ABD'de devam eden Hakan Atilla davasında tanık olarak dinlenen Hüseyin Korkmaz, Rıza Sarraf'ın örgütüne dair Türkiye'deki soru...
ABD'de devam eden Hakan Atilla davasında tanık olarak
dinlenen Hüseyin Korkmaz, Rıza Sarraf'ın örgütüne dair Türkiye'deki
soruşturmayı anlatıyor. Korkmaz, örgütün 1 numarasının Recep Tayyip Erdoğan
olduğunu söyledi
Eski komiser yardımcısı ve FETÖ soruşturmasında aranan
Hüseyin Korkmaz, Hakan Atilla davasında tanık olarak dinleniyor. Korkmaz
ifadesinde 17-25 Aralık soruşturmalarından bahsederken, örgütün 1 numaralı
isminin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. Korkmaz soruşturmanın önce
yolsuzluk, kaçakçılık ve kara para aklama konularında başladığı fakat araştırma
ilerledikçe çok farklı isimlere ulaşıldığını anlatıyor. Bu isimler arasında
Süleyman Aslan, Muammer Güler, Barış Güler, Zafer Çağlayan, Salih Kaan Çağlayan
gibi bilindik kişiler olduğunu söylüyor.
HAKAN ATİLLA DAVASI BAŞLADI
ABD'de görülen Mehmet Hakan Atilla davasında 10. oturum
başladı.
ABD'de görülen İran'a yönelik yaptırımları delme ve kara
para aklama itiraflarını sürdüren Rıza Sarraf'ın ifadesi sona erdi. Davanın
10'uncu oturumunda Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı, tutuklu sanık Mehmet
Hakan Atilla'nın yargılanmasına devam ediliyor.
Davadan notlar şu şekilde:
Savcılar, savunma makamını, Cuma günü Cohen'e hukuk
kapsamındaki bir konuda (yani ikincil yaptırımlar konusunda) sorular sorarak
suyu bulandırmaya çalışmakla suçladı. Savcılar, buna ilişkin itirazlarını Pazar
günü dört sayfalık bir mektupla izah etti. Atilla'nın avukatları ise suyu
bulandırmaya çalışmadıklarını söyledi. Cohen'e, müvekkilleri Atilla'nın
yaptırımlar konusunda uygulanan yasa olarak bildiği konular hakkında
sorguladıklarını söyledi.
Berman, konuyu tekrar gözden geçireceğini söylese de, burada
hükümetin lehine karar verdi ve savunmanın, Cohen'in çapraz sorgusunun kapsamı
konusunda yargıcın daha önce verdiği resmi kararların ötesine geçtiğini
söyledi.
Gazeteci Adam Klasfeld, Hakan Atilla'nın tutuklandıktan
sonraki ilk sorgusuna ilişkin 45 dakikalık videodan kestiği bölümleri Instagram
hesabında paylaştı.
Söz konusu videoda Atilla cezaevine girmeden önceki
işlemlerden geçiyor ve bu süreçte kişisel bilgilerini (irtibat bilgilerini,
tıbbi bilgilerini ve diğer özel bilgilerini) paylaştı.
YENİ TANIK
Bugünkü duruşmada ise kürsüde yeni bir tanık var. David
Cohen daha sonra ifade vermeye devam edecek. Yeni tanık ABD Hazine Bakanlığı'na
bağlı FinCen'de (Finansal Suçlar Uygulama Ağı) çalışan Joshua Kirschenbaum.
Daha önce Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi'nde (OFAC) çalıştığı öğrenildi. Savcı,
Kirschenbaum'dan OFAC'a ilişkin bir belgenin doğruluğunu onaylamasını istedi
(Belge, bir görüşmenin yazılı dökümüne benziyor)
Sunulan delil, Atilla ile yapılan bir görüşmenin yazılı
dökümü. Konunun, "2012 tarihli İran Özgürlük ve Koruma Karşıtı Yasa
(IFCA)" olduğu ifade edildi. Söz konusu metnin, ABD'nin İran'a yönelik
yaptırımlarıyla ilgili bir nevi yönetmelik olduğu kaydedildi. Tanık
Kirschenbaum, "Sanık, o dönem yeni çıkarılan yaptırımlar kapsamında altın
satışına izin verilmediğini biliyordu" ifadelerini kullandı.
"İran lehine yıllık 4 milyar dolar tutarında bir
bakiye"nin ifade edildiği oturumda, Kirschenbaum durumu şu sözlerle
açıkladı:
"İran ile Türkiye arasındaki mevcut ticari ilişkin öyle
bir duruma gelmişti ki, İran'ın Türkiye'ye ihraç ettiği malların tutarı 4
milyar dolar daha fazlaydı"
Savcının doğrudan sorgusu bitti. Çarpaz sorguya geçildi.
