Soma Davası 15. grup duruşması sona erdi. Aile avukatlarının
Soma Katliamı’nı getiren olaylar ve olgular ile katliamda sorumluluğu olanlar
üzerine ayrıntılı beyanlarda bulunduğu dava 4 gün süren duruşmaların ardından
ertelendi
Soma Davası’nın 15. grup duruşması 23-26 Ocak’ta görüldü.
Duruşmaların ilk gününde sanık Can Gürkan’ın avukatının beyanları esnasında
aileler tepki göstererek salonu terk etti. İkinci gün Soma Davası avukatları
ailelerle birlikte, davaya ve avukatlara dair yalan haber yapan yandaş haber
siteleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Aynı gün duruşmada Halkevleri Hukuk
Dairesi avukatları, esasa ilişkin hazırladıkları ayrıntılı beyanlarını sundu.
Dava 25 ve 26 Ocak’ta ailelerin avukatlarının esasa ilişkin beyanlarını sunmasıyla
devam etti.
Bu dava, güvencesizleştirilen işçilerin davası
26 Ocak’ta Avukat Selçuk Kozağaçlı ve Manisa Barosu Genel
Sekreteri Avukat Seçil Ege Değerli esasa ilişki beyanlarını sundu. Manisa
Barosu adına konuşan Değerli, Soma Katliamı’nın ardından avukatlar olarak
yaptıklarını anlatarak iki buçuk yıldır davayı özveriyle takip ettiklerini
belirtti.
Soma Davası’nın köylerinden kopartılıp ocağa inmek zorunda
bırakılan işçilerin ve onların ailelerinin davası olduğunu belirten Değerli,
aynı zamanda davanın madenci yakınlarını tekmeleyenlerden hesap sorma davası
olduğunu belirterek, “Onun için Manisa Barosu güçlünün karşısında ezilenin,
haksızın karşısında haklının yanında ve bu davada da elbette ki ailelerin
yanında yer almıştır” dedi.
Dosyadaki tüm raporların ve tanıklıkların, iş cinayetinin
gerçekleşmesinde sanıkların ağır kusurlu ve sorumlu olduğunu gösterdiğini
belirten Değerli, “301 işçinin ailelerinin adalet isteği ve arayışına kulak
vermek ve adil bir sonucu gerçekleştirmek gerekiyor. Manisa Barosu 301 işçinin
ailelerinin adalet isteği ve arayışının Soma’da ve tüm ülkede yeni iş
cinayetlerinin yaşanmaması, güvenli ve insan onuruna uygun çalışma koşullarının
yaratılması ve işçilerin başta yaşam hakkı olmak üzere tüm sosyal ve ekonomik
haklarının yeniden tesis edilmesi için yanındadır ve onların adalet yürüyüşlerinin
daima yanında olacaktır” dedi.
Sanıkların süre talebi reddedildi
Duruşmada verilen aranın ardından Cumhuriyet Savcısı esasa
ilişkin mütalaasını sunmak için süre talep ederek, “Her ne kadar esasa ilişkin
mütalaamızı sunacağımız açıklasak da katılan ve sanık vekillerinin bu celse
sunduğu beyanların çözümlenerek UYAP ortamına aktarılmasının ardından esasa
ilişkin mütalaamızı sunacağız. Bu sebeple süre talep ederiz” dedi.
Mahkeme heyeti ara kararlarını açıklayarak davayı 20 Şubat’a
erteledi:
Sanıklar Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit’in beyanda bulunmak
üzere 3 ay süre talebinin dosyayı uzatma amacı taşıdığından reddine,
Alp Gürkan, Mustafa Yiğit, Hayri Kebapçılar, Murat Bodur ve
Haluk Evinç’in duruşmadan vareste tutulma taleplerinin kabulüne,
Cumhuriyet Savcısı’na esasa ilişkin mütalaasını sunması için
gereken sürenin verilmesine,
Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar
verildi.
