeyle ilgili önemli iddialar yer alıyor.
Pelikandosyası adıyla açılan blogda, Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki çekişmeyle ilgili önemli
iddialarda bulunuldu. İddialar Twitter’da bir anda gündem olurken yazıda
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Reis’, Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘Hoca’ olarak
adlandırıldı. Yazıda şu iddialara yer verildi:
TEMAYÜLDE GÜL ÇIKTI: Temayül yoklamasında 1. Gül, 2.
Yıldırım, 3. Davutoğlu çıktı. Buna rağmen Reis hocayı parti başkanı yaptı.
Neden mi? 1-) Reis, hocanın Suriye ve Filistin politikalarından hareketle,
kendini devirmek isteyen Batı’yla uzlaşmayacak bir politikacı çıkacağını
umuyordu. 2-) Başkanlık sistemine geçerken argüman üretir, akademik
karizmasını, taze politikacı kimliğini bu yolda işlevsel hale getirir diye
düşünüyordu. Kendisinden bu iki konuda söz aldı. “Temayül yoklamalarını
biliyorsun, seni BEN başkan yapıyorum! Ama bu iki konuda söz vermen şartıyla”
dedi. Hoca kabul etti. Fakat etrafındaki muhteris danışmanlar kabul etmediler.
Bunu biliyorum. Ali Sarıkaya, Osman Sert, Taha Özhan, Hatem Ete ve Ertan Aydın
başlıcaları. Herkesle barışacaklar, REİS’i kurban edecekler.
ŞEFFAFLIK YASASI: Reisin ekonomi yönetimini ekarte etmek
için ilk iş “Şeffaflık Yasası”nı çıkartalım dedi hoca. Reisin haberi olmadan
hazırladı yasa paketini. Ve kamuoyuna bizzat kendisi açıkladı. Sonra reis
kendisiyle istişare edilmeden bu paketin hazırlandığını söyledi. Hoca ve
muhteris danışmanları tırstılar, paketi geri çektiler.
OYLAMADA YOKTU: 17- 25 Aralık üzerinden 4 bakanı Yüce
Divan’a gönderme oylaması sırasında bir konuşma bahanesiyle İngiltere’ye gitti,
meclis grubunun başında durup liderlik etmedi. Ardından Davos’a gitti. Mesele 4
bakan meselesi değildi, reisti. Önce bunlar Yüce Divan’a gönderilecekler, sonra
da reis. Yüce Divan oylamasından bir gün önce 4 bakanın partiye çağrıldı.
Hocanın kurmayları kendilerine mecliste aklanmaları gerektiğini söyler. Hoca,
“Bu bizzat Cumhurbaşkanımızın talimatıdır” der. Egemen Bağış, reisi arar. Reis,
kendisine yönelik kumpasın farkına varır, sonra hocaya zılgıtı çeker. Yüce
Divan oylaması ertelenir.
FİDAN KARARI: Hoca Reis’i devirmekte başarısız olunca, onu
zayıftatmaya karar verir. Yine onunla istişare etmeden Fidan’ı milletvekili
yapmaya kalkar. İşin kötüsü Fidan da Reis’le istişare etmeden hemen hocasının
kucağına atlar. Bu sefer Reis, medya mensuplarının karşısında hocayı ve Fidan’ı
azarlar. Fidan Umre’de Reis’i bulur, nedamet getirir. Sonra tekrar görevi
kendisine iade edilir.
'ÇÖZÜM'ÜN KAYMAĞI: Hoca, Reis’in 10 seneden fazladır ince
ince işlediği çözüm sürecinin kaymağını yemek ister. Dolmabahçe’de HDP’lilerle
Yalçın Akdoğan, Efgan Ala ve Mahir Ünal bir araya gelir. Fakat asıl konuşan
taraf HDP’dir. Reis, bir ay boyunca PKK tarafının azgınlıklarına rağmen İzleme
Komitesi kurulacağı manşetlerde yer alınca, kendisiyle istişare edilmeden
Dolmabahçe açıklamasının yapıldığını söyler.
