HDP’nin Yüksekova raporunda, ilçede son sokağa çıkma yasağının uygulandığı 78 günde 90 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 770 ev tahrip edildi....
HDP’nin Yüksekova raporunda, ilçede son sokağa çıkma
yasağının uygulandığı 78 günde 90 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 770 ev tahrip
edildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Hakkari’nin Yüksekova
ilçesinde 78 gün boyunca süren sokağa çıkma yasağı ile ilgili rapor yayımladı.
HDP 13 Mart - 30 Mayıs 2016 tarihleri arasındaki yasakla
ilgili 128 sayfalık raporunda, ilçede yaşamını yitirenlere ve cenazelere, özel
ve kamusal alanların yıkımına, ilçede esnafın ve ekonominin durumuna, sağlık ve
eğitim hakkının engellenmesine ve ilçenin verdiği göçe değinildi.
Rapora göre, ilçede sokağa çıkma yasağı boyunca 90 kişi
yaşamını yitirdi. İlçede 6 bin 770 ev yakılıp yıkıldı ve tahrip edildi.
“Yüksekova'yı terk edin" anonsu
Raporda sürecin tanığı olan ve şu anda cezaevinde bulunan
HDP Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan'ın ifadesi de yer aldı:
“Zırhlı araçlardan sürekli ‘Yüksekova’yı terk edin; başınıza
geleceklerden biz sorumlu değiliz’ diye anons yapıyorlardı. Anonslar ve insanı
sağır eden top atışları büyük bir korku yaratarak insanların ilçeden çıkmasına
neden oldu.”
“Cenazelerin beden bütünlüğü bozulmuştu”
Rapora göre, İlçede son sokağa çıkma yasağında yaşanan
çatışmalar boyunca kimliği belirlenen 39, Erzurum Adli Tıp Kurumu'ndan güvenlik
güçleri tarafından alınarak Kimsesizler Mezarlığı'na defnedilen 51, 3
Haziran’da bulunan bir cenaze ve daha önceki yasaklarda yaşamını yitiren beş
kişi ile birlikte Ağustos 2015’ten beri uygulanan sokağa çıkma yasaklarında
ilçede toplam 96 yurttaş yaşamını yitirdi.
HDP Hakkâri Milletvekili, şu anda tutuklu bulunan Selma
Irmak da raporda şunları anlatıyor:
“Teşhise giren pek çok aile çocuklarının vücutlarının ve
yüzlerinin kararmış olduğunu söylediler. Yine iki cenazenin kafasının
bedeninden ayrıldığı, kafalarının olmadığını söylediler ve bunu savcılık da
doğruladı. Yine üç cenazede beden bütünlüğünün olmadığını hem aileler hem de
savcılık bize söyledi. Bir kadın cenazesinin üzerinden bir tankın geçtiğini,
göğsünün üzerinde palet izi olduğunu yine ailesi söyledi. Bunlar tabii
ailelerin aktardığı bilgiler. Otopsi raporlarında daha neler yazılı,
verilmediği için bilmiyoruz.”
İki mahallede 3 binden fazla ev hasar gördü
Raporda, en fazla yıkımın Cumhuriyet ve Güngör
mahallelerinde olduğu; sadece bu iki mahallede 3 binden fazla evin hasar
gördüğünü belirten, şu anda cezaevinde bulunan Yüksekova Belediyesi Eşbaşkanı
olan Adile Kozay'ın da ifadesi yer alıyor.
Yirmi yıldır Güngör Mahallesinde oturan bir kadın, yıkım
sonrası uğradıkları mağduriyete ve yıkımın olduğu yerlere devletin yapmak
istediği TOKİ inşaatlarına dair fikirlerini şöyle anlatıyor:
“Evimiz yıkıldı, ateşe vermişler her yeri. Şimdi çadırdayız.
Van’dan bir akrabamız gönderdi. Belediyenin bazı aileler için acilen kurduğu
çadırlara izin vermiyorlar, ama bireysel olarak çadır kuranlar var.
“Evimize yıkım kararı çıkmış, ben evimizi yıktırmam. Yıkıp
TOKİ yapacaklarmış, biz TOKİ istemiyoruz. Çocuklarımızı orada büyütemeyiz.
Alışmamışız TOKİ’ye, biz kendi evimizi istiyoruz.
“Bizde barikat da yoktu. Buralara kadar gelip yıkacaklarını
tahmin etmedik.”
Eğitim ve sağlık hakkı
Rapor, Eğitim-Sen Yüksekova Şubesi’nin yayımlamış olduğu
rapora da değinerek; okulların yıkımı ve karargaha dönüştürülmesine dair şu
bilgiler yer alıyor:
“Toplam 10 okul kullanılamaz hale gelmiş, TOKİ Anadolu
Lisesi ise askeri karargâha dönüştürülmüştür.”
Raporda, sokağa çıkma yasağı boyunca ilçe merkezinin dışında
kalan Yüksekova Devlet Hastanesi’nin karargâh olarak kullanıldığı belirtildi.
Sorumlular
Raporun sonunda, Yüksekova'da yaşanan ağır yıkım ve hak
ihlallerinin askeri ayağını yürüten ve 15 Temmuz askeri darbe girişimi
sonrasında tutuklanan generaller arasında yer alan Hakkari Dağ ve Komando Tugay
Komutanı Tuğgeneral Ahmet Otal, Çukurca 2. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral
Cihat Erdoğan, 34. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Salnur ve Yüksekova 3.
Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Halil İbrahim Ergin'in ismi sorumlular
arasında yer alıyor.
Ayrıca, “Hükümetin onayı ve rızası ile uygulanan bu
ablukaların ve yaşanan hukuksuzlukların sorumluları ‘darbeci generaller’ olsa
da, tek sorumluları onlar değillerdir” tespitine yer veriliyor. (ZS/AS-BİANET
HABER MERKEZİ-İSTANBUL)