*bilmeyenler için 1 ali ismail korkmaz polis şiddetinden
kaçarken sokakta sivil polisler ve bir grup insan tarafından sıkıştırılarak odunlarla
dövüldü.
*bilmeyenler için 2 ali ismail korkmaz yere yıkılana kadar
dayak yedi olaya şahit olan bir kişi korktuğu için müdahale etmedi.
*bilmeyenler için 3 ali ismail korkmaz dövülmesinden bir
süre sonra ayağa kalktı polisten korktuğu için hastaneye gidemedi.
*bilmeyenler için 4 ali ismail korkmazın arkadaşları zorla ikna ederek kendisini hastaneye götürdü.ancak
doktor eylemden gelenlere bakmıyordu.
*bilmeyenler için 5 ali ismail korkmaz hastaneden tomografi
çekip bir şeyin
yok, git ifadeni ver" diye hastaneden yollandı.
*bilmeyenler için 6 ali ismail korkmaz sabah uyandığında
konuşma zorluğu çekiyordu arkadaşları ailesine haber vererek başka hastaneye
götürdü.
*bilmeyenler için 7 ali ismail korkmaz ikinci hastane beyin
kanaması geçirdiğini ve vücudunda pek çok kırık olduğunu söyledi.
*bilmeyenler için 8 ali ismail korkmaz alındığı ameliyatın
ardından geç müdahale sonucu solunumunu ve bilincini kaybetti, yoğun bakıma
alındı.
*bilmeyenler için 9 ali ismail korkmazın ailesi ve arkadaşları haftalardır
tedirginlikle hem yaşamı
hem ölümü bekliyorlardı. ali bugün öldü.
*bilmeyenler için 10 ali ismail korkmaz ın ölümüne devlet,
emniyet ve ilk hastanedeki görevliler yardım etti asıl katiller bulunamadı.
*bilmeyenler için 11 ali ismail korkmaz bugün öldü, ölüm
süreci 11 maddeye sığdı fakat hikayesi bitmedi! onun hikayesini biz devraldık!
9 Soruda Ali İsmail Korkmaz davası
1- Ali İsmail Korkmaz nasıl öldürüldü?
Eskişehir’deki Gezi eylemlerine katılan Korkmaz, 2 Haziran
2013 geceyarası polisten kaçarken Yunus Emre Caddesi’ndeki Sanayi Sokak’a
girdi. Buradaki Harman Ekmek Fırını önünde bekleşen eli sopalı esnaf ve sivil
polisler tarafından dövüldü.
Özellikle başına ağır darbeler alan Ali İsmail Korkmaz, daha
sonra Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitti. Dr. Hasan Gülcü, çekilen
tomografinin ardından Korkmaz’ı beyin cerrahisi yerine ortopedi servisine
yönlendirip sonrasında da evine yolladı.
Ali İsmail, aynı gün Odunpazarı Polis Merkezi’ne gidip ifade
verdi. 3 Haziran 2013’te saat 19:41’de tutanaklara geçen anlatımları, son
tanıklığı oldu. İfade sırasında hatırlama ve konuşmada güçlük çeken Ali İsmail
ifadeden sonra Eskişehir Devlet Hastanesi’ne gitti.
Kontrolde, beyin kanaması geçirdiği saptanınca acil olarak
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gönderildi. Ertesi gün ameliyata
alındı. 37 gün boyunca komada kalan Korkmaz’ın 10 Temmuz 2013’te ölüm haberi
geldi.
2) Dövülme anının görüntüleri nasıl ortaya çıktı?
Yanıtı bizzat o görüntüleri ortaya çıkaran Radikal muhabiri
İsmail Saymaz anlattı:
“Polis, İsmail’in hastaneye kaldırıldığı gün, dövüldüğü
sokak ve civardaki 30 kameranın görüntülerini topladı. Kameraların 16’sı bozuk
çıktı.
İki kamera kritikti. İlki sokağa bakan Beşik Otel’in
kamerası. Bu kamerada 20 dakikalık bir bölüm ve ve İsmail’in saldırıya
uğradıktan sonra sokaktan çıkarkenki 76 saniyelik bölüm ‘kayıp’tı. Otel sahibi
Erdoğan Gözseçen, söz konusu ‘kayıp’ bölümleri o sırada ‘şalterin kapalı
olmasına’ bağladı. Ancak aynı görüntülerde, iki sivil polisin otele giriş
görüntülerinin bulunması, kamereların bu iki polis tarafından kapattırılmış
olabileceği kuşkusunu doğurdu.
