Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

SHOW_BLOG

eğer demir olsaydık inan çoktan paslanırdık

özgür olmayı seviyorum sen kendini özgür hissedebiliyor musun özgür olmayı başarabiliyor musun diye sordu kadın karşısındaki adama  bazen ke...


özgür olmayı seviyorum

sen kendini özgür hissedebiliyor musun

özgür olmayı başarabiliyor musun

diye sordu kadın karşısındaki adama 


bazen kendimi özgür hissederim

bazen de hissedemem

gerçekte hayat çok kısa

onu iyi yaşamayı bilmiyoruz

sanki beş hayatımız daha varmış gibi ucuzca harcıyoruz 


öyle hayatı yoğun yaşamalıyız

bazı insanlar tanıyorum

sanki hiç ölmeyecekmiş gibi hayatlarını harcıyorlar 


evet

her şeyi yoğun yaşamak

su içerken bile 


adam kadının gözlerinin içine bakarak

bazen nefes almak çok zor oluyor

buna rağmen yaşamaya devam ediyoruz

bir el ağzımızı ve burnumuzu kapatıyor

bir süre nefes alamıyoruz

tam öleceğimizi düşünürken

el birden burnumuzdan çekiliyor

ve tekrar nefes almaya başlıyoruz 


çok doğru

dedi kadın bir eliyle saçlarını arkaya atarak

eğer el burnumuzda bir dakika daha dursa

bu dünyayı terk etmiş olacağız

fakat bu el hayatın eli

ve sadece bizim yeterince acı çekmemizi istiyor

bu el yüzümüzü kapattığında bir an

hayatın ışıkları sönüyor

karanlıkta kalıyor

ve çıkışı olmayan bir kâbusu yaşıyoruz 


adam düşünceli görünüyordu

bırak her şey olacağına varsın

nehirle uyum içinde yüz

bırak o seni kendiliğinden götürsün

bir süre durdu ve uzaklara baktı

eğer bir şey beklemezsen hayattan

hayal kırıklığına da uğramazsın derler 


ben çocukken

mahallemizin arkasından bir ırmak geçerdi

bazen kâgıttan kayıklar yapar

akıntıya bırakır sonra onları izlerdik

gözden kaybolana dek

gerçekte o kâgıttan kayıklar kendi hayatlarımızdı

kâgıttan kayık bazen ırmakta bir şey  tarafından engellenir

ve dururdu öylece olduğu yerde

sonra yeniden akıntıya kapılır hızla gözden kaybolurdu

kâğıttan kayık hayat gibi kırılgan

her an batma riski bulunan

buna rağmen akıntıyla uyum içinde yüzmeye çalışan

harika bir şeydi

yaşamak gibi tıpkı

ama çok acılar çekiyoruz hayatın içinde

eğer demir olsaydık inan çoktan paslanırdık 


bir nehir kenarında oturuyorlardı

adam hikâyesini anlatırken

kadın çantasından çıkardığı bir kâğıt ile

bir kayık yapmış ve nehre bırakmıştı

bir süre sonra kâğıttan kayık salınmaya başlamış

ve akıntıya kapılmıştı

birden sessizliğe gömülerek

gözden kaybolana dek kâğıt kayığı izlediler 


neden sonra kadın konuştu

hayatlarımız kâğıttan kayıklara benziyor

birçok riskle birlikte yaşıyoruz

herhangi bir anda ölebiliriz

hastalıktan

kazadan

ya da birisi bizi öldürebilir 


adam hâlâ

iyice uzaklaşmış kâğıttan kayığı görmeye çalışıyordu

tıpkı  bu kâğıttan kayık gibi

herhangi bir anda batabilir

hayatlarımız 


bir daha konuşmadılar

orada öylece hayat üzerine düşünerek

ve uzaklara bakarak oturdular 

Erol Anar -  Mayıs Şiirleri (Diyaloglar) - Parana-Brezilya

Hiç yorum yok

EKONOMİ/PARA/PİYASA