HDP'nin düzenlediği “Darbelere hayır, demokrasi hemen”
mitingi, Diyarbakır’da yapıldı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, darbe
girişiminin ardından başlayan operasyonlara tepki göstererek Ortada ortak bir
makul devlet aklı, konuşabileceğiniz bir zihniyet yok. Çıldırmış, aklını
yitirmiş, panik halinde bir devlet var Ankara’da" ifadelerini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cuntacılar
tarafından TBMM'nin de bombalandığı darbe girişimine ilişkin olarak,
"Darbeye nasıl karşı çıkıyorsak aynı şekilde demokrasiyi de istememiz
gerekiyor. Diyarbakır Meydanı'ndan yaptığımız bu çağrıyı acizlik olarak
algılamayın, biz çözüm adına, cenazeler ülkenin dört bir yanına gitmesin diye
çağrı yapıyoruz. En erdemli yol, çözüm ve müzakere en erdemli yoldur" diye
konuştu. Öte yandan Demirtaş, Abdullah Öcalan hakkında da "İmralı tecridi
bitmeli, gerçek bir çözüm sürecine dönülmeli. Öcalan'a yönelik tecrit için
yaptığımız çağrılar propaganda değil çözüm çağrısıdır. Rehine sistemi son
bulmalı" dedi.
Demirtaş, cumtacılar tarafından TBMM'nin de bombalandığı
darbe girişimine ilişkin olarak, "Darbeye nasıl karşı çıkıyorsak aynı
şekilde demokrasiyi de istememiz gerekiyor. Diyarbakır meydanından yaptığımız
bu çağrıyı acizlik olarak algılamayın, biz çözüm adına, cenazeler ülkenin dört
bir yanına gitmesin diye çağrı yapıyoruz. En erdemli yol, çözüm ve müzakere en
erdemli yoldur" diye konuştu. Öte yandan Demirtaş, Abdullah Öcalan
hakkında da "İmralı tecridi bitmeli, gerçek bir çözüm sürecine
dönülmeli" dedi.
"Çıldırmış, aklını yitirmiş, panik halinde bir devlet
var Ankara’da"
Demirtaş, 15 Temmuz'da gerçeklen darbe girişimi ve ardından
başlayan soruşturma süreciyle ilgili olarak, "Darbeye karşı durmak
Erdoğan’a destek vermek değildir, askerden asla medet ummayacağız. Darbeye
karşıyız ama AKP’nin hatalarına da boyun eğip susmayacağız" diye konuştu.
Demirtaş, darbe girişiminin ardından hükümetin tavrını eleştirerek "Ortada
ortak bir makul devlet aklı, konuşabileceğiniz bir zihniyet yok. Çıldırmış,
aklını yitirmiş, panik halinde bir devlet var Ankara’da" dedi.
"Hani hendek ihanetti; demek ki her canlının kendini
savunması meşrudur"
DP Eş Genel Başkanı Demirtaş, cuntacı olduğu suçlamasıyla
tutuklanan askerlere de değinerek, "Sur'da 8 aydır yaşananlar için 'Şu
tankları yürütmeyin bunlar sizi de götürür' dediğimizde bizlere 'Hainlik
yapıyor' diyenler şimdi gece gündüz 'sokağa çıkın' diyor. O gün sesimize kulak
verseydiniz, asker de polis de ölmeseydi çözüm bulsaydık olmaz mıydı?
Arkadaşlarımız parlamentoda bunları anlatırken 'asker sivil öldürmez'
diyorlardı. Şimdi o AKP'lilerden biri çıkıp özür dilesin. Belediyelerin
kepçelerini kışlaların önüne çekmişler. Malatya Belediyesi hendek kazmış.
Tanklar geçmesin diye. La hani hendek ihanetti. Demek ki her canlının kendini
savunması meşrudur" dedi.
Darbe girişiminden sonra Diyarbakır'da ilk miting
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler
Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il örgütleri ve
Özgür Kadın Kongresi’nin (Kongra Jinên Azad-KJA) Diyarbakır mitingi bugün
İstasyon Meydanı'nda gerçekleşti.
Mitinge HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı
Heyeti temsilcileri ile DTK ve DBP eş başkanları katıldı.
Darbelere hayır
Kurulan sahnenin arasına "Darbelere karşı radikal
demokrasi" yazılı pankart asılırken, mitingin yapılacağı alanda,
"Emeğime sahip çıkıyorum, darbelere direniyorum", "Bu HAL ile
OHAL demokrasi getirmez" yazılı pankartlar yer aldı.
