Pekin’deki Beihang Üniversitesinin tanınmış Maocu profesörlerinden biri olan Han Degiang, sosyal medyanın ortaya çıkışıyla birlikte, son birkaç yıl içinde tabandan gelen Maoculuğun “her köşede çiçek açtığını” söylüyor


LUOYANG (AP) — Mao Zedung’un otoritesini yeniden kurmak ve radikal komünist gündemini yeniden canlandırmak üzere on yıl sürecek Kültür Devrimi’ni başlatmasından bu yana elli yıl geçmişken, modern Çin’in kurucusunun ruhu hâlâ güçlü bir çekiciliğe sahip.

Bağnazca bir hizipçiliğin Çin toplumunu en temel düzeyde paramparça ederek ülke boyunca yayıldığı o kargaşa sırasında milyonlarca kişi zulüm görmüş, alenen aşağılanmış, dövülmüş ya da öldürülmüştü.

Öğrenci grupları kendi öğretmenlerine işkence yapmış, çocuklar karşı-devrimcilikle suçlanan ana-babalarının kalabalıklar tarafından dövülüşünü izlemeye zorlanmıştı. “Silahlı mücadeleye” girişen çeteler en az yarım milyon kişiyi öldürürken bitmek bilmez baskıya dayanamayarak intihar edenler de sayılamayacak kadar çoktu.

Çin hükümeti resmen ancak 1981yılında –Mao’nun ölümünden beş yıl sonra– Kültür Devrimi’ni “felâket” olarak niteleyebildi.

Bütün bunlara rağmen, yaşlılar, yoksullar ve dışlanmışlar dönemin aşırılıklarını önemsiz göstererek bu on yıllık politik harekete olan özlemlerini dile getirmek üzere kadim Luoang kentinin ana meydanında her gün toplanıyorlar. Pekin’de iktidarın mermer salonlarında Kültür Devrimi dönemine ait şarkı ve dans gösterileri yeniden revaçta. Çin’in liberalleri her yerde ideolojik akımlarca geriye çekilen bir toplumun uğursuz işaretlerini görüyor.

Çin Toplumsal Bilimler Akademisinin eski araştırmacılarından Şu Youyu, bu görüngüyü “Ya milletin Kültür Devrimini unutmuş olmasından ya da toplumsal koşulların tatmin edici bulunmayışından, nedeni ne olursa olsun, 1990’ların ortalarından beri bu tür fikirler yaygınlık kazanıyor” sözleriyle özetliyor.

Maocular, her ne kadar onların fikirlerini onayladığını hiçbir şekilde açıkça ifade etmiş olmasa ve kendi kişisel ideolojisinin –özellikle ekonomik konulardaki– ayrıntıları muamma olarak kalsa da Başkan Şi Jinping’i büyük ölçüde kendilerinden biri olarak görüyorlar. Birçokları Şi’nin yolsuz parti bürokratlarına karşı açtığı kutsal savaşında, benimsediği popülist dilde, ulusalcı duruşunda ve durmadan tekrarladığı ideolojik birlik çağrılarında Mao’nun politik üslubunun cesaretlendirici yankılarını görüyor.

Maocu duyarlılıktaki ve statükoya duyulan güvensizlikteki bu tırmanış, Çin’in karşı karşıya bulunduğu karmaşık risklere işaret ediyor. Komünist Partinin meşruiyeti bir yandan Mao’nun mirasına, bir yandan da halkın yaşamını iyileştireceğine dair zımnen verilmiş söze dayanıyor. Çin, sayısız maden ve fabrika işçisini işinden olmakla tehdit eden ve toplumsal eşitsizliği artıran ızdıraplı bir ekonomik geçiş yolunda yürümeye devam ettikçe meşruiyeti sağlayan bu iki direği korumanın zor olacağı ortaya çıkabilir.

Çin on yıl önce benzer reformlardan geçerken ekonomisi daha hızlı büyüyordu ve Çin halkı İnternet ve sosyal medya gibi örgütlenme araçlarından yoksundu.

Pekin’deki Beihang Üniversitesinin tanınmış Maocu profesörlerinden biri olan Han Degiang, sosyal medyanın ortaya çıkışıyla birlikte, son birkaç yıl içinde tabandan gelen Maoculuğun “her köşede çiçek açtığını” söylüyor.

Kültür Devriminin, Komünist Parti Politbürosunun, çok sayıda önde gelen görevliyi görevden almasıyla 16 Mayıs 1966’da başladığı kabul edilir. İzleyen on yıl içinde Mao, ardılı olarak görülen iki kişiyi azletti, sözlerinden oluşan “Küçük Kızıl Kitap” bir kutsal metin düzeyine çıkarıldı ve milyonlarca kişi hapishanelere, çalışma kamplarına gönderildi ya da kentlerden kırsal kesime sürgün edildi. [Şimdiki başkan] Şi’nin kendisi de babasının memleketi Sha’nxi eyaletinde bir mağara-evde oturup tarlalarda çalışarak yıllar geçirmişti.

