Dünyaca ünlü tarihçi Erik Jan Zürcher, Türkiye üzerine
çalışmaları nedeniyle 2005 yılında Türkiye'den aldığı "Yüksek Şeref
Madalyası"nı iade etme kararı aldı.
Zürcher, iade gerekçesini ise, “Türkiye fiili bir diktatörün
oyuncağı oldu” sözleriyle açıkladı. Yüksek
Şeref Madalyası’nını 2005’te dönemin Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün
elinden törenle alan Zürcher, madalyayı iade gerekçelerini Hollanda’da
yayınlanan NRC gazetesinin internet
sitesinde yayınladığı “Yeter artık! Madalya iade edilecek” başlıklı açık
mektupla açıkladı.
MADALYAYI HOLLANDA’DA TÜRKİYE ALEYHİNE ÖNYARGILARLA
MÜCADELEM İÇİN ALDIM
Mektubun bir de İngilizce kopyasını gazetecilerle paylaşan
Zürcher’in mektubunda, 2005 yılında madalyayı kendisine Lahey’deki Türk
Büyükelçiliği’nde düzenlenen bir törenle, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül
tarafından verildiğini anlattı. Madalyanın verilme gerekçesini ise, “Türkiye
hakkında yaptığım çalışmalar ve Hollandalı siyasetçilerin Türkiye’ye yönelik
önyargıları konusunda verilen mücadele” olarak açıkladı.
GEREKÇELERİNİ SIRALADI
Zürcher, madalyayı iade gerekçelerini ise mektubunda tek tek
sıraladı;
* Erdoğan seçimleri kazanmak için Kürtlerle barış sürecini
bilinçli olarak yıktı ve PKK ile bir iç çatışma başlattı.
* Erdoğan, Haziran 2015’teki seçimlerde istediği sonuç
çıkmayınca, koalisyon kurulmasını sabote etti ve ülkeyi cepheleşmeye yöneltti.
* PKK’yla mücadele konusunda farklı düşünen akademisyenler
hakkında davalar açıldı, bazıları çalıştıkları üniversitelerden atıldı.
* Medya iğdiş edildi; ya rejimin sözcüsü oldular ya da
oto-sansür uygulamaya başladılar.
* Sosyal medya çok sıkı şekilde takip edilmeye başlandı.
Zaman zaman kapatıldı.
* MİT’in Suriye’deki cihatçılara silah gönderdiğini yazan
gazeteciler devletin gizli belgelerini açıklamaktan 5 yıl hapis cezasına
çarptırıldılar. Haber de doğruydu.
* Anayasa Mahkemesi açıkca Cumhurbaşkanı tarafından tehdit
edildi. Cumhurbaşkanı, AYM’yi tanımadığı açıkladı.
* Daha yumuşak olunmasını savunan -ki bu kesinlikle liberal
anlamında değildi- Başbakan, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yerinden edildi.
* Binlerce TÜrk vatandaşı, Cumhurbaşkanı’na hakaretten
yargılanıyorlar.
* Erdoğan’ı eleştiren Avrupa vatandaşları da- Hollandalı
reklamcı Ebru Umar gibi- Türkiye’de yargılanıyorlar ve ülkeden çıkmalarına izin
verilmiyor.
* İktidar partisi gücünü, İslami normların kamusal alanda
daha etkin olması için kullanıyor – Bazı yerlerde, dini vecibeleri yerine
getirecek bir yer bulmak, alkollü içki satan bir dükkan bulmaktan daha kolay
hale geldi-.
“TÜRKİYE FİİLİ BİR DİKTATÖRÜN OYUNCAĞI OLDU”
Halen Leiden Üniversitesi’nde Türkiye araştırmaları alanında
profesör olarak görev yapan Zückher, açık mektubunda şöyle dedi; “Tüm bunlar
beni, Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin
AB üyesi olamayacağını ve olmaması gerektiğine ikna etti. Siyaseti, yasal
sistemi, medyası, bireyleri (Avrupa’da yaşamakta olsalar bile), üniversiteleri
fiili bir diktatörün ve onun dalkavuklarının elinde oyuncak olan; temel
özgürlükler ve hukukun üstünlüğünün ortadan kalktığı bir ülke Avrupa Birliği’ne
üye olamaz.”
Benzer bir durumun Macaristan’da geçerli olduğuna dikkat
çeken Profesör Zückher, ancak Macaristan’ın hali hazırda AB üyesi olduğunu,
nüfusunun Türkiye’nin sekizde biri kadar olduğunu belirterek, “Ve daha
önemlisi, Türkiye’de bu nüfusun yüzde 50’si Erdoğan’ın politikalarını
destekliyor. Hatta onu ‘Yeni Türkiye’nin kurucusu ve sembolü olarak
görüyor.”ifadesini kullandı.