Metin Feyzioğlu, Erdoğan ve AKP'ye seslendi: Reina saldırısı için 20 kilit soru Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğl...
Metin Feyzioğlu, Erdoğan ve AKP'ye seslendi: Reina saldırısı
için 20 kilit soru
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu,
İstanbul'daki bir gece kulübüne yönelik terör saldırısıyla ilgili yazılı
açıklama yaptı. "Artık herkes aklını başına toplasın" diyen
Feyzioğlu, AKP ve Erdoğan'a seslenerek, 20 kilit soru yöneltti.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Ortaköy'de gece kulübüne
düzenlenen terör saldırısıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Feyzioğlu,
mesajında şunları kaydetti:
"Milli birlik, herkesi sizin düşündüğünüz gibi
düşünmeye, sizin istediğiniz gibi yaşamaya, sizin her yaptığınızı alkışlamaya
zorlamakla sağlanamaz. Bırakın rejimi değiştirecek, başkanlık adıyla tek adam
yönetimi kuracak Anayasa değişikliği zorlamasını. El ele verip bitirelim şu
terörü, kurutalım terörist üreten bataklıkları. Teröriste karşı silahla
mücadele edeceğiz elbette. Terörü ise hamasetle değil, akılla yeneceğiz. 79
milyonun birliğini isteyenler, toplumu ayrıştırmayı bırakmalı, tamamını
kucaklamalı, Atatürk'e ve laikliğe sahip çıkmalıdır. Umut daima vardı. Umudun
bittiği yerde milletimize inancımız umudumuz olur bizim"
TBB Başkanı Feyzioğlu'nun 'Lanetliyorum ve soruyorum'
başlıklı yazılı açıklaması şöyle:
"LANETLİYORUM VE SORUYORUM
Aşağılık katilleri, kutsal dinimizin adını kullanarak
katliam yapanları lanetliyorum. Katledilen insanlarımızın acısı yüreğimi
yakmaya devam ederken, onlara Allahtan rahmet, yaralılara şifalar dilerken bazı
soruları sormaktan kendimi alamıyorum. Asla provokasyon amaçlı değil bu
sorularım. Hayır, 'şimdi zamanı değil' demesin kimse. Katliamlar, trajediler
birbirini izliyor. Şimdi sormak zorundayız bunları.
VE... SORUYORUM
Yeni yıla bu katliamla uyanmanın, yeni yılın ilk yazısında
bunları söylemek zorunda olmamın verdiği acıyla soruyorum.
TÜRKİYE BU BELAYA NASIL BULAŞTI?
Yunus'un, Mevlana'nın torunları olan insanımızın içinden
böylesine katiller nasıl çıktı? İktidar ve güç için dini kullananlar tarafından
uzun yıllar boyunca laik eğitime ve yaşam tarzına geniş çaplı saldırılar
düzenlenmedi mi? Kutsal dini değerlerimizi kendilerine para ve güç devşirmek
için kullanan cemaat ve tarikatların, çocuklarımıza musallat olmasına izin
verilmedi mi? Milli Eğitim kendi işini, bunlara havale etmedi mi? Diyanet
İşleri Başkanlığı, İslam'ın siyasete alet edilmesini engelleyeceğine, laik
düzenin yıpratılmasına destek vermedi mi? Toplumsal fay hatlarımızın tamamı,
sığ siyasetle, oy almak adına kırılmaya çalışılmadı mı? Toplum mümkün olan her
açıdan ayrıştırılmadı mı? Daha en son, yeni yıl kutlamaları günah ilan edilmedi
mi? Ülke radikal dinci terörün hedefi halindeyken, yeni yıl kutlaması yapanları
hedef gösterecek şekilde sorumsuz açıklamalar, yasaklamalar yapılmadı mı?
Toplum, yeni yılı kutlayanlar ve yeni yıl kutlamasını günah kabul edenler diye
birbirine düşürülmedi mi? Yeni yıldan bir gün önceki Cuma hutbelerinin konusu
yeni yıl kutlamalarının günah olduğu mu, yoksa radikal dinci terörün İslam'a
verdiği zarar mı olmalıydı? Toplumun bir kısmı, 'canım onlar da günah olan yeni
yıl kutlamasına gitmeselerdi' diye düşündürecek bilinçaltı mesaj bombardımanına
tabi tutulmadı mı haftalardır? Türk Milleti'nin ortak milli değeri, birleştiren
paydası Atatürk'ün heykeli, İran'da Humeyni devrimi olmuş gibi, çirkince,
hoyratça kaldırılmadı mı? Türkiye'yi yönetenler Suriye'nin toprak bütünlüğünü
korumak için komşumuza destek olacağına Esad takıntısıyla Suriye yangınına
benzin dökmedi mi? Türkiye'yi 80 küsur yıl savaşsız yaşatmış olan yurtta barış
dünyada barış ilkesi, pısırık dış politika ilan edilmedi mi? 4 milyon
sığınmacıyı hiçbir kontrole tabi tutmadan, ajan mı, terörist mi, radikal mi
bilmeden serbestçe içeri buyur etmedi mi bu ülkeyi yönetenler? İstihbaratımız,
polisimiz, iktidara muhalif gördüğü vatandaşların aldığı nefesi kontrol
ederken, alnı secdeye değiyor dediklerini başı boş bırakmadı mı? Farklı
düşünmek, yazmak, konuşmak, sorgulamak büyük bir suça dönüştürülmeye
çalışılmıyor mu? Bütün bunlara hayır diyecek kimse var mı?
BUNLARI YAPMAK MÜBAH DA, YAPILANLARI SÖYLEMEK Mİ PROVOKASYON
Elbette düşüneceğiz. Elbette söyleyeceğiz. Elbette
uyaracağız. Teröristin işi bölmek, öldürmek, yok etmek. Ülkeyi yönetenlerin
işi, teröriste sömürebileceği malzemeyi vermemek, herkesi dinlemek, ortak aklın
ortaya çıkmasını sağlamak, bataklığı kurutmak, teröre karşı ülkeyi
birleştirmek. Terörist, kendisinden bekleneni yapıyor. Ya siyaset ne yapıyor?
ÜLKEMİZİ YÖNETENLERE SESLENİYORUM
Aynı gemideyiz. Milli birlik, herkesi sizin düşündüğünüz
gibi düşünmeye, sizin istediğiniz gibi yaşamaya, sizin her yaptığınızı
alkışlamaya zorlamakla sağlanamaz. Artık yeter. Herkes aklını başına toplasın.
Bırakın rejimi değiştirecek, başkanlık adıyla tek adam yönetimi kuracak Anayasa
değişikliği zorlamasını. El ele verip bitirelim şu terörü, kurutalım terörist
üreten bataklıkları. Teröriste karşı silahla mücadele edeceğiz elbette. Terörü
ise hamasetle değil, akılla yeneceğiz. 79 milyonun birliğini isteyenler,
toplumu ayrıştırmayı bırakmalı, tamamını kucaklamalı, Atatürk'e ve laikliğe
sahip çıkmalıdır. Umut daima vardır. Umudun bittiği yerde milletimize inancımız
umudumuz olur bizim."