ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Times, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili çok ilginç ifadelerin yer aldığı, ‘Türkiye yol ayrımında’ başlıklı özel bir kapak dosyası yayınladı.


Washington Times internet sitesinden de yayınlanan dosyada, ABD Temsilciler Meclisi, ‘Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler’ Alt Komitesi Başkanı Dana Rohrabacher’in yanısıra, eski başkanlardan Ronald Reagan’ın Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Robert McFarlane, Pentagon görevlisi Michael Rubin, Hudson Institute’den kıdemli uzman Eric Brown, ABD ordusundan emekli Tuğgeneral Ernie Audino’nun makaleleri yer aldı.

Gazetenin, Türkiye konulu özel kapak dosyasında yer alan makalelerin her biri temelde Türkiye’ye yönelik ilginç ve dikkat çekici tespitler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik tehdit sayılabilecek ifadelere yaslanıyor. Dosya içerisinde makalelerin Türkçe çevirilerine yer verilmesi de dikkat çeken bir başka önemli ayrıntı. Bazı uzmanlar, CIA’nın gazetesi olarak bilinen Washington Times gazetesinde böyle bir dosya yayımlanmasını, Tayyip Erdoğan’a tehdit ve şantaj olarak yorumladı.

TÜRKİYE, RADİKAL İSLAMCI TERÖRİSTLERE DESTEĞİ ARTIRDI

Bazı internet haber sitelerinde dönen haber dosyası, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan Anayasa referandumunun yanı sıra Türkiye ile NATO arasındaki ilişkilerin üzerinde de özel olarak duruyor. Temsilci Dana Rohrabacher’in, ‘Ankara’da Demokrasi Yargı’ başlıklı yazısı, Temsilciler Meclisi’nde FETÖ, PKK ve Referandumun tartışıldığı oturumdaki konuşma ile aynı içeriğe sahip.

Rohrabacher makalesinde özetle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslami inançlarında gün geçtikçe daha da agresifleştiğini ve Türk hükümetinin istikrarlı bir biçimde Ortadoğu’daki radikal İslamcı teröristlere desteğini arttırdığını iddia ediyor. Rohrabacher ayrıca Batı medyasında yoğun bir biçimde pompalanan ‘Türk demokrasisi, diktatörlüğe doğru kayıyor’ söylemine de makalesinde özel bir yer ayırmış.

Fethullah Gülen için, “Türk hükümeti çekilen sıkıntıların sebebini Pensilvanya’da sürgün hayatı yaşayan dindar yaşlı Türk düşünüre bağlayarak suçu ona atıyor” ifadelerini kullanan Rohrabacher, Washington yönetiminden, Türk halkının bu durumu başarıyla atlatması için ‘elinden ne geliyorsa yapmasını’ talep etmekten de geri durmamış.

‘ERDOĞAN, LAHEY’DE YARGILANSIN’

ABD Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert McFarlane ise aynı dosya içerisinde yer alan makalesinde, Türkiye’nin terörizmle mücadelede önemli bir aktör olduğunu ancak, bu mücadelede artık güvenilir bir müttefik olmadığını öne sürdü. McFarlane’e göre bunun sebebi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açık bir şekilde radikal İslamcı siyasetten yana olması.

Robert McFarlane makalesinde öne çıkan bir diğer önemli nokta, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın IŞİD’e destek ve İran’a yasadışı para transferi belgelenmiştir’ ifadesi. McFarlane, makalenin devamında, “Türkiye 2015 yılında kendi toprakları içinde IŞİD’e karşı önceden planlı tek bir terör operasyonu yapmadı” diyerek Türkiye’yi açıkça teröre destek olmakla suçluyor.

McFarlane makalesinin sonuç kısmında son derece radikal sayılabilecek çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde ‘terörizme destekten’ yargılanma yolu açılmalıdır. Ticari yaptırımlar da düşünülebilir.”

‘TÜRKİYE, TERÖRE DESTEK VEREN ÜLKE İLAN EDİLMELİ’

Dosyada yer alan, ‘NATO Üyeleri Terörle Savaşır, Onu Aklamaz’ başlıklı makalesinin başlangıcında Erdoğan hükümetini açıkça IŞİD’e destek olmakla suçlayan Michael Rubin şu sözlerle devam ediyor:

“Türkiye’nin bir terör sorunu var, ama bu sorunun Erdoğan tarafından ülkeye iadesi istenen sürgündeki
İslam alimi Fethullah Gülen’in takipçileriyle bir alakası yok. Gülen’in günahı bağımsızlık istemekti, terör değil.” Rubin’e göre, Türkiye’nin teröre yönelik sözde desteği sadece Orta Doğu ile de sınırlı değil. Rubin, söz konusu desteğin Mali ve Nijerya’daki El Kaide bağlantılı gruplara kadar uzandığını iddia ediyor.

Rubin, geçen yıl Wikileaks tarafından basına sızdırılan, Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait 50,000’den fazla e-postaya dayanarak öne sürülen, ‘Erdoğan ailesi IŞİD’den doğrudan petrol satın alarak kazanç elde
ediyor’ söylemi üzerinden sadece Erdoğan’ı değil, ailesini de hedef tahtasına oturtuyor. Yetmiyor, ‘Bilal Erdoğan’ın El-kaide finansörü olduğu bilinen bir şahısla görüşürken çekilen fotoğrafları basına sızdı’  diyerek bir kart daha açıyor.

Rubin’in son cümlesi ise kaleme aldığı provokatif makaleyi özetler nitelikte:

“ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’yi, ‘teröre destek veren ülke’ ilan etmelidir.” 
Daha yeni Daha eski