ARINÇ’I TEBRİK ETTİ: Bülent Arınç, Reis’in süreçten haberdar
olduğunu ve ülkeyi hükümetin yönettiğini söyler. Hocamız hemen Arınç’a telefon
açar, televizyondaki açıklamalarından ötürü Arınç’ı tebrik eder.
BAŞKANLIĞA KARŞI: (7 Haziran sonrası) Başkanlık meselesini
neredeyse ağzına hiç almamıştır seçim kampanyalarında. Koalisyon hükümetinden
başkanlık sistemine “olur” vermesini beklemek imkansız olduğu için hoca
“koalisyon da koalisyon” diye tutturur. Seçimden hemen sonra “başkanlığı
getirmek istedik, halk yetki vermedi” açıklaması yapar.
BAHÇELİ’YE ALKIŞ: Bahçeli “Bilal’i ver koalisyonu al” diye
nara atmaya başlar. Kendisinden açık açık çocuğunu kurban vermesini
istemektedirler. Hoca ise Bilal Erdoğan’ı kurban olarak isteyen Bahçeli’nin
meclis yeminini sonuna kadar bekler. Ve sonra da tüm kabinesiyle birlikte
alkışı basar.
MKYK KRİZİ: MKYK’yı baştan sona kendi şekillendirmek isteyen
hocaya karşı, Reis’in talimatıyla Binali Yıldırım devreye girdi. 1353 delegenin
900’ünün imzasını topladı. Reisçi pek çok isim MKYK’ya girdi, Gül’ün ekibi
safdışı edildi.
TEPKİ KOYMADI: HDP’ye yönelik bir tepki ortaya koymadı.
Baktı ki MHP kendisini eleştirmeye başlamış, işte o zaman, şişin ve kebabın
yanmaması için, “bütün dokunulmazlıkları kaldıralım” dedi. Hocanın iki adamı
Naci Bostancı ve Sefer Üstün, dokunulmazlık meselesini görüşmek üzere katil
HDP’nin ayağına gitti. Hoca, PKK’ya yönelik olarak “2013 şartlarına dönülürse
herşey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. Aynı günlerde Özhaseki “paralel
fabrika ayarlarına dönerse mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocadan tek bir
itiraz gelmedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz, Reis’e ‘otoriter’
kabilinden hakaretler etti, hoca tek bir kelam etmedi.
MEDYASINI KURUYOR: Hoca yavaş kendi medyasını kurmaya
başlar. Mustafa Karaalioğlu, Etyen Mahçupyan, Hakan Albayrak, Yıldıray Oğur,
Ceren Kenar, İbrahim Karagül, Abdülkadir Selvi, Akif Beki ve (Hoca’nın Alkım
ziyareti sonrası) Taraf’ın tamamı köşesinden Reis’e yağdırmaya başlar. Reis
meydanlara indiği, “Başkanlık” dediği için seçim kaybedilmiştir. Hoca itiraz
etmez. Hakan Albayrak “artık konuşma reis!” “artık köşene çekil reis!” yazıları
kaleme alır. Hoca itiraz etmez. Bu ekip kendi medyalarında iki seçim arası
dönemde tam yüzden fazla haber ve köşe yazısı yazar reis karşıtı. Hoca artık
kendisine ait müstakil bir medya kurma vaktinin geldiğine KARAR verir. Basın
danışmanı Osman Sert’in desteğiyle KARAR’ı kurar. KARAR’ın finansmanı “örtülü”
olarak halledilir.
ARINÇ'A ÖZEL TÖREN: Reis’in “yalan söyleyen zat” dediği,
“paralel için cübbemi giyerim” diyen Arınç, Manisa’da özel törenle hocamız
tarafından karşılandı ve ağırlandı.
