Demokrasi için Birlik Buluşması’nda Türkiye’nin en ağır dönemini yaşadığı belirtilerek, demokrasi ve barış için birlikte mücadele çağrısı ...
Demokrasi için Birlik Buluşması’nda Türkiye’nin en ağır
dönemini yaşadığı belirtilerek, demokrasi ve barış için birlikte mücadele
çağrısı yapıldı.
Aralarında siyasetçi, sendikacı, insan hakları savunucusu,
sanatçı, aydın, akademisyen ve gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda kişi
‘Demokrasi İçin Birlik Buluşması’nda bir araya geldi. Buluşmada, demokrasi ve
barış için birlikte mücadelenin zorunluluğuna dikkat çekildi.
Demokrasi İçin Birlik Hareketi Sözcüsü Rıza Türmen, “Şimdi
ayaklar altına alınan demokrasiyi ayağa kaldırıp, toprağa dikmeye, sulamaya,
kök salmasını sağlamaya gereksinim var. Bir demokrasi hareketi başlatmak,
demokrasiyi savunmak için buradayız” dedi. (23.10.2016)
İşte Sonuç Bildirgesinin Tam Metni
"Tek adam rejimine sokulmaya çalışılan Türkiye, son
dönemde yoğun bir hukuksuzlaştırma zorlaması altında. Bu kapsamda siyasal iktidar, 15 Temmuz darbe
girişimini fırsata çevirerek Türkiye’yi OHAL baskı rejimine soktu; ülkeyi kanun
hükmünde kararnamelerle, denetimsiz, meclissiz, anayasasız, hukuksuz yönetmek,
bütün yetkileri tek elde toplayacak başkanlık rejimini getirmek için fırsata
dönüştürdü. Demokratik hak ve özgürlüklere yapılan saldırılar, baskı, şiddet ve
hukuksuzluk olağanüstü boyutlara erişti.
Onbinlerce insan hukuksuz şekilde işinden oluyor. Basın ve
yayın organları kapatılıyor. Sanatçılar, yazarlar, gazeteciler tutuklanıyor.
Muhalif belediyelere kayyım atanıyor.
Bu yolla topluma terör ve korku egemen kılınmaktadır. Barış,
dostluk, dayanışma duyguları yerine kin, düşmanlık, nefret ve kutuplaşma
kışkırtılmaktadır. Toplum demokratik davranış normlarının yeşeremeyeceği kaotik
bir yaşama mahkum edilmektedir. Yurttaşları temsil etmesi gereken Meclis fiilen
lağv edilmiş, yasama, yargı ve yürütmenin dengesine ve birbirini frenlemesine
dayanan güçler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılmıştır.
Tarihi ve doğal varlıklar, kentler, yaşam alanları talan
edilmiştir. İnsanca yaşama ve çalışma koşulları ortadan kaldırılmış,
köleleştirme ve taşeronlaştırma yasaları çıkarılmış, yoksullaşma ve işsizlik
korkunç boyutlara ulaşmıştır. Kadınlara ve farklı cinsel kimliklere yönelik
şiddet, cinsiyetçi ayrımcılık ve çocuk istismarı yükselmiştir. Ülke içinde
savaş, bütün yıkıcılığıyla insanlarımızın canını alırken, Suriye ve Irak’ta
sonu felaket olacak bir maceraya sürüklenmekteyiz.
Bu karanlık tabloyu değiştirmek, demokratik bir ülkede
yaşayabilmek için Türkiye’de siyasetin savaş ekseninden çıkarılıp barış
eksenine oturtulmasına, yaşam hakkını savunan, hukukun üstünlüğüne dayanan,
çağdaş, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin inşa edilmesine ihtiyaç vardır.
Bu koşullarda demokrasiden yana olan bütün güçleri biraraya
getirerek ortak ve yeni bir güç odağı yaratmak ihtiyacı yakıcı hale gelmiştir.
Ortak hedef doğrultusunda birlikte hareket edebilmek için sürekliliği
sağlayacak bir yapıya gereksinim bulunmaktadır.
Bu yapı çoğulcu, resmi temsil ilişkisine ya da hiyerarşiye
yer vermeyen, lideri olmayan, bağlayıcı kararlar almaktan çok uzlaşı arayan,
demokratik bir organ olacaktır. Demokrasi için birlik hareketine katılan her
kuruluş, her birey kendi ideolojik kimliğini saklı tutarak ortak bir mücadeleyi
hedeflemektedir.
DİB bir siyasal süreci başlatan ve bu süreç içinde
uzlaşılarla yürüyen somut hedeflere yönelik bir harekettir. DİB farklılıkların
birlikte hareket etmesidir.
herkesin farklı kimliği ile eşit yurttaşlık haklarına sahip
olduğu,
barış içinde yaşayabileceği,
insanca çalışma ve yaşama koşullarının garanti altına
alındığı,
devletin herkesin inancına, inançsızlığına, yaşam tarzına,
siyasi düşüncesine karşı tarafsız ve saygılı olduğu,
kadına ve cinsel kimliklere yönelik şiddetin son bulduğu,
tarihi ve doğal varlıkların, diğer canlıların yaşam
alanlarının ve kentlerin korunduğu,
laik, demokratik bir Türkiye yaratabilmek için, yeni bir
umut ve güç merkezi ihtiyacını karşılamak üzere, en geniş toplum kesimlerini
kucaklamayı amaçlayan bir birlik hareketidir.
Bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz
23 Ekim 2016 buluşmasında saptanan öncelikli hedeflerimiz
şunlardır:
OHAL ve KHK’lerle ülkeyi yönetmek, ‘tek adam yönetimi’ni
kalıcı hale getirmek için atılan adımlar karşısında, OHAL’in sona erdirilmesi
ve KHK’lerle yaratılan toplumsal mağduriyetlerin giderilmesi konularındaki
mücadele birincil önemdedir.
Önümüzdeki günlerde ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ adı
altındaki ‘tek adam yönetimi’ne geçiş için anayasa değişikliği, ardından
referandum gündemdedir. Yasaları,
uluslararası anlaşmaları, hukuku yok sayanların ‘tek adam yönetimi’ne geçiş referandumuna
tüm toplumsal muhalefetle kapsamlı şekilde karşı çıkılacaktır.
Dünya deneyimleri Kürt sorununun çözümünün barışçı ve
demokratik yollarla olması gerektiğini göstermektedir. Türkiye’nin savaş
kışkırtıcılığı yapmak yerine komşularıyla ve tüm dünyayla barışçıl ilişkiler
içinde yaşayacağı bir politikanın hakim kılınması için mücadele edilecektir.
Ezilen inanç topluluklarının eşit yurttaşlık hakkı yanında
demokrasinin temeli olan laiklik için mücadele edilecektir.
23 Ekim Buluşmamız demokrasi için atılmış önemli bir adım,
Türkiye’nin siyasal yaşamında yeni bir başlangıçtır. Bu buluşmaya katılanlar
bir demokrasi meclisi oluşturmuşlardır. Bu meclis önümüzdeki günlerde
toplanarak yukarıda ortaklaşılan öncelikli hedefler doğrultusunda demokratik ve
meşru yollarla denetleme, dayanışma ve direnme hakkını kullanacaktır.
Gücümüz yalnız birlikteliğimizden değil, yeni bir siyaset
anlayışıyla demokratik mücadeleleri birleştirici bir güç odağı yaratma
hedefimizden kaynaklanmaktadır."