Önder: Köprüden önceki son çıkıştayız
İmralı Heyeti üyesi, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya
Önderise, alandaki on binleri Kürtçe ve Türkçe selamladı.
Önder, “Dünyanın hiçbir ikliminde, dünyanın hiçbir ülkesinde
böyle bir kent yoktur. Başı yere düşse de dizi toprağa, yere değmeyen; böyle
bir vilayet, böyle bir halk dünyanın hiç bir yerinde yok. Hepinizi saygı ile
selamlıyoruz” dedi.
Önder’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Hükümet bu darbeyi temizlemeye çalışıyor. Hepsini, tek tek
eliyle yerleştirdiği darbecileri bulamıyor. Sayın Öcalan 2 metrekarelik
zindandan tek tek, her gün ve her zaman bunları uyardı. Biz şahidiz, siz
şahitsiniz, Allah, bütün kainat şahittir.
“İmralı heyeti olarak boynumuzun borcudur bunları söylemek.
Bugün hapsedilen, tutsak edilen, tecride maruz bırakılan sadece Sayın Öcalan ve
bir halkın kimliği, onuru değildir. Buradan tüm demokrasi ve barış güçlerine
sesleniyorum. Hapsedilen, sesi duyulmasın istenen insan sadece bu bölge ve
ülkeye değil, tüm insanlığa, 21’inci yüzyılın temel paradigmalarını,
çözümlerini, geleceği kucaklayan önermeler yapan insandır. Bu nedenle sadece
Amed’in, Kürtlerin değil, insanım diyen herkes için bir mesele olmalıdır. Böyledir
de.
“Darbecilerin 15 Temmuz’da 2-3 saatliğine İstanbul ve
Ankara’yı maruz bıraktığı bombardımana Sur, Cizre, Gever, Nusaybin, Şırnak
aylarca maruz kaldı. Buna sesini çıkarmayanlar bu halkın yıkımının
müteahhitliğine soyunuyor. Buradaki çanaktan yalak kapma peşindeler. Onlara da
lanet olsun.
‘Barışı katlettiler’
“Barışı katlettiler. Böyle bir halk bulunmaz. Tüm
yaşanmışlıklara rağmen. Bir darbeye maruz kaldık, hayatını kaybedenlerin
hepsini yad ediyoruz. Demokrasi mücadelemizde onların anısını da yaşatacağız.
“Ama kimse bu darbeye yaklaşık bir yıldır bölgenin maruz
kaldığını dile getirmedi. Dile getirmek bizim, ayıkmak hükümetin işidir.
Köprüden önceki son çıkıştayız. Biz sizi uyardık, yine uyarıyoruz. Bu halk
demokrasi arzusuna sahip çıktı. Bugün de öyle. Ama siz bu halkın siyasi
temsilcilerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp, sivil siyasetçileri, yerel
yöneticilerini zindanlara atıp, kayyım atama fantezileri kurup, bu kampanyayı
yürütenlere dokunulmazlık getirdiniz. Ne ekersen onu biçersin demek bize
yakışmaz.
‘Yanınızdaki asker boynunuza kayış geçiriyor’
“Bu harmandan insanlığa hiçbir bereket, rahman yoktur. Bu
ülkenin ortak geleceğini Sayın Öcalan’ın işaret ettiği radikal demokraside,
eşit, adil bir barışın kurulmasında, bunun inşasında seferber olalım.
Darbelerle ancak böyle baş edilir.
“Darbe konusunda sizden daha tecrübeliyiz. Sayın Öcalan’ın
işaret ettiği mekanikler buralarda vücut buluyor neredeyse her zaman. Üzerimize
düşeni yaptık, yapmaya hazırız. Ama kimse bizden yüzsuyu dökmemizi, sessiz
kalmamızı, boynumuzu bükmemizi beklemesin, fıtratımızda yok, mayamızda yok.
“Diyarbakırlılar derler ya ‘sahnesi belli ediyor’. Bizim
sahnemiz belli ediyor. Neye hazır olduğumuzu biliyor. Gelin Sayın Öcalan
üzerindeki insansız, izansız, hukuksuz tecride son verin. Kendinizi
koruyamıyorsunuz. Yanınızdaki asker boynunuza kayış geçiriyor.
‘Hukuksuzluğa son verin’
“Bu noktada sizin vereceğiniz güvence Kürt halkını,
demokrasi çevrelerini ne kadar rahatlatabilir. Bir an önce hukuksuzluğa son
vermeye, barışın güvencesini Sayın Öcalan’a teslim etmeye çağırıyoruz.
