HIDE
GRID_STYLE
TRUE
SHOW_BLOG

Atatürk adı daraltıldı... Mescit yoksa okul da yok!

24 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğine göre, yeni açılacak her kurumda abdes...

24 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğine göre, yeni açılacak her kurumda abdesthane ve mescit olması gerekiyor.


Kurumların açılabilmesi için, her kurumda yeteri kadar müdür yardımcısı odası, idari oda, abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit, mutfak/ yemekhane /kantin/ kafeterya, teshin/ısı merkezi, su deposu, sistem odası, ilgili mevzuatına göre sığınak, depo/araç-gereç odası/arşiv odası, kurumun türüne göre yeterli sayıda tuvalet ve lavabo, ayrıca pansiyonlar hariç her kurumda müdür odası bulunması gerekiyor.

Yönetmeliğe göre ayrıca, her okulda yeteri kadar derslik, öğretmenler odası, rehberlik servisi, çok amaçlı salon, okulların ya da programların özelliklerine uygun laboratuvar, okul türü ve programına uygun bilgisayar odası veya laboratuvarı, atölye, beden eğitimi salonu, kütüphane veya z-kütüphane, okul aile birliği odası, zümre öğretmenler odası ve destek eğitim odası bulunması, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında belirtilen sayıda çalışan bulunan kurumlarda iş yeri sağlık ve güvenlik birimi ve revir odası bulunması zorunlu tutuldu.

Bunun dışında örgün eğitim kurumları için mahallen temin edilen binada; anaokulu açılabilmesi için etkinlik/oyun odasında öğrenci başına en az 2.40 m², ilkokul açılabilmesi için dersliklerde en az 1.60 m², ortaokul veya lise açılabilmesi için dersliklerde en az 1.85 m² kullanım alanı bulunması gerekiyor.

Kurum adları nasıl verilecek?

Yeni düzenlemeye göre, kurumlara adlar, okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarına il millî eğitim komisyonu kararına dayalı olarak valilikçe, diğer kurumlara ise il millî eğitim komisyonu kararına dayalı olarak valilik teklifi üzerine Bakanlıkça verilecek.

Kurumlara, kurumun bulunduğu yerleşim biriminin adı, Atatürk’e ait ad ve unvanlar ile tarihe mâl olmuş şahıs, yer, tarih ve olay adları, şehitlik ve gazilik unvanlarına sahip olanların adları, bilim ve teknoloji, kültür, eğitim, sanat, spor ve benzeri alanlarda önemli başarılar kazanmış kişilerin adları, Türk Cumhuriyetleri ve Türk topluluklarına ait kişi ve yerlerin adları, devlet büyüklerinin adları, verilebilecek.

Sözcü’den Yurdagül Uygun’un haberine göre kurumların bina ve tesislerinin tamamını yaptıran, arsasını bağışlayan veya yapımına aynî veya nakdî olarak bina yapım maliyetinin en az yarısı kadar bağışta bulunduğuna il millî eğitim komisyonunca karar verilenlerin adı ya da önerdiği ad kurumlara verilebilecek. Bu kapsamdaki kişilerin adı veya özgeçmişinin yer aldığı bir tabela okulun girişinde uygun bir yere asılabilecek.

Okulun ek derslik, kütüphane, laboratuvar, işlik, atölye ve benzeri bölümlerinin yapımını veya donatımını sağlayanlardan il millî eğitim komisyonunca karar verilenlerin adları bu bölümlere verilebilecek ve bu kapsamdaki kişilerin adlarının yer aldığı bir tabela ilgili bölümün uygun bir yerine asılabilecek.

İsimler değiştirilemeyecek

Yeni yönetmelik, daha önce öğretim kurumlarının bina ve tesislerine verilmiş olan adlar, mevcut binadaki kurumun kademeli veya tamamen kapatılarak yerine yeni bir kurumun açılması, farklı bir kurum türüne dönüştürülmesi ya da ihtiyaç duyulması hâlinde 15 inci maddeye göre değiştirilebilmesini sağlıyor. Bununla birlikte yönetmelik, “Tarihi kimliğe kavuşmuş, kurum kültürü ve hafızası oluşmuş, çevresinde adıyla tanınmış kurumların adları değiştirilemez” diyor.

Ayrı ayrı mescit

Eğitim Sen eski genel başkanlarından Alaaddin Dinçer, eski yönetmeliğin tamamen yürürlükten kaldırıldığını belirterek, eski yönetmelikte yer alan bazı düzenlemelere yeni yönetmelikte yer verilmediğini, yeni yönetmelikte pek çok düzenleme getirildiğini söyledi.

Dinçer, şöyle devam etti: “Bu düzenlemeler, bundan sonra açılması teklif edilecek ve açılacak her kurum için ayrı bir başlık oluşturulmuş. Kurum açılabilmesi için gerekli olan derslik, öğrenci ve kurumun açılacağı il ilçelerin nüfusları belirlenmiş. Açılacak kurumlarda bulunması zorunlu bölüm ve eklentiler ile özellikler sıralanmış. Açılacak kurumların çevre koşulları belirlenmiş, dersliklerde öğrenci başına düşen metrekare alanının ne kadar olacağı karar altına alınmıştır. Örneğin, bundan sonra açılacak her kurumda bir abdesthane, kadın ve erkekler için birer mescit zorunlu tutulmuş. Ayrıca açılacak her kurumun türüne ve programına uygun bölümlerin bulunması koşul olarak belirlenmiş. Pansiyonlu okul açılabilmesi için 100 öğrenci kapasiteli pansiyonun bulunması zorunlu tutulmuş. Öğretmen akademisi ve hizmetiçi eğitim enstitüsü açılmasının koşulları maddeleştirilmiş.”

Atatürk adı daraltıldı

Dinçer, ayrıca açılması öngörülen diğer okul türleri, sosyal tesisiler ve yaygın eğitim kurumlarının şartlarının neler olacağının karar altına alındığını kaydederek, “Kurumların kapatılmasının okul türlerine göre azalan öğrenci sayıları saptanmıştır. Okul adlarının verilmesinde de önceki yönetmelikten farklı pek çok düzenleme yeni yönetmelikte yer almıştır. Önceki yönetmelikte özel bir madde olarak yer alan Atatürk’le ilgili kurum adı verme maddesi yeni yönetmelikte sadece bir madde bendi olarak kapsamı daraltılarak düzenlenmiştir. Artık Türki Cumhuriyetlerinin özel şahsiyetlerinin adları da okul adı olarak uygunluk onayı verilmesi durumunda verilebilecek” dedi.

İrgil: Bilim ve laboratuvar sınıflarının açılması gerekiyor

CHP Bursa Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Ceyhun İrgil, abdesthane ve mescit açılmasının yanında, okullarda labarotuvar ve bilim sınıflarının açılmasının da çağın gerekleri açısından önemli olduğunu belirterek, “MEB’in yönetmelik ve uygulamalarda sadece din esaslı veya öznesi din olan konuları öncelikli hale getirmesi, hatta bunu inatla getirmesi sadece popülist bir eğitim politikası yürütüldüğünü gösteriyor. Eğitim politikasının akla, çağa ve bilime uygun hale getirilmesi gerektiğini PISA kanıtladı. MEB PISA raporlarından ders almış görünmüyor. Israrla eğitimi çağdaş bilimci eksenden farklı eksenlere kaydırma ve ideolojik bir bakış açısıyla eğitim sistemini kurmaya ve yönetmeye çalışıyor” diye konuştu.