Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu işçilerin patron karşısında en büyük işgüvencesi olan Kıdem Tazminatı’nı fona devredeceklerini açıkladı. Hükümet patronların talebini yerine getirmek için attıkları bu adımı işçilere reform diye sunmaya çalışıyor. Peki gerçekte ne olacak?


“Siyasi iktidar tüm emekçileri güvencesiz ve kuralsız çalıştırmak istiyor! Kıdem tazminatını kaldırarak iş güvencemizi yok ediyor! Taşeronda sözlerini tutmuyor, hukuksuzlukta ısrar ediyor! Özel İstihdam Büroları’yla işçi simsarlığını teşvik ediyor! Emekçilere kölelik dayatıyor!” diyen DİSK’in hazırladığı Kıdem Tazminatı dosyasında hükümetin iddiaları şöyle yanıtlanıyor:

YALANLAR: “Kıdem tazminatını işçilerin çoğunluğu alamıyor. Tek çare kıdem tazminatının mevcut biçimini kaldırarak bir fon/sandık kurulmasıdır.”

GERÇEKLER: Hükümetin 2016 eylem planında yer alan düzenlemenin amacı, patronların işçileri işten çıkartma maliyetlerini düşürmektir.

Kıdem tazminatlarımız, yani ücretimizin ödemesi sonraya bırakılmış kısmı (13. ay ücretimiz) sermaye için “yük” olarak görülmektedir.

“İşçilerin çoğunluğu kıdem tazminatı alamıyor” bilgisi de doğru değildir. İşçiler dava açmaları halinde çoğunlukla tazminatlarını almaktadır. İşverenlerin hukuksuzluğunu önlemek yerine, kıdem tazminatı fiilen kaldırılarak hukuksuzluğa hukuk üretilmek istenmektedir.

1) İŞTEN ATMAK YA DA ÇIKARTMAK KOLAYLAŞACAK

Kıdem tazminatı fona/sandığa devredildiğinde, işveren işçi çıkardığında toplu bir ödeme yapmak zorunda kalmayacak. Böylece işten çıkarmalar kolaylaşacaktır. Tüm işçiler “gündelikçi” gibi çalışacak, sendikalaşma imkânsız olacak; işçilere sürekli giriş-çıkış yapılabilecek.

 2) KIDEM TAZMİNATI ALMAK HAYAL OLACAK

Mevcut koşullarda kıdem tazminatından sadece işten atıldığımızda değil birçok durumda faydalanabiliyoruz.

İşveren hakkımızı yediğinde, askerlik hizmeti dolayısıyla, kadınlar evlendiklerinde, 15 yıl sigortalılık süresini ve 3 bin 600 gün prim ödeme süresini doldurduysak, emeklilik halinde kendi isteğimizle işten ayırıldıysak kıdem tazminatına hak kazanıyorduk. Ayrıca kayıtdışı çalıştırılmamız halinde veya tazminat ödememek için işe giriş çıkış yaptırıldığında dava yolu ile kıdem tazminatını alma şansımız vardı.

Fon/sandık sisteminde bu yararlanma koşulları ortadan kalkacak. Ödeme emekli olduğumuzda ya da 10 yıl gibi bir kıdemde ev alma gibi şartlara bağlı olarak yapılacak.

 3) KIDEM TAZMİNATININ SADECE ADI KALACAK

Kıdem tazminatı işverenin sorumluluğunda olan bir meseledir, esas olarak işçi ile işveren arasındaki ilişkinin sonra ermesiyle ilgilidir. Böyle olmaktan çıktığında, adı “emeklilik fonu”, “emeklilik sandığı” olur ama “kıdem tazminatı” olmaz. “Paralel” bir emeklilik sistemi kıdem tazminatı yerine ikame edilemez. Çünkü iş güvencesi sağlamaz!

4) FON DEMEK YAĞMA DEMEK

Zorunlu Tasarrufu Teşvik Fonu, Konut Edindirme Yardımı Hesapları, İşsizlik Fonu… Bu fonların hepsi siyasal iktidarlar tarafından yağmalanmıştır ve yağmalanmaktadır. Türkiye’de milyonlarca işsiz açlıkla mücadele ederken İşsizlik Fonu’ndan patronlara 50 milyon liraya yakın kaynak aktarılmıştır.

5) ÇOCUKLARIMIZIN HAKLARI GASP EDİLECEK

Kimi yetkililer “Kazanılmış haklara dokunulmayacak” diyor. Yani kıdem tazminatının bundan sonra işe girenler için ortadan kaldırılacağını söylüyor. Peki bu doğru olsa bile, yeni işçiler uzaydan mı gelecek? Onlar bizim çocuklarımız olacak. Bizden önceki kuşakların bedeller ödeyerek kazandıkları haklar, çocuklarımız için bize emanettir. Çocuklarımızı günübirlik, amele pazarı usulü çalıştırmak isteyenlere geçit vermeyeceğiz!

TÜM İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATI ALMASI İÇİN NE YAPMALI?

Mevcut yasaya (1475 sayılı yasanın yürürlükteki 14. Maddesi) bir cümle koyarak, bir yılın altında çalışanlara da kıdem tazminatı ödenmesi sağlanmalıdır.

İflas nedeniyle ödenmeyen kıdem tazminatını devletin ödemesi ve işverenden haciz yoluyla tahsili sağlanmalıdır.

İflas halinde bankaların, devletin değil işçilerin alacaklarının ödenmesi öncelikli ve imtiyazlı hale getirilmesi gerekmektedir.

Kıdem tazminatı ödemeyen işverenlere ağır yaptırımlar getirilmelidir.

12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan “kıdem tazminatı tavanı” kaldırılmalıdır.

Sendikal barajlar, örgütlenmenin ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Örgütlü işçinin kıdem tazminatını gasp etmek mümkün olmayacaktır. 

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız! (SENDİKA.ORG-DİSK)
Daha yeni Daha eski