özgür olmayı seviyorum sen kendini özgür hissedebiliyor musun özgür olmayı başarabiliyor musun diye sordu kadın karşısındaki adama bazen ke...
özgür olmayı seviyorum
sen kendini özgür hissedebiliyor musun
özgür olmayı başarabiliyor musun
diye sordu kadın karşısındaki adama
bazen kendimi özgür hissederim
bazen de hissedemem
gerçekte hayat çok kısa
onu iyi yaşamayı bilmiyoruz
sanki beş hayatımız daha varmış gibi ucuzca harcıyoruz
öyle hayatı yoğun yaşamalıyız
bazı insanlar tanıyorum
sanki hiç ölmeyecekmiş gibi hayatlarını harcıyorlar
evet
her şeyi yoğun yaşamak
su içerken bile
adam kadının gözlerinin içine bakarak
bazen nefes almak çok zor oluyor
buna rağmen yaşamaya devam ediyoruz
bir el ağzımızı ve burnumuzu kapatıyor
bir süre nefes alamıyoruz
tam öleceğimizi düşünürken
el birden burnumuzdan çekiliyor
ve tekrar nefes almaya başlıyoruz
çok doğru
dedi kadın bir eliyle saçlarını arkaya atarak
eğer el burnumuzda bir dakika daha dursa
bu dünyayı terk etmiş olacağız
fakat bu el hayatın eli
ve sadece bizim yeterince acı çekmemizi istiyor
bu el yüzümüzü kapattığında bir an
hayatın ışıkları sönüyor
karanlıkta kalıyor
ve çıkışı olmayan bir kâbusu yaşıyoruz
adam düşünceli görünüyordu
bırak her şey olacağına varsın
nehirle uyum içinde yüz
bırak o seni kendiliğinden götürsün
bir süre durdu ve uzaklara baktı
eğer bir şey beklemezsen hayattan
hayal kırıklığına da uğramazsın derler
ben çocukken
mahallemizin arkasından bir ırmak geçerdi
bazen kâgıttan kayıklar yapar
akıntıya bırakır sonra onları izlerdik
gözden kaybolana dek
gerçekte o kâgıttan kayıklar kendi hayatlarımızdı
kâgıttan kayık bazen ırmakta bir şey tarafından engellenir
ve dururdu öylece olduğu yerde
sonra yeniden akıntıya kapılır hızla gözden kaybolurdu
kâğıttan kayık hayat gibi kırılgan
her an batma riski bulunan
buna rağmen akıntıyla uyum içinde yüzmeye çalışan
harika bir şeydi
yaşamak gibi tıpkı
ama çok acılar çekiyoruz hayatın içinde
eğer demir olsaydık inan çoktan paslanırdık
bir nehir kenarında oturuyorlardı
adam hikâyesini anlatırken
kadın çantasından çıkardığı bir kâğıt ile
bir kayık yapmış ve nehre bırakmıştı
bir süre sonra kâğıttan kayık salınmaya başlamış
ve akıntıya kapılmıştı
birden sessizliğe gömülerek
gözden kaybolana dek kâğıt kayığı izlediler
neden sonra kadın konuştu
hayatlarımız kâğıttan kayıklara benziyor
birçok riskle birlikte yaşıyoruz
herhangi bir anda ölebiliriz
hastalıktan
kazadan
ya da birisi bizi öldürebilir
adam hâlâ
iyice uzaklaşmış kâğıttan kayığı görmeye çalışıyordu
tıpkı bu kâğıttan kayık gibi
herhangi bir anda batabilir
hayatlarımız
bir daha konuşmadılar
orada öylece hayat üzerine düşünerek
ve uzaklara bakarak oturdular
Erol Anar - Mayıs Şiirleri (Diyaloglar) - Parana-Brezilya
Hiç yorum yok