Bu fotoğrafı çeken gazeteci linçten zor kurtuldu: Askerden
sonra sıra size gelecek
Hürriyet gazetesi foto muhabiri Selçuk Şamiloğlu, Boğaziçi
Köprüsü'nde gözaltına alınan askerlerin saldırıya uğradığı anı fotoğraflarken,
linç girişimine uğradı. Şamiloğlu, linç edilmek istendiği dehşet anlarını
anlattı.
Türkiye, 15 Temmuz gecesi kanlı bir darbe girişimine sahne
oldu. Darbeci askerlerin kontrol altına almak istediği yerlerden biri de
İstanbul'daki Boğaziçi Köprüsü'ydü. Köprüyü tutan askerler 16 Temmuz 2016 günü
sabah saatlerinde teslim olmaya karar verdi.
Askerlerin, silahlarını bırakıp teslim olmasıyla birlikte,
köprü çevresinde toplananlar linç girişiminde bulundu. Bu sırada olayları takip
eden Hürriyet gazetesi muhabiri Selçuk Şamiloğlu da saldırıya uğrayan isimler
arasındaydı.
Şamiloğlu, dehşet anlarını şu sözlerle anlattı:
“Sabah 05.30-06.00 sularıydı. Askerin Boğaziçi Köprüsü’nün
Anadolu yakasında olduğunu, halkla çatıştığını duyunca Balmumcu’dan köprüye
gittim. Herkes köprünün üstünde o tarafa doğru yürüyordu, ben de köprünün
Avrupa ayağından Anadolu ayağına yürüdüm. Ancak oraya vardığımda ve oradaki
öfkeli kalabalığı gördüğümde ‘Keşke gelmeseydim’ dedim. Polis, askerleri
tutuklayıp çevik kuvvet otobüslerine bindirmişti. Yani ben gittiğimde asker
zaten teslim olmuştu. Hatta köprüde yürüken bazı askerlerin polise ait Akrep tipi
zırhlı bir aracın içinde olduğunu gördüm. O sırada kalabalık, aracın
içerisindeki askerleri dışarı çıkarmak için aracı sallayıp devirmeye çalıştı.
Çevik kuvvet polisine ait otobüslerdeki tutuklu askerleri tek tek dışarı
çıkarıp dövüyor, tekmeliyorlardı. ‘Bunları bize verin, vatan hainlerini
öldüreceğiz’ diye bağırıyorlardı. Gözleri dönmüş gibiydi.”
‘KÖPRÜDEN ATLAMAYI BİLE DÜŞÜNDÜM’
“Askerlerin indirilip dövülmesini ve linç girişimlerini
çekiyordum. O sırada kalabalıktan birisi geldi, ‘Sen kimsin?’ dedi,
‘Gazeteciyim’ dedim. Fotoğraf makinemi gösterdim. Fotoğraf makinemi çekip aldı,
sonra beni iteledi, sonra etraftaki herkes bana saldırmaya başladı. Birisi
vurunca hepsi saldırdı. Gazeteci olduğumu öğrenince daha çok vurmaya
başladılar. ‘Askerlerden sonra sıra size gelecek’ dediler. En az 15-20 kişi
aynı anda beni dövüyordu. İki makinem vardı, birini parçaladılar. Polis
ayırmaya çalışıyordu ama nafile, saldıran grubu polis de durduramadı. Ben darp
edilirken bazıları ‘Bunu köprüden atalım, kurtulalım’ diyordu. Bunu duyunca
köprüden kendim atlayayım diye düşündüm. Beni sürükledikleri son noktada bir
askeri linç ediyorlardı, beni dövenler onu görünce o tarafa doğru gitti. O
sırada bir polis beni bir nakliye kamyonuna bindirdi. Kamyoncuya ‘Bunu buradan
götür yoksa öldürecekler’ dedi. Sonra kamyoncu beni hastaneye götürdü.”