Adalet Yürüyüşü’nün 10’uncu günüydü. Avukatlar cübbeleriyle, yazarlar kalemleriyle, Tokat Derneği’nden kadınlar yöresel kıyafetleriyle, Tepebaşı Belediyesi’nin çöp işçileri perküsyon aletleriyle yürüyüşte yerlerini almıştı. Kortejde sloganlarıyla, marşlarıyla, kıyafetleriyle kendisini belli eden bir grup daha vardı: Turuncu Kuvvetler!
Kimdi bu gençler? Neciydi? Neden bir araya gelmişlerdi ve ne istiyordu? Adalet yürüyüşçüleri merak içindeydi. Nitekim gidip sordular. “Ankara’nın yoksul mahallelerindeki Halkevci gençler” olduklarını öğrendiler. Çoğunluğunu orta yaş ve üstünün oluşturduğu yürüyüşçüler tebessüm ve gururla yollarına devam ettiler.
Gözü Turuncu Kuvvetler’de olan, meraklı bir grup daha vardı; genç jandarma erler. Güvenliği sağlamak üzere kortejin yanında yürüyen erler, “Turuncu Kuvvetler” adını bilmiyorlardı, bir anlam veremediler. Önce kendi aralarında tartışmaya başladılar. Yanıt üretemeyince komutanlarına sordular. Komutanlar ne yapsın, onlar da bilmiyor.
Sonunda rütbeli bir jandarma Turuncu Kuvvetler’in önünü kesti. Gençler, bir anda kavgaya davet edilmişçesine hareketlendiler, biraz da gergin. Oysa jandarmanın derdi başkaydı. “Turuncu Kuvvetler nedir? Buranın güvenliğini sağlamak için mi geldiniz?” diye sordu rütbeli.
Önde yürüyenlerden Özgür yanıtladı hemen. Mahalle gençleri olduklarını söyledi. Uyuşturucuya, hırsızlığa, tacize karşı mücadele ettiklerini, yürüyüşe de faşist düzene karşı demokratik, laik, özgür bir ülke için katıldıklarını ekledi. Rütbeli jandarma teşekkür ederek ve merakını gidermiş bir halde çekildi kenara ancak ya rütbesizler? Biri dayanamadı. “Neymiş Turuncu Kuvvetler?” Yanıtı ise kitlenin içinden geldi: “Yakında duyarsınız!”
Mahallelerin hem suç hem devrimci potansiyeli
Turuncu Kuvvetler’in beslendiği dinamiğe aslında yabancı değiliz. Ağırlıklı olarak Alevi ve solcuların yaşadığı yoksul mahallelerin gençleri onlar. Yaşları 14 ile 24 arasında değişiyor. Fark çok gibi gözükmesin, ne de olsa hayatın gerçekliğiyle erken yaşta tanışıyorlar. Çoğu ortaokul mezunu ya da lise terk, birkaçı lise mezunu. Hâl böyle olunca genç yaşta iş bulma derdi ve doğalında işsizlik gerçekliği ile karşı karşıya kalıyorlar.
Çocukluklarından itibaren uyuşturucuyla da “devrimci abla ve abileriyle” de tanışıyorlar. Ya uyuşturucu kullanan ya da uyuşturucu satıcısını döven oluyorlar. Yani mahallelerinin hem suç hem de devrimci potansiyeli onlar.
İşte Turuncu Kuvvetler, ikinci seçeneği tercih edenlerin adresi oluyor.
“Biz gençleri bir araya getirdik”
Mamak’ın Mutlu Mahallesi’ndeki gençlerden Canberk ile Özgür’e amaçlarını soruyoruz. “Mahallelerimizde uyuşturucuya, gaspa, hırsızlığa, tacize, tecavüze karşı mücadele ediyoruz. Amacımız insanca bir yaşamın temellerini atmak” diyor Özgür.
“Peki nasıl başladınız bu işe?” Mahallede yaptıkları yürüyüşle işe giriştiklerini söylüyorlar. Mahalleliden çok olumlu tepkiler almışlar. Bu onları daha da motive etmiş. Canberk, “Mahallede herkes uyuşturucuya karşıydı. Ama biz gençleri bir araya getirdik ve ilk olarak kaynaşmalarını sağladık” diyor.
İlerleyen haftalarda General Zeki Doğan-Mutlu-Kutlu Mahalleleri Meclisi’nde bölgenin ortak sorunlarına dair tartışmalar yürütüyorlar. Söyleşilerle sorunu mahallenin gündemi haline getirme kararı alıyorlar. Ardından bir de eylem koyuyorlar.
“AKP’lilerin yoğun olduğu mahallelerin de ortak sorunu uyuşturucu, o yüzden çalışmalarımızı oralara da yaydık” diyor Özgür. Gerçek bir soruna temas edince karşılığını da alıyorlar. AKP Mutlu Mahalle Temsilciliği’nin olduğu sokakta yürüyebiliyorlar. Dahası, ailesi AKP’li olan gençleri aralarına katabiliyorlar.
Son olarak “Henüz yolun başındayız” diyorlar, “Halk, gençlerin memlekete de, bu mahalleye de sahip çıkmak için mücadele ettiğini görecek.”
Anlaşılan o ki; Turuncu Kuvvetler’in adını yakında daha çok duyacağız…
(DİLARA DOĞANBAŞ – SENDİKA.ORG)