Kurulmasından bu yana geçen bir yılda neyi nasıl yapacağı
halen belirsiz Varlık Fonu’nun “sıfır faizle kredi sağlayacağı” iddiası Varlık
Fonu yöneticilerini telaşlandırdı. Yalanlama açıklamaları peş peşe gelirken,
Yiğit Bulut haberi yapan Sabah gazetesini ve muhabiri Hazal Ateş’i “şeref
yoksunu” olarak niteledi
Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) kurulmasının üzerinden bir yıl
geçmesine karşın “Fon ne yapacak, nasıl yapacak?” soruları yanıtsız kaldı.
Kurumun yöneticileri dahi bu soru karşısında çaresiz kaldı ve hatta bu
yönetememe sorunu nedeniyle yönetici değişikliğine gidildi.
Sabah gazetesi ise 10 Ekim günü TVF’nin “sıfır faizli kredi
vereceği” iddiasını ortaya attı. Hazal Ateş imzalı haberde TVF Yönetim Kurulu
Başkanvekili Himmet Karadağ’ın görüşlerine yer verilirken, “Fon yatırımcıya
sıfır faizli finansman sağlayacak” ifadesi kullanıldı.
Yiğit Bulut tipi yalanlama: “Bu haberleri yapan şeref
yoksunları…”
Sabah’ın haberine Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından ve
TVF Yönetim Kurulu üyesi olan Yiğit Bulut’tan sert bir yalanlama mesajı geldi.
Sabah gazetesinin haberi için “Varlık Fonu’nu yıpratmaya
yönelik bir yalan haber kampanyası” diyen Bulut, “Bu haberleri yapan şeref
yoksunlarının tek amacı Varlık Fonu’nu yıpratmaktır! Bu tuzağa düşen herkesi
uyanık olmaya ve asıl amacın ne olduğunu görmeye çağırıyorum!” dedi.
Karadağ da eksik kalmadı
Bulut’un ardından bir yalanlama da Sabah’ın görüşlerine
başvurduğu Karadağ’dan geldi. Karadağ, Twitter hesabından yaptığı açıklamada
“sıfır faizli kredi” anlamına gelecek herhangi bir açıklaması olmadığını ileri
sürdü.
Bazı basın yayın organlarında “Varlık Fonu sıfır faizli kredi verecek” başlığı ile verilen haberler gerçeği yansıtmamaktadır.
“TVF siyasetçilerin rüyalarına renkli hikayeler taşıyor”
Hürriyet yazarı Uğur Gürses de dün (11 Ekim) tarihli
köşesinde TVF’nin “sıfır faizli kredi” iddiasının ne kadar dayanaksız olduğunu
yazdı.
Arsa-arazi satımında Maliye Bakanlığı ve Özelleştirme
İdaresi’nin yeterince yetki ve uzmanlığa sahip olduğunu hatırlatan Gürses,
“Buradan gelecek kaynağı Hazine’ye koyup ne hedefleniyorsa o iş yapılamaz
mıydı? İkincisi, bu arsa ve arazilerden gelecek kaynağın dişe dokunur bir
kaynak olması mümkün mü?” sorularını sordu.
Gürses, kamu arsa ve arazileri satılarak elde edilecek
kaynağın sıfır faizle verilmesinin apaçık “gelir-servet transferi” anlamına
geleceğinin altını çizdi:
Eğer kamu arsa-arazi satarak sıfır faizle bugünden kim
olduğunu bilmediğimiz “nitelikli yatırımcılara” sıfır faizli kredi verecekse bu
bir gelir ya da servet transferi olacaktır. Oysa kamu kaynaklarıyla yapılacak
gelir ya da servet transferinin sosyal amaçlarla toplumun dezavantajlı
kesimlerine yapılmasının ötesine geçilirse apaçık dolaylı olarak vergi
ödeyenlerin cebinden alıp müteahhitlere transfer anlamına gelir.
Gürses, yazısını ise TVF’nin amacını sorguladığı şu
ifadelerle sonlandırmıştı:
Varlık Fonu’nun başındaki yöneticiler, siyasetçilerin
gördüğü rüyaya “renkli hikayeler” taşıyor.
Hep aynı soruyu sormak zorundayız; mevcut kurum ve kurallar
çerçevesinde yapılamayan ne var ki; Varlık Fonu bunu yapacak? Bankadan kredi
alamayacak şirketlere kredi, hem de sıfır faizli kredi vermeyi mi?
Varlık Fonu’nun yurtdışından fon sağlama hikâyesi ise
gerçekten ‘hikâye’.
Bu yüzden, akşamdan sabaha kurulan ve ne yapacağı bilinmeyen
bir fonun “sıfır faizle” kredi kullandırma fantezisi; önünde sonunda orta
sınıfın cebine fatura edilen vergilerin bir takım müteahhitlere kalkınma
ambalajı içinde transferi 20 milyona yakın yoksulu olan bir ülke için adil
olmaz.