Yaşadığımız en çok Hamidiye modernleşmesine benzemektedir… Osmanlı toplumunun modernleşmenin sancılarını yaşamakta olduğu II. Abdü...
Yaşadığımız en çok Hamidiye modernleşmesine benzemektedir…
Osmanlı toplumunun modernleşmenin sancılarını yaşamakta
olduğu II. Abdülhamit dönemi pek çok yanıyla günümüze benzemektedir. Osmanlı
(Türkiye) toplumunun özellikle seçkin kesimi yeni bir yaşam tarzına uyum
sağlamakta, köşklerde (rezidans) yaşam tarzı değişmekte, kadınlar görünmezlik
ilkesi fiilen aşınmaktadır. Batı karşısında hayranlık ile kuşkulanmak kol kola
gitmekte, Batı’nın büyük devletleri arasına dahil olma ve kabul görme
hevesiyle, bölünmek endişesi bir arada yaşanmaktadır.
Siyasetin merkezileşmesi ve tek adam iktidarı
Abdülhamit döneminde devletin merkezi gücünün tesis
edilmesi, bu yola ilk koyulan Tanzimat bürokratlarının hayal edemeyecekleri bir
derecede gerçekleşmektedir. Ulaşım, haberleşme, eğitim gibi altyapı yatırımları
hızla yapılmaktadır. Ancak gelişmenin siyasi boyutu Tanzimat paşalarını
diktatörlükle suçlayan ve “istibdatın daha tehlikeli biçimlere bürünebileceğini
fark edemeyen Yeni Osmanlılar”ın hayal ettikleri türde değildir: modern
egemenliğin tesisi aynı zamanda Abdülhamit’in mutlak iktidarını da
sağlamlaştıracak istikamette ilerlemektedir. (Kitaptan)
Tarihsel yanılgılar çoğu kez bir tarihçi aldanmasıdır.
“Haremden kaçan bir Osmanlı Prensesi” şüphesiz oldukça
çekici bir gazete manşetidir. Hele de bu kadın “Uluslararası Kadınlar
Kongresi”nde bir konuşma yaptıysa, konuşmasının içeriği Almanca basılmış ve çok
yakın bir tarihte de Arapçaya çevrilmişse…
Tarihçi artık bu verilerden hareketle yürüyebilir, Osmanlı’da
kadın hareketini takibe başlayabilir; konuşmanın içeriğinden Osmanlı
feministlerinin düşünsel dünyasının haritasını çıkarabilir.
Oysa tam da bu kalkış noktası her şey alt üst edildiği
yerdir. Tarihçi aldanmış, tarihsel yanılgı başlamıştır.
Adil Baktıaya bir feministin değil bir Osmanlı kadınının,
Hayriye bin Ayad’ın ve onun Osmanlı Vikingi kocası, diplomat Ali Nuri’nin
yaşamlarından önemli bir kesitin izini sürüyor. Ayak izleri II. Abdülhamit
dönemi modernleşmesini boylu boyunca kat ediyor ve “Araba Sevdası”nın, Çamlıca
Köşklerinin ve sefasının, omnibüslerin, telgraf tellerinin, devlet yatırımlarının,
bir_osmanli_kadinin_feminiz_macerasi__kapak_vintageyeni zenginlerin, giderek
ağırlığını hissettiren bürokratik aygıtın ve diplomasinin yapılanmasının;
toplumsal, ekonomik ve siyasal olanın içinden geçiyor, tam da bu yaşantıların
şekillendiği ortamın içinden:
Feminizmin olduğu gibi her türden özgürlüğün vakti geldiği
için her türden baskı, zulüm ve entrikanın seviyesi yükseltiliyordu. Hayriye
Hanım ile Ali Nuri Bey’in “mücadelesi” özgürlük mücadelesinin ancak bir
karikatürü olabilirdi çünkü karşılarına aldıkları istibdat modern devletin bir
karikatürüydü, ona göre konumlanmış ve bizzat onun tarafından belirlenmişlerdi.
Bir Osmanlı Kadınının Feminizm Macerası ve Hamidiye
Modernleşmesi
Yazan: Adil Baktıaya
Yayına Hazırlayan: Özcan Özen
Kapak : Sevil Tarla
Sayfa Düzeni: Duru Su
ISBN :978-605-4906-32-1
Barkod : 97860549060321
Dizi : Tarih – 1
Sayfa : 216 sf.
Boyut : 13,5 x 19,5 cm.
Baskı Kalitesi : İki Renk, 70 gr, Enso
Baskı Tarihi : Eylül 2016
Fiyat : 16,90 TL
H2OKİTAP