2’nci kritik kamera Harman Fırını’nın kamerasıydı. Sahibi
İsmail Koyuncu, ilk gün polise kameranın bozuk olduğunu, çalışmadığını söyledi.
Polis ertesi gün tekrar gidip kameraya el koydu. İncelemede, kameranın polisin
Harman Fırın’a gittiği ilk gün formatlandığı, bazı görüntülerin silindiği
ortaya çıktı. Bunun üzerine kamera, Korkmaz’ın avukatlarının da devreye
girmesiyle Eskişehir Üniversitesi’nde görevli bir bilirkişiye götürüldü. Ancak
sonuç alınamadı.
Savcı Hakan Ali Erkan kamerayı bir de Jandarma Kriminal
Dairesi’ne gönderdi. Uzmanlar, kameradaki görüntüleri kurtarmayı başarıp olduğu
gibi savcıya iade etti.”
3) Yargılananlar kim?
Görüntülere göre Korkmaz’ı öldüresiye dövenler arasında
İsmail Koyuncu’nun yanısıra akrabaları Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever ve
Ebubekir Harlar ve polis Mevlüt Saldoğan’ın bulunduğu saptandı. Beşi de
tutuklandı. Olay yerinde bulunan polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin
ve Yalçın Akbulut’un tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Bu sanıklar ana
davada TCK 81/1, yani ‘kasten adam öldürme’ suçundan yargılanıyor.
Savcı Erkan ayrıca Dr. Hasan Gülcü’ye de uzman doktorun
tavsiyesine rağmen Korkmaz’ı beyin cerrahisi yerine ortopedi polikliniğe
yönlendirdiği için ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan, hastanede Ali İsmail Korkmaz’ın ifadesini
almayıp kendisini karakola yönlendiren polis memuru Vedat Esen’e de ‘görevini
kötüye kullanma’ suçundan dava açtı. Erkan, 18 Temmuz’da görevini bir başka
savcıya, Hasan Gönen’e devretti.
Öte yandan 7 Temmuz 2014’te Dr. Hasan Gölcü hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi ve kendisi suçsuz bulundu. Korkmaz
Ailesi’nin avukatlarının yaptığı itiraz da reddedilince yargısal süreç kapanmış
oldu.
4) Dava neden Kayseri’ye alındı?
Ana davanın sanıkları 20 Kasım’da Eskişehir’deki ilk
duruşmada yargılanmaya başlanacaktı. Fakat davanın görüleceği şehir değişti.
Valilik ve Cumhuriyet Başsavcılığı davanın Eskişehir’de görülmesinin ‘güvenlik
açısından tehlikeli’ olduğu yönünde görüş bildirince ana dava Kayseri’ye
alındı. Tanıkların Eskişehir ve Ankara’da, Korkmaz ailesinin ise Hatay’da ifade
vermesi kararlaştırıldı. Böylece dava dört şehre bölünmüş oldu.
İşin ilginç yanı şu ki Eskişehir bu tür davalarda özellikle
tercih edilen bir şehirdi. Uğur Kaymaz, Bahtiyar Aydın, Çoban Vezir Tekçe,
Şerzan Kurt davaları gibi birçok gerilimli davanın Eskişehir’de görülmesi uygun
bulunmuştu.
5) Tanıkların dinlenmesi niye ertelendi?
Davanın dörde bölünmesinin ardından 6 Ocak 2014’te
Eskişehir’deki tanıkların dinlenilmesine karar verildi. Sanıkların yüzüne karşı
iddianame okunmadan tanıkların ifadelerinin alınmasına geçilmek istenmesi
Korkmaz ailesi ve avukatlarınca tepkiyle karşılandı. Avukat, Ömer Kavili bu
durumun ‘hukuk ihlali’ tehlikesini oluşturacağını öne sürerek duruşmanın, ifade
alma işlemine geçilmeden ertelenmesini istedi. Bunun üzerine tanıkların
dinleneceği duruşma 28 Şubat 2014’e ertelendi. Tanıklar, 28 Şubat’ta
Eskişehir’de ve 13 Mayıs’ta Kayseri’de görülen duruşmalarda dinlendi.
6) Adli Tıp ne dedi?
