Türk sporunun en klasik söylemlerinden biridir ‘Fenerbahçe
ile Galatasaray gazozuna maç yapsa tribünler dolar’ sözü... Ne var ki, iki dev
kulübün önceki gün 52 bin kişilik Türk Telekom Arena’da oynadığı Spor Toto
Süper Lig maçında tribünlerin dolmadığını gördük. Daha da önemlisi karşılaşma,
son yılların en sönük ve zevksiz derbisi olarak kayıtlara geçti.
Koca 90 dakikada takımlar toplam 32 şut denemesinde
bulunurken, bunların sadece 7’sinde isabet sağlayabildiler. Temposu son derece
düşük olan derbide Fenerbahçe sadece 163 isabetli pas yaparken, Galatasaray’da
bu rakam 459 olarak gerçekleşti. Karşılaşmada tek gol atıldı, o da 90+1’inci
dakikada geldi.
DAĞLAR KADAR FARK VAR
DİĞER taraftan Galatasaray-Fenerbahçe maçından hemen sonra
başlayan Real Madrid-Barcelona karşılaşması, gerek temposu gerekse futbol
kalitesi olarak izleyenleri resmen mest etti. Katalan ekibinin son dakika
golüyle 3-2 kazandığı karşılaşmada toplam 38 şut (Real 22, Barça 16) şut
atılırken bunların 23’ü isabetliydi (Real 14, Barça 9). Takımların başarılı pas
sayıları ise Galatasaray-Fenerbahçe derbisi ile kıyaslanmayacak düzeydeydi
(Real 328, Barça 477).
Bu rakamların ışığında son 3 sezondaki
Galatasaray-Fenerbahçe ve Real Madrid-Barcelona maçlarının istatistiklerine
kısa bir göz attık. Ve gördük ki, pozisyon zenginliği ve pas başarısı açısından
arada uçurumlar var.
YA KALİTESİZ YA DA
İŞİ BİTMİŞ
PEKİ, ‘Farkın bu kadar büyük olmasının sebebi sadece
futbolcu kalitesi mi, yoksa başka sebepler mi var?’ Bu soruyu Galatasaray ve
Fenerbahçe’de geçmiş yıllarda forma giyen altı isme sorduk. Hemen hepsi şu
görüşte birleşti; ‘Türkiye’ye gelen yabancılar ya kalitesiz ya da işi bitmiş
yaşlı futbolcular. Avrupa’da 2. ligde bile oynayamayacak oyuncular ‘yıldız’
diye lanse ediliyor. Teknik adamlar da takımlarını ‘maçı kaybedersem işimden
olurum’ korkusuyla sahaya sürüyor.“
İşte iki takımın eski yıldızlarından derbi analizi:
Hayrettin DEMİRBAŞ
İşi bitenler geliyor
KÖTÜ futbolun sebebi kısa ve net; futbolcu kalitesizliği.
Artık Türkiye’ye işi biten yabancı futbolcular geliyor. Burayı sadece bir
kazanç kapısı olarak görüyorlar, ekmek yedikleri yeri sahiplenmiyorlar. Türkler
de aynı şekilde. Galatasaray’ın kadrosunda birçok yerli oyuncu Avrupa’da 2.
ligde bile oynayamaz.
Necati ATEŞ
Eski coşku ve ruh yok
DERBİLER, bizim oynadığımız dönemdeki gibi değil. Coşku,
ruh, artık pek yok. Bu kadar yıldız futbolcuya karşın derbilerin kısır geçmesi
seyir açısından üzücü. Sneijder ve Podolski gibi isimlerin bu tip derbilerde iş
görmeleri lazım. Değişen hoca profilleri de, Galatasaray’a hiçbir şey katmamış
hatta daha fazla şey götürmüş durumda.
Hakan ÜNSAL
Devamlı değişiyorlar!
GALATASARAY ve Fenerbahçe’nin ortak özelliği ne? Devamlı
teknik direktör değiştiriyor olmaları.
İstikrar yok ve bunun akabinde alışılmış, oturmuş bir sistem yok. Her
gelen hoca takımda bir şeyler değiştirmek istiyor ve futbolculardan verim
alamıyor. Bir diğer nedeni ise bir kaybetme korkusu. Bu durum da olayı
kilitliyor.
Uğur BORAL
3 Temmuz ve 14
yabancı
3 Temmuz süreci futbola olan inancı ve ilgiyi azalttı. 14
yabancı kuralı geldi, zaten kötü olan futbol piyasası, menajerlerin ve bazı
yöneticilerin anlaşmalı yaptıkları fiyatları yüksek gösterme politikası
nedeniyle daha da battı. Kalitesi düşük oyuncular geldi. 50 bin Euro’luk adamı
500 bin Euro gösterirsen olmaz. O oyuncu 50 bin Euro’luk oynar…
Rüştü REÇBER
Her şey sonuca
endeksli
TÜRK futbolunda her şeyi sonuca endekslediğimiz için teknik
direktörler ister istemez skora yönelik çalışmalarına ağırlık veriyorlar.
Oynayarak kazanma tabirini aslında 90’lı yıllarda başlatan teknik
direktörlerimiz de var. Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ersun Yanal ve Fatih
Terim. Hala bu 4 antrenörün çizgisine gelmiş birini göremiyoruz.
İlker YAĞCIOĞLU
Kaybetmekten
korkuyorlar
TEKNİK adamlar kazanmayı değil kaybetmemeyi tercih ediyorlar.
Böyle önemli maçları kaybedelerse başlarının belaya gireceğini düşünüyorlar. Bu
yüzden de ortaya tatsız derbiler çıkıyor. Derbi maçı kaybedince bütün bir sezon
riske giriyor. Korktuğu zaman olmuyor. Kaybetmekten korkmak, kötü futbolun en
önemli nedeni.
(ADİL DEMİRÇUBUK –
SPOR ARENA)