“Darbecilerin bu toprakta yürütülen katliamlardaki payını,
sorumluluğunu aramaya başlamadan, Hurşit Külter’i bulmadan, akıbetini
bildirmeden, mezar taşı bile belli olmayan kayıplarımızla hesaplaşmadan darbelerle
başa çıkamazsanız.
“Barışı siz başlattınız Amed halkı. Başta hasta tutsakların
ölüm orucu olmak üzere bu ülkeyi yönetenler buna mecbur kaldılar. Özgürlük
nöbeti başlatanlara selam olsun. Herkesi buraya destek olmaya çağırıyorum.”
'Darbeye karşı durmak Erdoğan’a destek vermek değildir'
Sırrı Süreyya Önder'in ardından kürsüye çıkan Selahattin
Demirtaş'ın konuşmasının tamamı şöyle:
"5 Haziran 2015’te bu meydanda konuşmak yapmak üzere
beklerken burada bir katliamla barbarlıkla karşılaştık. O gün o katliamda
hayatını kaybeden ve canını ortaya kardeşimi minnetle anıyorum. Bugün çok daha
kararlı ve sağlam bir iradeyle meydanlardayız.
"Kamışlı’da IŞİD’in katliamında yaşamını yitiren bütün
kardeşlerimi Ahmet anıyorum. Sözde din adına ortaya çıktığını iddia eden bu
barbar anlayışı topraklarımızdan silene kadar mücadele edeceğiz.
"Evet darbelere hayır, hemen demokrasi istiyoruz
şiarıyla meydanlardayız. Ne istediğini ve nasıl istediğini bilen halklar
özgürlüğüne en yakın halklardır. Amed halkı da böyledir. Bu meydanı
dolduranların vereceği mesajı herkesin iyi okuması gerekiyor.
"36 yıl sonra ilk kez bir askeri darbeyle karşı karşıya
kaldık. 12 Eylül’de cuntacı Kenan Evren yönetime el koyduğunda yönetimde
Süleyman Demirel vardı. 12 Eylül’den bu yana darbeci bir anlayış zaten devam
ediyor. 12 Eylül’de bizler halk olarak bu cuntacı zihniyetin karşısında nasıl
durduysak 15 Temmuz’da da aynı şekilde karşı durduk. 15 Temmuz’da darbeye karşı
çıkmak Erdoğan’a destek vermek değildir. Demokrasiye sahip çıkmak demektir. Her
türlü darbeye hayır diyeceğiz ve demeye devam edeceğiz. Bir kez daha cuntacılar
tankına, topuna güvenerek yönetime el koymaya kalkışırsa yine karşısında
olacağız. Biz asla askerden yana olmayacağız. 15 Temmuz’da sokağa çıkanları
selamlıyoruz. Darbeye karşı çıkmak, darbe zihniyetine karşı net tutum almak
demokrat olmak adına zorunluluktur. Darbeden medet umarak kimse demokrat
olamaz. Darbeye karşı olmak bir şarttır ama yeterli değildir.
'İmralı tecridi bitmeli, gerçek bir çözüm sürecine
dönülmeli'
"Tarihi bir süreçteyiz. Ben darbeyi bir Allah’ın lütfu
olarak tanımlayacağım ama tam da bir kavşaktayız. 2 yol var. İlk yol Türkiye’yi
mayınlarla, darbelerle dolu bir yoldur. Diğeri barış yoludur. Biz
meydanlardayız. Madem darbe tehlikesi ortadan kalktıysa barışın yoluna hep
beraber girelim. Darbeye karşıyız ama AKP’nin hatalarına da boyun eğip
susmayacağız. Kendi demokrasi şölenlerinizi 50 kanalda yayınlıyorsunuz ama
HDP’nin mitinglerini bırakın canlı yayınlamayı akşam haberlerinde bile
göstermiyorsunuz sevsinler sizin demokrasinizi…
"Kürt halkı bir şey istemiyormuş gibi davranıyorlar.