Mahkeme Korkmaz’ın ölümüne hangi yaranın veya darbenin
sebebiyet verdiğinin, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların ölümüne
etki edip etmediğinin araştırılmasını talep etti. Adli Tıp Kurumu tarafından
hazırlanıp mahkemeye iletilen raporda dayakla ölüm arasında illiyet bağı tespit
edildi. Boyun ve yüzdeki kemik kırıklarının beyin kanamasına ve ölüme yol
açtığı belirtildi. Raporda Korkmaz’ın kullandığı ilaçların beyin kanamasını
hızlandırdığı da kaydedildi.
7) Savunma makamı ne diyor?
Sanıkların avukatı Selamet Şen, olayda ‘kasten adam öldürme
suçu olmadığı’ görüşünü savunuyor. Şen’e göre sanıklar ‘kasten adam öldürme’ suçundan değil, 87/4
maddesi gereğince neticesi sebebiyle ‘ağır yaralama’ suçundan yargılanmalı.
Dönemin adalet bakanı Sadullah Ergin, bu davaya katılmaya
hazırlanan ailenin avukatlarının ‘örgüt bağlantılı’ olduğunu öne sürdü.
Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme görüntüleri ortaya çıkmadan
önce de Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Korkmaz’ı polisin değil
arkadaşlarının dövdüğünü söylemişti.
8) Korkmaz ailesi ne düşünüyor?
Korkmaz ailesi adil bir yargılama olacağına inanmıyor.
BirGün’den Abdurrahman Uyan’a konuşan anne Emel Korkmaz, “Ali İsmail’den,
Eskişehir’den, halkımızdan korktukları için davayı Kayseri’ye aldılar. Pek
inanmıyorum adil bir yargılama olacağına. Ne olursa olsun, hiçbir şey Ali
İsmail’i geri getirmeyecek. Ama Allah’tan tek bir dileğim var; oğlumu darp
edenler, ‘Bu emri ben verdim’ diyenler ‘Neden bu canlara kıydık’ diyerek vicdan
azabı içinde yaşasınlar diliyorum” dedi.
Ağabey, avukat Gürkan Korkmaz ise “Eskişehir’de genci,
yaşlısı, akademisyeni, esnafına kadar herkes duyarlıydı ve bu duyarlılık onları
korkuttu bu yüzden davayı Kayseri’ye aldılar. Ayrıca orada kasten adam öldürme
var. Tasarlayarak işkence söz konusu. Birden fazla kişiyle yapılmış. Sopayla,
copla… Ama hiçbir ağırlaştırıcı nitelikte hal yok iddianamede” dedi.
9) Dava sürecinde şimdiye kadar neler yaşandı?
2 Haziran 2013′te sokak ortasında ölesiyle dövüldükten sonra
komaya giren ve 10 Temmuz 2013′te hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın
cinayetiyle ilgili ana davada dördü esnaf, dördü polis sekiz kişi yargılanıyor.
Polis Mevlüt Saldoğan’la birlikte fırıncı İsmail Koyuncu ve akrabaları Ramazan
Koyuncu, Muhammet Vatansever, Ebubekir Harlar ilk duruşma öncesinde
tutuklanmış, diğer polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin ve Yalçın
Akbulut’un tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
12 Mayıs’ta görülen ikinci duruşmada mahkeme tutuklu
sanıkların tutukluluklarının devamına karar verirken, savcı ve avukatların
tutuklanmasını talep ettiği ve Ali İsmail Korkmaz’ı dövenler arasında olduğuna
dair kanıtlar bulunan polis Yalçın Akbulut ve diğer sanıkların ise tutuksuz
yargılanmasının devam etmesine karar verildi.
Davanın 14 Temmuz’da Kayseri’de görülen 3’üncü duruşmasında,
TİB’den gelen kayıtlarla hazırlanan bilirkişi raporunda sanıkların
birbirleriyle yaptıkları görüşmeler tek tek sayıldı. Okunan HTS bilirkişi
raporuna göre tüm sanıkların ortak telefon görüşmesi mevcut.
Sanık avukatları bu duruşmada da kamera görüntülerindeki
kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını, Korkmaz’ın ölüm sebebinin ise
‘merdivenden düşme’ olduğu iddiasını sürdürdü.
Tutuksuz yargılanan sanıklar Şaban Gökpınar, Yalçın Akbulut
ve Hüseyin Engin’in tutuklanması talebini reddeden mahkeme, tutuklu sanıkların
tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
TÜBİTAK raporu nihayet dava dosyasına girdi
Sanık avukatlarının görüntülere de yansıyan; o gece
dövdükleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını iddia etmesi üzerine
görüntüler TÜBİTAK’a gönderilmiş ve dövülen şahsın Alİ İsmail Korkmaz olup
olmadığının tespit edilmesi istenmişti.