HEMEN HEMEN HER KONUDA AYRI DÜŞTÜLER
REİS 'YETER' DEDİ: Hoca, ‘Schengen vize anlaşmasını dört ay
öne alacağız. Bu bizim başarımızdır’ türünden laflar etti. Reis, yeter dedi ve
patladı: Başbakanlığım döneminde Schengen’in Ekim 2016’da uygulamaya gireceği
açıklandı. 4 ay öne çekmenin kazanım gibi sunulmasını anlamıyorum.
OBAMA'DAN RANDEVU: Reis, Obama’yla görüştü. Üzerinden bir ay
geçmeden hoca Beyaz Saray’dan randevu istedi.
DÜNDAR'A SEVİNDİ: Can Dündar serbest bırakılınca sevinçle
karşıladı. Reis, “Karara saygı duymuyorum” deyince, hükümet sözcüsü Numan
Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanı’nın şahsi fikridir” diyerek makamı küçümsemeye
kalktı.
TEK İTİRAZ YOK: Hoca PKK’ya yönelik olarak “2013 Mayıs
şartlarına dönülürse her şey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. Aynı
günlerde AK Parti milletvekili Özhaseki “paralel fabrika ayarlarına dönerse
mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocamdan tek bir itiraz gelmedi. “Biz
Erdoğan’la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu’dur, hükümettir, onlar da
gayet ciddi muhataplar” sözleri üzerine hocamız yine tek kelam etmedi.
ATAMALAR: Hoca ‘herşeye ben karar vereyim’ hırsıyla
bakanların müsteşar atamasına bile izin vermedi. 4 aydır müsteşarı atanamayan
bakanlar var. Hoca, Reis’in şiddetle eletirdiği akademisyenlerin imza
kampanyası için ‘görmezden gelsek olay bu kadar büyümezdi’ yorumu yaptı.
..VE AKADEMİSYENLER: Hocamız, REİS’in şiddetle eleştirdiği,
1100 terör destekçisi Akademisyen’in imza kampanyası için “görmezden gelsek
olay bu kadar büyümezdi” yorumu yaptı.
Barış İnce: Pelikan dosyasını Barlas yazdı
BirGün Gazetesi Yayın Danışmanı ve yazarı Barış İnce,
twitter hesabından "Reisçilerle kısa adamcılar bu pelikan bildirisi ile
kavgayı ortaya saçtı ya. Barlas'ın oğlu yazdı onu ve yanında çalışan biri
paylaştı" diye yazdı. İnce'nin pelikan dosyasıyla ilgili söyledikleri
şimdiden çok konuşulacağa benziyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu arasındaki derin
çatlağı yazan "Pelikan dosyası" yazısını, A Haber'de yaptığı
programlarla bilinen Cemil Barslas'ın yazdığı öne sürüldü.
BirGün Gazetesi Yayın Danışmanı ve yazarı Barış İnce,
Twitter hesabından "Reisçilerle kısa adamcılar bu pelikan bildirisi ile
kavgayı ortaya saçtı ya. Barlas'ın oğlu yazdı onu ve yanında çalışan biri
paylaştı" diye yazdı. Yazı için Cemil Barlas'ı işaret eden İnce'nin
Barlas'ın yanında çalıştığını ve yazıyı paylaştığını söylediği isim ise Ekin
Gün'dü.
Barış İnce şunları yazdı:
"Reisçilerle kısa adamcılar bu pelikan bildirisi ile
kavgayı ortaya saçtı ya. Barlas'ın oğlu yazdı onu ve yanında çalışan biri
paylaştı. Bu yanında çalışan ve tweeti atan çocuk, adı solcu adı olduğu için
aklımda kaldı. Erdoğancı olmuş bu. Eskiden epey bir solcu gibiydi. Şimdi
'Reisçi' olan ve yazıyı ortaya atan bu çocuk 5 sene önce solcu gibiyken, bana
ve gazeteme hakaretler ederdi. Saklamışım ben. Bu #PelikanBildirisi denen şeyi
Twitter'da yayan çocuk 2012'de biz 19 Mayıs kutlu olsun yazdık diye kızmıştı.
