Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Ekim 2017 tarihli
oturumunda kabul edilen 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 25.10.2017 tarihli
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Temel olarak İş Mahkemelerin ve iş uyuşmazlıklarında
yargılama sürecini belirleyen bu düzenlemeler içinde en çok dikkat çeken ise
dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun getirilmesidir. Yasa’nın
arabuluculuğa ilişkin düzenlemeleri Resmi Gazete’de yayınladığı tarihten 3 ay
sonra yürürlüğe girecektir.
Bu düzenleme İş Hukuku’nun temel ilkelerine aykırıdır.
İşçinin güçlüye karşı korunması ilkesi İş Hukuku’nun temelini oluşturmaktadır.
İşveren karşısında eşit olmayan işçinin, hakkını tam olarak alabilmesi kolay
değildir. Ancak alacağına biran önce kavuşma zorunluluğu, işçilerin daha düşük
bedelle ve bir anlamda da işveren lehine haklarından feragat etmelerine neden
olabilecektir. Bu her şeyden önce adil değildir ve işçinin zafiyetinden
yararlanma anlamına gelecektir.
İş mahkemelerindeki ve Yargıtay’daki yığılmaları azaltma
amacıyla çıkarıldığı söylenen bu yasa, özünde işçilerin haklarına ulaşmasını
biraz daha geciktiren veya eksik almalarına neden olan bir uygulamaya dönüşmeye
aday görünmektedir.
Yapılan değişiklikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
• Hangi yasalarda değişiklik yapıldı:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu kaldırıldı, yerine 7036
sayılı İş Mahkemeleri Kanunu getirildi. Bunun dışında temel olarak;
• 4857 sayılı İş Kanunu,
• 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu,
• 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme
Kanunu,
• 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu,
• 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin
Düzenlenmesi ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’de ise bazı değişiklikler yapıldı.
• Kıdem tazminatında zaman aşımı süresi düşürüldü:
Yeni düzenlemeye kadar işçi alacakları özellikle de kıdem
tazminatında dava açma süresinde zaman aşımı Borçlar Kanunu’nun 146. Maddesine
göre 10 yıl olarak belirlenmekteydi.
4857 sayılı Yasa’ya getirilen bir ek madde (Ek Madde 3) ile;
Yıllık izin ücreti,
Kıdem tazminatı,
İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden
kaynaklanan tazminat,
Kötüniyet tazminatı,
İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın
feshinden kaynaklanan tazminat,
Talepleriyle açılacak davalarda zamanaşımı süresi 5 yıla
indirdi (7036/Md. 15). Bu uygulama yasanın resmi gazetede yayınlandığı tarihten
itibaren yürürlüğe girecek ve bu tarihten sonra sona eren iş sözleşmeleri için
geçerli olacak (7036/Md 15, Md 38).
• Arabuluculuk zorunlu hale geldi:
Yasa çıkıncaya kadar işçiler yasadan, bireysel veya toplu
sözleşmelerden kaynaklanan alacak ve işe iade talebiyle doğrudan mahkemelere
başvurma hakkına sahipti.
Getirilen yeni düzenleme mahkemeye başvurmadan arabulucuya
gitmeyi zorunlu kılıyor. Arabulucuya başvurmadan, mahkemeye dava açılması
halinde hâkimler davanın reddine karar verecekler (7036/Md.3).
Bu durumda mahkeme kararının tebliğinden itibaren iki hafta
içinde arabulucuya başvuru yapılması gerekmektedir (7036/Md.11).
Başvuru ile son tutanak arasındaki sürede zamanaşımı duracak
ve hak düşürücü süre işlemeyecek (7036/Md.3).
• Zorunlu arabuluculuğa başvurmada istisna:
Yasa, iş kazası veya meslek hastalıklarından kaynaklanan
tazminat, bunların tespiti, itirazı ve rücu davalarını açılmasında arabulucuya
başvurmayı zorunlu tutmamaktadır (7036/Md.3).
Bu tür davalar, eskiden olduğu gibi doğrudan ilgili
mahkemelere başvurmak suretiyle açılabilecek.
• Arabulucuya başvurmada kural:
Başvuru yapacak işçi, karşı tarafından (birden fazla ise
herhangi birinin) yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabulucu
bürosuna yapılabilecek. Büro kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen sulh hukuk
mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne (yaygın deyimle kalem) yapılacak (7036/Md.3).
İşe iade talebiyle yapılacak başvuruların, fesih bildirim
tarihinden itibaren bir ay içinde yapılması gerekmektedir. Tarafların
anlaşamaması halinde ise arabulucunun son tutanağı düzenlediği tarihten
itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir (7036/Md.11).
Arabulucu, eğer taraflar arasında bir anlaşma yoksa komisyon
başkanlığına bildirilen listeden arabulucu bürosu tarafından belirlenecek.
Eğer taraflar arabulucu listesindeki bir arabulucu üzerinde
anlaşmaya varmışlarsa, bu arabulucu, arabulucu bürosu tarafından
görevlendirilir (7036/Md.3).
• Tarafların temsili:
Arabulucu tarafından yapılan toplantılarda tarafları;
Kendileri,
Yasal temsilcileri (kısmen veya tamamen kısıtlı kişiler
için),
Avukatları temsil edecektir.
İşverenler yazılı belgeyle bir çalışanlarını kendisini
temsil etmek üzere görevlendirebilecektir.