12 Ağustos tarihinde dava dosyasına girebilen TÜBİTAK
raporunda, Ali İsmail’i döven kişilerin yargılanan sanıklar olduğu tespit
edilirken, olay yerindeki kameralara ‘dışarıdan’ müdahale edildiği belirtildi.
Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme anına ait görüntüler fırın
sahibi ve bilirkişi Serkan Uğurluoğlu’nun da görüntüleri tarafından silinmiş
fakat Jandarma Kriminal Dairesi’nin çalışmaları sonucunda kurtarılmıştı.
Skandallar bitmiyor
İkinci duruşmadan bu yana davayla ilgili skandallar da devam
ederken, Dr. Hasan Gölcü’nün dosyasının kapatılmasının yanı sıra Ali İsmail
Korkmaz’a son tekmeyi atan sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın tekme attığı ayağı
için ‘sağ ayak bileğinde çatlak’ iddiasıyla rapor aldığı ve eylemcilerden
şikayetçi olduğu ortaya çıktı.
Mevlüt Saldoğan’la ilgili gelişmeler bunlarla da bitmezken,
ayrıca sanık polisin telefonundan AKP Batman Milletvekili Ziver Özdemir’le de
görüşme yapıldığı ortaya çıktı. Özdemir, “Olayın ardından polis değil, kızı
bana ulaştı” dese de TİB kayıtlarına göre ilk aramayı yapan tarafın Saldoğan
değil, AKP milletvekili olduğu belirtilmişti.
Sanıklar görüntülerde olduğunu kabul etti
Davanın Kayseri’de görülen 4’üncü duruşmasında, TÜBİTAK’ın
iyileştirdiği ve incelediği darp anına dair kamera kayıtları izlenildi.
Sanıklara heyet, tek tek görüntülerdeki kişilerin onlar olup olmadığını sordu.
Sanıklar, oldukça net olan görüntülerde yer aldıklarını Hüseyin Engin dışında
kabul etmek zorunda kaldı.
Savcının mütalaa için ek süre isteği dava 26 Kasım’a
ertelenerek kabul edildi. Öte yandan ailenin avukatlarının ısrarla dile
getirdiği Yalçın Akbulut’un tutuklu yargılanması talebi kabul edilmedi, diğer
tutuklu sanıkların tutukluluk halleri devam edecek.
Sadece ‘son tekme’ye müebbet istendi
Davanın beşinci duruşmasında savcı esas hakkındaki
mütalaasında sadece Ali İsmail’e son tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan
hakkında ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla müebbet hapis isterken, siviller İsmail
Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Ebubekir Harlar, Muhammet Vatansever’in ‘nitelikli
yaralama’dan, polis Yalçın Akbulut’un ‘kasten yaralama’dan cezalandırılmasını
talep etti.
Savcı, polis sanıklar Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin
hakkında ise beraat istedi.
Ali İsmail’e son tekmeyi atan ve hakkında müebbet istenen
Mevlüt Saldoğan kendini, “Bugün bu ülkenin sayın cumhurbaşkanı, başbakanı
Gezi’nin bir darbe girişimi oldugunu söylüyor. Ben bu darbeyi bastırmakla
görevliydim” sözleriyle savundu.
Saldoğan’ın avukatı Mutlu Karayılan da müvekkilinin verilen
emri yerine getirdiğini belirterek “İçişleri bakanı, vali ve Eskişehir TEM
müdürü de davaya dahil edilsin ve ifadeleri alınsın” dedi.
Soruşturmanın genişletilmesi talebini reddeden mahkeme,
taraflara esas hakkındaki beyanları için ek süre verirken, duruşmayı 26 Aralık’a
erteledi.
26 Aralık Kayseri’de görülen ve kararın çıkacağı tahmin
edilen altıncı duruşmaya sanık polis Mevlüt Saldoğan ve avukatının mazeret
bildirerek katılmaması nedeniyle dava 21 Ocak 2015’e ertelendi. Dosyanın baş
zanlısı Saldoğan’ın yine duruşmaya katılmaması halinde telekonferans yöntemiyle
son sözünün alınması için gerekli sistemin hazır olduğu ve kendisine
bildirildiği öğrenildi.
BURAK ŞAHİN-DİKEN.ORG