Gene de, ülkenin ortasındaki Henan eyaletinde 3.000 yıllık bir kent olan Luoyang’da emekli ya da işsiz kalmış işçiler neredeyse her gün, kent merkezindeki Juwangçeng meydanında dalgalandırdıkları bir ÇKP bayrağı altında toplanıp Mao’ya övgü şarkıları söylüyor. İnsanlar, gerilmiş bir çamaşır ipine asılmış onlarca bildiriyi okumak için gruplar hâlinde toplanıyor. Bu bildirilerde ya son 30 yılın liberal politikaları kıyasıya suçlanıyor ya da Kültür Devrimi olumlu biçimde yeniden değerlendiriliyor.

Şu Şiabin’in, bir grup Maocu emekli ile dünya görüşünü değiştiren beş yıl önceki karşılaşması da bu meydanda olmuş. Hem de ayda 3.000 yüen (yaklaşık 1.350 lira) kazandığı işini daha yitirmemişken.
Bir zamanlar çalışarak dört kişilik ailesini geçindirdiği devlete ait kapanmış fabrikanın önünde duran Şu, “Mao zamanında ‘işten çıkarma’ diye bir kelime bile yokmuş” diyor, “Şimdi bir yandan İnternette servetlerini sergileyenlere bakın, bir yandan da 40 derece sıcakta güneşin alnında çalışan benim gibilere.”

Luoyang’da şikâyetini sokağa taşıyan çok kişi var. Ordudan terhis edilmiş binlerce emektar asker emekliliğe hak kazanmak için yıllardır dilekçe üstüne dilekçe veriyor. Bu eski askerlerden Kin Şuiyan, bu yüzden, lokantalarda yaptıkları özel toplantıları bile basan polisle karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.

Loyang yöneticilerinin asabını en çok bozan kişi ise muhtemelen, son yıllarda binlerce kişinin katıldığı ve çok sayıda polis baskınına yol açan Maocu gösteriler düzenleyen 57 yaşında bir emekli olan Bayan Wang Şianfeng. Kiraladığı bir evde haftada iki kez Maoculuğun tartışıldığı toplantılar düzenliyor ve örgütlediği taraftarlarına binlerce bildiri dağıttırıyor.

Bir keresinde polis evinin kapısını kırarak grubunun üyelerinin adreslerini ele geçirmiş. Luoyang polisi, bu konudaki sözlü görüşme talebimizi ve faksla ilettiğimiz yazılı sorularımızı karşılıksız bıraktı.

Bayan Wang 2010 yılında iki yıl çalışma kampı cezasına çarptırılmış, ama bu Komünist Partiye ve parti liderine olan inancında pek bir eksilme yaratmamış. Onun gözünde Şi, yeni bir Kültür Devrimine öncülük ediyor.

“Bunca zamandır hayat tarzlarının keyfini sürenleri araştırmak istiyor” diyor Wang, “Bu bir sınıf mücadelesi, onun için tabii ki ona karşı koyacaklar, tıpkı, zamanında Kültür Devrimi sırasında ayrıcalıklarından olmak istemeyen toprak ağalarının yaptığı gibi.” Ve ekliyor: “Bize ihtiyaç duyarsa onun için dövüşmeye hazırız.”

Bütün bunlara rağmen, ülke çapında bakıldığında Maoculuk hâlâ gevşek bir örgütlenmeye sahip. Topluluk içi iletişim büyük ölçüde İnternet gruplarına ya da bloglarına bağımlı. En küçük gösteriler ve toplantılar bile çabucak dağıtılıyor ve Maoculuğun en canlı ve güçlü olduğu yerlerde bile, devasa heykeller gibi izin alınmadan Mao adına dikilen anıtlar hemen yıkılıyor.

Tahlilciler, ÇKP’nin bu ay içinde Kültür Devriminin 50. Yıldönümü için yapılacak anmalara karşı alacağı tutumu yakından izleyecek. Tutumun bastırmak mı cesaretlendirmek mi yönünde olacağına bağlı olarak Şi’nin kişisel otoritesinin kapsamı değerlendirilecek. Devlete ait Dünyada Zaman adlı gazetede Mart ayında çıkan bir yorumda Kültür Devrimi konusunda “aşırı” konumlanışlardan kaçınılması uyarısı yapıldı. Pekin’de yakınlarda sahnelenen bir konserde Mao’nun ve önderlik ettiği sınıf mücadelesinin fazlaca övülmesinin bazı ÇKP seçkinlerinde rahatsızlık yarattığı bildiriliyor.

Associated Press
Daha yeni Daha eski