Anlaşmazlık konusu işyeri bir alt işveren ise, arabulucu
çalışmasında anlaşmasının sağlanabilmesi için işverenlerin (asıl ve alt
işveren) arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin
birbirine uyumu aranacaktır (7036/Md.3).
• Arabulucunun çalışmaları:
Arabulucu, kendisine arabuluculuk bürosu tarafından verilen
bilgiler doğrultusunda tarafları davet edecek.
Eğer taraflardan biri arabulucuyu görevlendiren büronun
yetkili olmadığı görüşündeyse, buna en geç ilk toplantıda belgeleriyle itiraz
edebilir. Yetkili büronun hangisi olduğuna ilgili sulh hukuk mahkemesi karar
verir.
Arabulucu görevlendirildiği tarihten itibaren çalışmalarını
üç hafta içinde sonuçlandıracaktır. Bu süre zorunlu hallerde yine arabulucu
tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir (7036/Md.3).
Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde
arabulucu çözüm önerisi de getirebilecektir (7036/Md.17).
• Çalışmaların sonuçlandırılması:
Arabulucudan verilen süre içinde anlaşmaya varılması veya;
• Taraflara ulaşamaması,
• Tarafların katılmaması,
• Anlaşmaya varılamaması,
Hallerinde çalışmalarını sonlandıracak ve düzenleyeceği son
tutanak ile derhal arabuluculuk bürosuna verecektir (7036/Md.3).
Arabulucu çalışmaları sonucunda anlaşmaya varılırsa, son
tutanak ilam niteliği taşıyacak ve üzerinde anlaşılan konular hakkında
taraflarca dava açılamayacaktır (7036/Md.24)
• İşe iade konusunda kural:
Tarafların işçinin işe iadesine kararlaştırmaları halinde,
arabulucu tutanağından bulunması gereken bazı kurallar bulunmaktadır. Bunlar;
İşe başlatma tarihi,
Ücret ve diğer hakların parasal miktarı,
İşçinin işe başlatılmaması durumunda tazminatın parasal
miktarıdır.
Eğer bunlar belirlenip, tutanağa yazılamamışsa anlaşma
sağlanmamış sayılacak ve son tutanak buna göre düzenlenecektir.
Belirlenen tarihte işçinin işe başlamaması halinde fesih
gerçekleşmiş sayılacak ve işveren sadece bu fesihten kaynaklanan
yükümlülüklerini yerine getirecektir (7036/Md 12).
• Arabuluculuk giderleri ve tarafların sorumlulukları:
Arabulucuya ödenecek ücretler, Adalet Bakanlığı tarafından
her yıl için belirlenen ve yayınlanan “Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi” ve
eklerine göre belirlenecek (7036/Md.3).
En az ücret miktarı, ücret tarifesinin birinci kısmında
(işçi-işveren uyuşmazlıklarında) belirtilen en az iki saatlik ücret tutarından
az olmayacaktır.
Taraflar arasında anlaşma sağlanmışsa, aksi
kararlaştırılmadığı takdirde arabulucu ücreti taraflarca eşit olarak
karşılanacaktır. Anlaşma halinde ücret tarifenin birinci kısmında toplantı
süresine göre hesaplanacak tutar ve ikinci kısmında anlaşmaya varılan miktara
uygulanacak oranlara göre belirlenecektir.
Tarafların bulunamaması, tarafların katılmaması veya iki
saatten az süren görüşmede anlaşmaya varılamaması halinde tarifenin iki saatlik
ücret tutarı Adalet Bakanlığı tarafından karşılanacaktır.
İki saati aşan sürelerin sonucunda anlaşma sağlanamamışsa,
iki saati aşan kısmı aksi kararlaştırılmadığı takdirde taraflarca eşit olarak
ödenecektir.
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret olmaksızın ilk
toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk çalışması sona erdiğinde,
toplantıya katılmayan taraf davada haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin
tamamından sorumlu tutulacak ve vekâlet ücreti de alamayacaktır.
Toplantıya her iki tarafın da katılmaması halinde yargılama
giderleri kendi üzerlerine kalacaktır (7036/Md.3).
• Adli yardımdan yararlanma:
Eğer taraflardan birinin adli yardıma ihtiyaç duyması
halinde, arabulucunun bulunduğu sulh hukuk mahkemesine başvurması
gerekmektedir.
Söz konusu taraf, mahkemenin verdiği kararla adli yardımdan
yararlanabilecektir (7036/Md 21)
• Bazı davalarda istinaf kuralı getirildi
7036 sayılı Yasa ile 4857 sayılı İş Yasası, 6356 sayılı
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri
Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasası’ndan kaynaklanan bazı davaların
kararlarına yönelik itiraz yolu da değiştirildi (6036/Md 8).
Örneğin fesih bildirimine itiraz, disiplin kurulu kararının
iptali, işkolu tespiti, sendika genel kurul sonuçlarına itiraz, işyeri sendika
temsilcisinin iş sözleşmesinin feshi gibi kimi davalarda iş mahkemesi kararları
temyiz edilemeyecek. Farklı bir ifade ile Yargıtay’a başvurulamayacak.
Bunun yerine önce bölge adliye mahkemesine istinaf başvurusu
yapılacak. Yargıtay’a başvuru yolu ancak bölge adliye mahkemesinin kararı
üzerine açılacak. (DİSK / TEKSTİL – İŞ)