"Bülent Arınç'ın konuşma zamanı geldi"
Arınç, "Gökçek ile ilgili 100 konuyu 8 Haziran’dan
itibaren ömrüm vefa ederse konuşmak isterim" demişti
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "metal yorgunuğu"
açıklaması sonrası istifa eden belediye başkanlarının ardından gözler Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifa edip etmeyeceğine çevrildi.
Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım,
Gökçek'in arasının bozuk olduğu eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)
Başkanı Bülent Arınç'ın "konuşma zamanı geldi" dedi.
Cumhuriyet'te Ayşe Yıldırım'ın "AKP ‘Omerta’ ile
ellerini yıkıyor" başlığıyla (5 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Erdoğan ‘metal yorgunluğu’ dedi ve il yöneticileri tek tek
istifa etmeye başladı. Partiye bir heyecan ve yenilik ambalajı gibi sunulan
‘metal’ değişikliği sonra belediye başkanlarına sıçradı.
İlk isim en riskli illerden birinin başındaydı. Kadir
Topbaş, uzun uzun istifasını anlattı ama gerekçesini bir türlü söylemedi.
Kulisleri harekete geçirmeye yeterliydi bu istifa. Öyle de
oldu. Kaç gündür sırada hangi belediye başkanları var diye konuşuluyor. Erdoğan
ve AKP yöneticileri de artık ayyuka çıkan bu söylentileri yalanlamıyor.
En çok tartışılan isim ise Ankara Belediye Başkanı Melih
Gökçek. Gökçek, ‘fitne’ demekle yetinse de kendisinden beklenmeyecek bir
suskunluk içinde. Arka planda pazarlıklardan söz ediliyor. Bir başka belediye
başkanının “Ben istifa etmem, siz alın” diye direndiği yazılıyor.
Artık Bülent Arınç’ın konuşma zamanı geldi.
7 Haziran yerel seçimleri öncesi kendisini ‘paralel yapıdan
talimat almakla’ ve ‘kızı ve damadını fanatik paralelci’ olmakla suçlayan Melih
Gökçek’e çok sert bir yanıt vermişti Bülent Arınç.
“Gökçek ile ilgili 100 konuyu 8 Haziran’dan itibaren ömrüm
vefa ederse konuşmak isterim.
Ama o gün gelinceye kadar hükümetimi yıpratacak, AK Parti’yi
yıpratacak bir sözün, bir işin içinde olmam.
Biz kimin, nerede havlayacağını, hangi işler çevireceğini
biliriz.
Belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken bu
yapınınkucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Yurt
yerleri vermiştir, zengin işadamlarına okullar yaptırmıştır. İmar
planlarındadeğişiklikler yaptırmıştır. Şunları yaptırmıştır, bunları
yaptırmıştır.”
O 8 Haziran’ın üstünden iki 8 Haziran daha geçti ama Bülent
Arınç, o 100 konuyu hiç konuşmadı. Melih Gökçek, “Cemaate hayır işi için diye
verdiğim yerler nedeniyle pişmanım” dedi ve konu kapandı.
Şimdi Gökçek dahil birçok ismin istifalarını bize ‘metal
yorgunluğu’ diye yutturmaya çalışacaklar.
Seçimle gelmiş bir insan görev süresi dolmadan istifa
ediyorsa bunun nedeni ya da nedenlerinin çok ciddi olması gerekir. Eğer başka
bir partiye geçmiyorsa ciddi bir sağlık sorunu, parti yönetimiyle ciddi bir
anlaşmazlık, başarısızlık... Yolsuzluk ya da başka bir suça bulaşmış olmak…
Oysa AKP’lilerin istifalarının ardından bunların hiçbirini
duymuyoruz.
Peki ne yapmaya çalışıyor Erdoğan? Ve bunu yaparken bizi
nasıl uyutmaya çalışıyor?
Malum AKP daha doğrusu Erdoğan için çok kritik bir dönem;
2019 başkanlık seçimi. Varlık ve yokluk seçimi. Kamuoyu anketleri de gösteriyor
ki başarı şansı düşük. Onun için bir kahramanlık hikâyesine ihtiyacı vardı. Çok
arandı ama henüz bir türlü o hikâye bulunamadı.
Şimdi Türkiye’ye AKP’yi ‘yeni’ ve ‘temiz’ bir parti olarak yutturmanın
peşindeler.
“Bakın biz en yakınımızdaki insanlardan bile vazgeçtik. En
ufak bir şaibeyedahi müsamaha göstermedik” palavrasının hazırlıkları bunlar.
“Yolsuzluk mu, cemaatle iş birliği mi? Hepsiyle yollarımızı
ayırdık. Arkadaşlarımız kenara çekildi” diyecekler. Ve o arkadaşlar tıpkı Düzce
Belediye Başkanı gibi “Beni ve partimi yıpratmak için her türlü yalan, dedikodu
ve iftiraları üretmekle meşgul oldular. Şahsım ve yakınlarımla ilgili yürütülen
bu çirkin kampanyanın partime ve kutsal davamıza daha fazla zarar vermemesi
için…” deyip istifalarını sunacaklar. Ve susacaklar…
Çünkü yargı önüne çıkmak filan olmayacak. Garantiyi Erdoğan,
hepimizin gözü önünde verdi:
“Ayak uyduramıyor mu, kenara koyacağız. Affedersiniz
yolsuzluğa bulaşan mı var, kenara koyacağız.”
Şimdi ‘FETÖ’ ya da yolsuzluk… Hakkındaki şaibeler ayyuka
çıkmış isimleri ‘kenara koyacak’, onlar üzerinden ellerini yıkayıp ‘yeni’ ve
‘temiz’ bir partiymiş gibi seçime, muhtemelen de bir baskın seçime gidecekler.
Yani bize mafyanın suskunluk yasası ‘omerta’yı yedirmeye
çalışacaklar.
Plan bu, yerseniz… (T24)