Atilla'nın avukatı Rocco da, Kirschenbaum'a doğrudan sorguda sorulan deliller
hakkında sorular soruyor. Rocco: Sizin ofisinizden Atilla'nın ofisi veya
Halkbank telefonla aranmış, bu görüşmenin kaydı burada. Kirschenbaum: Arayan
tarafın hangisi olduğunu hatırlamıyorum. Kim kimi aradı, hatırlamıyorum. Soru:
Görüşme ne kadar sürdü, hatırlıyor musunuz? Kirschenbaum: Birkaç dakikadan
biraz fazla, ama saatlerce sürmedi. Kirschenbaum, görüşmenin 20 dakika mı yoksa
bir saate yakın mı sürdüğünü hatırlamıyor. Rocco, Kirschenbaum'a, savcılarla
yaptığı toplantıları soruyor. Kirschenbaum'un ifadesine göre toplantı bir aydan
kısa bir süre önce FinCen ofisinde yapıldı; yani Kirschenbaum ve savcılar,
mahkeme dışında görüştüler. Çapraz sorgu bitti. Tanık kürsüden ayrıldı.
Bir sonraki tanık geliyor...
Tanık Türkçe ifade veriyor. İsminin Hüseyin Korkmaz olduğu
öğrenildi. Tanık daha önce Türkiye'de yaşadığını ancak artık ABD'ye
yerleştiğini söylüyor. Geçmişte İstanbul'da ve Hakkari'de görev yaptığını
söylüyor. Tanık: Bu soruşturmayı yürüten ekibin başındaydım. "Reza
Zarrab'ın lideri olduğu örgüt hakkında soruşturma yürütüyordum; bu örgütün
çatısı altında üç grup daha olduğunu tespit etmiştik." Diğer bir gruba
ilişkin olarak tanık "Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan'ın (o grubun)
lideri olduğunu anlamıştık" diyor. Tanık, ikinci grubun başında Muammer
Güler'in olduğunu söylüyor. Tanık, üçüncü grubun başında Taha Ahmet Alacacı'nın
olduğunu söylüyor.
Tanık, soruşturmada "1 Numara" dedikleri kişinin
Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylüyor. Savcı, Erdoğan'ın hangi görevde
olduğunu soruyor. Tanık, Erdoğan'ın o dönem başbakan olduğunu söylüyor. Tanık,
polis memuru olarak aldığı eğitimden bahsediyor. Yaklaşık 360 kişiden oluşan
bir sınıftan mezun olduktan sonra, İstanbul'da "mali suçlarla mücadele
şubesi"nde çalışmaya başladığını söylüyor. Soru: Sizin emrinizde yaklaşık
kaç polis memuru çalışıyordu? Korkmaz: Ayrıldığım sırada 8 tane vardı. Tanık:
Soruşturma ilk başladığında, Reza Zarrab ve örgütün çekirdeği olan örgüt
hakkında bir soruşturmaydı. Başlangıçta, soruşturma kapsamında işlemler
kaçakçılık, kara para aklama ve bu suçların organize suç birimi halinde
işlenmesiydi. Savcı, "Ne kaçakçılığı?" diye soruyor. Tanık
"Altın" diye yanıt veriyor. Tanığın ifadesine göre soruşturma
ekibinin diğer üyeleri de, Sarraf'ı magazin sayfalarından ve eğlence
haberlerinden tanıdığını söylüyor. Kendisi ise ilgilenmediği için bu haberleri
okumadığını belirtiyor.
Tanığı ifadesine göre soruşturma nihayetinde, rüşvet ve
evrakta sahtecilik iddialarına kadar uzandı, bunun sonucunda soruşturmanın
hedefindeki kişilerin listesi de genişledi. Soruşturma kapsamındaki diğer
isimler arasında Süleyman Aslan, Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan ve başkaları
bulunuyordu. Tanık Korkmaz'a göre, soruşturmada zamanla Barış Güler ve
başkaları da şüpheliler arasına girdi. Korkmaz "Vaktim olsaydı muhtemelen
daha fazla isim [eklerdim]" diyor. Halkbank'ta birçok kişiden şüphelendiklerini
ancak Hakan Atilla'nın hiçbir zaman rüşvet kabul etmediğini söylüyor. Korkmaz,
ekibinin ne tür soruşturma teknikleri kullandığını anlatıyor. Bu tekniklerden
bazıları: "Teknik araçlarla takip. Fiziksel olarak takip. Güvenlik
kamerası görüntüleri. E-postaların incelenmesi. Kurumlar aracılığıyla elde
edilen belgeler. Denetçi ve uzman raporları."
Korkmaz, Rıza Sarraf'dan ve Sarraf'ın "Gana'dan sahte
evrakla getirdiği 1.5 ton altından" bahsediyor. Korkmaz, Aralık 2013'te
Süleyman Aslan'ın evinde ayakkabı kutularında bulunan ve Rıza Sarraf'ın
gönderdiği paralara ait olan fotoğrafı doğruladığını söylüyor. Savunma itiraz
ediyor. Yargıç Berman itirazı reddediyor. Korkmaz, fotoğrafı kastederek
"Bunu, yapılan operasyonda elde ettik" diyor. Tanık Korkmaz: "Onlara,
Süleyman Aslan'ın evinde, ayakkabı kutularında veya başka şekilde saklanan
büyük miktarda para olabileceğini bildirmiştim." Korkmaz, söz konusu
aramada neler ele geçirildiğini anlatıyor. Korkmaz: Burada en altta beyaz bir
kutu gösteriliyor." (Bahsedilen, bir ayakkabı kutusu.) "Bu,
soruşturmada tespit ettiğimiz bir rüşvet ödemesiydi."(MEDYA)