2016-2017 öğretim yılında ilkokul 2'inci sınıftan başlayarak
Arapça dersi verilecek. Yabancı dil eğitimi amacıyla verilecek olan Arapça
derslerinin içeriğini ise Din Öğretimi Genel Müdürlüğü hazırlıyor. Zorunlu olup
olmayacağı da henüz belli değil.
Arapça derslerinin ilkokul 2’nci sınıftan 8’inci sınıfa
kadar okutulacağını, yabancı dil kapsamında düzenlendiğini, buna karşın
müfredatı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün hazırladığını kaydeden Eğitim-Sen
Genel Başkanı Kamuran Karaca, “Bu programın ayrıntısında öğrencilere Arapçayı
değil, ayet, hadis güzel sözlerle öğretmek amaçlanıyor. Dil öğreniminden çok
din eğitimi kapsamında başlatılacağı görülüyor. Her ne kadar seçmeli gibi
görünse de imam hatip ortaokullarını, liselerini seçmeye zorlamak için yapılan
ikna odaları dikkate alındığıda tamamının seçmesi için yine ikna ve zorlamanın
devreye gireceğini görüyoruz” diye konuştu.
Sözcü’den Yurdagül Uygun’un haberine göre, İlkokul ikinci
sınıftan itibaren başlayacak Arapça derslerinin hükümetin hedeflediği toplumsal
model için okulları ve ilkokul öğrencilerini malzeme olarak kullanacaklarının
bir göstergesi olduğunun altını çizen Karaca, şöyle devam etti:
“Eğitimin onlarca
soruncu varken AKP’nin eğitimi dinselleştirme çabası burada bir kere daha
karşımıza çıkıyor. Ancak ciddi tepkiler ortaya çıkacak. Liselilerin başlattığı
ve ailelerin destek verdiği tepkiler, ilkokul öğrencileri ve onların velilerine
kadar inecek.”
Diğer yandan, Arapça derslerini 400 binin üzerinde Arapça
sertifikasına sahip ancak öğretmen olmayan kişilerin vereceğini kaydeden
Karaca, bunun da büyük bir hukuksuzluk olduğunu kaydetti.
Uygulamanın eğitim sisteminin her gün değişmesine yeni bir
örneğin daha olduğunu söyleyen Eğitim-İş Genel Eğitim Sekreteri Önder Yılmaz,
“Önümüzdeki eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak 2-3-4. sınıflarda
Arapça dersi okutulacak. Arapça dersi okutulması; haftalık ders saati, seçmeli
ders kavramı, temel eğitim ve yabancı dil eğitimi gibi önemli konularda yeni
tartışmalar ortaya çıkarıyor. MEB’in kararından, eğitimin niteliğini artırıcı
önlemler almak yerine kendi özel gündemini izlemeye devam ettiği anlaşılıyor.
Kararda, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün yazısı üzerine MEB Talim ve Terbiye
Kurulu'nda görüşülen İlköğretim Arapça Dersi 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda
öğretim programının, 2016-2017 öğretim yılından itibaren 2. ve 5. sınıflardan
başlamak üzere kademeli olarak uygulanacağı belirtildi” dedi.
“Seçmeli veya zorunlu mu belli değil"
MEB’in açıklamasında Arapça’nın “seçmeli veya zorunlu”
olacağına dair bir ibarenin bulunmadığını kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:
“Yalnız bundan önceki
dönemde Arapçanın seçmeli okutulduğunu biliyoruz. Doğal olarak temel eğitimde
2. sınıftan 8. sınıfa kadar seçmeli bir ders olarak okutulmaya başlanması
olasılık dahilinde görünüyor. Arapça İlkokulda da seçmeli ders olacaksa,
örneğin, bu dersi seçmeyen öğrenci başka hangi dersi seçebilecektir? Başka bir
seçmeli ders yoksa bu ders bir zorunlu ders olarak kabul edilecektir.”
“7 yaşındaki çocuğa eziyet”
4’lük sistemin getirdiği değişikliklerle birlikte
ortaokullarda ve özellikle de liselerde seçmeli ders kavramının abartılı bir
şekilde sistemin içine yerleştirildiğine, ancak ‘seçmeli dersler’in
ilkokullarda uygulanmadığına işaret eden Yılmaz, “Şimdi Arapça ile seçmeli ders
kavramı İlkokulların da içine girmektedir. İlkokullarda bir seçmeli dersin
okutulması, ya zorunlu ders sayısında bir azalmaya neden olacak ya da haftalık
ders saatlerinde bir artışa neden olacaktır. Doğal olarak İlkokullarda haftalık
30 ders saati 2 ya da 4 saat artışla 32 ya da 34 ders saati olacak. Bu da
günlük olarak 6 ders saati eğitim yapan ilkokulların günde 6+1 saat ders
yapmasına neden olacak. İkili öğretim yapan ilkokullarda ikinci sınıf
öğrencisinin en geç sabah saat 06.00’da kalkıp 07.00’de de dersinin başında
hazır olması gerekecek. 7 yaşındaki bir çocuk için bu eğitim değil açıkça
eziyet” diye konuştu.
Okullarda İngilizce öğretiminin yapıldığını ama İngilizce
öğreniminin gerçekleşmediğini belirten Yılmaz, “Arapça öğrenmek, bir Batı
dilini öğrenmek gibi değil. Bugün Türkçe, Batı dilleriyle alfabetik bir uyum
sağlıyor ancak Arapça ile alfabetik bir uyumu yok. Bir başka deyişle örneğin
bir öğrenci İngilizce öğrenmeye kalktığında alfabeyi öğrenmekte zorlanmıyor,
öğrenme süreci yalnızca dili öğrenmek olarak belirginleşiyor. Oysa Arapça da
öğrenci, hem alfabeyi öğrenecek ve hem de dili öğrenmek durumunda kalacak.
Doğal olarak öğrenmenin yükü iki katına çıkacak gibi görünüyor. Tüm bu yükün
içerisine Arapça yazımın soldan sağa değil, sağdan sola olmasını da eklerseniz
zorluk düzeyinin artacağını tahmin edebilirsiniz. Ayrıca Arapçanın sesli ve
sessiz harf yapısı da Türkçe ile uyumlu değil.”