Devlet yeniden yapılanacak. Devletin bütün kurumlarının işleyişinin çoğulcu
olması lazım. Devlet kimsenin malı, babasından kalmış miras değildir. Devlet
hepimizin hizmetkârı olmak zorundadır…"
"Devlet yeniden organize olurken bütün kurumları
parlamentonun denetimine açalım o zaman işte devleti darbe kurumu olmaktan
çıkarırız. Şuanda yapılan şey buysa eğer bizlerin önerdiği Demokratik
Cumhuriyetin İnşası Komisyonu kurulmalıdır. Barış, eşitlik adalet adım adım
böyle inşa edilir. Kurunun yanında yaş yanmasın. Cemaatin gerçekleştirdiği,
AKP’nin desteklediği KCK operasyonlarında zindanlarda yattık, hiç olmazsa
gözaltına alındık, copunu gazını yedik. AKP bunları hep destekledi. Biz
uyardıkça bizi hain ilan ettiler, onları dost ilan ettiler. Bak devran hangi noktaya
geldi. Biz diyoruz ki adalet herkese lazım. Bize işkence yapanlar var
tutuklananlar, bizi haksız tutuklayanlar var onlara da işkence yapmayın
diyoruz. İşten atılanlar gerçekten darbeciyse cezalandırılsın, tutuklananlar
gerçekten darbeciyse tutuklansın.
"Ortada ortak bir makul devlet aklı, konuşabileceğiniz
bir zihniyet yok. Çıldırmış, aklını yitirmiş, panik halinde bir devlet var
Ankara’da…
"Şimdi yapmamız gereken şey darbeye nasıl karşı
çıkıyorsak aynı şekilde demokrasiyi de istememiz gerekiyor. Diyarbakır
meydanından yaptığımız bu çağrıyı acizlik olarak algılamayın, biz çözüm adına,
cenazeler ülkenin dört bir yanına gitmesin diye çağrı yapıyoruz. En erdemli
yol, çözüm ve müzakere en erdemli yoldur. Çözüm sürecinde en net iradeyi ortaya
koymuş bir halk önderini küçümseyerek çözüm adına bir mesafe kat edemezsiniz.
"OHAL ile yetkileri genişletip diğer muhalifleri ezmeye
çalışırlarsa kaos çıkar. Öcalan'a yönelik tecrit için yaptığımız çağrılar
propaganda değil çözüm çağrısıdır. Rehine sistemi son bulmalı. Meydanlara
çıkanlar demokrasi adına bir kez de barışı haykırın. Tecrit son bulsun, İmralı
sitemi son bulsun ve tez zamanda çözüme dönmemiz lazım. Barış ve demokrasiyi
güçlendirelim. Kürt sorunu kanamaya devam ederse hiçbir şey değişmeyecek. Her
canlı kıymetlidir.
"Sur'da 8 aydır yaşananlar için şu tankları yürütmeyin
bunlar sizi de götürür dediğimizde bizlere hainlik yapıyor diyenler şimdi gece
gündüz 'sokağa çıkın' diyor. Sur'da operasyonu yapan darbeci tutuklu, Cizre,
Yüksekova'yı yapanlar bugün darbeci ve tutuklu. o gün sesimize kulak
verseydiniz asker de polis de ölmeseydi çözüm bulsaydık olmaz mıydı?
Arkadaşlarımız parlamentoda bunları anlatırken 'asker sivil öldürmez'
diyorlardı. Şimdi o AKP'lilerden biri çıkıp özür dilesin. Belediyelerin kepçelerini
kışlaların önüne çekmişler. Malatya Belediyesi hendek kazmış. Tanklar geçmesin
diye. La hani hendek ihanetti. Demek ki her canlının kendini savunması
meşrudur.
'Amed halkının bugün bize verdiği mesaj bizim için
talimattır'
"Kürtler yıllardır meydanlardalar, siz gaz
sıkıyorsunuz, tutukluyorsunuz. Meşru savunma herkesin hakkıdır. Kimseye durup
dururken saldıramazsın.
"Umarım Kürtlerle Türkler bu tarihi dönemde birbirini
iyi anlarlar, barış ve huzur içerisinde yaşabileceğimizi umarım herkes görür.
Bizler yıllarca OHAL ile yaşadık, düşmanımız yaşamasın. Bunlara rağmen halk
meydanlarda barış için el uzatıyorsa bu çaresizlik değil halkın büyüklüğü ve
erdemidir. Halk bütün sorunların, kapalı tüm kapıların anahtarıdır. Sokaklar
demokrasinin inşa edildiği alanlardır. Cumhurbaşkanı'nın tüm mesajlarına bakın
yıllarca sokağa çıkanlar teröristtir dedi kendisi döndü dolaştı sokağa mahkum
oldu. Sokağın rengi demokrasinin özü ve esasıdır. Darbelere karşı durup
demokrasiyi savunma adına tecride son verip sayın Öcalan ile müzakereye yeniden
dönmek için lütfen demokratik hakkınızı kullanın. Şeyh Said ve arkadaşlarını
torunları olarak mahçup etmedik, utandırmadık. Amed halkının bugün bize verdiği
mesaj bizim için talimattır."