Aynı çocuk bir yıl içinde soldan sıyrılıp bizim AKP ile Feto'nun arasını
bozmaya çalıştığımızı iddia etti. Beş sene önce bu 'pelikan' sol liberal iken
bana da dalınca ben biraz gençtim biraz sıkıntı oluştuydu. Onları paylaşmayım
şimdi. Sonra bu demokrathaber'de yürüdü, olmadı DSİP gibi oldu BirGün'de sövdü
hepsi gibi, yetmedi Taraf'a yamandı. Sonra Barlas'ın oğlu işe almış. Kısa adama
çakılan yazıda gazeteci dili kullanılmış. Bir yerde de reisi savunanlar diye
kimi 'gazeteci' isimleri geçiyor :) Barlasın oğlu dayanamamış kendi ismini de
orada geçirmiş. Sonra bu çalıştırdığı zırtapoza demiş ki bunu yay. Bu zaten
Altınok geni taşır. Yani Pelikan Cemil. Ama öyle hırslı ki adını yazıda
geçiriyor :) Bu arada bize küfür ederek yükselen ve onun yamağı olan çocuğun
da... gerisini isteyen gönlünce tamamlar. Tüm bu pisliği Haziran/Gezi Türkiyesi
temizler diye bitireyim. İyi günler."
BİLDİRİDE NE DİYORDU
John Grisham’ın filme de uyarlanan kitabından esinlenildiği
belli olan “Pelikan Dosyası” adlı bir blogda Davutoğlu- Erdoğan kavgası ile
ilgili çok çarpıcı bir yazı yayımlandı.
“Selam Olsun!” başlığıyla imzasız olarak yayımlanan yazıda;
Erdoğan – Davutoğlu arasındaki kavgaya kendi deyimleriyle “Reis”, yani Erdoğan
cephesinden bakıyor. Bunu yaparken de doğruluğu henüz bilinmeyen birçok iddiada
bulunuyor.
Öte yandan bazı isimler ise yazıyı, bir süre önce AKP'nin
artık Ahmet Davutoğlu ile yola devam edemeyeceğini söyleyen Nasuhi Güngör'ün
yazdığını iddia etti.
Savaş daha da kızışacak: Davutoğlu başkanlığa kesin karşı
Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki gerilimin Pelikan Dosyası
ile kızışmadan saatler önce yapılan bu açıklama, Saray-AKP cephesinde savaşı
daha da kızıştıracak.
Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasındaki gerginlik,
Saray ve Davutoğlu'na yakın gazeteciler üzerinden yürütülürken dün ortaya çıkan
'Pelikan Dosyası' ile savaş başka bir boyuta taşındı.
Saray'a yakın isimsiz bir blogdan Davutoğlu'na yönelik ağır
suçlamalar içeren ifadelerin yayınlanmasından saatler önce, Halk TV
ekranlarında Erol Mütercimler'in dile getirdiği iddia, bu savaşın tesadüf
olmadığı gibi önümüzdeki günlerde daha da kızışacağının işaret fişeği gibi.
Gürhan Hacır'ın 'Şimdiki Zaman' programına konuk olan Erol
Mütercimler, Davutoğlu'nun başkanlık sistemine kesin olarak karşı olduğunu,
Davutoğlu'nun danışmanlarının bunu kendisine açıkça ifade ettiklerini söyledi.
Pelikan Dosyası adlı ifşaatlarda da, Davutoğlu'nun danışman
ekibi ağır biçimde eleştiriliyor ve Başbakan'ı başta başkanlık olmak üzere bir
çok konuda 'yanlış' yönlendirdikleri iddia ediliyordu.