Avukat Seçil Ege Değerli’nin konuşması şöyle:
Esasen beyanlarımı Manisa Barosu adına yapacak olduğum için
bunu belirtme gereği duyuyorum. Soma Faciası olduğu gün haberlere büyük bir
üzüntü endişe ve gözyaşları içinde ekranlardan izledik ve ilk yaptığımız şey
tamamen insani reflekslerle, mesleğimize ve hayata bakışımız doğrultusunda
ocağın önüne gelmek oldu. Sonraki günlerde de aslen o an için fiilen
yapabileceğimiz pek de bir şey olmamasına rağmen Soma’ya gelmeye devam ettik. O
gün aynı duygularla ülkenin dört bir yanından gelip işçilerin ailelerin yanında
olan avukatlar, bugün burada olan ve iki buçuk yıldır büyük bir özveri ile
davayı takip eden avukatlardır.
Çünkü bu dava topraklarından, köylerinden kopartılıp ocağa
inmek zorunda kalanların, taşeronların altında var olmayan sendikalarla çalışan
tüm işçilerin ve onların vefakar ve cefakar ailelerinin davasıdır.
Bu dava aynı zamanda sanıklardan olduğu kadar, onların
arkasında duran madenci yakınlarını markette tokatlayanlardan, sokak ortasında
tekmeleyenlerden, günlerce kavun depolarında çocuklarını arayan ailelerden dahi
utanmayarak dört gündür gömleğini değiştirmediğinden yakınanlardan hesap
sormanın da davasıdır.
Onun için Manisa Barosu güçlünün karşısında ezilenin,
haksızın karşısında haklının yanında ve bu davada da elbette ki ailelerin
yanında yer almıştır.
Çünkü Baroların sosyal hukuk devletinin gerçekleştirilmesi,
adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin tesis edilmesi ile başta yaşam hakkı olmak
üzere tüm temel hak ve özgürlüklerin toplumsal yaşama egemen kılınması ile
ilgili görev ve sorumlulukları vardır.
Bu görev ve sorumluluğun ağırlığı bir kişinin özellikle bir
baro yöneticisinin şahsi ceza sorumluluğu ile hafifletilemeyeceği ve bu yolla
baroların meşru kamusal müdahaleleri engellenemeyeceği gibi bu vesileyle davada
itibarsızlaştırılarak, cezasızlık sağlanmaya çalışılamaz.
Şimdi dosyadaki tüm raporlar, tanıklıklar ve belgeler
sanıkların bu iş cinayetinin gerçekleşmesinde ağır kusur ve sorumluluklarının
bulunduğunu göstermektedir.
Bu aşamadan sonra en az sanıkların hakları kadar vefat eden
301 işçinin ailelerinin adalet isteği ve arayışına kulak vermek ve adil bir
sonucu gerçekleştirmek gerekiyor.
Manisa Barosu 301 işçinin ailelerinin adalet isteği ve
arayışının Soma’da ve tüm ülkede yeni iş cinayetlerinin yaşanmaması, güvenli ve
insan onuruna uygun çalışma koşullarının yaratılması ve işçilerin başta yaşam
hakkı olmak üzere tüm sosyal ve ekonomik haklarının yeniden tesis edilmesi için
yanındadır ve onların adalet yürüyüşlerinin daima yanında olacaktır.
13 Mayıs 2014 gününden bugüne birlikte olduğumuz, mesleki ve
insani duyarlılıklarıyla ülkenin farklı kentlerinden gelerek bu davayı takip
eden ailelerin adalet yürüyüşlerinde onlara eşlik eden, bütün mesleki
birikimlerini ve insani güzelliklerini ortaya koyarak yargılamaya eşsiz
katkılarda bulunan tüm müdahil vekili meslektaşlarımıza mesleğimiz, kentimiz ve
Baromuz adına teşekkür ediyor, sayın mahkemenin adaletli bir karar vereceğine
olan inancımızı tekrar ediyoruz.