Ortalık “Pelikan Dosyası”yla çalkalanıyor. Ben de bu sabah
okudum. Kim yazmıştır bilmiyorum ama aslında sıradan bir vatandaşın bile
uzaktan görebildiği çatışmalar biraz daha yakından açık edilmiş. Bu dosya,
muhtemelen zaten başlatılmış olan Davutoğlu’nun tasfiyesi operasyonunun önemli
bir parçası.
Bence şaşırtıcı değil, hatta olağan. Bütün diktatörlerin ve
diktatörlüklerin izlediği yol üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Bir parti aslında genellikle ve her zaman bir farklı güçler
koalisyonudur. İktidara gelen, belli noktalarda konsensusa dayanan bu partidir.
Önce partinin diktatörlüğü kurulur. Fakat diktatörlüğün mantığı sivrilmeyi
zorunlu kılar. Yani bu partinin içinden bir diktatör sivrilmeli ve partiye
hâkim olmalıdır. Bu aşamadan sonra diktatörlük koyulaşır ve giderek parti
diktatörlüğünden kişi diktatörlüğüne evrilir.
Fakat kişi diktatörlüğünün de aşamaları vardır. Sivrilen
kişi (diktatör) böyle bir liderlik noktasına bile parti içindeki bazı
ittifaklarla yükselir. Partinin iktidara gelmesini sağlayan kaymak tabaka ikiye
bölünür. Bir kesim, şefe, führere, reise, ulu öndere, halkların babasına,
duçeye vb. kişisel iktidarı için yolu açarken, diğer kesim tasfiye olur. Bundan
sonra (kısaca şef diyelim) şefin kişisel iktidarı güçlendirilir de
güçlendirilir. Parti onun kişisel iktidarının aleti durumuna getirilir.
Fakat süreç burada durmaz. Şef, asla doymayan bir
yaratıktır. İktidarla, daha fazla iktidarla beslenir. Bu iktidarı oluşturan
ise, iktidarın kendi canlı hücreleridir. Diktatörlük, bu canlı hücreleri
yiyerek yaşar ve büyür. Yani diktatörlük, kendi kendisini yiyerek var olur ve
tabii ki, aynı zamanda bu şekilde yok oluşa doğru hızla yol alır.
Sıra, parti içinde
şefin kişisel diktatörlüğüne destek veren kesimin yenmesine gelmiştir. Şef
iştahla masanın başına oturur ve kendisine destek veren bu kesimi afiyetle
mideye indirir. Bunu yaparken, şefin kayıtsız şartsız tek kişi diktatörlüğüne
destek verecek bir yalakalar kesimi oluşturmayı da ihmal etmez tabii.
Ne var ki, dediğimiz gibi, sürecin sonuna kadar devam etmesi
gerekmektedir. Böylece şef, doymaz iştihasıyla, kendisine kayıtsız şartsız tabi
olan yalakalar kesimini de yer bitirir. Bunu yaparken, artık yalaka bile
denemeyecek zavallı memurlarına iş gördürür. Bunlar emir kuludur. Bir yalaka
olacak kadar bile kişilikleri yoktur. Düğmelerine basılır, harekete geçerler.
Fişleri çekilir, dururlar. Ama bir gün sıra onlara da gelir. Bu böylece sonsuza
kadar sürer ya da diktatörün bir halk isyanıyla, bir savaşla yıkılmasıyla veya
bizzat ölümüyle sona erer.
Şimdi, önceden defalarca seyrettiğimiz bir filmi yeniden
seyrediyoruz. Reis, kendi parti içi tek şefliğini destekleyen kesimin
tasfiyesini, “hoca”yı tasfiye ederek noktalama aşamasına geldi. Ondan sonraki
adım, yalakalar kesiminin tasfiyesi olacak. İktidarının ya da fiziki varlığının
ömrü yeterse tabii.
Daha önce defalarca seyredilmiş bir filmi seyretmek o kadar
tat vermiyor insana.
Gün Zileli - 2 Mayıs 2016 - www.gunzileli.com - gunzileli@hotmail.com